Diriliş: 10 ilginç kamera arkası sırrı

Burcu B. Bilgin

Defalarca vejetaryen olduğunu söyleyen Leonardo DiCaprio, Oscar’a koşar adım gittiği  ”Diriliş-The Revenant” filminde çiğ bizon karaciğerini nasıl yedi? Yaban hayvanlarının korunması için bu kadar yoğun işinin arasında Rusya Devlet Başkanı Putin’i ziyaret eden ünlü aktör, bu film için nasıl bir atı yarıp içine girerek uyudu? DiCaprio’ya saldıran ayı gerçek miydi? Film için at veya ayı öldürüldü mü? DiCaprio’nun ölümcül yaraları nasıl yapıldı? Gerçek ayı postu mu kullanıldı?

İşte ”Diriliş” filmi ile ilgili süreçte bu soruların yanıtları:

1-Leo’ya saldıran ayı gerçek değildi: Konusu gerçek yaşamdan alınan filmde her şeye neden olan ”Grizzly Bear” ya da Türkçe adıyla ”Korkunç ayı-Ursus Horriblis”, Amerika’da yaşayan iri, çok vahşi bir ayı. Tüyleri kül renginden kahverengine kadar değişik renkte, dört ayak üzerinde 1 metre olmasına karşın ayakta 2.5 metreye ulaşan bu dünyanın en tehlikeli ayısı, beklenenin aksine filmde ”yardımcı kadın oyuncu” olarak yer almamış. Bunun yerine ”CGI-Computer Generated Imagery” yani ”Bilgisayarla Yaratılmış Görüntü” kullanıldı. Dublör Glenn Ennis, kendisinin giydiği ayı kostümlü görüntülerinden faydalanılarak CGI görevlilerinin ayının görüntülerini hazırladığını,  yani ayının tıpkı ”Gollum” gibi tamamen bilgisayarla oluşturulmuş bir görüntü olduğunu anlattı. Ennis, ”Alejandro (Inarritu), ayının hareketlerinin bire bir gerçek bir ‘Korkunç Ayı’ gibi olması konusunda çok titizdi. Onun için çok uğraştık” dedi.

2-Ayı postu ise gerçekti: Filmde kullanılan ayı postu ise gerçekti. Kostüm tasarımcısı Jacqueline West, Leonardo’nun giydiği kürkün gerçek olduğunu, ancak eceliyle ölen bir ayıya ait olduğunu belirtti. West, ”Gerçekti ve çok ağırdı. Islak olduğunda ise yaklaşık 45 kiloydu. Leonardo ise onu taşıyabiliyordu. Zaten ancak onun cüssesinde biri taşıyabilirdi” dedi. Bu arada Leo’nun 1.83 boyunda ve 75 kilo olduğunu belirtelim. 2014 yılında 85 kiloya çıkan DiCaprio, kilolarıyla gündeme gelmişti. Uzun süre diyet yapan oyuncu, ”Diriliş” filminde ise çok kilo verdi.

3-Ayı öldürülmedi: Filmde ayının öldürülüp öldürülmediği de merak edilirken ekip adına Jacqueline West, bu soruyu da yanıtladı. West, ”Elbette ki öldürülmedi. Çünkü ortada ayı yok. Ama post gerçekti. Yani bir şekilde neredeyse Leonardo’nun canlandırdığı Hugh Glass’ı neredeyse öldürecek olan hayvan, aynı zamanda soğuktan donmasını önleyerek hayatını kurtardı. Burada sembolik bir anlam olduğu için ayının postunu kullandık” sözleriyle durumu anlattı.

4-Ayının iç yağı gerçek değildi: West, filmde kullandığı kostümlerin mümkün olduğu kadar ”gerçek” olmasına özen gösterdiklerini de belirterek, 19. yüzyılda geçen filmin devri yansıtmasının önemli olduğunu söyledi. O dönemde Amerikalı yerlilerin ve kürkü için hayvan avlayan tuzakçıların ayıların iç yağını kürklerinin içine sürdüklerini ve kötü havalarda kendilerini böyle koruduklarını aktaran West, buna karşın kendilerinin gerçek ayı içyağı yerine balmumundan yararlandıklarını söyledi. Bu arada, sette DiCaprio ve Tom Hardy dahil bütün kadroyu balmumuyla yağlayan bir görevlinin bulunduğu ve bu ”şanslı kadının” isminin de Karen Durrant olduğu gelen haberler arasında.

5-Leo’nun yaraları 5 saatte yapıldı: Ayı tarafından saldırıya uğradıktan sonra tepeden tırnağa yaralanan ve ölümün kıyısına kadar gelen Hugh Glass’ın yaraları ise ekibin makyaj sanatçısının marifetiyle 5 saatte yaratılmış. Her gün 5 saatini bu işe veren makyaj sanatçısı Siân Grigg ve protez uzmanı Duncan Jurman (Film, en iyi makyaj dalında Oscar’a aday) büyük bir efor sarf etmiş. Grigg, bu süreci, ”Makyaj çok önemli. Çünkü film boyunca karakterin nasıl iyileştiği de bu şekilde anlatılıyor. Onun yaşam mücadelesi vererek arkadaşlarına ulaşmaya çalıştığı büyük yolculuğu, yüzündeki yaraların iyileşme sürecinden de anlayabiliyorsunuz” dedi.

