Zavallılar: Tanrım beni baştan yarat

Burcu B. Bilgin

(8.5/10)

Bir tutam Frankenstein, bir tutam gotik Barbie, biraz Oz Büyücüsü ve Pinokyo, Tim Burton ve Wes Andersonvari ekzantrik, fantastik bir dünya, balıkgözü lensler, eşsiz bir dünya, sinemanın en tuhaf ve zeka kokan filmlerine imza atan deli/dahi bir yönetmen, üstün yetenekli bir aktris.

Bütün bunları birleştirince ortaya çıkan formülün ismi ise Zavallılar/Poor Things. Son dönemin en çok konuşulan filmlerinden biri olan bu yapımı izleyip değerlendirdim:

İskoç yazar Alasdair Gray’in 1992 tarihli aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanan, şimdiden Altın Küre ve Venedik Altın Aslan ödüllerini kazanmış film, 11 dalda Oscar’a aday gösterildi.

Daha önce The Favourite filminde beraber çalışan ve Kinds of Kindness adlı henüz gösterime girmemiş projede de bir araya gelen Lanthimos/Emma Stone ikilisine, Mark Ruffalo, Willem Dafoe, Ramy Youssef, Jerrod Carmichael, Hanna Schygulla, Christopher Abbott, Suzy Bemba, Vicki Pepperdine, Kathryn Hinter ve Margaret Qualley eşlik ediyor.

Poor Things Zavallılar Willem Dafoe

Viktoryen Londrası’nda geçen film, henüz açılış sekansında izleyiciyi hiç de tekin olmayan bir dünyaya, bir tür Frankenstein malikanesine davet ediyor.

Siyah beyaz ve bazı sahneleri balıkgözü lensle çekilen bu girizgahta, dev malikanenin içinde makineye bağlı olarak yemek yiyen, sonrasında ağzından dev bir baloncuk çıkaran, yüzü paramparça ve dikişli profesör, çok güzel ama garip davranışlar sergileyen, yürümeyi, yemek yemeyi, konuşmayı bilmeyen bir kadın ve tuhaf yardımcılarını izliyoruz.

Zavallılar Poor Things Willem Dafoe

Tıp fakültesinde hocalık da yapan Godwin Baxter (Willem Dafoe), kendisine “God/Tanrı” diye hitap eden Bella Baxter (Emma Stone) ile evin diğer sakinleri olarak keçi başlı ördekler, köpek başlı domuzlar gibi garip yaratıkların dünyası ilk bakışta pek bir anlaşılmaz görülüyor.

Bu enteresan atmosferde neyin olup bittiğini ise hocasına büyük hayranlık duyan Max McCandless’ın (Ramy Youssef) evde yaşamaya başlamasıyla öğreniyoruz.

 

Zavallılar Poor Things Max Ramy Youssef

 

Kendisi de babası tarafından çocukluğu boyunca bilim uğruna “kobay” olarak kullanılan ve pek çok uzvunu kaybeden Godwin, korkutucu dış görüntüsüne rağmen iyi kalpli bir adam.

O da kendi soyadını ve “Bella” ismini verdiği genç kadını alışılmadık bir deneye tabi tutsa da onun deneyi canlı bir varlığın hayatını karartmaktan ziyade “ölü bir canı”, hatta iki canı alıp tek bedende diriltmek üzerine kurulu.

 

Zavallılar Poor Things Emma Stone

 

Ancak Addams Ailesi gibi tuhaf bir aile oluşturan bu dörtlünün saadeti, Godwin’in öğrencisi Max ile anlaşma yapmak için malikaneye entrikacı ve çapkın avukat Duncan Wedderburn’ü (Mark Ruffalo) davet etmesiyle bozuluyor.

Duncan, hareketlerinin tuhaflığını sezse de bu güzel kadını görünce ona ilgi duymaktan kendini alıkoyamayıp bir dünya seyahatine çıkmayı teklif ediyor ve macera başlıyor.

 

Zavallılar Poor Things Emma Stone

 

Filmin açılış sekansları ne kadar karanlıksa geri kalanı da bir o kadar farklı bir renk paletine sahip. Siyah beyazdan renkliye geçilse dahi bu dünyada da son derecede tekinsiz, hiperreal ve kıyamet sonrası dünyaya benzeyen bir görüntü hakim.

