Burcu B. Bilgin
(7.5/10)
Netflix’in başrolünü Halit Ergenç ve Funda Eryiğit’in paylaştığı yeni dizisi Adsız Aşıklar izleyici karşısına çıktı. Ekrana gelir gelmez en çok izlenenlerde ilk sıraya yerleşen dizi büyük bir ilgiyle karşılandı.
Dizinin ilk sezonunu izleyip sizler için değerlendirdim:
Yönetmenliğini Umur Turagay’ın yaptığı Cumartesi Film imzalı dizinin senaryosu Başar Başaran’a ait. Dizide Ergenç ile Eryiğit’e Rıza Kocaoğlu, Zerrin Nişancı, Selçuk Burak, İdil Fırat ve Ceren Benderlioğlu eşlik ediyor.
Ayrıca, her bölümde Cansel Elçin, Teoman Yakupoğlu, Yetkin Dikinciler, Erdem Şenocak, Sedef Avcı, Cemre Ebüzziya, Erdem Kaynarca, Başak Daşman, Özgü Naz Altay, Efe Tunçer, Ülkü Duru ve İştar Gökseven gibi konuk oyuncular da izleyiciyle buluşuyor.
Adsız Aşıklar, projesini geliştirdikleri Aşk Hastanesi’nin yürüten Cem Taşkın (Halit Ergenç) ile Halil Emre’nin (Selçuk Borak) günün birinde işin işine Halil’in kızı Hazal’ı (Funda Eryiğit) katmak zorunda kalmalarının ardından gelişen eğlenceli olayları konu alıyor.
Dizinin açılış sekansı, Cem’in”Bu devrin şeytanı yalnızlık. Kalabalıkların içinde büyüyen zehirli bir sarmaşık gibi her yeri sarıyor. Başımıza ne geliyorsa yalnız kalamadığımız için geliyor,” sözleriyle başlıyor.
Aşkın bir hastalık olduğunu düşünen Cem, hastalarına bir dizi test yaptıktan sonra onları “aşktan kurtarmak” için kolları sıvıyor ve ekibiyle beraber “iyileşene” kadar hastanede misafir ediyor.
İlk bölümde hastaneye başvuran kişi ise ünlü şarkıcı Teoman oluyor. Sonunda aklını takabileceği bir kadınla tanıştığını, ancak onun kendisini geri çevirmeye başladığını söyleyen Teoman, hastanede derdine derman arıyor.
Teoman’ın aşık olduğu kız Özlem rolünde Mustang, Üç Kızkardeş, Kasap Havası, Kronoloji, Bulantı gibi nitelikli bağımsız filmlerle tanınan Cemre Ebüzziya’yı izliyoruz.
Her seferinde başka bir çiftin aşk hayatını işleyen dizinin belki de hikayesi en zayıf olanı ise bu ilk bölümü. Aslında bir dizinin vitrini olan ilk bölümde daha önce başka filmlerde de kamera karşısına geçmesine karşın Teoman’ın “kendisini canlandırmakta” çok tutuk olduğunu da görüyoruz.
Oldukça eğlenceli ve keyifli bir dizi olmasına karşın aynı bölümde konular adeta kopuk kopuk ilerliyor ve oyunculuğundan çok iyi istifade edilebilecek olan Cansel Elçin de daha izleyici karşısına çıkalı birkaç sahne olmasına rağmen hızla diziye veda ediyor.
Yine bu ilk bölümde aslında dizi boyunca çok iyi bir kimya tutturmalarına karşın Halit Ergenç ile Funda Eryiğit’in oyunculukları bile fazla abartılı kaçıyor.
Adsız Aşıklar neyse ki hemen ikinci bölümde toparlanıyor ve erkek arkadaşı tarafından aldatılan Tuğçe (Özgü Naz Altay) ile tanışıyoruz.
Tuğçe, Özlem’e yardım ederek kahramanlığını gösteren Hazal’a tedavi olmaya çalışırken kendini bir anda aynı zamanda Cem Taşkın’ın da hastası olarak bulunca işler karışıyor ve aynı zamanda yolu sihirbaz Burak (Doğaç Yıldız) ile de kesişiyor.
Dizi, Hazal ve Cem arasındaki çatışma üzerine inşa etmeye başladığı hikayesini her bölümde aşama aşama ileriye taşıyarak izleyicinin ilgisini canlı tutuyor.
