”Ne izleyeyim” diyenlere 10 dizi önerisi

Burcu B. Bilgin

Yabancı dizi izleyicisinin en büyük dertlerinden biri de hiç şüphesiz sürekli yeni yapımların arka arkaya ekrana gelmesiyle beraber kararsızlığa düşmek.

Ayrıca, yabancı dizilerinin yerli dizilere oranla sezonlarının çok daha kısa olması ve çoğunlukla ortalama 10-15 bölümden oluşması nedeniyle izleyicinin kısa süre içinde yine alternatifsiz kalması kaçınılmaz.

Sonsuz seçeneklerle kafası karışan seyirciyi biraz olsun rahatlatmak için çeşitli türlerden, bazıları yeni, bazıları ise ilk veya 2. sezonlarında olan dizilerden mini bir rehber derledim. Benim de izlediğim dizilerden oluşan ve ekran karşısında kararsızlık çekip ”ne izleyeyim” diyenler için 10 yabancı dizi önerisi:

DİZİLERE AİT FOTOĞRAF GALERİSİ İÇİN LİNKE TIKLAYIN

1-Marco Polo: Ünlü gezgin Marco Polo’nun Moğol sarayında geçen gençlik yıllarını konu alan dizi, 2 yıl aradan sonra Netflix tarafından yeniden ekrana getirildi. 3. sezon onayını aldıktan sonra uzun bir ara veren Marco Polo, özellikle yurt dışında çok önemli bir seyirci kitlesine sahip.

Vikings dizisinin tarih kokan havasını ve Game of Thrones’un şaşırtıcı olaylar silsilesini sevenlere hitap eden dizide, Marco Polo’yu 24 yaşındaki İtalyan aktör Lorenzo Richelmy, Kubilay Han’ı Benedict Wong canlandırıyor. Orta Asya, Çin ve eski Türkler’in tarihinden kesitler taşıyan dizi, taht  için ne kadar kan dökülüp fedakarlık yapılabileceğini gözler önüne sererken,  iktidar hırsının yarattığı acımasızlığı Batılı bir gezginin gözünden ekrana getiriyor. Marco Polo, Netflix yapımı olduğu için 10 bölümü birden aynı anda izleyiciyle buluştu. Dizinin 3. sezon onayı almasına da çok yüksek ihtimal olarak bakılıyor.

2- The Night Of: Ekranın taze dizisi, şimdiden isminden en çok söz ettiren yapım haline geldi. HBO kanalında izleyici karşısına çıkan The Night Of, şehirde arkadaşlarının verdiği partide bir gece geçirmek için yola çıkan Pakistanlı üniversite öğrencisi Nasır’ın (Rız Ahmed) esrarengiz bir kadınla tanışmasının ardından bir gecede kabusa dönen hayatını konu alıyor.

Ünlü aktör John Turturro’nun alışılmışın dışında taktiklere sahip bir avukatı canlandırdığı dizi, ABD’de yapılan ırkçılık ve ayrımcılığı da yan hikaye olarak işliyor. Kısa sürede ekranın en ilgi çeken dizisi haline gelen The Night Of, imdb’de 9.1 ortalamaya sahip.

3-Mr. Robot: Ekranların ”aklın sınırlarını zorlayıcı” ve ”bol twistli” dizisi Mr. Robot, Emmy ödüllerinde de Game of Thrones’un en yakın rakibi oldu. Başrolünü bu dizide oynayana kadar ismi duyulmayan Mısırlı Rami Malek ile ünlü aktör Christian Slater’ın paylaştığı Mr. Robot, AllSafe adlı bilgisayar güvenlik şirketinin sıradan bir çalışanı olan Elliot Alderson’ın bir grup bilgisayar hackerıyla tanıştıktan sonra tamamen değişen yaşamını işliyor.

Spoiler vermemek adına konusuna dair daha fazla ipucu aktarmak istemediğim Mr. Robot, Rami Malek’e ”En İyi Erkek Oyuncu” dalında Emmy adaylığını da getirdi. Malek’in bu ödülü çok büyük ihtimalle alabileceği de konuşuluyor. Bol bol sistem eleştirisi getiren ve dünyayı değiştirme amacıyla yola çıkan idealist insanların öyküsünü konu alan dizi, aynı zamanda psikolojik drama sevenleri de memnun edecek bir yapım.

