Andropoz: Hafif kafası karışık kara komedi

(7.0/10)

Burcu B. Bilgin

Engin Günaydın’ın senaryosunu yazdığı ve Taylan Biraderler’in yıllar sonra kamera arkasına geçtiği Netflix dizisi Andropoz, son günlerin üzerinden konuşulan yapımları arasında başı çekiyor.

Ancak tartışmalar hikayenin ne olduğu, senaryonun tutarlı olup olmadığı, karakterler ve dönüşümleri gibi konular değil daha çok dizinin oyuncularından Tamer Karadağlı üzerinde yoğunlaşıyor.

Bundan 1 yıl önce Antalya Film Festivali ödül gecesinde Nihal Yalçın ile Karadağlı etrafında gelişen ve kamuoyunu günlerce meşgul eden konu, Andropoz’un ekrana gelmesiyle yeniden alevlendi. Bu sebepten kamuoyu, diziyi değil Karadağlı’yı odağa alıp  kritik yapıyor.

Bu tartışmalarla da gündem olan diziyi sizler için izleyip değerlendirdim:

 

Tamer Karadağlı Andropoz

 

-Andropoz ismi diziye uygun mu?: Her şeye dizinin adından başlamak gerekirse esasen Andropoz, bu yapım için çok da uygun bir isim olmadığı gibi herhangi bir komedi dizisi için de iyi bir başlık olup olmadığı tartışılır.

Bir kere daha başlamadan dizinin sadece bu düzlemde ilerleyeceği algısını oluşturarak konuya ilgi duymayan seyirciyi en başından uzaklaştırıyor. Zira orta yaş bunalımı ile ilgili çekilmiş film ve dizileri dizsek buradan köye yol olur. Kaldı ki dizimizin teması çok da bu değil.

 

Andropoz Engin Günaydın

 

-İlk iki bölümün yarattığı dağınıklık: İsminin altını doldurma kaygısından olacak başlarda hemen bu temaya yoğunlaşılıyor. Açılış sekansında saçını sarıya boyayan, kılık kıyafetini değiştiren, sosyal medya hesabı açan, motosikletle gezen, gençlik sevdasındaki Yusuf (Engin Günaydın) karakteriyle tanışıyoruz.

Sonrasında ortaya çıkan, konuya katkısı olmayan bir “fistül” muhabbeti, gözlükçü dükkanındaki tuhaf lens sahnesi, baş kahramanın ağır hasta olduğunun zannedilmesi üzerine uzayan yanlış anlamalar silsilesi var ki kimi seyirci ilk iki bölümde sıkılıp diziye veda etmiş olabilir.

 

Andropoz Derya Karadaş Engin Günaydın

 

Nasıl ki “Filmi ilk 15 dakikası izletir” kuralı geçerliyse dizilerde bu süre biraz daha da kısalmaya da mahkum. Yani içerikleri fındık fıstık gibi öğüten, sabırsız seyirci kitlesinin varlığı da düşünülürse şöyle bir başından bakıp kaçanların olabileceğini hesaba katmak lazım.

 

Andropoz Engin Günaydın

 

-Sivriltilmiş tipler ve içi dolu karakterler: Totalde altı bölümden oluşan dizi, içi dolu karakterlere yer verdiği kadar bazı komedilerde sıkça rastladığımız ucu sivriltilmiş, karakter olmaktan fersah fersah uzak bir tipler karnavalına da sahne oluyor.

Söz gelimi ailesine kol kanat geren, iyi kalpli, “Drone ne şimdi Yusuf?” diye sorabilme saflığında, “Yol ortasında bira bira diye bağırmasana,” gelenekselliğindeki Meryem (Derya Karadaş) karakteri ne kadar reelse, elinde oklarla gezen, bir suikastçi gibi pusuya yatan, dişi panter Şahinde (Gülçin Santırcıoğlu) de bir o kadar yapay kalıyor.

