Nitelikli seyirci neden yerli dizi izlemiyor?

Burcu B. Bilgin

Televizyon kanallarında birbirinin aynı konulardaki yerli diziler izleyiciyi her gün tabldot yemek zorunda bırakılmış gibi hissettiriyor. Ancak sonunda seyirci buna karşı tepkisini göstermeye başladı ve yerli dizi seyretmemeyi seçti. Özellikle genç kesim başta olmak üzere uzun süredir ekrandaki yerli dizilerde aradığını bulamayan nitelikli seyircinin tümü yabancı dizilere kaydı.

Geçmiş yıllara bakacak olursak ”yerli dizilerden kaçınma hali” aslında bu derecede yoğun değildi. Ancak her sezon bu biraz daha katlanarak arttı. Peki izleyici neden yerli dizileri artık izlemiyor, işte bunun nedenleri:

1- Güzel, yakışıklı, ama kötü oyuncular: Yabancı dizi sektörü her geçen gün biraz daha ileri gidiyor. Eski yıllarda dizilerde  ünlü oyuncuları pek göremezdik, ancak tabiri caizse ”çaptan düştüklerinde” ekranda boy gösterirlerdi. Son yıllarda ise aklınıza gelebilecek bütün ünlü isimler dizilerde rol almaya başladı. Böyle olunca dizi sektörüne yatırım büyüdü, dizilerin kalitesi  de buna paralel olarak artış gösterdi. Dolayısıyla reytingler de gözle görülür derecede arttı.

Buna karşılık yerli ekrana baktığımızda tam tersi bir durumu gözleyebiliriz. Her ne kadar bizde de bütün ünlü oyuncular dizilerde boy gösterse dahi bir o kadar da sadece dış güzelliklerine göre rol verilen oyuncuya rastlıyoruz. Her geçen gün bir başka oyuncu parlarken bunların büyük çoğunluğu dizileri ekrandan kalkınca unutuluyor. Ancak maalesef bazıları da olanca yeteneksizliklerine rağmen PR balonlarıyla uçuruluyor. Tabii nitelikli seyirci her şeyin farkında.

 

Sherlock

 

2- Yerli diziler aynı konular etrafında dönüyor: Yabancı dizilerde bilim-kurgu, fantastik, suç, polisiye, komedi, korku, gerilim, dram ve bunların alt türleriyle beraber akla gelebilecek her tema işleniyor. Hatta çok anlatıcı, üst kurmaca, hikaye içinde hikaye ve twistlerle izleyicinin önünde farklı kapılar açılıyor.

Ancak yerli dizilerde ise günden güne aynı temalar işlenmeye başlandı. Varsa yoksa entrika, aşırı lüks içinde yaşayan aileler, ucu sivriltilmiş dramatik anlatımlarla varoş yaşantısı, 20’li yaşlardaki gençlerin başından geçen aşklar, açıklanmamış sırlar ve uzayıp giden konularla yerli dizi sektörü bir kısır döngünün içine girdi. Az sayıdaki polisiye yapım da ekranda çeşitlilik sağlamaya yetmiyor. Mesela Türkiye’de fantastik yapım yok. Bilim-kurgu dizisi bugüne kadar hiç çevrilmedi. Yabancı diziler içinde çok büyük bir paya sahip olan suç/gerilim türü hiç yok.

 

Hayat Şarkısı

 

3- Deneysel çalışma yapılmıyor: Geçtiğimiz yıllarda özellikle genç izleyicinin büyük bir ilgiyle seyrettiği Leyla ile Mecnun, ekran tarihindeki en iyi çalışmalarındandı. İlk kez absürt komedi türünde bir dizi film örneği ekrana gelirken, Onur Ünlü ve ekibi, riskli olanı deneyip başardı. Ancak bildiğimiz sebeplerle dizi en zirvede olduğu dönemde ekrandan kaldırıldı ve başka bir kanalda da şans bulamadı.

Halbuki diğer ülkelerde sürekli farklı çalışmaların önü açılıyor, bilakis teşvik ediliyor. Çünkü çeşitlilik ve yeni türler her zaman için sinemaya, televizyon sektörüne yeni bir şeyler katıp zenginleştirirken izleyiciyi çekiyor. Bizim ekranımız ise deneyselliğe çok kapalı…

 

Leyla ile Mecnun

 

4- Halk bunu istemiyor: Leyla ile Mecnun gibi Emrah Serbes’in romanından ekrana uyarlanan Behzat Ç: Bir Ankara Polisiyesi de Türkiye’de örneğine rastlanmayan çalışmalardandı. Psikolojik dram ile polisiyeyi iç içe geçiren Behzat Ç’nin başarısının altında iç dünyaları çok iyi işlenmiş karakterler büyük rol oynuyordu.

