Burcu B. Bilgin
Bazı filmler var ki kaç defa izlersek izleyelim, başı sonu bilinse de Shakespeare yapıtları gibi her seferinde yine seyirciyi fetheder. Bir Yıldız Doğuyor/A Star is Born da böyle şanslı yapımlardan…
Müzikle beslenen, aslında oldukça klişe bir konusu olmasına karşın izleyicinin sevgilisi olan film, son çevriminin üzerinden 42 yıl geçen bambaşka bir dünyada yeniden doğdu.
İlki 1937 yılında William A.Welmann tarafından uyarlanan, ikincisinde Judy Garland ve James Mason gibi iki ünlü yıldızın rol aldığı film, 1976’daki versiyonunda iyice parladı. Barbara Streisand ve Kris Kristofferson’ın rol aldığı filmde Streisand Ally rolünde devleşti.
Filmin popülaritesinden faydalanmak isteyen Türk yapımcılar da 1978’de Sezen Aksu ve Bulut Aras’ın rol aldığı yerlisini çekti. Minik Serçe adlı film de sınıfı geçen bir uyarlama oldu.
Son yıllarda sık sık Oscar adayı olan Bradley Cooper, ödülü 3 kez alamayarak yeni ‘’Leonardo DiCaprio laneti’’ ile karşı karşıya iken bu kez yönetmenliğe soyundu. Cooper, müzikal yeteneğini gösterebileceği, herkesin sevdiği bir filmi yeniden uyarlamaya karar verdi.
Her ne kadar Hollywood’da son dönem yeniden çevrimler gişede batsa da risk alan Cooper, bu role yakışabilecek, American Horror Story dizisinde görünür görünmez Altın Küre’yi kapan Lady Gaga’ya başrolü verdi.
Zekice bir hamleyle Gaga’nın popülaritesini ve müzikal kabiliyetini değerlendiren Cooper, bir yandan da filmin 1976 versiyonundaki Streisand’ı andıran bir oyuncu seçti.
Aslında Bradley Cooper’ın 42 yıl önceki filmin başrol oyuncusuna benzeyen bir rol arkadaşı seçmesinin yanı sıra filmin orijinalinden hiç kopmayarak günümüze uyarlamak gibi garantici bir yolu seçtiğini söylemek çok mümkün. Özellikle filmin ilk yarısı, cep telefonu, Youtube gibi detaylar hariç 70’lerde geçiyor gibiydi.
Bir Yıldız Doğuyor, bir yıldızın doğarken diğerinin batışı olarak özetlenebilecek bir konuya sahip. Beyonce ve Jay-Z gibi bir çizgiye sahip olan, ancak onlar gibi birlikte zirvede kalamayan müzisyen bir çiftin dramatik öyküsünü işleyen film, şöhretlerin dünyasında hep sorun olan, bir çok ünlünün aramızdan çok genç yaşlarda ayrılmasına sebep olmuş alkol ve uyuşturucu bataklığının acı etkilerini merkezine alıyor.
Ünlü country yıldızı Jackson Maine (Bradley Cooper), tesadüfen girdiği bir trans barının sahnesinde Ally’yi (Lady Gaga) görüyor. Ondaki şarkı yazma ve güçlü sesi birleştiren inanılmaz müzikal yeteneği görünce etkilenen Jackson,ilk görüşte bağlandığı bu farklı kadını şöhret yapmaya karar veriyor.Peri masalı gibi başlayan bu hikayenin geriye kalanı ise pek masalsı gelişmiyor.
Ally’nin kendi önünde şöhret kapılarının açılmasına karşın Jack’e fedakarca, kendini hiçe sayarak beslediği sevgisi filmin ana eksenini oluşturuyor.
Yan hikayede ise Jackson’ın zor geçen çocukluğu, babası ve ağabeyi Bobby (Sam Elliott) ile zor ilişkileri, Ally’nin ise kendi ulaşamadığı şöhrete kızını kavuşturmak için çabası ele alınıyor. Böylece ailevi problemlerin ileride kişilik sorunlarına yol açabileceği de masaya yatırılıyor.
Filmin başrolünde ise kelimenin tam anlamıyla müzik var. İlk sahnelerden itibaren önce Cooper’ın güzel sesi ve sahne hakimiyetine tanık oluyoruz. Lady Gaga ise filme sesi, parıltısı ve oyunculuğuyla damga vuruyor.
Film boyunca Lady Gaga ile Bradley Cooper arasında çok iyi uyuşan bir kimyaya tanık oluyoruz. Bu da 2018 uyarlaması Bir Yıldız Doğuyor’un bir başka artısı olarak öne çıkıyor.
Hollywood sinemasının süper kahraman ve aksiyon filmlerine terk edildiği, güçlü bir hikayenin seyirci karşısına çıkmadığı son yıllarda dramatik öyküler seyirci bulmuyor. Yabancı eleştirmenler, yeni çevrim A Star is Born’un Hollywood ruhunun yeniden ayağa kalkabileceği konusunda bir sinyal olduğu görüşünde birleşiyor.
Bu ilk yönetmenlik sınavında sınıfı geçmiş görünen Bradley Cooper, 36 milyon dolara çektiği filmden şimdiye dek 200 milyon doların üzerinde gelir elde ederek filmin sahiden bir umut olabileceği görüşünü güçlendiriyor.
Ayrıca Cooper ve ekibinin bu filmle Oscar yolunda ilerlediği görüşü de hakimken, özellikle Lady Gaga’nın altın heykelcik konusunda şanslı olduğu düşünülüyor. Elbette filmin müzikleri ve taze yönetmen Bradley Cooper için de bu şans büyük…
Netice itibarıyla Bir Yıldız Doğuyor/A Star is Born, süper kahramanların dünyayı kurtardığı öyküler seyretmek istemediği için sinema salonlarından ayağını kesmişlerin, klasik filmlere gönül verenlerin, Lady Gaga ve Bradley Cooper hayranlarının, güzel müziklerle süslenmiş duygu dolu bir film izlemek isteyenlerin ve en önemlisi ‘’hala aşka inananların’’ izleyebileceği eli yüzü düzgün bir film… Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.
(imdb ortalaması 8.4, Rotten Tomatoes beğeni düzeyi yüzde 90)
1 Yorum: "Bir Yıldız Doğuyor: Hatta doğdu bile"
Nurhan Altıntaş 23 Ekim 2018 (21:10)
O zaman bizde izler ve bu muhteşem yazının üzerine gerekeni döktürürüz…. Gerçekten süper kahramanlardan anlamayanlar plarak, aşık kahramanlara hasret kaldık