Game of Thrones: Kadının fendi erkeği yendi

Burcu B. Bilgin

(Dizinin 6. sezon 9. bölümünü izlemiş olanlar okumalıdır)

Hani bir öğrenci tipi vardır, bütün yıl yan gelir yatar, tam son sınavlara doğru bir gayret çalışır ve sınıfını geçer. Uyanık öğrenci tipidir biraz keza ben de öyleydim. Bu sezon Game of Thrones senaristleri de aynı taktiği uyguluyor. Yazar George R.R. Martin’in romanlarını dizi sezonuna kadar yetiştirememesi nedeniyle sezonu emanet ettiği iki senarist David Benioff ve D.B. Weiss’in haylaz öğrenci misali  depara kalktığı 9. bölüm, sezonun ”kurtarma yazılısı” idi.

Büyük bir kısmı savaş sahneleriyle geçse de ”Battle of the Bastards-Piçlerin Savaşı” adını taşıyan 9. bölümün mesajı çok açık ve netti: Kadınlar düşünür, planlar ve başarır. Dolayısıyla bileği güçlü Game of Thrones erkekleri kusura bakmasın ama 6. sezon kadınların zaferine sahne oldu. Peki, sadece iki cephede geçen bölüm boyunca neler anlatıldı ve sezon finaline ilişkin ne beklememiz gerekir?

-Meereen düğümüne ateşli çözüm: Martin’in kitaplarında geçen ”Meereen düğümünün” çözümü konusunda Daenerys Targaryen dev bir adım attı. Köle sahipleri, Dany ve ekibinin karşısına dikilerek Lekesizler’in lağvedilmesi, Missandei ve Grey Worm’un satılması, kölelik sisteminin yeniden başlaması, ejderhaların da katledilmesi gibi kötü koşulların karşılığında Kraliçe ve yanındakilerin topraklarına geri dönebileceğini söyledi. Fırtınadoğan ise başı dik bir şekilde, ”Biz buraya teslim olmaya değil, teslim almaya geldik” dedi. Bunu şaka zanneden köle sahipleri, Drogon dostumuzun gelişi, Dany’nin onun sırtına atlayışı, Drogon’un iki sevimli kardeşi Rhaegal ve Viserion’un da ekibe katılması ve neticede ortalığın ateş topuna dönmesiyle şaşkınlığa uğradı.

Bu sırada, köle sahiplerine içlerinden birini öldürmek için seçeceğini söyleyen Grey Worm, bir arkadaşlarını itelemeye çalışan iki elemanı oracıkta doğradı. Kalana da, suç ve mafya filmlerinde adetten olduğu üzere ”Git ve burada yaşananları anlat” direktifini verdi. Bu çocuk artık iyice oldu. Bu sırada Korgeneral Daario Naharis kumandasındaki 5. Kolordu nam-ı diğer Dothrakiler de şehri kana bulayan Sons of Harpy’ye gününü gösterdi. Adamlardan birinin kellesinin uçtuğu sahnede kölelerin intikamı alındığı için ekran karşısında içimizin yağları eridi. Burası Meereen beyler, her şey gerçek, buradan çıkış yok.

 

Daenerys Targaryen

 

-İnsanlar zincirlerini sevmeyi öğrenir: George R.R. Martin zamanında bir kenara not ettiğimiz çok sayıda repliğe sahip olan Game of Thrones, artık pek aforizma çıkaramıyor malumunuz. Bir konuşmasında, ”İnsanlar zincirlerini sevmeyi öğrenir” diyen Kraliçe Dany, özgürlüğe kavuşturduğu halka sahip çıkmaya devam ediyor. En büyük kazanımı ise Tyrion gibi zeki bir danışmana sahip olması. Ona, ”Babanız gibi olmayın, o halkını yakmayı düşünüyordu” diyen Tyrion Lannister bize bir kez daha King’s Landing’de stoklanmış Wildfire’ı hatırlattı. Çehov’un dediği gibi ”Duvarda asılı silah oyunun sonunda mutlaka patlar”. Göreceğiz, bunu da bir kenara not edin.

