Mr. Robot: 2. sezon finali bize ne anlattı?

Burcu B. Bilgin

(Mr. Robot 2. sezon finalini izlemiş olanlar okumalıdır)

Geçen yılın en çok konuşulan dizisi olan Mr. Robot, ilk sezonuyla izleyicide beyin fırtınası yaratmıştı. İlk sezonunun meyvelerini bu yıl toplayan dizi, başrol oyuncusu Rami Malek’e ”En İyi Erkek Oyuncu” dalında Emmy ödülü getirdi.

İlk sezonunun sonunu seyirciyi adeta çarpan bir finalle kapatan Mr. Robot, bu sezon 2 bölüm artarak 12. bölümün sonunda ilginç bir finalle 2. sezonu kapattı. Peki, ekranda 3. sezon onayını da şimdiden alan Mr. Robot’un sezon finali bize ne anlattı, tüm sezonun şifreleri nelerdi?

-2. sezon senaryosu daha kafa karıştırıcıydı: Mr. Robot’un ilk sezonu, Elliot Alderson’ın (Rami Malek) çalıştığı Allsafe, bu şirketin servis sağlayıcı olarak hizmet verdiği ve FSociety’nin hedefi olan ECorp şirketi ile Elliot’ın apartman dairesi üçgeninde geçen bir hikayeydi. ECorp’un Mr. Robot ve arkadaşları tarafından nasıl hacklendiğini anlatılırken, finalde FSociety fikrinin aslında Elliot’a ait olduğunu, Mr. Robot’un da onun alt benliğini temsil ettiğini, ayrıca Mr. Robot görüntüsü altında bize gösterilen kişinin Elliot’ın babası olduğunu öğrenmiştik.

Dizinin 2. sezonunda ise bu kez çok daha kafa karıştırıcı bir senaryo vardı. Kopuk kopuk ilerleyen senaryoyu seyircinin bir kısmı ”fazla karışık” bulsa da metaforları, alt metinleri ve kahramanların farklı yönlerinin sergilenmesiyle giderek taşların yerine oturduğu bir kurguya sahipti. Senaryo sık sık ”bu kez acaba gerçek mi, yoksa yine Elliot’ın sanrıları mı?” sorusunu sordurdu.

-Elliot ters köşe yaptı: 2. sezonun başında Elliot’ın annesinin evinde yaşadığı, arkadaşlarıyla bağının kopuk olduğu, bilgisayarlardan uzak durduğu yeni yaşantısını izledik. Elliot, sık sık alt benliği olan babasından kurtulmaya çalışırken, babası da onu kafasından vuruyordu.

Elliot’ın, yeni tanıştığı Ray’in (Craig Robinson)  sahibi olduğu, kadın ticareti ve çocuk pornosu başta gelmek üzere illegal paylaşımlar yapılan site yüzünden hastanelik olmasının ardından, birkaç kez ziyaret ettiği terapisti Krista’nın (Gloria Reuben) odasında ilginç gerçek ortaya çıktı. Aslında Elliot hapishanedeydi ve kafasının içindekileri gerçekmiş gibi izletmişti.

Aslında Ray hapishane müdürü, sürekli ona bir şeyler anlatan Leon (Joey Bada$$) hapishane arkadaşı, annesi olarak gördüğümüz kişinin gardiyandı. Böylece Mr. Robot dizisinde gerçek ile düş arasındaki ince çizgi iyice keskinleşti.

-Kahramanlar genelde yan yana gelmedi: İlk sezonda karakterler arasındaki sıkı ilişki, 2. sezonda yerini bağımsız hikayelerin anlatıldığı bir yapıya bıraktı. Elliot, kızkardeşi Darlene (Carly Chaikin) ve arkadaşı Angela (Portia Doubleday) ile son 2 bölümde bir araya geldi.

Elliot, FSociety üyeleriyle hiç buluşamazken, kilit adam Tyrell Wellick (Martin Wallström) son bölüme kadar sadece flash backlerde görüldü. Hatta Elliot’ın ”Mr. Robot” benliği Christian Slater’ın da ağırlığı azaltılmıştı. Bütün bu ayrı hikayeler, sezon finalinde birleşti.

-Baba metaforu: Mr. Robot dizisinin ana metaforu olan ”baba”, hemen her kahramanın öyküsünde başka bir boyutuyla yer aldı. Elliot’ın hastane sahnesindeki bütün ailenin arabayla tatile gidişi ve sonrasında Mr. Robot mağazasının nasıl kurulduğu sahnelerinde babasını daha iyi tanıdık. Hayatını yasal yollarla sağlamayan babasının ailesi için o hayata veda ettiğini, sonrasında kansere yakalandığını gördük.

Angela Moss’un babası ise onun hayatından çıkarmak istediği bir figürdü. ECorp’a girerek yeni bir hayat sürmeye çalışan Angela, bu şirket yüzünden ölen annesini özlerken babasını sevmiyordu.

Tyrell Wellick’in gözyaşları içinde bir şiir okuduktan sonra, ”Babamın İngilizce olarak bildiği tek şey bu şiirdi. Benim sonumun onunki gibi olmasını istemiyorum” sözlerinin arkasında güce kavuşmak için çizdiği yolun sebebinin babası olduğunu öğrendik.

