İzleyicinin çok sevdiği 10 dizi dedektifi

Burcu B. Bilgin

Polisiyelerdeki dedektiflerin her biri şahsına münhasır özellikler taşır. Ortak yönleri mesleklerindeki dehalık olan bu dedektifler, vakaları çözmek için canını tehlikeye atar, bazen yasaları bile çiğner, amirleriyle başı derde girer, görevden dahi uzaklaştırılır.

Ama değişmeyen bir şey varsa hepsi şahsına münhasır, hepsini izleyici çok seviyor. İşte televizyon dizilerinin en favori 10 dedektifi:

-Sherlock Holmes (Sherlock): Belki de gelmiş geçmiş dedektifler arasında en popüleri, en ilginci, en unutulmazı, en çetin cevizi…

Sir Arthur Conan Doyle tarafından 1800’lü yılların sonlarında yazarın üniversitedeki profesöründen ilham alarak yarattığı Holmes, polisiye edebiyatının sevilmesini sağlamış bir karakter.

Bugüne kadar Robert Downey Jr, Roger Moore, Ian McKellen, Michael Caine’in de aralarında bulunduğu 50’ye yakın aktör tarafından canlandırılan Holmes’u en ölümsüz kılan isim ise İngiliz aktör Benedict Cumberbatch oldu.

Neredeyse tüm Sherlock’ları unutturan dizi, karşısındakinin üzerindeki kıyafete, yürüyüşüne, saatine bakışına, hal ve hareketlerine 1 dakika bakarak tüm hayat hikayesini söyleyebilen, cinayet mahallini kısa süre görerek olayları çözen, çok zeki, ancak tam bir sosyopat ve madde bağımlısı olan ünlü dedektifi başarıyla ekrana getirdi.

Şimdi Sherlock hayranları, 4. sezonun ardından dizinin devam edip etmeyeceğini bekliyor, ama hala bir haber yok.

-Saga Noren (Bron/Broen): Aslına bakarsanız gerçek bir başıbozuk. Asperger Sendromu dolayısıyla duygularını dışa vurumu konusunda sıkıntı çeken, insanlara yaklaşmayan, hatta çoğu zaman kaba davranan, ancak bütün tuhaflıklarına rağmen işinde bir numara olan İsveçli polis dedektifi Saga Noren, belki de Sherlock ile birlikte bu alemin en ilginç dedektifi.

İfadesini aldığı kişileri dövmekten beter eden, polis merkezinde neredeyse kimseyle iletişim kurmayan, hep aynı tişört ve kazaktan satın alan, arabasından mantosuna, yürüyüşünden konuşmasına kadar kendine has Saga, telefonu ise her zaman aynı cümleyle açıyor: ”Saga Norén, Länskrim Malmö-Saga Noren Malmö Emniyeti”… Ve bu cümleyi tüm dizi fanatikleri ezbere biliyor.

Saga’yı Sofia Helin’in canlandırdığı dizinin 4. ve son sezonu 2018 yılı başlarında ekranda olacak.

-John Luther (Luther): İşte size gerçek bir deli bozuk daha… Londra’da çalıştığı polis merkezinde kırılmadık telefon, masa, sandalye, cam, çerçeve bırakmayan, öfke nöbetlerinden herkesin yıldığı Luther, olayları çözmekte ise gerçek bir deha.

Suçluların korkulu rüyası olan Luther’ın olay mahalli çevresinde yanlışlıkla karşısına çıkan zanlılar anında onun tarafından mimleniyor. Zira suçluyu gözünden, kokusundan anlıyor, elinden bir uçan, bir de kaçan kurtuluyor. Yakınlarına, sevdiklerine ise her zaman kol kanat geriyor, onlar için her şeyi göze alıyor, canını bile tehlikeye atıyor.

Sürekli soruşturma geçirmesi, görevden uzaklaştırılması, amirlerinin başının belası olmasına karşın ondan iyi bir dedektif olmadığı için her yaptığı sineye çekilen çılgın Luther’ı ünlü İngiliz aktör Idris Elba canlandırıyor.

Dizinin 5. sezonu 2018 yılında ekranda olacak.

-Hercule Poirot (Agatha Christie’s Poirot): Aslında Sherlock Holmes kadar şöhret sahibi bir başka isim. Polisiyenin kraliçesi Agatha Christie tarafından yaratılan Belçikalı dedektif, her gün özenle tarayıp dik durması için özel yöntemler uyguladığı enteresan bıyıkları, aksanlı İngilizcesi, ilginç kıyafetleri, piposu ile tam bir fenomen.

Kendine has yöntemlerle suçluyu tespit eden, en ufak bir delilden enteresan sonuçlar çıkaran, özellikle de soruşturma sırasında aldığı ifadelerde zanlıların ağzından çok önemli şeyler kaçırmalarını sağlayan dedektif, Agatha Christie’si Poirot adlı dizide de başarıyla ekrana getirildi.

Bugüne kadar çok sayıda ünlü aktörün canlandırdığı Hercule Poirot, dizide ona hayat veren David Suchet ile adeta bütünleşti.

-Sidney Chambers (Grantchester): Listedeki tüm karakterler, polis ya da özel dedektif iken onun farkı zeki bir kasaba rahibi olması.