 

Andropoz Engin Günaydın

 

Yine andropoz rüzgarında savrulmamaya çalışan, tuhafiye dükkanında mutlu, hem değişmek, hem de direnmek isteyen Yusuf ne kadar samimi geliyorsa Rus kadınlar peşinde koşan, teknesinde lüks yaşam süren, karakter özellikleri net olmayan Mahmut da bir o kadar ikinci sınıf komedilerden fırlamış izlenimi veriyor.

Rus Svetlana, Yusuf ve Meryem’in ergen çocukları, ikizler Ahu ile Asu izlenme keyfini bozuyor. Buna karşın, Yusuf’un kardeşi Fadime, emlakçı Kadir ve zaman zaman Halit, öyküyü seyredilebilir kılan diğer karakterler olmuş.

 

Andropoz

 

-Z Kuşağı sorunsalı: Son birkaç yıldır her öykünün içine sokulmak zorundaymış gibi dizi ve filmlerde bir Z Kuşağı eleştirisi veya övgüsüne maruz kalıyoruz.

Andropoz dizisinde de evlere şenlik dört Z Kuşağı karakter var ki yerleri ekranda söz sahibi olmaya çabalayan bir kara komedi dizisi değil ancak gişede batmaya aday üçüncü sınıf komedi filmleri gibi görünüyor.

Andropoz

Evin oğlu Velihan (Ergin Torun) ile kız arkadaşı Sıla’dan (Zeynep Selimoğlu) başlayacak olursak 15 yaşındaki iki gencin PR’cıların jargonuyla konuşması, 270 bin lira tutarında bir yatırımla tuhafiye dükkanını dönüştürmesi gibi detaylar pek de akla yatkın görünmüyor.

Aynı şekilde mirasa konmayı veya köşeyi dönmeyi planlayan Akya (Doğa Zeynep Doğuşlu) da akıllara zarar bir başka karakter. İkiz kardeşler Ahu (Melissa Dilber) ile Asu (Merih Dilber) ise akıllara zarar. Sadece Yusuf’un andropoz problemini desteklemek için senaryoya konulmuş gibi bir halleri olan iki balon tipleme.

Andropoz

Dolayısıyla bu karakterlerin hikayeye katılmış olmaları ve bu çerçevede getirilmek istenen Z Kuşağı eleştirisi de atıldığı zaman hedefini bulmayan oklar gibi orta yerde duruyor.

 

Andropoz

 

-Emlakçı Kadir Abi sekansları: Gelgelelim Andropoz dizisinin şahikası diyebileceğimiz ve “gerçek bir kara komedi” havasına sokan dağ evinin satışı ve çevresinde gelişen olaylara…

Günaydın’ın senaryoya kattığı bu yan hikaye, dizinin belki de en eğlendiren sekanslarına sahne oluyor. Halit’in uzun yıllardır tanıdığı alkolik emlakçı Kadir ile Yusuf ve Meryem’in cebelleşmesi, Kadir’in erken vedası, toprağa verilmesi, sonrasında mezarından çıkarılması, hatta mezar taşında sadece “Kadir Abi” yazılması gibi olaylar birbirinden eğlenceli anlara sahne oluyor.

 

Andropoz Derya Karadaş Engin Günaydın

 

-Sonradan açılan Arap atı: Dizi baştan bir türlü rayına oturamayan bir biçimde ilerlemiş olsa da özellikle üçüncü bölümün ortalarından itibaren daha bir ilgiyle izleniyor.

Sözünü ettiğim emlakçı sekansları, Halit ile Şahinde’nin karşılaşması, dağ evinde yaşanan olaylar, Yusuf’un Mahmut ile başının belaya girmesi, özellikle de son bölümde yaşanan karakter dönüşümleri ve buna tezat olarak ana karakter Yusuf’un değişip dönüşmemekte karar kılması Andropoz’un finale doğru oldukça derlenip toparlanmasını sağlıyor.

 

Andropoz

 

-Oyuncuların performansları: İçine girdiği hemen her projeyi seyredilebilir kılan Engin Günaydın, elbette ki Andropoz’un en ağır silahı. Ancak bu yolda öyle bir eşlikçisi var ki rolünü oynamıyor adeta yaşıyor, yaşatıyor.