-Sisters Are Doin’ it for Themselves: 1985 tarihli Eurytmics/Aretha Franklin ortaklığındaki şarkıda kadınların hakları için ayağa kalkıp nasıl zoru başardığı anlatılır. Game of Thrones’un bu bölümü de benzer bir ortaklığa sahne oldu. Yara/Theon Greyjoy kardeşler, Kraliçe Daenerys ile buluşmak için karşısına çıktı. Gemilerle o kadar yolu bu kadar çabuk kat etmeleri karşısında Westeros-Essos tarifeli uçak seferleri mi başladı diye düşünmedik değil.

Büyük buluşmada perdeyi Tyrion Lannister açtı. Vaktiyle Winterfell’de kendisinin cüce oluşuyla ilgili sevimsiz nükteler yapan Theon’u yerden yere vuran Tyrion, ”Herkes cücenin boyu hakkında espri yapar. Herkes de sadece kendinin yaptığını zanneder” diyerek lafı gediğine koydu. Daenerys’in, ”Demek ki taht iddianızı desteklememi istiyorsunuz” sözlerine karşılık Theon, ”Benim değil onun” diyerek kardeşini işaret etti. Kraliçenin, ”Senin neyin eksik?” sorusuna Theon, ”Hükmetmeye uygun değilim” deyince, Tyrion, ”En azından bu konuda hemfikiriz” diyerek topu ağlara yuvarladı.

 

Yara Greyjoy

 

Amcasından muzdarip Yara, ”Kadınların hükmetmeye uygun olmadığını düşünen 1-2 amca da öldürmenizi istiyoruz” isteğiyle Dany ile ortaklık teklifinde bulundu. Amcalarının onunla evlenmek istediğini ileten kardeşlere Daenerys, ”Sizin teklifinizde evlilik yok galiba” deyince, geçen bölüm eşcinsel olduğunu öğrendiğimiz Yara, ”Yok. Gerçi her seçeneğe açığım ama” diyerek şansını denedi ve izleyiciyi gülümsetti.

Bütün konuşmanın mesajını ise Fırtınadoğan verdi: ”Buradaki hepimizin babaları kötü adamlardı. Dünyayı bulduklarından kötü bıraktılar. Biz böyle yapmayacağız. Dünyayı bulduğumuzdan daha iyi bırakacağız”. Tarafların anlaştığı bu sekansta insan hakları, dünyanın geleceği, kadının gücü ve feminizme yönelik kuvvetli mesajlar verildi.

 

Jon Snow savaş

 

-Nasıl bir tanrı böyle bir şey yapar?: Game of Thrones evreninin en silik ve zayıf karakteriyken 6. sezonda yeri titreten Sansa Stark, savaş planlarının yapıldığı masada kendisine söz hakkı vermeyen ağabeyi Jon ile toplantının ardından ağır bir konuşma yaptı. Bir kadın olduğu için fikrini sormayan ağabeyine, Ramsay’i hiç tanımadığını, kardeşleri Rickon’un zaten gözden çıkarıldığını, akıllıca bir savaş planı yapması gerektiğini, ancak zaten güçsüz bir orduyla savaşa girdiği için baştan kaybettiğini söyledi.

Sansa’dan fırçayı yiyen Jon Snow, soluğu Melisandre’nin yanında aldı. Melisandre’ye, ”Yine ölürsem beni diriltme” diye trip atan Jon, ”Ben senden değil Işığın Tanrısı’ndan emir alıyorum. O ne isterse onu yaparım. Belki de onun planının küçük bir parçası için lazımsındır. Belki de tekrar ölmen için diriltti” sözlerini duyarak bir sille daha yedi. Jon’un, ”Nasıl bir tanrı böyle bir şey yapar?” sorusunu Melisandre, ”Sahip olduğumuz” diye yanıtladı. İnanç sistemine ve inançlar uğruna yapılan savaşlara haftalardır yapılan göndermelerden biri daha böylece gelmiş oldu.

Davos Seaworth’ün savaştan bir gece önce meydanda, yakılan küçük Shireen için yaptığı ahşap oyma geyik figürünü bulması ise en dramatik anlardandı. Ateşkes imzaladığı Kızıl Kraliçe ile arasının bozulacağı aşikar.

 

Sansa Jon Stark

 

-Hilal taktiği: Sansa’nın sözünü dinlemeyen Jon Snow, kardeşini av olarak karşısına çıkaran Ramsay’in oyununa gelip yine aklının değil kalbinin sesini dinledi. Rickon’u okla vurarak katleden Ramsay, onu çok iyi tanıyan Sansa’yı yine yanıltmadı. Bu esnada Rickon’u almak için atla öne çıkarak ordusunu çok geride bırakan Jon büyük hata yaptı. Ramsay’in ordusu, Osmanlı İmparatorluğu’ndan önceki Türk devletlerince bulunan ”Hilal Taktiği (Kurt Kapanı-Turan Taktiği)” ile Jon kumandasındaki orduyu kuşattı. Bu taktik orduya büyük kan kaybettirdi.