Konusu 1950’li yıllarda İngiltere/Cambridge’de geçen dizinin başkahramanı Sidney Chambers (James Norton), alışılmış rahiplerin aksine bisikletle gezen, elinden içki kadehi düşmeyen, romantik ilişkilerden geri kalmayan , aynı zamanda polisiye vakaları çözme yeteneğine sahip, analitik zekası gelişmiş bir din adamı.

Bu müthiş kabiliyeti nedeniyle kasabadaki polis müdürünün adeta yardımcısı gibi yanından ayırmadığı Sidney’in maceralarını 4. sezonda da izlemek isteyen hayranların bekleyişi sürse de dizinin onayı, iş takvimi oldukça dolu olan Norton’ın ”evet” demesine bağlı…

-Endeavour Morse (Endeavour): Polisiye yazarı Colin Dexter’ın imzasını taşıyan ünlü dedektif Endeavour Morse’un gençlik yıllarını konu alan İngiliz ITV yapımı Endeavour ise 4 sezon olarak izleyiciyle buluştu.

Endeavour Morse, melankolik ve çekingen karakterine rağmen vakaları çözmedeki ustalığı, saman altından su yürüten tavrıyla en zorlu davaların bile üstesinden gelmesinin yanı sıra, sürekli başını derde sokmasıyla, o da Luther gibi sürekli soruşturma geçirmesiyle ünlü.

Kadınlarla da bir türlü ilişkilerini yürütemeyen Endeavour’u Shaun Evans başarıyla canlandırıyor. Dizinin hayranları merakla beklerken, ”Endeavour’un en karanlık sezonu” olarak ilan edilen 5. sezon için çekimler sürüyor.

Dizinin yeni sezonu, 2018 yılında ekrana gelecek.

-Sarah Lund (Forbrydelsen): Polisiye dizilerin en başarılı örneklerini ekrana getiren Kuzey ülkelerinden çıkan Forbrydelsen’in The Killing ismiyle Amerikan versiyonu da çekilmişti.

2007-2012 yılları arasında izleyiciyle buluşan dizinin baş kahramanı dedektif Lund da başı dertten çıkmayan bir polis. Vakaları çözebilmek uğruna kendisi sorunlar yaşayan, hatta zanlı konumuna düşen, hapis tehlikesi geçiren Lund, buna karşın yılmamasıyla tanınıyor.

Başında her zaman sorunlar olan, özel yaşamı da çalkantılı dedektifimizin kendi kadar dizide giydiği kazaklar da ünlü. Öyle ki Sarah Lund kazakları, internette halen satılıyor.

-Rust Cohle (True Detective): Yine tuhaflıklar şahı bir dedektif daha… Dış görünüşüyle polis demeye bin şahit isteyen Rust Cole, dizinin 1. sezonunu zirveye taşıyan fenomen bir dedektif.

Olaylar karşısında verdiği tepkiler, yaptığı çıkarımlar, kriminal çözüm yöntemi çok farklı ve özel olan sigara, alkol ve madde bağımlısı Rust, dizide sarf ettiği ünlü sözlerle de anılıyor.

Oscar ve Altın Küre ödüllü aktör Matthew McConaughey tarafından canlandırılan geçmişi sorunlu, nihilist dedektif Cohle, ”Fark ediyorsun ki, tüm hayatınız, sevginiz, nefretiniz, hatıralarınız, acılarınız… Hepsi aynı şeydi. Hepsi bir rüyaydı. Kilitli bir odada sakladığınız rüya. İnsan olduğuna dair bir rüya” gibi sözleriyle halen hatırlanıyor.

Limitli dizinin başka karakterlerle çekilen 2. sezonu bekleneni veremezken, buna karşın 3. sezon için HBO kanalı tarafından yeşil ışık yakıldı.

-Alec Hardy (Broadchurch): Ekrana veda eden, ancak uzun süre unutulmayacak dizinin melankolik, aksi, geçmişi ve özel hayatı problemli, ancak bir o kadar da deha dedektifi Alec Hardy’yi usta İngiliz aktör David Tennant canlandırdı.

O güne kadar önemli bir polisiye vakanın gerçekleşmediği kasabada daha görevine başlar başlamaz korkunç bir cinayet vakasıyla karşı karşıya kaldı. Bu vakayı çözerken Hardy, Ellie Miller (Olivia Colman) ile o kadar uyum içindeydi ki dizi hayranları onları sevgili olarak görmek istedi. Ancak dizinin finaline kadar öyle bir şey olmadı.

-Gloria Burgle (Fargo): Ekranın en başarılı limitli dizilerinden olan Fargo, 3 başarılı sezonla izleyici karşısına çıktı. Her sezonunda çok iyi bir dedektifin zorlu bir vakayı çözdüğü Fargo’daki en dişli dedektif ise 3. sezondaydı.

Görev aldığı birimin başı olan, ancak bir başka polis merkeziyle birleştirdikleri için artık amir değil polis memuru konumuna düşen Gloria, yeni gelen amirin bütün direnmelerine rağmen 3. sezondaki zorlu vakayı çözdü.

Zekası kadar inatçılığı ve dirayetiyle de meşhur Gloria rolü Carrie Coon’a ”Limitli Seride En İyi Kadın Oyuncu” dalında Emmy ödülünü getirdi.