Burcu B. Bilgin
Sonbaharla beraber dizi ekranında da hareketlilik başladı. Bazı dizilerin yeni sezonları yeniden seyirciyle buluşurken, yeni dizi filmler de ekranlarda boy göstermeye başladı.
Bununla beraber alternatifler de arttı ve eş dost tavsiyeleri havada uçuşmaya başladı bile… Deneme-yanılma yoluyla izleme, arkadaş tavsiyelerini dinleme, imdb ve rotten tomatoes listelerini karıştırma yöntemleriyle kendilerine yeni dizi arayanlar için bir rehber hazırladım. Benim de izlediğim dizilerden oluşan ve ekran karşısında kararsızlık çekip ”ne izleyeyim” diyenler için 10 yabancı dizi önerisi:
(Okurlar İçin Önemli Not: Dizilerin başındaki rakamlar sıralama amaçlı değildir. 1. sıradaki diziyi en çok tavsiye ettiğim, 10. sıradakini ise daha az tercih ettiğim anlamına gelmemektedir. Rastgele bir sıralamadır)
1-Westworld: Ekranların yeni dizisi Westworld, kısa sürede dizi fanatiklerinin gündem konusu haline geldi. Game of Thrones’un son 2 sezonu olması nedeniyle şimdiden “geleceğe yatırım yapan” HBO kanalı, Michael Crichton imzalı 1973 yapımı filmi uyarlayarak televizyon ekranına taşıdı.
Daha Matrix, Terminator, Wayward Pines, hatta Stepford Wives bile ortada yokken yapay zeka, robotlarla yaratılan evren, geleceğin distopik dünyası, üçüncü boyut gibi kavramları beyazperdeye getiren Michael Crichton, aksiyon, bilim kurgu ve westerni buluşturan bir çalışmaya imza atmıştı.
Dizi, zengin kesim için oluşturulmuş, Vahşi Batı’daki bir eğlence parkında geçiyor. Dr. Robert Ford (Anthony Hopkins) ve ekibi tarafından kurulan parkta ”ev sahipleri/hosts” şeklinde isimlendirilen robotlar bulunuyor.
Konusunu önceden bilenlerin daha kolaylıkla takip edebileceğini düşündüğüm dizi, bilim kurgu sevenler için ideal bir alternatif.
2- This is Us: Son dönemin bir başka çok konuşulan dizisi de This is Us. İlk bölümüyle sadece ABD’de bile 10 milyon kişiyi ekran karşısına toplayan NBC yapımı iddialı dizi, böylece ekran tarihinin pilot bölümü en çok izlenen yapımı unvanına da sahip oldu. Başrolünü İntikam/Revenge dizisiyle tanıdığımız Justin Hartley, A Walk to Remember filmiyle hafızalara kazınan Mandy Moore, Milo Ventimiglo, Sterling K. Brown ve Chrissy Metz’in paylaştığı dizi, hayatları tuhaf bir şekilde kesişen 5 kişiyi anlatıyor.
İlk bölümünün şaşırtıcı finaliyle ekran tarihinin en çok konuşulan dizisi olan This is Us ile ilgili anlatacağım her şey spoiler olacağı için burada kesiyorum. Sadece mutlaka izleyin, görün ve şaşırın diyorum.
3-Stranger Things: Bu yılın yaz aylarına damga vuran ve 1980’lerin ruhunu günümüze taşıyan Stranger Things, bilim-kurgu ve gerilim sevenler kadar 80’ler ruhuna aşık olanları da mutlu etti. Yaratıcıları Duffer kardeşlerin ilginç bir yöntemle özellikle Stephen King’in It, The Mist, Firestarter, Shining, Stand by me, Carrie, Steven Spielberg’in E.T, Goonies, Wes Craven’ın Elm Sokağı Kabusu, David Lynch’in İkiz Tepeler ve George Lucas’ın Star Wars’undan alıntılar yaptığı dizi, kısa sürede büyük ilgi gördü.