Her ne kadar Londra, Lizbon, İskenderiye ve Paris gibi mekanları gezsek de sanki bu şehirler bizim bildiğimiz yerler değil, Lanthimos ve ekibinin oluşturduğu Oz Büyücüsü’ndeki veya Alice Harikalar Diyarı’ndaki gibi düşsel, fantastik bir dünya.

 

Zavallılar Poor Things Emma Stone

 

Bella’nın gizeminden habersiz olan Duncan, genç kadını tanıdıkça bir taraftan davranışlarındaki naifliğe, teklifsizliğe ve ani iniş çıkışlara ilgi duyarken diğer taraftan da aslında bu büyüme ve gelişme sancıları içindeki kadının yaptıklarına anlam veremiyor.

Duncan ile dış dünyayı ve cinselliği keşfeden Bella’ya gemi yolculuğunda tanıştığı yaşlı leydi Martha (Hanna Schygulla) ve eşlikçisi Harry Astley (Jerrod Carmichael) yeni ufuklar açıyor.

 

Poor Things Zavallılar Emma Stone Mark Ruffalo

 

Hayatın gerçek yüzünü, felsefeyi, sosyolojiyi, psikolojiyi kitaplardan öğrenmeye başlayan Bella, sonraki durakta ise farklı bir evreni Paris’teki bir genelevde keşfediyor.

Film boyunca adeta “dişi Pinokyo’nun”, babası Geppetto ustanın evinden ayrılıp dış dünyanın sert çehresi ile tanışmasının öyküsünü izlerken, film feminist bir bakış açısı tutturmaya uğraşıyor. Ama bu yolda kimi soru işaretleri de yaratıyor.

 

Poor Things Zavallılar Emma Stone

 

Filmin genelinde kişisel yolculuğunu sürekli erkekler aracılığı ile yapan Bella, babası Godwin tarafından yaratılıyor, Duncan sayesinde dış dünyayla tanıştırılıyor, Harry aracılığı ile dünyanın sert yüzünü görüyor, genelevdeki erkekler onu cinselliğin her yönüyle yüz yüze getiriyor.

Buna rağmen Bella o kadar güçlü bir kişilik haline geliyor ki ne isterse onu yapıyor. Yoksullara son kuruşuna kadar yardım ediyor, kendi isteğiyle geneleve giriyor, dere tepe geziyor, felsefe kitapları okuyor, tıpla ilgileniyor. Birey olma mücadelesini “erkeklere rağmen” sonuna kadar sürdürüyor.

 

Zavallılar Poor Things Emma Stone

 

“Kukladan insana dönüşme” macerasında gitgide evrilen Bella, sıklıkla erkeklerin “onu hapsetme” arzusuyla da mücadele etme durumunda kalıyor.

Önce babası Godwin gözünün önünde olsun diye malikaneden çıkarmak istemiyor, hatta evlendirmeye karar veriyor. Sonra Duncan, çevrede dolaşmasın ve keşfetmesin diye gemi yolculuğuna çıkarıyor, daha sonra da “eski kocası” General Alfie Blessington da onu tam anlamıyla hapsetmek isteyince Bella isyan bayrağını çekiyor.

 

Zavallılar Poor Things Emma Stone

 

Çok iyi bir kara komedi örneği olan bu filminde Yorgos Lanthimos, Köpek Dişi, Kutsal Geyiğin Ölümü, Lobster gibi filmlerdeki çizgisinin aksine karanlık ortamı ince esprilerle süslüyor, bolca güldürüyor, bu türde de çok başarılı oluyor.

Filmin en eğlenceli sekansları ise gemide geçiyor. Duncan ile Bella’nın kuklalar gibi dans ettiği sahne, Bella’nın topluma uyum sağlama yolunda bolca pot kırması, devamlı garip arayışlar içinde olması ve bunlara Duncan’ın gösterdiği tepkiler çok eğlendiriyor.

 

Zavallılar Poor Things Emma Stone

 

Film, ilginç referans ve göndermeler, alt metninde verdiği mesajlarla da öne çıkıyor. Jacques Lacan’ın kuramına göre bir tarafta ihtiyaçlarımız vardır, bunlar bedenden gelirler ama biz onları hiçbir zaman bedenden geldikleri haliyle anlamayız. İhtiyaçlarımızın anlamı ve onları nasıl doyuracağımız “öteki” ile, yani toplumda birlikte yaşadığımız diğer insanların kim olduğuna ve ne yaptığına dair genel düşüncemize göre şekillenir.