4-The Kettering Incident: Birçok seyircinin tanışmamış olduğunu tahmin ettiğim bir dizi de The Kettering Incident. Henüz 2 bölümü yayınlanan dizi, Tazmanya’nın ilginç coğrafyasında geçiyor. David Lynch’in kült yapımı Twin Peaks’i (İkiz Tepeler) hatırlatan The Kettering Incident, tam anlamıyla insanın zihnini allak bullak edecek bir gizem dizisi.

Dizi, Londra’daki bir hastanede doktorluk yapan Anna Macy’nin (Elizabeth Debicki) neler yaşadığını hatırlayamadığı bir günün sabahında kendini doğup büyüdüğü Kettering kasabasında bulmasıyla başlıyor. Sonrasında 15 yıl arayla kaybolan iki kızın Anna ile bağlantısı üzerinden gizemli olaylar birbirini izliyor. Dizi, Twin Peaks gibi garip karakterler, anlamlandırılamayan hikayeler, enteresan olay örgüsü, karakterlerin birbirleriyle tuhaf bağlantıları ve esrarengiz olaylarla seyirciyi ilk günden ekrana bağlıyor.

5-The Affair: Ekranın bir başka bol twistli dizisi de The Affair. 3. sezon onayını alan üç Altın Küre ödüllü The Affair’ın ilk sezonunda kayınpederinin yazlığında kitabını yazmak üzere ailesiyle tatile çıkan Noah Solloway’in burada tanıştığı garson Alison Bailey ile yaşadığı yasak aşk konu edildi.

Kasabada meydana gelen esrarengiz bir kazaya kadar gelişen olayların Noah ve Alison’ın gözünden tamamen farklı biçimde anlatıldığı ilk sezon ekranda büyük başarı kazandı. İkinci sezonda bu kez yasak aşkın kahramanlarının eşlerinin de konunun içine girerek kendi bakış açılarından yine bambaşka biçimde öyküyü anlatmayı sürdürdüğü The Affair, 2. sezon sonunda gizemli olayın düğümüne kadar gelerek çok ilginç bir noktada tatile girdi. İzlerken şaşırmayı sevenlerin ilgi duyacağı dizi, ve 20 Kasım 2016 tarihinde yeniden ekranda olacak.

6-Fargo: Sinema tarihinin kült yapımları arasında yer alan Fargo filminden esinlenen, ancak farklı bir konuyu ele alan Fargo, kelimenin tam anlamıyla altın çağını yaşıyor. İlk sezonuyla 11 dalda Emmy ödülü kazanan dizi, 2. sezonuyla da 9 dalda aday gösterildi.

Üçüncü sezon onayını alan dizi, ilk sezonunda Billy Bob Thornton, Colin Hanks, Alison Tollman, Martin Freeman gibi ünlü oyuncuları, ikinci sezonunda ise Patrick Wilson, Kirsten Dunst ve Ted Danson’ı konuk etti. Limitli serilerin (her sezonunda farklı oyuncu kadrosu ve konu işleyen yapım) tartışmasız liderlerinden olan Fargo, ABD’nin kuzeyindeki buz gibi soğuk iki eyalet olan Minnesota ve Kuzey Dakota’da birbirine bağlı cinayetler ile birbirine bağlı olayları işliyor. Dizinin sezonları da aslında yine birbiriyle çok ilginç ilişkilere ve bağlantılara sahip ve her sahnesiyle seyirciyi şaşırtıyor.

7-How to Get Away with Murder: Dizi, hukuk fakültesinde profesörlük yapan, aynı zamanda ”sanıkları ipten alacak” kadar yetenekli olmasıyla tanınan  ceza avukatı Annalise Keating’in (Viola Davis), yetiştirmek üzere takımına aldığı bir grup öğrencinin karıştığı bir olaydan sonra tamamen değişen yaşamını konu alıyor. Sondan başa, baştan sona giderek flash back ve flash forwardlar aracılığıyla farklı bir olay örgüsüne sahip olan dizi iki sezonu tamamladı.

