Burcu B. Bilgin
Netflix dizileri arasında son dönemin en çok üzerinde konuşulan yapımı Zeytin Ağacı oldu. Ayvalık’ta geçen ana teması dışında, kişinin soy ağacını çıkarıp ailenin geçmişindeki travmaların birey üzerindeki etkilerini inceleyen ve “bilim olup olmadığı” konuşulan aile dizimini de konu edinen dizi tartışmaları da beraberinde getirdi.
Ana karakterlerden birinin kanser hastalığına da bu yöntemle çare bulunduğu izlenimini yaratan diziyi sizler için izleyip inceledim.
Senaryosunu Nuran Evren Şit’in kaleme aldığı dizi, kısaca kanseri nüksettiği için arkadaşlarıyla beraber burada aile dizimi yöntemiyle danışanlarına yardımcı olan Zaman’ın (Fırat Tanış) kapısını çalan üç samimi kız arkadaşın aşk, dostluk ve hayatın getirdikleriyle örülü hikayesini anlatıyor.
Dizinin kadrosu popüler ve usta oyuncular harmanlanarak akılcı bir matematikle oluşturulmuş. Tuba Büyüküstün, Boncuk Yılmaz, Seda Bakan ve Murat Boz dörtlüsüne Rıza Kocaoğlu, Füsun Demirel, Fırat Tanış ve Serkan Altunorak dörtlüsü eşlik ediyor.
Zeytin Ağacı’nın yönetmen koltuğunda da Burcu Alptekin oturuyor. Yani bir bakıma Amerikalılar’ın “chick flick/kadın filmi” dediği türden bir yapım olan Zeytin Ağacı’na tam anlamıyla kadın eli değiyor.
Tam da yaz aylarında izlenebilecek eğlenceli bir yapım olan Zeytin Ağacı’na ev sahipliği yapan Ayvalık ise Netflix dizilerini takip eden bir yabancı olarak sıfırdan görsem hemen bavulunu hazırlayıp yolunu tutacağım kadar güzellikler sunuyor. Yani dizinin başrol oyuncularından biri de aslında Ayvalık.
Romantik komedilerin çoğunda olduğu gibi bu dizide de klişeler bolca önümüze “ana yemek” olarak sunuluyor.
Kadınlar sevilmek istiyor, erkekler aldatıyor, kadın istiyor, erkek kırıyor, ama tabii bu tip erkeklerin yanında çok iyi kalpli olanları da var. Onlar çok daha fazla kazanıyor. Sonuçta sevgi galip geliyor. Bunları biliyoruz. Ama senaristin akıcı kalemi sayesinde zaten bildiğimiz bu şeyler kendini izletiyor.
Şimdi buraya kadar güzel de amiyane tabirle zurnanın zırt dediği yere gelelim. Dizinin yola çıktığı “aile dizimi” yöntemiyle bireylerin sorunlarına çare bulunması konusu Zeytin Ağacı’nda temayı oluşturuyor.
Zaman’ın bir çiftlikte sürdürdüğü ve psiko dramalarla da süslenen aile dizimi yöntemiyle katılımcıların “kendilerinin dahi bilmediği” geçmiş aile travmaları ortaya konuluyor. Bunların üzerine gidilerek hayattaki problemlerini aşmaları sağlanıyor.
Bu konuya dair önceden okuduğum yazılarda rastlamıştım. Mesela iddialara göre ailesinde İkinci Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından gaz odasında öldürülen bireylerden iki üç kuşak sonra bile dar alanlara karşı fobi, uykuda boğulma hissi gibi sorunlar çıkabiliyormuş.
Bilimin sınırlarının nereye dayandığını, mistisizmin psikolojiyle ne derecede iç içe geçebildiğini bir başka tartışma konusu ama bana garip gelen bir noktayı söyleyeyim. Kişi geçmiş travmasını kendi bile bilmezken burada gruptan bir kişiyi seçiyor, o kişiye Zaman, “Şimdi neler hissediyorsun?” diye soruyor.
