TV yarışmaları: Bir millet dövüşüyor

Burcu B. Bilgin

Türkiye’de hemen herkeste bir öfke nöbetidir, bir bunalımdır, bir patlamaya hazır bomba halleridir gidiyor. Günlük yaşamdan sosyal medyaya, siyasetçilerden aile fertlerine kadar herkesin canı sıkkın, insanlar çatacak, patlayacak yer arıyor. Televizyon da toplumun aynası olarak kavga görüntüleriyle dolu. Ancak belki de bu elektriği alması gereken bir araç olması gereken televizyon, tam aksine ateşe benzin döküyor.

Bu suça iştirak edenlerin başında da hemen her kanalda gündüz kuşağından başlayıp tüm güne kadar uzanan yayınlarıyla televizyon yarışmaları geliyor. Bu yarışmalar, bireyler arası kavga ve çatışmayı gündelik yaşamın doğal bir parçası gibi sunarak şiddeti evlerin içine kadar taşıyor. Peki, TV yarışmalarının neredeyse birbirinin aynı olan dili, izleyiciye nasıl mesajlar veriyor?

1-Egonuzu yüksek tutun: İster yetenek, ister izdivaç, ister moda, isterse Survivor gibi mukavemet yarışması olsun ilk şart egoyu yüksek tutmak. Öyle ki, asla karşınızdakiyle empati kurmak veya diyalog yoluyla anlaşmak mevzu bahis değil. Sürekli ”ben” diye başlayan cümleler kurarak kendisini öven yarışmacılar, ne kadar mükemmel ve doğru davranışlarda bulunduklarının sık sık altını çiziyor. Herhangi bir tartışmada kesinlikle karşı tarafın da haklı yönleri olabileceğini kabul etmek söz konusu olmadığı gibi, onu en ağır sözlerle eleştiriyor ve mutlaka kendini haklı görüyor. Mütevazılıktan uzak, kendini beğenmiş, kibirli, egosu yüksek yarışmacılar ise nedense kitleler tarafından eleştirilmek şurada dursun SMS yoluyla yapılan halk oylamalarında en tepede çıkıyor. Bu yarışmacıların ekrandaki örnekleri arasında, Survivor yarışmacılarından Turabi, Nihat Doğan, Semih Öztürk, İşte Benim Stilim yarışmacılarından Ayşenur Balcı, Çiğdem Çelik, Ayşegül Doğan, Kısmetse Olur yarışmacısı Melis Betkayan yer alıyor.

 

Kısmetse Olur

 

2-Sürekli tartışma çıkarın: Sadece egoyu yüksek tutmakla bitmiyor elbette. Televizyon yarışmalarında öyle sütliman, herkesin birbiriyle olumlu, iyi ilişkiler içinde olduğu, yapıcı diyaloglar kurduğu atmosfer hiç de muteber değil. Yemek yarışmalarında bile herkes rakiplerine mutlaka en sert sözlerle sataşıyor. En sakin insanı bile çileden çıkartacak sözler sarf ediliyor. Birbirinin yüzüne karşı kaba sözler, hakaretler veya tartışma çıkaracak söylemlerin yanı sıra, kameralar yarışmacıların görüşlerini de özel olarak alıyor. Kameraya konuşan yarışmacılar, bazen yarışma içerisinde rakiplerinin yüzüne söylemedikleri bir çok şeyi arkalarından iletiyor, hakaretlerini burada da sürdürüyor. Yarışmacı ne kadar çok tartışmaya karışırsa isminden o kadar çok söz ediliyor. Sosyal medyada hakkından çok konuşulduğu zaman da yarışmadaki yeri sağlamlaşıyor. Mesela sayısız olumsuz mesaj alan, sosyal medyada hakkında atıp tutulan, sevilmediği belirtilen Melis Betkayan’ın evlenmeye niyeti olmadığı halde izdivaç programında kalmaya devam etmesi gibi.

 

 

3-Kumpas kurun, kuyu kazın: Yarışma boyunca birileriyle tartışıp sürekli kendinizden söz etmek de yetmiyor. Bir de rakiplerine ayak oyunu yapmak gerekiyor. Şeytanın aklına gelmeyecek stratejilerle rakibini zor durumda bırakacak, kötü duruma düşürecek, sıkıntı yaşamasına sebep olacak Bizans oyunlarına sıklıkla başvuranlar yarışmada ”başarı” kazanıyor. Bu taktikler çoğu zaman diğer yarışmacılar tarafından artık ”yarışma jargonu” haline gelen, ”Kameralara oynuyorsun”, ”Kendin gibi değilsin”, ”Sahtesin” gibi cümlelerle dile getiriliyor. Ancak başkasında şikayet ettiği şeyi birkaç gün sonra o yarışmacı da yapıyor. Survivor yarışmacılarının performansı geçtiğimiz günlerde açıklandı ve performans olarak 8. sıradaki yarışmacının SMS oylarında 1. sırada olduğu ortaya çıktı. Gel de o halde kumpasların ne kadar büyük önem taşıdığına inanma.