 

Poor Things Zavallılar Duncan Mark Ruffalo

 

İşte Bella da toplumun içinde yaşarken bir taraftan da “arzularını doyurup” birey olma yolculuğunu tamamlıyor ve son noktaya kadar gelirken “kendi kimliğini” ediniyor. Bu yolda da Martha, Godwin, Max, Duncan, Harry her kim varsa onlardan bir anlamda besleniyor, buna tam bir kötü adam olan eşi Alfie de dahil aslında…

Zavallılar

Varoluşçuluğun masaya yatırıldığı bu filmde birey bu kuram uyarınca nasıl kendi kendini yaşamı boyunca biçimlendirip yeniden yaratıyorsa Bella da tam olarak bunu yapıyor. “İnsan ne ise o değil ne olmuşsa odur,” sözüyle özdeşleşen kuramın canlı örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Yine Paris sekansında Duncan’ın “Paris’te beş parasız kaldım,” sözü ile George Orwell’in ünlü “Paris ve Londra’da Beş Parasız” romanına saygı duruşunda bulunuluyor.

 

Poor Things Zavallılar Emma Stone

 

Bella’nın bir bebekten yetişkin bir kadına evriliş sürecindeki naif bakış açısı, sorduğu sorular ve aradığı cevaplar aslında “medeni toplum” dediğimiz cangılda yapmak istediklerimizi, ama yapamadıklarımızı görmemizi sağlıyor.

Film bir taraftan “para aslında ne işe yarar” sorusuyla kapitalizmi sorguluyor, diğer taraftan bireyin varoluş mücadelesine toplumun yarattığı engelleri gözler önüne seriyor.

 

Zavallılar Poor Things

 

Lanthimos’un sihirli dokunuşları ile yarattığı distopik ortam, dış bükey ve balıkgözü lensleri başarıyla kullanması ve ilginç sinematografisiyle bir “harikalar diyarına” dönüşen film, yönetmenin bugüne kadarki sinema yolculuğunda nihayet vardığı bir şahika gibi.

Oyunculuklara gelince; ismi en başa yazılması gereken kişi elbette ki Emma Stone. Bir bebekken yaptıkları, küçük bir çocukla bedeninde cinsellik uyanan bir kadını aynı bünyede barındırırken yaşadığı iniş çıkışlar, her sahneye kendini katmasıyla aday olduğu ödülleri rahatlıkla alacağını söyleyebiliriz.

 

Poor Things Zavallılar Emma Stone

 

Filmin komedi boyutunu yüksek katkı sağlayan oyuncu ise Mark Ruffalo. Bella ile yaşadığı macera yüzünden aldığı darbelere karşın ona karşı tutkusu giderek artan Duncan’ı başarıyla canlandıran Ruffalo, hemen her sahnede mimikleriyle, hareketleriyle filme kendi damgasını vuruyor.

Ruffalo ile özdeşleşen Hulk gibi bir başka “yeşil yaratık” olan Green Goblin’i canlandıran Willem Dafoe ise filmin altın kalpli Doktor Frankenstein’ı rolünde ikiliye başarıyla eşlik ediyor, filmin dramatik yönüne katkı sağlıyor.

 

Poor Things Zavallılar Emma Stone

 

Tüm bunlar senarist, oyun yazarı ve yapımcı Tony McNamara’nın başarılı roman uyarlaması, Robbie Ryan’ın üstün görüntü yönetimi, Holly Waddington’ın Viktoryen Londra’yı ayağımıza getiren kostümleri ve  Jerskin Fendrix’in sihirli müzikleriyle birleşince ortaya harika bir armoni çıkıyor.

Sinema sanatının günümüzde evrildiği noktayı, deneysel dokunuşlarla bizlere gösteren Yorgos Lanthimos, yönetmenlik yolculuğunda gerçek bir zirveye yükseliyor.

 

Poor Things Zavallılar Emma Stone

 

Yedinci sanatın dijital platformlarla karşı karşıya kaldığı günümüz sinema endüstrisinin tam da böyle yapımlara ihtiyacı var.

Venedik Film Festivali’nden Altın Aslan, Altın Küre’den de kendi dalında en iyi film olarak ayrılan bu başyapıtı mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

 

Poor Things Zavallılar Emma Stone

 

1 Yorum: "Zavallılar: Tanrım beni baştan yarat"

  • comment-avatar
    Fusun kovali 10 Şubat 2024 (04:50)

    Cok guzel bir bilgilendirme olmus.Hemen seyredecegim…

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.