Burcu B. Bilgin
Beyazperde macerasını 2003 yılında Siyah İncinin Laneti/Black Pearl’s Curse ile başlatan Karayip Korsanları/Pirates of the Caribbean, beşinci kez yelken açtı. Bu kez Jack Sparrow’un (Johnny Depp) peşine düşen Kaptan Salazar’ın intikam hikayesini anlatan film, eski kadroyu buluşturarak 14 yılın resmi geçidini yapıyor.
Filmin açılış sekansında genç ve yakışıklı Henry Turner (Brenton Thwaites), lanet yüzünden denizin dibindeki Uçan Hollandalı gemisinde mahsur kalan babası Will’i (Orlando Bloom) kurtarmak için onun karşısına çıkıyor.
Bunun için Poseidon’un üç başlı mızrağına ihtiyaç olduğunu öğrenen Henry’nin mızrağı bulmasının yolu ise güzel olduğu kadar zeki astronom Carina Smith’in (Kaya Scodelario) ”kimsenin okuyamadığı haritayı” çözme kabiliyeti ve Jack Sparrow’un pusulasının yol göstericiliğinden geçiyor.
Ancak Jack yüzünden senelerce denizin dibinde ”zombiye dönüşmüş” mürettebatıyla beraber kurtulacağı günü bekleyen İspanyol kaptan Salazar (Javier Bardem) da Jack’in ve mızrağın peşine düşünce, işin içine bir de Kaptan Barbossa girince ortalık iyice karışıyor. Bu sırada flash backle eskiye dönerek Jack Sparrow efsanesinin nasıl ortaya çıktığını öğreniyoruz.
Sonuçta, hemen serideki her filmde olduğu gibi Jack Sparrow’un, başına bela açtığı için kaçtığı bir kötü adam, bu nedenle kendini daha feci durumlarda bulması, kaçma-kovalamaca içinde sürüp gidiyor Salazar’ın İntikamı…
-Nedir bu Poseidon’un mızrağı?
Poseidon’un üç başlı mızrağına (Trident) gelince; Yunan mitolojisinde denizler, depremler ve atlar tanrısı olan Poseidon’un bu mızrağı su kaynakları ve atlar yaratmak için kullandığına inanılıyor.
Poseidon öfkelendiğinde mızrağını yere vurarak denizleri çalkalıyor, depremler, tsunamiler ve deniz fırtınaları yaratıyor ayrıca yeni adalar da meydana getirebiliyormuş.
Bizim filmimizde ise her derde deva bu mızrak, denizin dibinde ölüm ile hayat arasında arafta kalan denizciler üzerindeki laneti kaldırarak onlara yeniden hayat verme özelliğine sahip. Bu nedenle Henry babasını kurtarmak, Salazar ise tekrar yaşama dönüp Jack’ten intikamını almak için istiyor mızrağı…
-”Ölü adam hikaye anlatamaz”-
Aslında orijinal ismi Karayip Korsanları: Ölü Adam Hikaye Anlatamaz/Pirates of the Caribbean: Dead Men Tell No Tales olan film, ABD dışındaki tüm yabancı pazarda nedense Salazar’ın İntikamı ismiyle gösteriliyor. Ancak bence teması sebebiyle orijinal ismi filme çok daha uygun…
Aksiyon bakımından hızlı bir film olan Salazar’ın İntikamı’nda Johnny Depp, artık 53 yaşında olmasına karşın hala filmin enerji kaynağı. Rol arkadaşları Brenton Thwaites ve Kaya Scodelario gerçekten yakışıklı ve güzel insanlar, ama biraz oyunculukları epeyce donuk kalıyor.
Kaptan Barbossa rolündeki Geoffrey Rush ise yine filmin lokomotiflerinden, özellikle duygu yüklü sahnelerde…
Javier Bardem ise Kaptan Salazar rolünde filmin kötü adamından bekleneni yapıyor ve bu rolün hakkını veriyor. Bir de sevimli maymun Jack var tabii ki, o nasıl bir şirinlik muskası. Filmin çekimlerinde deniz tuttuğunu öğrendim. Açıkçası film çekimlerinde hayvanlarına başına böyle şeyler gelince üzülüyorum.
-Karakterler havada kalmış-
Bütün bunların yanında senaryoda bazı sıkıntılar mevcut. Örneğin, bu filmde yeni tanıdığımız karakterlerin derinliğine inmek, duygusal dünyalarına girmek yerine aşırı derecede aksiyona boğulmuş.
Bildiğiniz gibi ilk 3 filmde geminin dümeninde olan Gore Verbinski, 2011 yılındaki Gizemli Denizlerde filminde yerini Rob Marshall’a bırakmıştı. Bu kez de Karayip Korsanları, Joachim Rønning ve Espen Sandberg ile yani iki yönetmenle yelken açtı.
Gore Verbinski’nin üçlemesindeki aksiyonu destekleyen duygusal sahnelere bu filmin ancak sonlarına doğru yer veriliyor. Paul Cameron’ın görüntü yönetmenliği başarılı ancak sürekli müzik eşliğinde aksiyon sahneleri izlediğimiz filmin senaryosu Verbinski filmlerine göre zayıf kalmış. Aksiyon sahneleri de sürükleyici olsa dahi Verbinski üçlemesinin bir tık gerisinde.
Jack Sparrow’un aşkı ”kaşıntısı geçmeyen uyuza” benzetmesi ve hala Elizabeth Swann (Keira Knightley) ile Will Turner’ın (Orlando Bloom) aşkını kıskanmasıyla seyirciyi yeniden eski günlere döndüren film, bu temayı destekleyen, biraz mutlu, biraz da hüzünlü bir finalle son buluyor.
-Devamı gelir mi?
Netice olarak konusu ve karakterleriyle dünyayı yeniden keşfetmeyen, Depp’e Oscar adaylığı dahi getiren Verbinski’li yılların biraz gerisinde kalan, ama yine de seyirciyi eğlendiren bir film Salazar’ın İntikamı…
Serinin ilk filminde 26 yaşında olan Orlando Bloom 40, o zamanlar henüz 18 yaşındaki Keira Knightley 32, 39 yaşındaki Johnny Depp 53, hatta 51 yaşındaki usta aktör Geoffrey Rush bile 65 yaşında. Eski kadroyu buluşturan film bu yönüyle Karayip Korsanları severlerin kalbine dokunuyor. Yani sırf eski günlerin hatırı için bile izlenir.
Film, bütün kahramanların öykülerinin neticelendiği bir finalle sona eriyor. Ama final jeneriğinin ardından bir sürpriz ”son sahne” geliyor ki işte o kafaları karıştırıyor. Bu sahneye bakılırsa filmin altıncısı gelebilir. Ama artık iyice uzatmaları oynayan filmi burada bitirmek, sanırım en güzeli…
Önemli not: Film bitince salondan ayrılmayın, final jeneriğinde tüm yazılar geçtikten sonra geliyor sürpriz sahne. Filmi 3D olarak, hatta D-Box izlemenizi tavsiye ederim.
Yorum Yapılmamış: "Karayip Korsanları: Eski dostlar tam kadro"