Ancak bu arada tek bir konu üzerine yoğunlaşarak sıkıcı olma hatasına düşmüyor ve Aşk Hastanesi’nde her bölümde yeni bir çiftin ilişki sorunları için çözüm üretiliyor.
Sac ayağının üçüncüsünü ise Cem ile Hazal’ın geçmişlerinden taşıdıkları travmaları, anne, babaları ve aileleri ile ilişkileri gibi konular oluşturuyor.
Özellikle Cem’in alter egosu olan şişman Cem (Hakan Eke) ile yaptığı sohbetler hikayeye renk katıyor. Ancak Ergenç’in dizi süresince kimi zamanlar ünlü aktör Hugh Laurie’nin House MD dizisindeki performansını çağrıştırdığı da gözleniyor.
Dizinin en iyi bölümlerinden olan üçüncü bölümde ise ilişkilerindeki kıvılcımı kaybetmiş Ceyda (Başak Daşman) ve Tuna (Erdem Şenocak) çiftini izliyoruz.
Üçüncü bir kişi tarafından ilişkileri bozulan ikili konusunda farklı görüşleri olsa da sonunda aynı noktaya gelen, ancak son dakikada Cem’in yine kendi yolunu çizmeyi tercih ettiği bu vaka, başından sonuna kadar izleyicinin dikkatini üzerinde tutmayı başarıyor.
İlk bölümdeki tutukluğu bu bölümle birlikte iyice üzerinden atan Adsız Aşıklar, dördüncü bölümde maalesef yine aynı tutarsızlık sularına doğru sürükleniyor.
Yönetmen Levent (Tolga Çıklaçiftçi) ve genç oyuncu adayı Lal (Ecem Çalhan) ilişkisinin konu edildiği bölümde sıkça tekrarlara düşülüyor, yeni bir şey vaat etmeyen ve tekdüze bir bölüme imza atılıyor.
Beşinci bölümde Musevi cemaatinden bir cenaze levazımatçısı olan Mişel (Kevork Kükrer) tarafından evlilik arefesindeki oğlu İzzet’in (Efe Tunçer) düğün öncesi yaşadığı sorunu çözmesi için görevlendirilen Cem ile Hazal, ilginç bir macera yaşıyor.
İzzet’in başta dedesi Morris (Sezai Alptekin) gelmek üzere renkli ailesi ile tanışan ikiliye gerek kalmadan mesele farklı bir şekilde çözülürken, dizinin en eğlenceli bölümlerinden biri ekrana geliyor.
Ancak bu bölümde Mişel’in iş ortağım dediği dünürüne “Senin işler nasıl?” diye sormasıyla ortaya çıkan ilginç hatanın yanı sıra, gelinliğin otomobile sıkıştığı sahnenin ardından gelen sekanstaki devamlılık hatası göze çarpıyor.
Dizinin Yetkin Dikinciler’in izleyici karşısına çıktığı altıncı bölümü ise dizinin açık ara zirvesi. Eğer “uyku eskortu” gibi birkaç fikir daha bulabilmiş olsa Adsız Aşıklar, bir nevi yerli Black Mirror mertebesine dahi ulaşabilirdi.
Uykuya dalamayan insanların uyumalarına yardımcı olması için kiraladığı “uyku eskortu” Tuğrul’un, artık telefonlarına cevap vermemesi üzerine Aşk Hastanesi’ne başvuran Selin’in (Billur Melis Koç) sorununu inceleyen Hazal ile Cem, böylece kendi aralarında da enteresan bir ortak yönü keşfediyor.
Dizi, bu bölümden itibaren yan öyküler yanında Hazal-Cem ilişkisine de iyice yoğunlaşmaya başlarken, Cem’in geçmiş travmaları da giderek çözülüyor. Bu arada ağırlıklı olarak Cem’de karakter dönüşümünü de izliyoruz.
Ancak geçmiş travmalarını izlerken Cem’in anne, Hazal’ın baba sorunları gitgide Cem’in baba, Hazal’ın anne sorunları ile yer değiştiriyor.
Her ne kadar Cem’in çocukluğunu, gençliğini ve bu problemlerin ilerideki yaşamına nasıl yansıdığını izlediğimiz hikaye oldukça detaylı olsa da her ikisinin öykülerinde de yer yer klişelere dayanıldığını da fark ediyoruz.
Dizinin bir nemfomanın konu edildiği yedinci bölümü bu yan hikayeden çok Cem ile Hazal’a ilişkin gelişmelerle dikkati üzerine çekiyor.