Winona Ryder ve David Harbour’u buluşturan dizideki 4 küçük oyuncu Finn Wolfhard, Millie Bobby Brown, Gaten Matarazzo ve Caleb McLaughlin ise dizi izleyicisini adeta fethetti. 2. sezon onayı alan dizi, ufak bir kasabada bir gece 13 yaşındaki Mike Wheeler’ın esrarengiz bir biçimde kaybolmasının ardından yaşanan gizemli olayları konu alıyor. Dizi, bilim kurgu sevenler ve 80’leri özleyenler için bulunmaz bir alternatif…
4-You are the Worst: Kendini dünyanın merkezinde sanan, çılgın ve kafası karışık bir yazar ile bencil ve ilişki özürlü bir halkla ilişkiler uzmanı, hiç hoşlanmadıkları bir çiftin düğününde tanışır. Sonrasında ise kural tanımaz, deli dolu, bağlanma sorunlu, bir dargın bir barışık ilişkileri başlar.
Evlilikten ve klasik ilişkilerden nefret eden İngiliz yazar Jimmy Shive-Overly (Chris Geere) ile PR uzmanı Gretchen Cutler’ın (Aya Cash) alkol, parti, uyuşturucu, cinselliğin yanı sıra, mizah, bilgelik, eğlence ve akıl dolu öyküsünü konu alan anti kahraman hikayesinde Irak’ta savaşan bir uyuşturucu satıcısı olan Edgar ile kiloları ve çılgınlığıyla başı dertteki Lindsay de yan karakterler olarak hikayeye renk katıyor.
Geleneksel olmayan insanların da ideal bir çift haline gelebileceğini konu alan dizinin 3. sezonu başladı.
5-Luke Cage: Netflix’in Jessica Jones’tan sonra bu kez yavuklusu Luke Cage’i ekrana taşıdığı dizi, Marvel evreninin ölümsüz süper kahramanını bu kez Jessica’dan ayrı olarak izleyiciyle buluşturuyor.
Jessica’nın uğruna çok şeyleri göze aldığı ve Kilgrave’in deyimiyle ‘’tek zayıf noktası’’ olan Luke, dizide Jessica Jones’dan öncesiyle seyirci karşısına çıkıyor. Otomobillerin kapılarını söken, kurşunlara meydan okuyan, hapishanenin demir parmaklıklarını tek bir tekmeyle yıkan Luke Cage, seyirciye aksiyonu zirvede sunuyor.
Sabotaja uğrayan bir deney sonucunda ultra güçlü ve derisi darbelerden, kurşunlardan zarar görmeyen bir süper kahramana dönüşen Luke Cage’i Mike Colter canlandırıyor. Dizide söylediğim gibi Jessica Jones (Krysten Ritter) rol almıyor. Ancak Luke Cage, ikinci sezon onayını alan Jessica Jones dizisinde yeniden izleyiciyle buluşacak.
6-Victoria: İngiltere kraliyet tarihinin isminden en çok söz ettiren kraliçelerinden Victoria’nın yaşamını konu alan dizi, sezonun en parlak İngiliz dizisi oldu. ITV yapımı Victoria, imdb puanı 8.4 olan başarılı bir yapım. Victoria’yı Doctor Who dizisiyle tanınan Jenna Coleman’ın, eşi Prens Albert’ı ise yeni James Bond olacağı söylentileriyle gündemden düşmeyen Tom Hughes’un canlandırdığı dizi, 18 yaşında tahta çıkan genç Victoria’nın hayatı çevresinde dönemin İngiltere’sini anlatıyor.
Dönemin sorunları olan köle tacirliği, trenin yeni yeni insanların yaşamına girmesi, sınıf çatışmaları, koleranın kol gezdiği yoksul sokakları da başarıyla işleyen Victoria’nın mini dizi olacağı açıklanmış olsa da başarısı üzerine 2. sezonunun yapılmasına karar verildi. Victoria ve Albert’ı canlandıran oyuncuların gerçek hayatta da sevgili olması, Prens Harry’nin de dizinin fanatiği olması gibi haberlerle de dikkatleri üzerine toplayan Victoria, yerini hak eden bir yapım…
7- The Fall: Ekran tarihinin en başarılı seri katillerinden Paul Spector geri döndü. İlk iki sezonuyla büyük ilgi toplayan, hatta başrol oyuncusu Jamie Dornan’ın bu dizideki performansıyla Grinin Elli Tonu filmindeki rolünü elde ettiği haberleri çıkan dizide, Gillian Anderson ile Dornan kimyası çok tutan bir ekran ikilisi oldu.