Çok uzun bir savaş sekansına sahip olan bu bölüm 20 dakikanın üzerinde sürdü. Başarıyla ve tonla para dökülmüş sahnelerde, Jon Snow’un pek hırpalanmadan kurtulması ve önüne geleni indirmesi ise Kara Murat nostaljisi yaşattı. Jon Snow’un eller üzerinde yükselerek nefes aldığı sahne, ”göğe yükselen mesih” metaforuyla bölümün en başarılı anlarındandı.

 

Game of Thrones hilal taktiği

 

-Kadın zekası savaş alanında: Kaybedilmek üzere olunan savaşı, sünepeler sünepesi teyze oğlu Sweetrobin Arryn’ın ordusunu savaş alanına getiren Sansa kazandırdı. Ağabeyi Jon’a, ”Beni koruyamazsın. Kimse kimseyi koruyamaz” diyen Sansa, böylece bir kadının kendi kendini en iyi biçimde koruyabileceğini de göstermiş oldu. Sansa ve Littlefinger tarafından getirilen Arryn ordularının gelişiyle gücü tükenen Ramsay, Winterfell’e çekildi ve mevzi savaşında karar kıldı. Bu da sonun başlangıcı oldu.

-Hodor’dan sonra ikinci gözyaşı: En az Hodor kadar ketum olan, ama en az onun kadar sevdiğimiz yürekli devimiz Wun-Wun, Winterfell kapılarını Jon ve ordusuna açtıysa da orada hayatını kaybetti. Çok sevgili dostuna son kez elini uzatan Jon, Ramsay’in onu öldüren son ok atışından sonra iyice kriz geçirip Ramsay’in ağzını burnunu dağıttı. Winterfell’e Stark armasının yeniden çekildiği sahne ise 6. sezonun en vurucu anıydı.

 

Wun Wun Game of Thrones

 

-Beni öldüremezsin: Dövüldükten sonra esir edilen Ramsay, köpek kulübelerinde Sansa tarafından ziyaret edildi. ”Beni öldüremezsin. Çünkü ben artık senin bir parçanım” diyen Ramsay, insanların acı hatıraları ve travmalarıyla bir ömür boyu baş başa kalacağının altını çizdi. ”Sözlerin, hanen, bütün hatıraların yok olacak” diyen Sansa’nın başına umarım gelecekte bir hamilelik sürprizi çıkarmazlar diye ürktüm doğrusu.

Daha sonra Ramsay’i 7 gündür aç bıraktığı kendi tazılarına parçalatan Sansa, Game of Thrones tarihinin en korkunç ölümlerinden birini yaşattı. Burada kötüyü er geç kendi elleriyle beslediklerinin öldüreceğinin altı çizildi.

Netice itibariyle, Battle of the Bastards, izleyicinin nabzına göre şerbet verilme amacıyla, ancak başarıyla çekilmiş bol bol savaş sahnesinin yer aldığı, kadının ve aklın gücüne vurgu yapılan ve ilk kez iyilerin kazandığı bir bölüm oldu. Bölümde Rickon Stark, Wun-Wun ve kötülerin kötüsü Ramsay Bolton aramızdan ayrıldı. Gelecek bölümde bu kez King’s Landing dolaylarından bir kadının zaferini izleyeceğimizi şimdiden söyleyebilirim. Bir de ölüler 10. bölümde artık sahaya inecektir.

Son olarak, birkaç cümle Ramsay Bolton’ı canlandıran Iwan Rheon için söylemek isterim. Game of Thrones tarihinin belki de en yetenekli oyuncusu olan Rheon, Moriarty, Joker, Hannibal gibi müthiş kötü adamlar tarihindeki yerini de aldı. Her ne kadar ölümü Game of Thrones evrenini huzura kavuşturduysa da onu özleyeceğiz aslında. Yolu ve bahtı açık olsun.

 

Ramsay Bolton

 

Yorum Yapılmamış: "Game of Thrones: Kadının fendi erkeği yendi"

    Yorum yap

    E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.