(Uyarı: Penny Dreadful 3. sezon 1 ve 2. bölümleri izlemiş olanlar okumalıdır)
Burcu B. Bilgin
Gizem ve korku türünün en iyi örnekleri arasında yer alan Penny Dreadful, 3. sezona kadrosunu güçlendirerek başladı. Yeni kadroyla beraber de sürprizler birbirini izledi. Görünen o ki, dizi artık izleyicisini çok daha fazla şaşırtarak yoluna devam edecek.
Yenilikler kadar 3. sezonda değişmeyen şeyler de var. Bunların başında baş karakter Vanessa Ives ya da dizideki yaygın hitabıyla Miss Ives’ın kötü kaderi ve bitmeyen çilesi geliyor. Bu arada dizinin kahramanları, üç kıtaya yayıldı ve ilk sezonda kurulan Malcolm Murray ve ekibinin şu anda birbirinden neredeyse haberi yok. Peki her birinin cephesinde yeni sezonla beraber neler değişti ve bundan sonra neler bekleyebiliriz?
-Vanessa Ives: Aslında baş kahramanımız iyi niyetli ama belaya bulaşma potansiyeli yüksek. Hani bazı kızlar vardır ya mahallede ne kadar belalı tip var onlara bulaşır Vanessa Ives (Eva Green) da o hesap. İlk sezonda ölümsüzlük ve sonsuz güzellik takıntılı Dorian Gray’den (Reeve Carney) kendini zor kurtaran Vanessa, ikinci sezonda bu kez kurt adam Ethan Chandler/Talbot’a (Josh Hartnett) gönlünü kaptırdı. Ethan’a evlenme bile teklif eden Vanessa, ”Sorun sende değil bende. Sen benden daha iyilerine layıksın” kafasındaki Ethan tarafından terk edilince depresyona girdi. Kaldı ki o da kurt adam olduğunu öğrendiği için Vanessa’yı koruyordu.
Yeni sezonda depresyondan babacan Ferdinand Lyle’ın (Simon Russell Beale) tavsiye ettiği psikolog sayesinde çıkmaya başlayan Vanessa, onun ”hiç yapmadığınız bir şey yapıp sevdiğiniz bir yere gidin” önerisiyle gittiği tabiat tarihi müzesinde yakışıklı bir zoolog ile tanıştı. Dr. Alexander Sweet (Christian Camargo) ikide bir kahramanımızın ismini de unutup pek o kadar ilgilenmiyor görünürken, Vanessa ona bir de sürpriz yapıp ”Denizler Altında 20 Bin Fersah” gösterisine götürdü. Kaptan Nemo kafası filan aralarında bir yakınlaşma başlarken bölüm sonunda bir de baktık şeytanın kardeşi, Kazıklı Voyvoda Dracula bu arkadaşmış. Zaten anlamalıydık, Sweet diye soyadı mı olur. İbrahim Tatlıses bile değiştirmişti.
Dracula eline kadar düşmüş Vanessa’yı nedense ısırıp derhal vampir yapmayı da düşünmedi. Belli ki zoru seviyor. Bu cephede beklentimiz tabii ki kurt adam Ethan’ın gelip Dracula ile çarpışması… Tabii işi bu kez çok daha zor. Sahi bu vampirler gündüzleri tabutta yatmıyor muydu, adet değişti mi artık? Hepsi güpegündüz ortalarda gezmeye başlamış.
-Ethan Chandler/Talbot: Hem kafa derisi yüzen bir adam, hem toprak sahibi bir senatörün oğlu, bonus olarak da kurt adam olan Ethan’da yok yok. Sevdiklerini, ”aman kaçın” diyerek çevresinden uzaklaştıran Ethan, sinir bozucu komiser tarafından Amerika’ya götürülürken vagondan kaçırıldı. Babasının adamlarının eline düşen adamımız, bir ara kurt adam olup onların hepsini parçaladı. Bu esnada şeytanın kızı Hecate (Sarah Greene) ile yeniden rastlaşan Ethan, kendi gibi bir yaratıkla yolu kesişince tencere-kapak görünümü çizse de Vanessa’yı unutabileceğini sanmıyoruz.
