Suicide Squad: Dağ neden fare doğurdu?

Burcu B. Bilgin

Çekimlerine başlandığı ilk günden bu yana büyük reklamı yapılan, fragmanlarıyla ve ünlülerden oluşan kadrosuyla da beklenti çıtasını yükselten Suicide Squad nihayet seyirciyle buluştu. Bir süredir Marvel Comics ile mücadelesinde vites büyüten DC Comics’in çok şey beklediği film, Türkiye’de de Gerçek Kötüler gibi enteresan bir isimle gösterime girdi. Ancak film, bu yıl hayal kırıklığı yaratan birçok büyük prodüksiyon gibi eksileri artılarından fazla bir yapım olarak karşımıza çıktı.

Yönetmenliğini David Ayer’ın üstlendiği film, Will Smith (Deadshot), Margot Robbie (Harley Quinn), Jared Leto (Joker), Ben Affleck (Bruce Wayne/Batman), Jai Courtney (Kaptan Boomerang), Cara Delevingne (Enchantress), Viola Davis (Amanda Waller), Joel Kinnaman (Rick Flagg), Karen Fukuhara (Katana), Adawale Akinnuoye-Agbaje (Killer Croc), Jay Hernandez (El Diablo) ve Adam Beach’ten (Slipknot) oluşan bir kadroya sahip.

Robert Kanigher ve Ross Andru tarafından 1959 yılında yaratılan çizgi romandan uyarlanan Suicide Squad,  devlet tarafından gizemli bir suç örgütüne karşı hapisteki süper güçlü kötü adamların bir araya getirilmesini konu alıyor.

-Kafası karışık ve kopuk senaryo-

Filmin çizgi romandan sinemaya uyarlaması da David Ayer’a ait. Ancak filmi başlı başına sıkıntıya sokan da Ayer’ın ta kendisi. Çünkü filmin ilk 15 dakikasından sonra kafası karışık insan gibi bir oraya bir buraya savrulan, kopuk kopuk, ne anlatmak istediğini bir türlü bilemeyen, habire yalpalayan bir senaryo ortaya çıkıyor.

Karakterlerin tanıtıldığı ve sanki çok müthiş bir film seyredecekmişiz izlenimini uyandıran bu sahnelerin ardından senaryo önce Viola Davis’in canlandırdığı Amanda Waller üzerine yoğunlaşıyor, sonra büyük bir kısmı sanki bu karakter yokmuşçasına devam ediyor.

Jared Leto tarafından canlandırılan Joker, filmde büyük bir ağırlığı olacakmış gibi görünürken birden geri plana çekiliyor. Büyük bir aksiyonun ardından senaryo  bu kez karakterlerin ”neden kötü olduklarını” anlatan flash backlere boğuluyor. Barda karakterlerin sohbet ettiği ve birbirlerine hayatlarını anlattığı bu sekanstan sonra kötüler takımı nedense beklenmedik bir duygusallık içine giriyor ve film enteresan şekilde dramatik bir yapıya dönüşüyor. Yine bunu izleyen büyük bir aksiyon dalgasının ardından sona eriyor. Filmin sonlarına doğru ilk 15 dakikadaki tempo yeniden yakalansa da bunun filmin genelinde bir katkısı olmuyor.

-Ağlak Will Smith, bizim avukat Viola Davis-

Oyunculuklara gelince, filmde en çok göz dolduranlar Harley Quinn’i canlandıran Margot Robbie ile El Diablo rolündeki Jay Hernandez. Hatta Robbie bu filmi izlemek isteyenlerin sinemaya gitme amacı dahi olabilir.

Deadshot’ı canlandıran Will Smith, özellikle kızıyla diyaloglarını da düşündüğümde beni en iyi performansı olduğunu düşündüğüm Umudunu Kaybetme filmine götürdü. Ama böyle bir anti kahraman filmi için elinde silah, gözlerinde yaşlarla ”altı kaval üstü şişhane” dedirten bir durum söz konusu…

Joker’ı canlandıran Jared Leto’dan çok şey bekliyorduk.  Joker’ı baştan yaratacağını düşünmeme rağmen hem sahneleri çok azdı, hem de oyunculuğu bana biraz abartılı geldi. Heath Ledger, Jack Nicholson performansı ise hiç beklemeyin. Batman’in film içindeki varlığı ise işlevsiz. Zaten Ben Affleck’in de gelmiş geçmiş en kötü Batman olduğu zaten aşikar iken…

Büyücü rolündeki Cara Delevigne sapır sapır dökülürken, ben asıl usta oyuncu Viola Davis’e şaşırdım. Neredeyse zorla oynuyormuş gibiydi. Bazı sahnelerde ise How to Get Away with Murder dizisinin müthiş avukatı  Annalise Keating’e dönüştü. Bunların dışındaki diğer oyuncuların ise vasat olduğunu söyleyebilirim.

Teknik yönden ve görüntü yönetimi açısından elbette ki iyi bir film. Ama artık süper kahraman filmlerinin hepsinde sinema teknolojisiyle bezeli aksiyon sahneleri üç aşağı beş yukarı aynı. Yani aksiyon için de illa bu filme gitmeye lüzum yok.

Netice itibarıyla senaryo açısından kopuk, ne anlattığı anlaşılamayan, aksiyon sahnelerinin arasına serpiştirilmiş diyaloglardan ibaret olan, oyunculukları ise genelde vasat bir film Suicide Squad. Çok iyi bir fikri ve sağlam bir oyuncu kadrosunu harcadıkları ortada. Filmin özeti şu: Un var, şeker var, yağ var, ortada tatsız tuzsuz bir helva…