Burcu B. Bilgin
Aslına bakarsanız Amerikan sistemi ve ABD başkanlarının hikayeleri üzerine kurulan diziler çok ilgimi çekmiyor uzun yıllardır. Amerika’nın dünyayı nasıl el altından yönettiğini bilmeyen kalmadığına ve bu konuda da söylenecek fazla bir şey kaldığına da inanmadığımdan bir dizisin konusunun, ”Bir Amerikan başkanı…” diye başladığını gördüğüm anda vazgeçerim.
Ancak çok sevdiğim Kiefer Sutherland’i ABC yapımı Designated Survivor dizisinde görünce bir istisna yapmaya karar verdim ve kesinlikle hiç pişman olmadım. Hatta günlerce dizinin başına kilitlenip 17 bölümü birkaç günde bitirdim. Eleştirmenlerin Seçimi TV Ödülleri’nde ”En İlginç TV dizisi” seçilen Designated Survivor, çok iyi eleştiriler de alan bir yapım. Peki nasıl bir dizi?
1-Bir günlük Başkan Dave gibi başlıyor ama…: 1993 yapımı ”Bir Günlük Başkan Dave” adlı bir komedi filmi vardı. ABD Başkanı hastalanınca, çok da önemli görüşmeleri olduğu için ona çok benzeyen Dave adlı birini apar topar yerine geçiriyorlardı. Esasen distopik bir senaryo üzerine kurulu olan Designated Survivor da öyle başlıyor.
Kendi halinde, gözlüklü, beyzbol şapkalı, kabinede olması bile mucize kabilinden görülen Tom Kirkman (Kiefer Sutherland), Meclis’te meydana gelen korkunç bir bombalı saldırı sebebiyle başkan koltuğuna oturtuluyor.
2-Nedir bu Designated Survivor?: Diziyle beraber öğrendim ki Amerikan sisteminde ”Designated Survivor-Atanmış Sağ Kalan” diye bir kavram varmış. Yani bombalı saldırı, vurulma vs. gibi bir sebeple Başkan ölürse kabinede bulunan, önceden belirlenmiş bir bakan yönetim boşluğu olmasın diye onun yerine geçiyor. Kahramanımız Kirkman da bir Designated Survivor.
Kimsenin bir türlü başkan koltuğuna yakıştıramadığı Kirkman, ülke tarihindeki en önemli saldırıyı çözmek zorunda olduğu gibi bir de yapısına hiç uygun olmayan bir ortamın içinde buluyor kendini… Karıncayı bile incitmeyen, adaletten şaşmayan, insanlara sesini dahi yükseltmeyen Kirkman, ülkenin çıkarları ile kendi değerleri arasında kalakalıyor.
3-Hikaye matruşka gibi: Dizimizde hemen oldu bittiye getirip ”Amerika’nın malum düşmanları” olan Müslümanlar’ı hedef tahtasına koymak isteyen, ABD halkına yaranmak amacıyla hemen önlerine bir kurban atma isteklilerinin yoğun baskısına rağmen komployu çözmeye niyetli olan sadece 2 kişi var: Başkan Kirkman ve FBI’da görevli idealist ajan Hannah Wells (Maggie Q)…
Ancak hikaye hiç de sanıldığı gibi kolay çözülecek gibi görünmüyor. Çünkü her seferinde tam çözüm önlerinde gibi görünürken komplo giderek derinleşiyor, matruşka gibi içinden başka bir şey çıkıyor. Her seferinde de hedefteki Kirkman için endişelendikçe endişeleniyoruz. Gerilim ise her bölümde biraz daha artıyor.
4-Başkan’ın adamları: Designated Survivor, Sutherland ve en büyük rakibi Kimble Hookstraten’ı canlandıran Virginia Madsen dışında ekranda çok fazla aşina olduğumuz oyuncuların yer aldığı bir yapım değil.
Başkan’ın özel kalemi Aaron Shore’u canlandıran Meksikalı aktör Adan Canto ve basın sözcüsü Seth Wright rolündeki Hint asıllı oyuncu Kal Penn, özellikle öne çıkıyor. Emily Rhodes rolündeki Italia Ricci de iyi bir oyuncu ama bu iki aktörün biraz gerisinde kalıyor.
Dizideki parlayan yıldız ise modellikten oyunculuğa geçen FBI ajanı Wells rolündeki Maggie Q. Son yıllarda izlediğim en iyi kadın aksiyon oyuncularından diyebilirim.
5-Beyaz Saray dolapları: Dizide dönen Beyaz Saray dolapları ise gerçekten tam izlenesi. Entrikanın bu kadarını bizim yerli dizilerde bile görmedim desem yeridir. Pazarlıklarla adam bağlamalar, ayak oyunlarıyla rakibi tongaya düşürmeler, beklenmedik hamlelerle puan almalar ne isterseniz var.
6-Gazetecilik dersleri: Mesleğimden dolayı beni en çok ilgilendiren kısım ise burası. Beyaz Saray’da görev yapan gazetecilerin nasıl çalıştıklarını, gazeteciliğin ve insanlara haber vermenin ne kadar önemli olduğu, haber uğruna yapılanlar, haber kaynağıyla ilişkiler açısından meslektaşlarıma da bu diziyi özellikle öneririm.
Her ne kadar Amerikan dizisi hamasetinden hoşlanmasam da ülkemiz koşullarını da düşündüğümde Başkan Kirkman’ın şu cümlesini de not aldım: Bir gazeteciyi sırf görevini yaptığı için hapse atamayız. Bu da özgür bir toplumda yaşamanın bedeli…
7-Devamı nasıl gelecek?: Ekrana benim bu yazıyı yazdığım 23 Nisan itibarıyla 17 bölümü gelmiş olan Designated Survivor’ın 2. sezonu henüz onay almadı. Ancak dizinin gördüğü ilgi ve reytingleri göz önünde bulundurulursa çok yüksek ihtimalle en az 1 sezon daha Başkan Kirkman için kaygılanmayı sürdüreceğiz.
Dizinin 1. sezonu ise 22 bölümden oluşuyor. Gerilim, aksiyon ve entrika dolu bu sürükleyici diziyi herkese tavsiye ederim.
1 Yorum: "Designated Survivor: Komplonun kitabını yazan dizi"
Fikret Sadak 6 Temmuz 2019 (20:26)
Hannah Wells karakteri dizinin kalitesine gölge düşürüyor. Herşeyi çözüyor, görüyor, herkesi dövebiliyor. Bence FBI kurumunu bu kız tek başına temsil etmemeli…