Fi dizisi sınıfı geçti mi?

Burcu B. Bilgin

Yerli dizilerin uzun süreleri, bitmek bilmeyen sıkıcı sahneleri, dakikalarca devam eden reklam araları ve klişelerinden bunalan, üstelik de sansürsüz dizi izlemeye hasret kalmış izleyicinin imdadına internet dizileri yetişti. Geçen aylarda Blu TV’de gösterilen Masum dizisinin kazandığı başarı üzerine cesaretlenen yapımcılar, dijital platformda yayınlanmak üzere yeni dizileri seyirciyle buluşturuyor.

Senaristlerin başlattığı #YerliDiziYersizUzun kampanyasının sürdüğü şu dönemde internet dizileri kervanına Fi adlı dizi de katıldı. Akilah Azra Kohen’in çok satan Fi, Pi ve Çi adlı roman üçlemesinden ekrana uyarlanan dizinin 3 bölümünü Puhu TV’de izledim.

-Yerli Faust: Fi, televizyonda canlı terapi yaptığı programla popüler olan, aynı zamanda üniversitede hocalık yapan, hırslı, sert mizaçlı, obsesif kompulsif davranış bozukluğundan muzdarip, aynı zamanda geçmişinde büyük bir sır saklayan terapist Can Manay’ın (Ozan Güven) etrafında gelişiyor.

Manay, kiralık ev bakarken karşı bahçede prova yapan genç dansçı Duru’ya ilk görüşte aklını takıyor ve onu elde etmek için akıl almaz entrikalar yapmaya koyuluyor.

Mesleği gereği insan ruhunun derinliklerinde yatanları bildiği için herkesin zaaflarından yararlanan Manay, aynı zamanda da insanların istekleri uğruna neleri göze alabileceği konusuna da aklını takmış biri. Yani bir anlamda yerli bir Faust. Manay, geçmişindeki şaibeler ve tehlikeli oyunlarıyla Grinin Elli Tonu’ndaki Christian Grey’i ve ilginç TV şovuyla Manolya filminde Tom Cruise’un canlandırdığı Frank T.J Mackie’yi de epeyce çağrıştırıyor.

Dizinin açılış sekansındaki kumarhane sahnesi ise karakteri hemen başta çok iyi özetleyerek yumruğu vuruyor. Bu nedenle de senaristi ayrıca kutlamak gerekli…

Fi

-Neredeydin Ozan Güven?: Can Manay’ı canlandıran Ozan Güven, dizide tam anlamıyla parlayan bir yıldız. Ses tonundan gözünü kırpışına, hain gülümsemesinden eli ayağı titreyerek su bardağına yapışmasına kadar bu rolün onun kumaşı olduğunu gösteriyor.

Son yıllarda Annemin Yarası filmi dışında akılda kalan bir performansı bulunmayan Ozan Güven’i bu rolde izledikten sonra doğrusunu isterseniz Cem Yılmaz filmlerindeki kakara kikiri rollerde zaman geçirmesine üzüldüm. Kendini bu rollere hapsetmezse ileride de çok iyi performanslarına tanık olabiliriz.

Fi

-Biri Serenay Sarıkaya’nın üstüne diksiyon atsın: Ozan Güven ne kadar iyiyse rol arkadaşı Serenay Sarıkaya da bir o kadar felaket.

Yüzünde sürekli dişi ağrıyormuş gibi acılı bir ifadeyle dolaşan, çatık kaşlı Sarıkaya, mesleğinde başarıyı hedefleyen hırslı bir dansçıyı canlandırmasına karşın bu performansıyla daha çok canından bezmiş, 5 çocuklu bir ev hanımını andırıyor. Her ne kadar dizi için modern dans figürlerini öğrenmiş olsa da bu onu kurtarmıyor ne yazık ki.

Fi

Defalarca Tuba Büyüküstün için yazdığım, ”Oyunculuk ona göre değil” yorumunu Sarıkaya için genişletiyorum. Zira peltek konuşma sıkıntısı bulunan Sarıkaya, bütün ”S” harflerini ”Ş” olarak telaffuz ediyor, kelimeleri eziyor. Üstelik de 25 yaşında olmasına karşın 30’larını çoktan geçmiş bir görüntüye sahip olan Sarıkaya, bu role uymamış.

Fi

-Herkes işini yapıyor: Diğer rol arkadaşları ise Serenay Sarıkaya’nın aksine gayet başarılı. Hocası Can Manay’ın Faust sınamalarına maruz kalan Bilge rolünde Büşra Develi, rolünün üstesinden geliyor. Bugüne değin oyunculuk çıtasını çok yukarılarda görmediğim Berrak Tüzünataç da gazeteci Özge rolünün hakkını veriyor.

Fi

Mehmet Günsür, Duru’nun sevgilisi, konservatuvar hocası, üstün yetenekli müzisyen Deniz rolünde. Rol aldığı filmlere tabiri caizse ”ışıltısını katan” Günsür’ün canlandırdığı karakter henüz çok ön plana çıkmış değil. İlerdeki bölümlerde etkisi artacak gibi görünüyor.