Baba metaforunun devlet ve otoriteyi temsil ettiği aşikar. Bu gücün zaman zaman yanlış yollara sapan, bazen bireyin uzaklaşmak istediği, kimi zaman güvenmesine rağmen ona ihanet eden baba figürüyle sembolize edildiği dizide alt metinlerle bu mesajın altı çizildi.

-FBI Ajanı Dom, Price, Whiterose ve Dark Army: İlk sezonda Elliot’ın ECorp’u hacklemek için yardım aldığını bildiğimiz Dark Army, 2. sezonda daha fazla ağırlığa sahipti. Dark Army’nin transgender lideri Whiterose (BD Wong), sezonun en ilgi çekici karakteriydi.

Çinli bakan olarak FBI ajanı Dom DiPierro (Grace Gummer) ile konuşan Whiterose, bir başka sahnede de Philip Price (Michael Cristofer) ile Çin’in ECorp’a hibesi konusunda pazarlık yaptı. Onun ve Dark Army’nin Elliot aracılığıyla ABD ekonomisini çökertme planının baş aktörü olduğunu finalde gördük.

ECorp CEO’su Price, sezonun bir başka ilginç karakteriydi. Colby’ye misyonunu anlatırken, ”Ben bir odada mutlaka en iyi olmalıyım” dedi. Bu cümleyle ve Whiterose’un şahsında Çin’i tehdit ederken onun aslında metaforik olarak ABD’yi temsil ettiğini gördük.

FBI Ajanı Dom, sezon boyunca en ağırlıklı karakterlerden biriydi. Takıntı derecesinde uğraştığı FSociety dosyasını aslında çözmüş olduğu ise sezon finalinde Darlene’e şemayı gösterirken ortaya çıktı.

Dom’un ”Alexa” adını verdiği, Iphone’ların meşhur Siri’si ile sohbet ettiği sahne ise metropol insanının yalnızlığını özetledi.

-Şok olaylarla sarsıldık: 2. sezon şaşırtıcı olaylar silsilesiydi. Tempo yavaş ilerliyor gibi görünmesine karşın Whiterose’un esrarengiz kimliğinin ortaya çıkması, Gideon’un (Michel Gill) barda sohbet ettiği sözde vatansever adam tarafından öldürülmesi, Darlene ve Cisco’nun (Michael Drayer) yemek yediği restoranın taranması, Darlene’in işlediği cinayet, Elliot’ın aslında hapishanede olması, Angela-Elliot öpüşmesi, son olarak da Tyrell Wellick’in dönüşü, Elliot’ı vurması ve Angela’ya itirafı, sezonun şaşırtıcı sahneleriydi.

-Tyrelliot bilmecesi: İkinci sezonun belki de en flaş gelişmesi, 11 bölüm boyunca nerede olduğu merak edilen ve öldü sanılan Tyrell’in kanlı canlı karşımıza çıkmasıydı.

Bütün planın merkezinde bulunan Tyrell’i son ana kadar ”zihninin bir oyunu” zanneden Elliot, planı sona erdirmeye çalışınca onun tarafından vuruldu. Son sekansta Angela ile yaptığı telefon konuşmasında anladık ki, Angela ile Tyrell tanışıyorlar ve her ikisi aynı planın parçası…

Ancak sezonun bombası da bu konuşmada gizliydi. Angela’yı ağlayarak arayan Tyrell, ”Onu (Elliot’ı) seviyorum” derken, Angela da ”Ben de” diye cevap verdi. Zaten Elliot-Angela romantizmine tanıklık etmiştik. Yalnız Tyrell’in bu enteresan çıkışı, muzip izleyici arasında, ”İşte bu Tyrelliot itirafı” esprilerine neden oldu.

-Gelecek sezonda bizi neler bekliyor?: Vurulan Elliot’ın nerede bulunduğu ve sağlık durumunun nasıl olduğu sezonun merak edilen sorusu. Tyrell ile işbirliklerinin sürüp sürmeyeceğini de yine 3. sezonda göreceğiz.  Ancak dizinin yaratıcısı Sam Esmail, şimdiden ”Elliot’ın geri dönmesi sürpriz olmaz” ve ”Tyrell, gelecek sezonda ağırlıklı olarak yer alacak” diyerek müthiş ikilinin ayrılmayacağını müjdeledi.

Alt benlik Mr. Robot’un, Elliot’ın vurulduğu sahnede alt edildiğini gördük. Gelecek sezonda yine sahneye çıkıp çıkmayacağını ise merak ediyoruz.

FBI tarafından sorgulanan Darlene, Dom’un gösterdiği şemada her şeyin merkezinde Tyrell’in, onun hemen altında ise Dark Army ile Elliot’ın olduğunu gördü. Darlene’i gelecek sezon FBI’ın tanık koruma programında görebiliriz. Bir başka ihtimal de Dark Army veya başka bir güç tarafından verilen destekle serbest kalması.

FBI’ın cevval ajanı Dom’un FSociety-Wellick-Dark Army planını alt edip edemeyeceği de çözülmeyi bekleyen gizemlerden.

Angela Moss’un planın içinde nasıl bir rol oynayacağı, Elliot-Angela aşkının nasıl bir yola gireceği, Elliot-Tyrell planının 3. safhaya geçip geçmediği de 3. sezonda izleyeceklerimizden.

Yeni sezonda görüşmek üzere…