-Sir Malcolm Murray: Bu kahramanımız da en az Vanessa kadar çileli. Yoldaşı Sembene’nin kurt adam Ethan tarafından istemeyerek öbür dünyaya gönderilmesinin ardından onu gömmek için Afrika’ya giden Malcolm Murray (Timothy Dalton) dönüşte tesadüfen bir Amerika yerlisi Kaetenay (Wes Studi) ile tanıştı. Daha doğrusu bizim albayı diğer tarafa göndermeye çalışan bir ekibi Kaetenay etkisiz hale getirdikten sonra asıl amacını açıkladı. Ethan Chandler’ı ”Talbot” olduğu dönemden tanıyan ve yerlilerin kafa derilerini yüzdüğü için pişman olduğunu bildiği için ”oğlu” gibi sevip benimseyen Keatenay, aslında Malcolm’u Ethan’a beraber ulaşmak için bulmuştu. Beraber gemiyle Amerika’ya doğru yola çıkan ikilinin kaderinde Ethan’ı bulmak ve tekrar İngiltere’ye dönüp Vanessa’ya yardım timi oluşturmak var. Diziye yeni katılan Kaetenay, ekibin yeni Sembene’si olacak büyük ihtimalle…
-Dr. Victor Frankenstein: Bu çocuk adam olmaz. Kendi mamulü olan Lily’ye (Billy Piper) aşık olan Frankenstein, kızın Dorian Gray (Reeve Carney) için kendisini terk etmesine rağmen peşinden ayrılmıyor. Lily, ”İlk aşk Victor, unutursun” dese de akıllanmaya niyeti yok. Eski arkadaşı Dr. Henry Jekyll (Shazad Latif) ile deneyler yapıp Lily’yi ”düzeltmeyi” ve ”kendine aşık etmeyi” aklına koyan Victor’ın aşkın zorla elde edilemeyeceğinden hala haberi yok. Bu arada, Jekyll’ı Hintli yapmak da tam bir Penny Dreadful icadı, ama çok iyi bir fikir. Yeni transfer bu karakteri çok tuttum. Victor, ”Şeytan karanlığı, melekler ışığı arar” sözüne karşılık, akıl hastanesine bakarak, ”Onlar ne ışığı, ne de karanlığı, sadece beni görüyor” diyerek ”Hem iyi hem de kötü benim” demek istedi. Böylece Yin-Yang (herkesin içindeki iyi-kötü) felsefesine gönderme yaptı. Deneylerini merakla bekliyoruz.
-Dorian Gray-Lily: Bu dizide en çok bunların kafasını seviyorum. Danslar, valsler, balolar filan derken şimdi de ölümsüzlüğe taktılar kafayı. Gerçi Dorian zaten ölümsüzlükten başka bir şey düşünmüyordu, Lily’ye de bulaştırdı. Genç bir kızı sadist lordlar kamarasını katlederek kurtaran ve konaklarına getiren çılgın ve ölümsüz çift, yakın zamanda başkalarını da bularak ölümsüzler ordusu kurmaya niyetli. Bu arada Victor, karşı atakla Lily’yi kaçırıp planlarını bozmazsa…
-John Clare: Dizideki en nahif, duygulu, aklı başında, bir o kadar da mazlum ve kadersiz olan dostumuz, kutuplardaki bir gemide seyahat etmekteydi. Adamların birbirini yiyeceklerini anlayıp gemiden inen John Clare (Rory Kinnear), bu aralar astral yolculuklarla geçmişte kim olduğunu hatırlamaya başladı. Karısı, çocukları, bir ailesi olduğunu anımsayan John, ailesini bulmak için yola düşecek gibi görünüyor.
Yeni kadrosuyla 3. sezona sağlam bir başlangıç yapan Penny Dreadful, korku literatürünün karakterlerini bünyesine ekledikçe daha da renkleniyor. Hikaye çeşitliliği ve karakter zenginliğiyle tatili iyi değerlendirdiği görülen dizi, şimdiden bu sezonun vazgeçilmezi oldu. Yeni bölümlerde korku dozu artarak yoluna devam edecek olan dizinin 4. sezon onayı alması da kaçınılmaz gibi görünüyor.
Yorum Yapılmamış: "Penny Dreadful: Ne çektin be Vanessa"