Sorunları ele alınan kişi ailesindeki sır gibi saklanan travmaları kendi bile bilmezken bu seçtiği kişi, çatır çatır anneannesinin nasıl öldüğünü, teyzesinin ne şekilde cinayete kurban gittiğini sayıp döküveriyor. En azından tüyolarını veriyor.
Ancak hele ki bir de kansere çare olabildiği tezi var ki asıl tehlike burada başlıyor. Her ne kadar dizide Zaman, bunun kansere çare değil kökeninde yatan sorunları ortaya çıkarmak için olduğunu söylese de bir kanser hastası veya yakını bunu duyarsa ne düşünür bilemiyorum.
Aile dizimi konusunda ise iki satır, mistisizm çalışmaları olan Hasan Sonsuz Çeliktaş ve konunun uzmanı Fatma Meryem Suna’nın görüşlerini aktarayım:
“Aile dizimini büyü gibi, kehanet gibi, ruh çağırma seansı gibi algılayanlar olabilir; ama bu tekniğin hakikatinde bunlar yoktur. Keza zaten kimsenin de o alana göçmüş ataları çağırma gücü yoktur.
…Yetkin bir terapist, tekniği bilmekle birlikte yüksek ve derin görüş gücüne sahip olmalıdır. Kendi üzerinde çalışmış, kendi içinde yol almış, belli bir kemalat seviyesine erişmiş olmalıdır.”
…Aile diziminin amacı kişiyi kendine biraz daha yakınlaştırmak; kendine yabancılaşmasına sebep olan sorunların, yine kişiyle ve sistemiyle ilişkili olduğunu görmesini sağlamak ve de kişiyi inkâr edemeyeceği bir yüzleşmeye, temsilciler üzerinden taşımaktır.
…Yani buradan da anlayacağınız üzere öyle “Hastalığımdan kurtulur muyum?” doğrultusunda yaklaşılmaması gerekir. O hastalığın ve kanserin altında yatan sebeplerin sunabileceği ruhsal armağanların keşfinde önemli bir katkı sunabilir.”
Yani bunun hastalıklara, ilaçla tedavi edilecek denli büyük psikolojik sorunlara, hatta hayattaki tüm dertlere çare olabileceğini düşünmemenin şart olduğunun altı çiziliyor.
Bu konunun haricinde, Zeytin Ağacı dizisi, üç kız arkadaşın eğlenceli dostluğu, aşklar, sevdalar, müzik, rakı, balık ve Ayvalık ile Zeytin Ağacı “diğer misyonunu” yani eğlendirmeyi, hoşça vakit geçirmeyi başarıyor. Klişelere rağmen ama zaten bu dizi için ekran başına geçerken de daha fazla bir beklentimiz yok.
Murat Boz eskinin asi rocker’ı, yeninin bohem romantik bar şarkıcısı, yine klişe icabı kendine biçilen tutunamamış, bağlanma sorunları olan Toprak rolüne birkaç beden küçük gelmiş. Bu sorunlu rocker kalıbından da sıkıldık artık.
Bu dizinin starı ise hiç tartışmasız Rıza Kocaoğlu. Ayvalık’ta restorancılık yapan Tevfik Fikret, nam-ı diğer Fiko rolünde doğal performansıyla oyunculuğun kitabını bir kez daha yazıyor. Fırat Tanış ise “guru” rolünde başarılı oyunculuğunu bir kez daha sergiliyor. Özellikle Ada (Tuba Büyüküstün) ile zeytinlikteki sekansta çok iyi.
3 Yorumlar: "Zeytin Ağacı: Rakı, balık, Ayvalık güzel ama..."
Ayla Sırıklı 9 Ağustos 2022 (14:37)
Harika olmuş canım
O bahsettiğin nazi hikayesinin geçtiği kitap
Vamık Volkan Nazi mirası
Atila 9 Ağustos 2022 (23:20)
❤ Her zamanki yorumum..
muhammed melih 14 Ağustos 2022 (22:32)
dizide ki tedavi yöntemine bakış açısını biraz islami olarak gösterselerdi dünya yerinden oynardı ama sürekli içen ve kafa bir dünya gezen tipler olarak lanse ettiklerinde “evet olabilir böyle şeyler” deniliyor , garip bir dünya