Burcu B. Bilgin
”Ben bu filmi daha önce izlemiş miydim?” hissine kapıldığımızda bazen bu durum, başroldeki oyuncudan kaynaklanıyor. Çünkü hem Türkiye’de, hem de dünyada bazı oyuncular her filmde neredeyse tekrar tekrar aynı rolü canlandırıyor, benzer karakterlerde ”temcit pilavı” gibi önümüze geliyor.
İşte, hemen her filminde neredeyse aynı rolü üstlenen oyuncular:
Tom Cruise: Aslında Tom Cruise filmleri üç döneme ayrılıyor: Meşhur olmadan öncekiler, üne kavuştuktan sonraki kaliteli yapımlar ve Oscar kırgınlığından sonraki dönem.
Outsiders, Risky Business ve elbette ki Top Gun ile dikkatleri üzerine çeken Cruise, yakışıklı poster çocuğu rollerinden uzaklaşıp Paul Newman ile rol aldığı Paranın Rengi/Color of Money filmiyle nitelikli yapımlara adım attı.
Rainman ile sinemada iyice rüştünü ispatlayan Cruise, 1990’da Doğum Günü 4 Temmuz, 1997’de Jerry Maguire ve 2000’de de Manolya filmleriyle 3 defa Oscar adayı oldu.
Yaygın iddialara göre Scientology tarikatı bağlantıları sebebiyle Oscar kazanamayan Cruise, aynı dönemde Vanilla Sky, A Few Good Men, The Firm, Eyes Wide Shut, Minority Report gibi yapımlardaki rolleriyle de takdir topladı.
(Manolya filmindeki unutulmaz performansı)
1996 yılında Görevimiz Tehlike filmindeki Ethan Hunt rolüyle aksiyon serisine başlayan Cruise, 2000 yılı sonrasında ise kendini tamamen aksiyona adadı.
Her biri birbirinden farksız macera ve aksiyon filmlerinde rol alan Cruise, 56 yaşında olmasına karşın vazgeçeceğe benzemiyor.
Şahan Gökbakar: Türkiye’de en çok izlenen filmlere imza atan, bir o kadar da eleştiri toplayan Gökbakar, televizyon skecinden beyazperdeye aktardığı Recep İvedik serisi ile patlama yaptı.
Recep İvedik’in 5 filmiyle izleyici karşısına çıkan Gökbakar, bu filmler dışında Celal ile Ceren, Osman Pazarlama ve 9 Şubat’ta gösterime girecek olan Kayhan isimli filmlerin senaryolarını yazdı.
Her ne kadar Türkiye’deki pek çok yapımı geride bıraksalar da Celal ile Ceren ve Osman Pazarlama filmleri, Recep İvedik serisinin gişe başarısını yakalayamadı. Ancak sözde Recep İvedik’ten farklı karakterler olsalar da araya karbon kağıdı koyulmuş gibi Recep’e benziyorlar.
”Halk çocuğu” diye lanse edilen, kaba saba, küfürbaz, şiddete başvurmadan çözüm bulamayan, eğitimli kitleye karşı öfkesini hakaret, küfür veya kaba kuvvetle gösteren film kahramanları yaratan Gökbakar’ın bu tiplemeleri izleyici bulduğu sürece aramızda olacak gibi…
(Klasik Recep atarlanmaları)
Bruce Willis: Aslında izleyici onunla tanıştığında zeki ve yakışıklı bir dedektifti. Mavi Ay adlı dedektiflik bürosunun iki ortağından birini canlandıran Bruce Willis, sahip olduğu şeytan tüyü sayesinde kısa sürede parladı.
Sevimli dedektifimiz geçen yıllar içinde bir anda elinden silah düşmeyen, binaların üst katlarında kovalama sahneleri yaşayan bir aksiyon yıldızına dönüştü. Dedektif Addison’ın şık takım elbisesi de yerini yırtık, kirli atlete bıraktı.
(Bir yığın esprili capse malzeme olan o sahne)
Aksiyon ve suç filmlerine adeta hapsolan yetenekli aktörü Zor Ölüm/Die Hard ve Cehennem Melekleri dışında hayal etmeye çalışmak için hafızamızı zorlarsak gözümüzün önüne sadece 1999 yapımı Altıncı His filmindeki psikolog rolü geliyor.
(böyle roller canlandırsa iyiydi)
Kenan İmirzalıoğlu: Sert adam rollerinin değişmez adamı İmirzalıoğlu, bu bayrağı Cüneyt Arkın’dan almış gibi görünüyor. Sinema ve ekranda her zaman delikanlı, gözünü budaktan sakınmayan, bu uğurda elinden ne gelirse yapan ”sert adam” rollerini benimseyen İmirzalıoğlu, Uzun Hikaye ve Cingöz Recai dışındaki tüm projelerinde bu rolle izleyici karşısına çıktı.
Modellikten oyunculuğa geçen İmirzalıoğlu, 1999 yılında Deli Yürek ile başladığı aynı roller zincirini, Alacakaranlık, Acı Hayat, Son Osmanlı: Yandım Ali, Ezel, Ejder Kapanı, Kabadayı-burada kötü adam- ve Deli Yürek: Bumerang Cehennemi ile sürdürdü.
İmirzalıoğlu’nun sinemada en ses getiren performansı ise Uğur Yücel imzalı Yazı Tura filmiydi.