Silikon protezlerle yapılan yaralar, kafasının bazı bölümlerinde neredeyse kafa derisinin yüzülmeye yakın olması için çok uğraştıklarını dile getiren Grigg, ”Leo’nun başında büyük, derin bir kesik izlenimi verdik. Bunun için de saçlarının arasına bu silikon yarayı yapıştırdık. Ayrıca boynundaki kesik için de ayrı bir silikon kullandık” dedi.

Ayrıca göğsüne de yaralar açıldığını ve kan tüpleri bağlanarak kanamanın sağlandığını belirten Grigg, el protezleri de hazırladıklarını söyledi. Toplamda 8 ayrı protez kullandıklarını belirten sanatçılar, Leonardo DiCaprio’nun her gün zorlu bir süreci tekrar tekrar yaşadığını da ifade ettiler.

6- Leonardo’nun donmuş sakalı: Film için saçı sakalı birbirine karışan Leonardo DiCaprio, 1997 yılındaki kaderini yeniden yaşayarak ”Titanic” filmindeki gibi yüzünden buzlar sarkan, donmuş bir adamı bir kez daha canlandırdı, neyse ki bu kez ölmedi. Grigg, ”Diriliş” filmindeki donmuş sakalı parafinle sağladı.

Bu arada işin ilginç tarafı ”Titanic” filminde de DiCaprio’ya aynı donmuş efektini veren sanatçı Siân Grigg idi. Grigg, ”Titanic filminden bu yana donmuş bir makyaj efekti hazırlamamıştım. Üzerinde çok uğraştım. Sakalına parafin, kirpiklerine ise buzlu şeker sürdüm” dedi.

7-Leonardo DiCaprio’nun kırık dişleri: Yıllardır meşhur gülümsemesiyle kadınların kalbini çalan Leonardo DiCaprio, bu filmde hiç de gönülleri fethetmiyor, özellikle de dişleriyle… DiCaprio, bunun için de protez dişler kullanmış. Ayrıca kimi sahnelerde de kontakt lens ve burnunu büyük gösteren protezlerle kamera karşısına geçmiş.

8-Film için at öldürülmedi: Hayvanseverler için güzel haber. Film için at öldürülmesi mevzu bahis olmadığı gibi, Hugh Glass’ın ölmüş atının karnını yarıp içine girerek uyuduğu sahnede de ”eceliyle ölmüş at” bile kullanılmamış. Prodüksiyon tasarımcısı Jack Fisk, bu sahne için bir at maketinin hazırlandığını, bağırsaklar ve gövde için lateks ve kıl kullanıldığını söyledi.

Kesinlikle at ölüsünün kullanılmadığını ve canlı ya da ölmüş bir hayvanın uçurumdan atılmadığını ifade eden Fisk, bu sahnelerde de bir at maketinin uçurumdan fırlatıldığını belirtti.

DiCaprio ise bugüne kadar çektiği sahneler içinde en zorlularından birinin bu atın içinde uyuduğu çekimler olduğunu dile getirerek, ”Filmdeki 30 ya da 40 sekans, sinema kariyerim boyunca çektiğim en zor sahnelerdi. Buzlu nehirlerden geçip, hayvan parçaları yediğim yerler. Aslında gerçekten dondum ve belki de hipotermi (insan vücudunun sıcaklığının 35 derecenin altına düşmesi nedeniyle geçirilen rahatsızlık) yaşamanın eşiğine geldim” dedi.

9-Gerçekten bizon karaciğeri ve çiğ balık yedi: Fisk, Hugh Glass’ın bizon karaciğeri yediği sahnede bizon ölüsünün de maket olduğunu ifade etti. Ancak buraya kadar her şey yolundaysa da vejetaryen olan Leonardo DiCaprio’nun çiğ bizon karaciğerini yemesi gerçek. Çekimlerin gerçekçi olması için maketin içine konulmuş çiğ bizon karaciğerini alan DiCaprio, onu mecburen afiyetle yemiş. Inarritu, bu sahnede oyuncuyu çok takdir ettiğini belirterek, ”Yedikten sonra çıkaracağını sandım ama katlandı. Her şeyi hakkıyla yerine getirmesinden dolayı çok takdir ettim” sözleriyle ünlü aktörün çektiği zorluğu doğruladı. Vejetaryen DiCaprio, ayrıca nehirden aldığı çiğ bir balığı da yemek durumunda kalmış.

10-Yağan kar da gerçek: Filmin tamamen doğal ortamında olması için plan sekans çeken ve tamamen doğal gün ışığını kullanan Inarritu, film için de asla yapay kar yağdırmamış. Çekimleri Kanada-Calgary’de gerçekleştiren ekip, buz gibi hava şartları ve yoğun kar yağışı altında çalışmış. Hatta bazı sahnelerde iyice yoğun kar yağışı istediği için Inarritu, ekibin bir kısmını ön araştırma için Arjantin’e göndermiş ve aynı ortamın olduğunu öğrenince orada da çekim yapılmış.