Son derece samimi, içten, her an zili çalıp yoğurt veya tuz isteyecek komşumuzmuş gibi duran Derya Karadaş, Meryem rolünde tam anlamıyla parıl parıl parlıyor. Bu noktada Meryem karakterinin sahiciliği yönünden senarist Günaydın’ı da kutlamak gerekiyor.

 

Andropoz Derya Karadaş Engin Günaydın

 

Habire üzerinde tartışılan Tamer Karadağlı’ya gelince bu karaktere şive katılması bana kalırsa hiç gerekli değil. Şivesinden bağımsız olarak düşünürsek kafası karışık, eşini döven, depresyona girip kliniğe düşen, sonra inzivaya çekilen, sonunda da sürpriz bir yön çizen Halit karakterini özellikle son iki bölümde ilgiyle izledim.

Fadime rolündeki Şebnem Hassanisoughi, Mahmut Timuçin rolündeki Turgut Tunçalp’i beğenirken, Şahinde’yi canlandıran Gülçin Santırcıoğlu’nun performansını abartılı buldum. Genç kastın ise sadece görevini yaptığını, hatta zaman zaman aşırılığa kaçtığını söyleyebiliriz.

 

Andropoz Derya Karadaş

 

Andropoz, kara komedi külliyatımızın neresinde?: Kara komedi son yıllarda özellikle dijital platformların ağırlık kazanmasıyla ülkemizde çok ilgi görmeye başlayan bir tür olarak öne çıkıyor.

Ancak kara komedi yapılırken en büyük handikap da eğer balans doğru tutturulmazsa ana akım kanallarda veya gişe amaçlı sulu komedilerde düşülen hatalara açık olunması.

 

Andropoz

 

Bir başka deyişle kara komedinin gülmekten süründürme değil acı acı gülümsetme gibi bir misyonu var ki yemeğe atılan tuz gibi bunu daima gözetmek gerekiyor.

Andropoz dizisi kimi sahnelerde bunu becerebilirken özellikle başlarda olmak üzere çoğu kereler de kolaycı yollardan, klişelere saplanarak güldürmenin yollarını arıyor. Buralarda da sıkça yolunu kaybediyor.

Andropoz

Örnek vermek gerekirse Rus kadınlarını yabancı erkeklerle parası için birliktelik sürdüren, kırık dökük Türkçe ile konuşup kuyu kazan, erkeklerini de votka, silah, mafya üçgeninde gösteren klişelere bu devirde çekilen bir komedi dizisinin düşmemesi gerekiyor.

Ama emlakçının ölümü veya Svetlana’nın sonu gibi sekanslardaki sarkastik sinema dili temele yayılabilse dizi çok daha iyi bir yol alabilirdi.Andropoz Engin GünaydınSenaryoda eksilerin kimi artıları götürdüğü bu tabloda elbette ki Andropoz’u çok başarısız bir proje diye nitelemek de mümkün değil. Daha ziyade klişelere saplanmasa, kısa yoldan güldürme amacı gütmese daha iyi olabilecek bir dizi olarak görmek gerekiyor.

Taylan kardeşlerin diziye katkısı, Marmaris’in mekan olarak seçilmesi ve başarılı görüntü yönetimiyle de harmanlandığında ortalama bir kara komedi izledik diyebiliriz. Darısı daha önce Vavien ve İçimdeki Ses ile karşımıza çıkan Engin Günaydın’ın yeni projelerine…

 

Andropoz

 

1 Yorum: "Andropoz: Hafif kafası karışık kara komedi"

  • comment-avatar
    Mahmut Uysal 11 Ekim 2022 (22:27)

    Hangimizin kafası karışık değil ki?!?
    Dizideki karakterler olsun, yapımcılar, yazan Günaydın veya oturup izleyen bizler…herkeste var bi durumlar..İç dünya/dış dünya uyumsuzluğundan kurtulup samimi bi hayata geçse insanlar asıl o zaman görücez biz andropoz’un kralını:))Dizilere,senaryolara, rol kesmelere falan gerek kalmadan…

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.