(Son Osmanlı, meşhur tokadını yapıştırmadığı sakin anlarından birinde)
Gupse Özay: Gülse Birsel’in imzasını taşıyan Yalan Dünya ile ekrana adım atan Gupse Özay, burada canlandırdığı Nurhayat karakterinin ardından 5 filmde rol aldı. Ancak anlaşılan o ki Birsel’in yarattığı karakteri o kadar sevdi ki bir daha ayrılamadı.
Kendi yarattığı Deliha karakterini 2 filmde canlandıran Özay da aynı karakterlerin dışına çıkamıyor. Eğer gözünü kapatıp dinlerseniz Deliha filmindeki Zeliha mı, Görümce filmindeki Yeliz mi yoksa Nurhayat mı konuşuyor anlamak mümkün değil.
Aynı mimik ve jestleri farklı karakterlere taşıyan Özay, değişik mekanlarda aynı rolü tekrar tekrar oynuyor gibi görünüyor. Filmleri de gişe yaptığına göre bunu da çok problem ediyor gibi görünmüyor.
Liam Neeson: Schindler’in Listesi gibi bir başyapıtta unutulmaz bir performans gösterdikten sonra Oscar’ı kaçıran Liam Neeson da Tom Cruise gibi kendini aksiyona adadı ve bu tarz yapımların birinden öbürüne koşmaya başladı.
Ancak Liam Neeson’ın şöyle bir durumu var ki bu aksiyon filmlerinde canlandırdığı karakter bile neredeyse aynı. Taken filminde emekli olmuş bir CIA ajanını canlandıran Neeson, kaçırılan kızını bulmak için seferber oldu, oluş o oluş…
Taken’dan başka Non-Stop ve Run All Night adlı aksiyon filmlerinde de yine kızını bulmaya çalışan bir babayı canlandıran Neeson’ın sanki bu rol üzerine yapıştı.
Vin Diesel: Aslında ünlü aktörü sadece gözünüzün önüne getirmeniz yeterli, zira o kadar aynı şekilde karşımıza çıkıyor ki artık özel yaşamında dahi öyle zannedeceğiz.
Beyazperdedeki varlığını ara vermeden birbiri ardına çekilen Hızlı ve Öfkeli serisinin 7 filmi ve Riddick dışında neredeyse hatırlayamadığımız aktör, duygularını göstermeyen sert adam rollerinin vazgeçilmez ismi.
Öyle ki Vin Diesel’ın bir zamanlar Er Ryan’ı Kurtarmak/Saving Private Ryan filminde rol aldığını bir çoklarımız çoktan unuttuk bile…
(arada değişiklik yapsa iyi olur)
Adam Sandler: Adam Sandler saç modelini yıllarca değiştirmeyen insanlar gibi bu rollerin dışına çıkmıyor, çıkamıyor. Filmleri adeta birbirinin kopyası, rolleri hiç değişmiyor.
Tuhaf konuşan, akıl almaz sakarlıklar yapan, onu bunu deviren, hayatta bir türlü dikiş tutturamayan, büyümemiş çocuk rollerinden vazgeçemeyen Sandler, Big Daddy, Mr. Deeds, Grown Ups ve Billy Maddison filmleri neredeyse birbirinin kopyası gibi.
(izleyici de zaten bıktı bunlardan)
Erdal Özyağcılar: Usta oyuncu Erdal Özyağcılar ise sert görünse de kalbi yumuşak, bağıran, çağıran, ama sonunda yola gelen, arada geçirdiği öfke nöbetlerinde kalp krizi geçirme aşamasına gelen baba rollerinin değişmez oyuncusu…
Aslında sert olsun yumuşak başlı olsun geniş ailelerin babası rolleri düşünüldüğünde akla gelen ilk isim olan Erdal Özyağcılar, Bizimkiler, Yabancı Damat, Elveda Rumeli ve Aile Arasında adlı yapımlarda farklı mekanlarda ama neredeyse aynı rolle karşımıza çıktı.
(öfkelenecek diye ailesinin aklı çıkıyor)
Owen Wilson/Jennifer Aniston: Beyazperdenin sarı hatta sapsarı saçlı, güler yüzlü aktörü Owen Wilson ile Jennifer Aniston, aynı rollerin kadın ve erkek versiyonunu canlandırıyorlar. Her ikisi de aşkı ararken yanlış seçimleri yüzünden sürekli duvara tosluyor.
Zor Baba serisinde Greg Focker’ı eşinden ayırmaya çalışan eski sevgili, How Do You Know filminde parasıyla her şeyi satın alabileceğini düşünen aptal beyzbolcu ve daha bir çok romantik komedide hep benzer rollerde izleyiciyle buluşan Wilson, özel hayatında da benzer bir talihsizlik yaşadı.
Eski sevgilisi Kate Hudson’ı bir başka erkekle gördüğü için intihara teşebbüs ettiği haberi günlerce basında yer aldı.
(ünlü çift mutlu günlerinde)
Yine filmlerdeki rolleri gerçek hayatına da taşınan bir başka talihsiz oyuncu da Jennifer Aniston. Romantik komedilerde çok sempatik, güzel ve akıllı olmasına karşın erkekler tarafından terk edilen, ama defalarca aşkı arayan, sonunda buna kavuşan kadını canlandıran Aniston, özel hayatında da aynı şeyleri yaşadı.
Angelina Jolie uğruna Brad Pitt tarafından terk edilen Aniston, sonunda mutluluğu Justin Theroux’da bularak evlendi. Filmlerinde canlandırdığı karakterler gibi onun filmi de mutlu bitmiş gibi görünüyor.
(Şurada da Ben Affleck’i evlenmeye razı etmek için ter döküyor)
Yorum Yapılmamış: "Her filmde aynı rolü canlandıran 10 oyuncu"