Burcu B. Bilgin
(6.0/10)
Türkiye’de sinemanın en fazla kazandırdığı kişilerden Cem Yılmaz, “mısır kavgası” olarak bilinen bilet fiyatlarına dair tartışma sebebiyle son filminin vizyon tarihini ertelemişti.
Yılmaz’ın Karakomik Filmler’i, Temmuz’da yürürlüğe giren Sinema Yasası’ndan sonra nihayet izleyiciyle buluştu.
İlk 3 gün izleyici sayıları karşılaştırıldığında daha önceki Cem Yılmaz filmi Arif V 216’nın dörtte biri kadar seyirci toplayabilen filmi izleyip değerlendirdim.
Yılmaz’ın “kara komedi” türüne göz kırptığı Karakomik Filmler, 2 Arada ve Kaçamak adlı iki filmden oluşuyor.
Cem Yılmaz’a Ozan Güven, Cem Davran, Cemre Ebuzziya, Uraz Kaygılaroğlu, Cemre Ebuzziya gibi isimlerin eşlik ettiği ilk film 2 Arada, İDO feribotlarının birinde geçiyor.
1970 ve 80’lerin kült dizisi Aşk Gemisi’nin ünlü siyahi barmeni Isaac’in hayranı olan ve bu nedenle “Ayzek” ismi takılan büfeci Metin (Cem Yılmaz) ana karakterimiz.
Gemide herkesin çok sevdiği sempatik Metin’in dünyası gibi hayalleri de küçük. En büyük arzusu ön dişlerini yaptırmak ve gemide her sabah yolculuk eden Songül (Cemre Ebüzziya) ile evlenmek.
Ancak tam dişçi randevusunun olduğu günlere rastlayan dönemde gemi özel bir şirket tarafından satın alınıyor ve personeli değerlendirmek üzere feribota bir Mülakatçı (Ozan Güven) geliyor. Bu esnada işler Metin açısından çok karışıyor ve macera başlıyor.
“Ayzek” Metin’in hikayesi, insanların çok iyi huylu biri gibi bilinse de zor durumda kalıp ihtiraslarına yenilince nasıl kabuk değiştirdiklerini gözler önüne seriyor.
Karakter dönüşümünü negatif yönde gerçekleşen Ayzek’i bir noktadan sonra tanıyamıyoruz. Öykü eğlenceli başlayıp “kara” bir havaya bürünüyor.
Hikaye giderek bir noktaya geliyor ki adeta Black Mirror bölümlerinden birinin içine giriyoruz, hatta gerilim türüne geçiş yapıyoruz. Ancak finale bağlanması da bir o kadar “hızlı” oluyor.
2 Arada, “dünyayı yeniden keşfetmese” de Sadri Alışık’ın Yeşilçam karakterlerini andıran Ayzek karakterine yaslanarak ilgiyle izleniyor.
Bir gemide geçen “küçük hayatları ve hayalleri” başarıyla resmeden filmin biraz daha uzatılarak tek film olması daha iyi bir fikir olabilir, Ayzek karakteri daha da geliştirilebilirmiş.
Madalyonu çevirdiğimiz zaman ise son yıllarda izlediğim en kötü ve anlamsız filmlerden biri olan Kaçamak’a geçiyoruz.
Dört arkadaşın eşlerinden gizli geldikleri, ancak kabusa dönen spa tatilini anlatan film, kelimenin tam anlamıyla bir fiyasko.
Yılmaz’a Özkan Uğur, Zafer Algöz, Can Yılmaz, Necip Memili ve Nilperi Şahinkaya’nın eşlik ettiği filmde arkadaş grubundan Nevzat (Zafer Algöz) uzay gemisiyle gelen varlıklarca kaçırılıyor.
Senaryoyla Alien, Armageddon, Arrival gibi filmlere gönderme yapan Yılmaz’ın henüz bir uzay serisini bitirmişken aynı konuya takılıp kalması ise oldukça tuhaf.
Hadi hikaye adam akıllı anlatılsa neyse de birbiri ardına gelen belden aşağı espriler, komik olmayan göndermeler ve neye hizmet ettiği belirsiz konusu ile Yılmaz’ın gemisi tam manasıyla karaya oturuyor.
Karakterler bile öyle itici ki minik köpek Lucky en samimi performansı gösteriyor.
Zaten öykü de başladığı anlamsızlıkla sona eriyor ve 2 saat süren Karakomik Filmler’i de bitiriyoruz.
Netice itibarıyla Karakomik Filmler, ilki olan 2 Arada’nın nispeten göz doldurduğu, ikinci hikaye Kaçamak ile sinir harbi yaşatan bir film.
Her ne kadar Cem Yılmaz, kadroya Cem Davran, Necip Memili, Uraz Kaygılaroğlu, Nilperi Şahinkaya gibi isimleri eklese de her zamanki ekibin yanına kendi kardeşi Can Yılmaz’ı ve Özkan Uğur’un oğlu Alişan’ı da katarak işi iyice aile şirketine döndürmüş.
Yılmaz’ın deneysellik adına girdiği “kara film” türüne devam edeceği 2020’deki diğer filmlerinin böyle sınıfta kalmamasını diliyorum.
3 Yorumlar: "Karakomik Filmler: 1 yanlış 1 doğruyu götürür"
Ayşe Erbulak 24 Ekim 2019 (13:23)
Burcu Banu’cuğum, gayet tatlı bir eleştiri olmuş. Vurmamış, kırmamışsın.
Selim Ozanoğlu 25 Ekim 2019 (03:57)
Tamamına katılıyorum elestirilerinizin. Tebrikler.
Agâh bey 27 Ekim 2019 (00:14)
Çok güzeldi ben iki filmide çok beğendim ..