Son bölümde ise yine ritm ilk bölümdeki gibi düşüyor. Modacı çift Mücella (Ülkü Duru) ve Muzaffer’in (İştar Gökseven) lüks evine konuk olan Hazal ile Cem, çifti ilginç bir teste tabi tutarken kendileri hakkında da ilginç noktalar fark ediyor.
Bu bölümde biraz absürt komedi sınırlarına dayanıldığını ve Mücella-Muzaffer çiftinin gerçek dışı olmaya gidecek kadar plastik karakterler olduklarını görüyoruz.
Dizinin sezon finaline bakıldığı zaman da bir çok konunun havada kalmasından hareketle Adsız Aşıklar’ın yeni sezonunun planlandığı ortada. Kendi içinde karakter dönüşümünü tamamlayan Cem sorunlarını çözmüş görünürken, ikinci sezonda belli ki Hazal’ın problemlerine ve ikilinin ilişkilerine yoğunlaşılacak.
Sonuç itibarıyla dizinin geneline bakıldığında Adsız Aşıklar, yerli dizi sektöründe daha önce pek görmediğimiz bir türe el atmış, Aşk Hastanesi gibi ilginç bir konuyla ortaya çıkmış bir yapım.
Her bölümünde farklı bir hikayeyi işleyen ve bunun yanında da ana konuyu finale doğru sürükleyen dizi, yeni yeni yan konuları işlemesi sayesinde izleyiciyi bıktırmadan ekran karşısında tutuyor.
İlk bölümde durağan başlayıp gitgide daha iyi bir tempoya ulaşan dizinin işlenen konuya göre iyi, vasat ve kötü bölümlerinin olduğu göze çarpıyor.
Özellikle beş ve altıncı bölümleri ile janrında çok iyi bir iş kotaran dizinin ana çerçevesine yerleştirdiği iki karakter Hazal ve Cem’in öyküsüyle yeni bir sezonda yine izleyici tutabileceği söylenebilir.
Ancak bu yapılırken olası yeni sezonda Aşk Hastanesi’nin ilgi çekici yeni vakalara ve yan hikayelere de ihtiyacı var. Belki yeni ana karakterler de kadroya katılabilir ve dikkat çekici konuk oyunculara yer verilebilir.
Oyunculuklara gelecek olursak Funda Eryiğit ile Halit Ergenç’in kimyasının tutuğu ve kamera önünde eğlenceli bir çift oldukları görülüyor.
Özellikle Ergenç, oldukça karmaşık bir karakter olan Cem Taşkın’ı en iyi biçimde ekrana getiriyor ve çok iyi bir performans sergiliyor. Eşlikçisi olarak Funda Eryiğit de başarılı oyunculuğuyla çok iyi bir romantik komedi ikilisi olmalarını sağlıyor.
Rıza Kocaoğlu’nun oyunculuğundan ise bu dizide az faydalanılmış ve canlandırdığı Arda karakteri biraz yüzeysel kalmış. Yeni sezonda bu karakter için yeni öyküler yazılırsa Kocaoğlu, diziye çok daha fazla katkıda bulunabilir.
Konuk oyunculara geldiğimizde Yetkin Dikinciler, altıncı bölümdeki oyunculuğuyla pırıl pırıl parlıyor ve ana karakterlerden adeta rol çalıyor. Onu bu dizide izlemek büyük bir keyif.
Yine bağımsız filmlerde izlemeye alıştığımız Cemre Ebüzziya ve Erdem Şenocak’ı bu dizide görme fırsatını buluyoruz. Dizilerde hep aynı oyuncuların yer aldığını tartıştığımız bu dönemde aranan çözümün böyle iyi oyuncuları dijital platform dizilerine taşımaktan geçtiği ortada.
Morris rolündeki usta oyuncu Sezai Alptekin, torunu İzzet rolündeki Efe Tunçer, Mişel rolündeki Kevork Türker, Tuğçe rolündeki Özgü Naz Altay ve Ceyda rolündeki Başak Daşman, dizinin diğer iyileri.
Sonuç itibarıyla biraz tür çeşitliliği görmek istediğimiz Netflix yerli dizilerine yeni bir soluk getiren Adsız Aşıklar, ufak tefek yol kazalarına rağmen izleyicinin ekranda görmek istediği türden, eğlenceli bir proje. Herkese izlemesini tavsiye ederim.
Yorum Yapılmamış: "Adsız Aşıklar: İyi haber, aşık değilsiniz"