Ekran ikilisi demişken birinin seri katil, diğerinin onun peşindeki polis olduğunu da belirtmek lazım. Ekrandaki 3. sezonuna yeni başlayan dizi, kadınları kurban olarak seçen Paul Spector ile onu yakalamaya ant içmiş kadın polis dedektifi Stella Gibson’ın hikayesini anlatıyor. Çok başarılı bir polisiye olan The Fall’daki Spector karakterinin gördüğünüz en enteresan seri katillerden olduğunun altını çiziyor ve hararetle İngiliz yapımı bu diziyi tavsiye ediyorum.
8- Doctor Foster: Listemdeki bir başka İngiliz yapımı dizi de Doctor Foster. ”Erkek neden aldatır?” gibi yıllar yılı romanlara, dizilere, filmlere konu teşkil etmiş bir soruyu yeniden karşımıza getiren dizi, sezon finalinde çoğunluğu kadın olmak üzere 10 milyonu aşkın izleyiciyi ekran karşısına toplayarak reyting rekoru kırdı.
Konusu bilindik olmasına karşın neden bu kadar ilgi odağı olduğunu merak edenlerin ise diziyi izleyerek sorunun yanıtını bulacağı kesin. Doctor Foster, başarılı bir kadın doktorun, eşi tarafından aldatıldığını öğrenince farklı yöntemlerle ondan intikam alışının ilgi çekici öyküsü. Doctor Foster da 2. sezon onayını aldı.
9-How to Get Away with Murder: Her sezonuyla isminden söz ettiren How to Get Away with Murder, 3. sezonunda da geleneğini sürdürüyor. Oscar ödüllü usta oyuncu Viola Davis’e üst üste Emmy ödülleri ve adaylıkları getiren dizinin en büyük özelliği farklı kurgusu.
Zaman atlamaları üzerine kurulu olay örgüsüyle, bir olayı anlatırken flashbacklerle geçmişe dönen ve oradan tekrar olayı anlatmaya koyulan dizinin en büyük özelliği her bölüm sonunda ”şok” yaratması. Ve bu şoklar bildiğiniz ekran şok şok şoklarına benzemiyor, gerçekten ”hadi canım” dedirten türden. Dizinin konusuna gelince, hukuk profesörü Annalise Keating’in bir grup hukuk öğrencisini yanına staj için almasından sonra hepsinin ortak bir olaya karışmasını ve olayların arka arkaya gelişmesini işliyor.
10-Frequency: New York Polis Teşkilatı’nda görevli polis Raimy Sullivan’ın günün birinde amatör bir telsiz aracılığıyla ölmüş babasıyla iletişim kurabildiğini fark etmesinin ardından gelişen olayları konu alan Frequency, son dönemin ilgi çeken bir başka yapımı.
Gregory Hoblit’in 2000 tarihli aynı adlı filmini anımsayanların aşina olabileceği dizi, aynı yapımı başarılı bir şekilde ekrana taşıyor. Dizide başrolü Peyton List ile Riley Smith paylaşıyor. Dizi, Supernatural ve Being Human adlı yapımların yaratıcısı Jeremy Carver’ın imzasını taşıyor.
7 Yorumlar: "Ne izleyelim diyenler için 10 dizi tavsiyesi"
Dilek SAMSUN 20 Ekim 2016 (20:05)
Stranger Things ve Victoria (Jenna’dan mütevellit) ağır basmakla birlikte tüm tavsiyelerinizi dikkate alacağım 🙂
sinekaf 20 Ekim 2016 (22:31)
Victoria çok başarılı bir dizi. Öne alabilirsiniz. İyi seyirler
Asilhan Bilâl 20 Ekim 2016 (20:42)
Sıralamadan sıradan hangisine rastgelirsem izleyeceğim..
Hepsini izleyene ne mutlu..
Birini izleyemezsem mutsuz olacağım..
sinekaf 20 Ekim 2016 (22:31)
O halde iyi seyirler… Bazıları zaten yeni başlamış diziler
Edward Waite 22 Ekim 2016 (12:13)
Hannibal sonrası çektiğim krizi umarım listedeki “The Fall” ile tamamlayabilirim.
mert 2 Kasım 2017 (10:04)
this is us muhteşem bir dizi.
beril 5 Aralık 2019 (19:18)
the killing olmalıydı..