(7.0/10)
Burcu B. Bilgin
Corona virüsü yüzünden çoğumuzun evlerine hapsolduğu bu dönemde imdadımıza internet yayın platformlarındaki film ve diziler yetişiyor.
Gösterime girdiği Ekim 2019’da başarılı bir gişe grafiği çizen Cinayet Süsü adlı film de Netflix’te gösterime girmesiyle son günlerin en çok konuşulan yerli yapımı oldu.
Benim de vizyondayken izleyemediğim, şimdi Netflix sayesinde seyrettiğim bu filmi sizler için seyredip değerlendirdim.
Ali Atay’ın senaryosunu Aziz Kedi ve filmde Dizdar Koşu karakterini canlandıran Feyyaz Yiğit ile yazdığı ve yönettiği filmde, Yiğit’in yanı sıra, Cengiz Bozkurt, Uğur Yücel, Mert Denizmen ve Mehmet Özgür’den oluşan güçlü bir kadro rol alıyor.
Konusunu ülkemiz coğrafyasında pek görmediğimiz seri katiller üzerine yoğunlaştıran filmde, cinayet mahallini rengarenk biçimde süsleyen esrarengiz bir seri katilin izini süren, cesur ama beceriksiz bir grup polisin hikayesini izliyoruz.
Başkomiser Emin’in (Uğur Yücel) amiri olduğu ekip, seri katille başa çıkamayınca aralarına Amerika’dan gelen, ama sakarlıkta, tuhaflıkta onlardan geri kalmayan Dizdar Koşu (Feyyaz Yiğit) ekleniyor ve macera başlıyor.
Filmin özellikle ilk 30 dakikası Cinayet Süsü’nün en zekice esprilerine sahne oluyor. Özellikle ilk vakaların bulunuşu, Dizdar geldikten sonra filmde daha geri planda kalan Komiser Salih’in (Cengiz Bozkurt) enteresanlıkları ve Komiser Asuman’ın (Binnur Kaya) ilginç kişiliğiyle filmin bu sekansları bolca güldürüyor.
Dizdar’ın ekibe katılmasıyla beraber nedense espriler biraz bel altına inmeye başlıyor, özellikle ilk yarıdan itibaren de fazlasıyla uzayan sahnelerle tekrara düşmeye başlıyor.
Her ne kadar sosyal medyadaki kimi yorumlarda komik bulunsa da polis merkezindeki küfürlü Facebook yazışması, Asuman ile Dizdar arasındaki diyaloglarla beraber bel altı espriyle güldürme kolaycılığına düşülüyor.
Salih’in duyulmadığını zannederek sorgulanan kadının gıyabındaki küfürlü yorumları, Tahtakale’deki kovalama sahnesi gibi arada öne çıkanlar olsa da özellikle Asuman ile Dizdar’ın bitmek bilmeyen kafe ve otopark sahnesi bıkkınlık veriyor.
Cinayet Süsü, iyi bir finalle ve mesajla sonuçlansa da filmin 2 saate yaklaşan süresi içerisinde uzun uzadıya polis merkezi sahneleri yerine vakalara biraz daha yoğunlaşılmasını, oralardan bir yere ulaşılmasını beklerdim.
Öyle ki bulunan cesetlerin kimler olduğunu dahi öğrenemediğimiz, sadece “ceset bulundu” denilip olay yerine gidilmesiyle konular kapandığı için ne olup bittiğini anlayamadık bile açıkçası.
Söz gelimi, True Detective dizisinin ilk sezonundaki vakaya gönderme yapan ağaç kovuğundaki ceset gibi zekice göndermelerin daha fazla olması iyi olurdu. Vakaları anlayabilsek iyi bir mesajla altı çizilen final de daha anlamlı olurdu.
Filmdeki oyunculuklara gelince, Uğur Yücel’in biraz geri planda kaldığı, Cengiz Bozkurt ile Binnur Kaya’nın başarılı çizgilerini sürdürdüğü filmde Feyyaz Yiğit, yer yer Recep İvedik’e varan karikatürize bir çizgide görünüyor.
Ancak filmde herkesten rol çalan oyuncu Komiser Alattin rolündeki Mert Denizmen. Bu gamsız mı gamsız dedektif güldürmekle kalmıyor, ilk vakalardan başlayarak sakin, sade, ama hakkını veren oyunculuğuyla filme damga vuruyor.
Son sahnesini başarılı bulduğum filmin müzikleri belki de en güzel yönü. Film, Özdemir Erdoğan’ın yorumladığı Uzun İnce Bir Yoldayım’ın yer aldığı jeneriğiyle daha ilk anda kalpleri fethediyor.
Yerli yabancı çok sayıda şarkıyı dinlediğimiz filmde Barış Manço’nun Dönence, Erkin Koray’ın Yalnızlar Rıhtımı, Bee Gees’in Staying Alive, Stanley Kubrick’in Gözleri Tamamen Kapalı/Eyes Wide Shut filminde de kullanılan György Ligety imzalı Musica Ricercata’nın aralarında olduğu 12 parça dinliyoruz.
Netice itibarıyla, Cinayet Süsü komik başlayan, ama ilerleyen dakikalarında, özellikle ikinci yarıdan itibaren tekrara düşen, bazı ince esprilere rağmen bel altı esprilere de sığınma yanlışına düşen, oyunculukların geniş ölçüde hakkı verilmiş, ancak vakalara yeterince yoğunlaşmayışıyla mesaj içeren finalini havada bırakan bir film.
Buna karşın, evlerde olduğumuz şu dönemde gülmek isteyenler için izlenebilir bir seyirlik olduğunu düşünüyorum.
NOT: Cinayet Süsü, gösterimde olduğu 5 haftada 823 bin 878 kişi tarafından izlenerek 15 milyon 967 bin 404 lira gişe hasılatı elde etti. Atay’ın yönettiği bir önceki film olan Ölümlü Dünya ise 11 haftada 585 bin 145 seyirciyi salonlara çekmişti.
Yorum Yapılmamış: "Cinayet Süsü sınıfı geçiyor mu?"