 

Nihat Doğan Survivor

 

4-Tuhaf aforizmalar sarf edin: Yarışma içerisinde özellikle genç kitlenin hoşuna gidecek tuhaf, ipe sapa gelmez aforizmalar sarf etmek gerekiyor. Ekran tarihinin gelmiş geçmiş en meşhur anti kahramanlarından biri olan nam-ı diğer ”Turbo Turabi”,  ”Hayatta iki şeye dikkat edeceksin. Bir yolda giderken kavşaklara, iki yüzüne gülüp arkandan iş çeviren yavşaklara”, ”Senin yaptığın gider benim hoşuma gider”, ”Ben Turbo Turabi’yim. Kazanma hırsım benim yakıtım” gibi sözleriyle zihinlerde ister istemez yer etmişti. Nihat Doğan ise ”Survivor bizim namusumuz, biz halka karşı sorumluyuz”, ”Burası Survivor beyler burası Survivor burada şaka yok” gibi sözleriyle hala hafızalarda. Survivor yarışmacısı Semih Öztürk ise yarışmacı arkadaşlarına, ”Senin aklını alırım”, ”Ben buraya beyin ameliyatı yapmaya geldim”, ”Ya senin düşünmene gerek yok, ben düşünürüm, sen dediğimi yap” gibi hakaretle karışık sözler ederken ne yazık ki bunlar gençler tarafından da kullanılıyor. Hiçbir şey yapamıyorsanız eski Survivorcı Taner gibi olmadık gülünçlükler yapın, mesela yengece saldırın.

 

 

5-Garip gündemler oluşturun: Yarışma içerisinde hiç ortada öyle bir sorun yokken tuhaf gündemler oluşturmak da yarışmacının lehine oluyor. Kısmetse Olur yarışmacısı Serhan Çeliker, evdeki sarı bir koltuğu, ”Bu koltuk benim, başkası oturamaz” diye ipotek altına alıp koltuğa oturmak isteyen herkesle kavga etmiş, hatta ihtar almıştı. Nihat Doğan, durup durduk yerde salya sümük ağlayarak ”Memleketimin koyununu bile özledim. Onlar bile bir güzel bakıyor” diye tutturmuştu. İşte Benim Stilim yarışmacısı Ayşegül Doğan, cümle içerisinde ister istemez ”boy” kelimesi geçtiği anda ortalığı birbirine katıyordu. İşte bunlar hep taktik.

 

Kısmetse Olur Mehtap

 

6-İnsanların zekasıyla alay edin: Yarışmada kendisine bir imaj belirleyip kitleye mesaj vermek isteyen yarışmacının uyguladığı taktiklerden biri de bu. Özellikle son yılların trendi olduğu üzere kendini Anadolu insanı, mazlum, ezilmiş, yoksul gösterip genel halk kitlesinden oy almayı düşünen yarışmacı buna başvuruyor. Nihat Doğan ikide bir ”halkım” diyerek bu mesajın altını çizerken, Fransa’da tiyatro eğitimi alan, Londra’da tiyatroculuk yapan Semih Öztürk’ün de ”mazlum halk çocuğu” imajı çizmesi aklını çalıştıran kitleyi güldürüyor. Üç dil bilen, üniversitede sinema, Fransa’da tiyatro eğitimi alan birinin yaygın deyişle ”halka oynaması” ise ilginçtir vatandaştan bol bol oy alıyor. Semih hayranları, onu Twitter’da dünya çapında TT bile yaptı. Ada’daki yarışmacılardan Serkay Tütüncü’nün, ”Sen Alaçatı’ya gidemezsin” sözleri bile Semih’in ”sözde yoksulluğu” ile ilişkilendirildi. Hayranlarından hiçbiri, yurt dışında tiyatro eğitimi alan birinin yoksul olamayacağını, üniversiteye kıt kanaat olanaklarla hazırlanan çoban gibi davranmasının komik olduğunu sorgulamadı.

 

Turabi Survivor

 

7-Algı yönetimi yapın: Bunu yarışmacılar kadar televizyon yarışmalarını düzenleyenler de yapıyor. Yarışmacılara, gayet ciddi ve kibar bir dille uyarılar yapıyor gibi görünse de, ”Burada söylemek istediğini açık açık söyleyebilirsin. Taktik yapan kazanacak”, ”Söyle bakalım X, şimdi Y sana mı bir şey söylemek istiyor?” gibi cümlelerle ortalığı alevlendiriyor sunucular. Bazen de bunu sözüm ona ortalığı yatıştırma adı altında yapıyor. Yarışmacılar da aynı yöntemi sıklıkla benimsiyor.

 

Evleneceksen Gel

 

8-Ağlayın: Hiçbir şey yapamıyorsa gözyaşlarına sığınıyor yarışmacılar.  Gözyaşı dökerken arada da kameraya bakarak bütün içini döküyor, arada mendille burnunu silerek kimden dertliyse bir bir anlatıyor. Hatta ağlarken sinir krizi geçirenler, kendini yerden yere atanlar, hastanelik olanlar dahi var.

 

Kısmetse Olur Eser West

 

9-Aileleri gündeme getirin: Karşısındaki tartışırken en ufak bir imayı veya hiç ilgisi olmayan bir sözü dahi ailesine hakaret addedip ”Sen şimdi benim aileme laf mı söylüyorsun?” diye celallenenler de var. Bunun yanında yaşadığı dramları, annesinin/babasının öldüğünü, o küçükken ayrıldıklarını, kimsesiz ve yoksulluk içinde büyüdüğünü dile getirerek bunların üzerinden oy almak isteyenler de çoğunlukta. Yine aynı şekilde bazen geçmişte geçirilen veya süregelen hastalıklar dahi oy kazanma aracı olarak kullanılıyor.

10-Gerekirse tekme tokat kavga edin: Son çare olarak hiç sevmediği biriyle tekme tokat kavga etmek de gündeme gelme aracı. Ama dikkatli olmak lazım. Survivor yarışmacıları Zafer Mete veya Pascal Nouma gibi diskalifiye olmak da var işin ucunda.

Bütün bunları uygulayanın yarışmalarda başarılı olmasına kesin gözüyle bakılabilir. Tabii bir de çelik gibi sinir, sağlam bir bilek ve her zaman kendini haklı gören bir ego da şart. Hadi kolay gelsin!

Yorum Yapılmamış: "TV yarışmaları: Bir millet dövüşüyor"

    Yorum yap

    E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.