Fi

Hepsini geçtikten sonra asıl parantezi Osman Sonant için açmak istiyorum. Televizyon kanalı sahibi Sadık rolünde izlediğimiz Sonant, hırsız Yavuz rolünü üstlendiği Leyla ile Mecnun’dan bu yana özlediğimiz bir isim. Doğrusu haris ve tuhaf televizyon patronu rolü de çok yakışmış.

Fi

-Nasıl bir terapist bu?: Fi, Can Manay’ın enteresan kişiliği ve acımasızlığı üzerine kurulu olsa da bazı ayrıntılar tuhaf kaçıyor. Mesela, ”Bu ülkede kim Can Manay’ın karşısında durabilir ki?”, ”Adam Can Manay” gibi cümleler, her yayında ülkeyi sarsan reytingler, bana Türkiye değil dünya için dahi biraz garip geldi. Bu kadar güçlü, ülkeyi sarsan bir terapist tanıyan var mı aranızda? Bir de şu ”Kadınlarla seviştikten sonra aynı yatakta uyuyamam ki ben” klişesi artık bir zahmet tarihe gömülse iyi olacak.

Fi

-Süre ve sansürsüz sahneler: Ekrandaki yabancı dizilerin üç aşağı beş yukarı standart süreleri 45-50 dakika. Masum’un süresi de o kadardı. Fi ise ortalama 1 saat 15 dakika gibi bir süreye sahip. Ekrandaki dizilerden kısa olsa dahi pek kısa sayılmaz. Neyse ki konu sürükleyici de sıkmıyor.

Dizide birkaç tane çok cüretkar olmayan sevişme sahnesine, birkaç kez de küfre yer verilmiş. Yani sansürlü ekrandan sıkılanlar için birebir.

-Sınıfı geçti mi?: Fi, Serenay Sarıkaya dışındaki oyuncu kadrosunun rolünün hakkını verdiği, dünyayı yeniden keşfetmese de konusu gayet sürükleyici, yönetmen Mert Baykal’ın işini yerli yerinde yaptığı, anlatım tekniği ve sinematografisi başarılı, güzel müziklerle zenginleştirilmiş bir dizi.

”Yersiz uzun” dizilerden bunalanlar, sansürlü dizi izlemek istemeyenler için nefes alma imkanı sağlayan, dizi sektörüne de umut olan dijital platformdaki dizileri destekliyorum. Fi de bu yolda atılan adımlardan, devamının gelmesi dileğiyle…

Fi

6 Yorumlar: "Fi dizisi sınıfı geçti mi?"

  • comment-avatar
    Şükret Altay 3 Nisan 2017 (15:10)

    İzlememiştim ama bu yorumunuz üzerine izleyeceğim.Yazınız net,kısa ve anlaşılır.Dizi de ki erkek oyuncukar favorim olduğu için de en kısa zamanda izlemek istiyorum.

  • comment-avatar
    Ufuk Duruman 6 Nisan 2017 (12:35)

    Kitaba 3 kez başladım. Hala aynı noktadayım. Belki diziyi izlersem daha iyi anlarım 🙂

  • comment-avatar
    Leyla kale 13 Nisan 2017 (14:25)

    Üç kitabıda okudum dizi olacağını duyduğum günden beri merakla bekledim. Tamamen vakit kaybı oldu. Her sahnede şimdi toparladı toparlayacak derken hepten fos çıktı. Müzikler,dans sahnesi,duru,ada,sadık hiç biri oturmamış yerine sözde çok değiştirilmeyecekti vs vs duru karakteri kitapta gerek dansıyla gerek duruşuyla etkileyici biriydi dizide ki duru dans etmeyi geç konuşamıyor bile. Kısacası kitabı okuyup izleyeceklere kesinlikle tavsiye etmem.

  • comment-avatar
    Ayten Aksakal 16 Aralık 2017 (19:37)

    Çi dizisinin 2.bölümünde özge egelinin çöp kutusuna attığı zarfın üstünde isim yazılı iken, zarfı çöpten geri aldığında üzerinde isim göremedim.Acaba benim mi yoksa diziyi çekenlerin mi dikkatinden kaçtı emin olamadım doğrusu.Bunu yazmadan edememekle birlikte diziyi zevkle izliyorum.

    • comment-avatar
      sinekaf 17 Aralık 2017 (13:24)

      Merak ettim, hemen bakacağım… Çok ilginç bir detay… (Editör)

  • comment-avatar
    Kudret Celikyay 14 Ocak 2018 (00:22)

    Bence fi dizisi biraz sacma bir dizi yani ben daha once hic izlemedim ama bu sezon Nehir Erdoğan diziye dahil olmuş bu yuzden ilk bölümünü izledim ama bana fazla zengin kesime hitap eden amerikan formunda bir diziymis gibi geldi Nehir Erdogan’in performansı güzel zaten iyi bir oyuncu ama dizinin direnişçi bir yonu var sadece bunu sevdim küfürlü sahneleri sansurlemiyor

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.