Yine Kanıt, anlatımlarla kurguyu birarada ekrana getirmesi açısından farklı bir yön çizmişti. Bu dizinin halen eski bölümleri bile sağlam bir izleyici kitlesine sahip. Ancak uzun bir aradan sonra yeniden farklı bir ekiple ekrana dönen dizinin ne yazık ki kurgusu değiştirilmiş ve yerli ekrandaki her güzel şey gibi o da bozulmuş.

Neticede, deneysel çalışmalara yer vermeyen TV yapımcıları ve kanalların, ”halk bunu istiyor” bahanesinin ardına sığınarak farklı türlerde senaryolara yer vermiyor. Ancak halk bunu istemiyor, aksine farklı çalışmalar bekliyor.

 

Kanıt

 

5- Dizi süreleri çok uzun: Ekran başında bir yerli dizi için en aşağı 2-2.5 saat vakit ayırmanız gerekiyor. Halbuki herhangi bir yabancı dizinin bir bölümü 1 saati bile bulmuyor. Mesela Game of Thrones 55, Vikings 50 dakika. Komedi dizilerinde bu süreyi daha da kısaltıp 25-35 dakikalık dizi yapma eğilimi de yaygın. Casual, Grace and Frankie, Mozart in the Jungle 25-30 dakikalık dizilerden ve çok da ilgi görüyorlar.

Ekranda uzun süre kalıp reklam pastasından daha büyük paylar alma yarışındaki televizyon kanalları yapımcıya, yapımcı da dizi ekibine yükleniyor. Sonuçta geriye saatler süren diziler, ekrandan uzaklaşan seyirci, boşa giden emek kalıyor.

 

Game of Thrones

 

6- Diziler kısa sürede yayından kalkıyor: Bu çarkın içinde senaristlerin de işi zorlaştı. Uzun dizi bölümleri yazmak zorunda kalan senaristler doğal olarak birkaç bölüm sonra tıkanıyor, konuyu nereye sürükleyeceğini bilemiyor, gereksiz uzatmalara gidiyor. Uzatmalar beraberinde mantık hatalarını getiriyor ve sonuçta reytingler düşüyor ve kaçınılmaz son gelerek dizi kaldırılıyor. Bu durumda da izleyici hiçbir diziye bağlanmak istemiyor.

 

Yüksek Sosyete

 

7- Bol para dökülüyor ama: Hem Türkiye, hem de dünyada sinema ve TV çok pahalı bir sektör. Ekrana gelen dizilere de esasen yapımcıları çuvalla para döküyor. Birkaç ay içinde ekrandan kalkan bu dizilerin bir bölümünün parasıyla çoğunlukla düşük ya da orta bütçeli iki sinema filmi bile çekilebilecekken bu para heder ediliyor.

Türkiye’de dizilerin birçoğu aslında özellikle görüntü yönetimi açısından başarılı ürünler. Ama en büyük sorun senaryoda bitiyor. Hep aynı türden senaryolara prim verilmesi ve onların da uzadıkça uzaması sebebiyle emekler boşa gidiyor.

 

gecenin-kraliçesi

 

Peki tıkanan yerli dizi sektöründe çözüm ne? Çözüm elbette ki konu çeşitliliğine gidilmesi, ”halk bunu istiyor” bahanesiyle aynı türde, kısır konuların ekrana getirilmemesi, dizi sürelerinin kısaltılması. Kısa vadede ise mini dizi yapmaya gidilebilir. Bir sezonu 8-10 bölüm arasında değişen mini diziler, yurt dışında çok revaçta. En azından ekip de ne yapacağını, işin başını, sonunu bilir. Çünkü bu iş böyle gitmez, bu gidişle yerli dizi sektörünün izleyici kaybı artarak sürer ve geçmiş yıllarda çok büyük gelişme gösteren bu sektör sonunda dükkana kilidi vurur.

2 Yorumlar: "Nitelikli seyirci neden yerli dizi izlemiyor?"

  • comment-avatar
    s.ulu 30 Ağustos 2016 (18:38)

    Sebeplerden biri ; Türkçe dizi ile yabancı dizideki konuşma metinlerini inceleyin….
    ………..

    • comment-avatar
      sinekaf 30 Ağustos 2016 (20:51)

      Doğru tespit

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.