Viola Davis, Emmy ödülü kazandığı diziyle aynı ödüle bu yıl da aday gösterildi. Oscarlı oyuncunun en iyi performanslarından sayılan dizi, 3. sezon onayını da aldı. Cinayetten kurtulmanın püf noktalarını ve doğru hamlelerle suçlunun bile suçsuz gösterilebileceğini aktarması nedeniyle Amerikan hukuk sistemini de eleştiren dizi, ”aslında herkes cinayet işleyebilir” mesajını veriyor.

8-Poldark: Dönem dizilerine merak duyanların, Downton Abbey, Tudors, Merlin, Outlander gibi yapımların tutkunu olanların ve İngiliz yapımlarını sevenlerin ortak adresi olan bir dizi Poldark. Hobbit filmiyle tanıdığımız Aidan Turner’ın başrolü güzel ve yetenekli İngiliz oyuncu Eleanor Tomlinson ile paylaştığı dizi, 19. yüzyılda geçiyor.

Amerikan İç Savaşı’na katılarak dönen Ross Poldark’ın öldüğünü zanneden sevgilisini kuzeniyle nişanlanmış, çiftliğini ise enkaza dönmüş olarak bulduktan sonra başladığı zorlu mücadeleyi anlatan dizi, hem dönemi çok iyi yansıtıyor, hem de izleyiciyi romantizmin doruklarına taşıyor.  Mini dizi olarak planlanan BBC1 yapımı Poldark, çok yüksek reytingleri nedeniyle uzatılarak 2. sezon onayı aldı.

9-Horace and Pete: İki ünlü oyuncu Steve Buscemi ile Louis C.K’nin rol aldığı Horace and Pete, isminden günlerce söz ettiren bir mini seri oldu. Louis C.K tarafından yaratılan ve neredeyse tamamı Horace and Pete adlı bir barda, tek mekanda geçen dizi, işlenen olaylar kadar bar müşterilerinin incelikli diyaloglarıyla da tiyatro atmosferini dizi ekranına getiriyor.

Aynı ailenin 1916 yılından beri Horace ve Pete ismini taşıyan üyeleri tarafından işletilen bardaki ilginç olayların ironik bir bakış açısıyla aktarıldığı dizi, 9.0 ortalamayla imdb’nin en yüksek izleyici oyuna sahip yapımlarından. Ekrana vedasıyla da üzen dizinin ilk ve tek sezonu mutlaka izlenmeli.

10- Grace and Frankie: Ekranın sevimli komedisi Grace and Frankie, şaşırtıcı bir konuya sahip. Bir hukuk firmasında ortak olan eşlerinin eşcinsel ve birbirleriyle 20 senedir beraber olduğunu öğrenen Grace (Jane Fonda) ile Frankie’nin (Lily Tomlin) yaşadıkları şokun ardından çok sağlam bir dostluk kurmalarını konu alan dizi, zıt karaktere sahip iki kadının aynı eve taşınmasıyla eğlencenin zirvesine taşınıyor.

Eşcinsel çifti usta aktör Martin Sheen ile Newsroom dizisinden de tanıdığımız Sam Waterston’ın başarıyla canlandırdığı dizi, aynı zamanda artık dünyada legalleşmeye başlayan eşcinsel evliliklerini de eğlenceli bir sinema diliyle ekrana getiriyor. Bu dizideki rolüyle Lily Tomlin, Emmy adayı. Bölümleri 30’ar dakika olan Grace ve Frankie, gülümsemeye ihtiyacı olanlar için çok iyi bir seçim. İki sezonu biten dizi, 3. sezon onayını aldı. Netflix yapımı olduğu için tüm sezonun aynı anda ekranda olacağını da hatırlatayım.

 

2 Yorumlar: "''Ne izleyeyim'' diyenlere 10 dizi önerisi"

  • comment-avatar
    samet güzel 23 Temmuz 2016 (18:24)

    insanlara daha 2 bölüm oynamiş bir diziyi tavsiye etmek sadece ben buldum demek için yazilmiş bir yazi gibi..bence vinyl tarzi pek bilinmeyen ama iyi dizilerden bahsetsen daha iyi olurdu..

    • comment-avatar
      sinekaf 25 Temmuz 2016 (18:25)

      izleyip izlememek tercihinizdir… Güzel seyirler

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.