Masum dizisini izlemek için 10 neden

Burcu B. Bilgin

Hakkında çok konuşulan Masum dizisi, 27 Ocak’ta seyirciyle buluştu. İnternet dizisi olduğu için kısa sürede 6 bölümü izleyici karşısına çıkan Masum, bana kalırsa bugüne kadar yapılmış Türk dizileri içinde neredeyse açık ara en önde giden yapım…

D Productions yapımcılığında Blu TV adlı dijital platformda yayınlanan 8 bölümlük dizide Haluk Bilginer, Ali Atay, Okan Yalabık, Bartu Küçükçağlayan, Serkan Keskin, Nur Sürer, Tülin ÖzenEsra Kızıldoğan, Defne Halman, İrem Altuğ, Mehmet Özgür, Merve Ateş ve Can Zeynel Kılıç rol alıyor. Masum emekli Başkomiser Cevdet (Haluk Bilginer), eşi (Nur Sürer) ve oğulları Tarık’ın günün birinde yaşadıkları köye Yusuf Komiser’in gelmesiyle değişen hayatlarını konu alıyor.

Peki seyirciden tam not alan Masum’u bu kadar ”özel kılan” nedir? İşte size diziyi izlemek için size 10 neden:

1-Yabancı dizi tadında: Bıkmadan, usanmadan senelerdir şunu yazıyorum: Nitelikli izleyici yerli dizilerden bıktı. Evet her gece ekran karşısında 2 saati aşkın süre boyunca reklamlara, aralara, uzun dizi özetlerine aldırmadan izleyen bir kesim de var. Ama neredeyse onlar bile sıkıldı. Bunu da arka arkaya dizilerin ekrandan kalkmasından anlıyoruz zaten.

Bu arada bir de sadece yabancı dizi izleyen ve kalite arayan bir kitle var. İşte Masum hem onlara, hem de saatlerini ekran karşısında geçirmeyi bile göze alan yerli dizi severlere hitap edecek bir yapım. Bugüne kadar RTÜK faktörü, reklam pastasından pay kapma meraklısı TV kanalları ve dizi yapımcıları ile reklam verenlerin tutumları nedeniyle uzayan dizi süreleri sebebiyle ekranda böylesi bir iş yapılamadı, yapılamıyor.

İşte bunun için de internet televizyonu bir şans ve Masum gibi diziler de demek ki çekilebiliyor. Aslında yerli sektörde bu ışık var.

2-Oyuncu kadrosu sağlam: Birçok yerli dizide iyi kadrolar oluşturulsa da artık yapımcılar, uzun dizi süreleri sebebiyle bazı oyuncuları ikna edemiyor.

Ama süresi makul, senaryosu sağlam, yönetmeni iyi bir proje ortaya çıkınca Haluk Bilginer, Ali Atay, Okan Yalabık, Bartu Küçükçağlayan, Serkan Keskin, Nur Sürer, Tülin Özen, Esra Kızıldoğan gibi yıldızlardan oluşan bir kadro da rahatlıkla kurulabiliyormuş. Masum’un en büyük şanslarından biri de bu.

Aslında oyuncuların hepsi performanslarıyla rolünün hakkını veriyor. Ama baba-oğul rolünde Haluk Bilginer ile Okan Yalabık için ayrı bir parantez açmak lazım sanırım. Yine ailenin diğer üyesi Nur Sürer, hem tipik bir Türk annesi, hem de aynı zamanda şahsına münhasır garip bir insan. Bu rolde Sürer o kadar doğal ki ekranda ne yapacağını bilemeyen, iki lafı bir araya getiremeyen genç oyuncu neslinin oturup ”oyunculuk nasıl yapılır” izlemesi lazım.

Leyla ile Mecnun severlerin çok özlediği Ali Atay atarlı komiser, Serkan Keskin ise esrarengiz ağabey rolünde izleyicileriyle hasret gideriyor. Bartu Küçükçağlayan’ı ise Yalan Dünya’nın Orçun rolü dışında izlemeyenler mutlaka Masum’da izlesinler. Genç oyuncu İrem Altuğ ise kesinlikle gelecek vaat ediyor.

3-Kurgu ve senaryo fark yaratıyor: Dizinin buraya taşınmasında hiç kuşkusuz en önemli pay senarist Berkun Oya’ya ait. Bayrak adlı tiyatro oyunundan uyarlanan ve akıp giden kurgusuyla Masum öyle sürükleyici ki bu sefer de dizinin süresinin ”kısalığından” şikayet edesi geliyor izleyicinin.

Olay örgüsü, yaratılan karakterlerin birbiriyle bağlantıları, kilit olaylarla giderek düğümün çözülmesi, kahramanların yaşam öyküleriyle oluşturulmuş yan hikayeler Masum’u izlenebilir kılıyor.

4-Sansür yok: Yabancı dizilerde küfürler havada uçuşurken bol ”bipli” dizilere mahkum olan Türk seyircisi, Masum’da bolca küfür duyuyor. Ancak bu küfürlerin hiçbiri de sakil durmuyor. Yani kahramanlar sırf küfretsin diye bu yapılmamış, günlük hayatta olduğu kadar argo var dizide.

Ayrıca yine son yıllarda yerli dizilerde olmayan alkol ve sigara da dizide ”olması gerektiği sahnelerde” kullanılmış. Blurlanmamış sigara ve alkol bardakları seneler sonra bir yerli yapımda karşımıza çıkmış oluyor böylece.

5-Süresi makul: Dizinin pilot bölümü 33, diğer bölümleri yaklaşık 45-55 dakika arasında değişiyor. Ancak söylediğim gibi bu kadar sürükleyici bir dizide bu süre yetmiyor. Buna karşın o kadar tadında kalıyor ki izleyici diğer bölümü iple çekiyor.

6-Uzayıp giden sahneler yok: Yerli dizilerdeki bıktırıcı uzayıp giden sahneler Masum dizisinde yok. Bir sahne ne kadar sürmesi gerekirse o kadar sürüyor, diyaloglar uzatılmıyor.

”Bak ben sana ne diyeceğim biliyor musun, ama bu bir sır” gibi bir cümleden sonra tam kahraman itiraf edecekken odaya birinin girmesi gibi anlamsız, konuyu uzatıcı, izleyici çıldırtıcı sahneler bu dizide yer almıyor.

7-Entrika, aşk üçgeni ve bıktırıcı diyaloglara son: Dizinin konusu belli. Ortada çözülmesi gereken bir olay var, kahramanların yaşantılarına ilişkin birkaç da yan hikayeden oluşan dizide öyle entrikalar, kapı dinlemeler, garip bir şaşaa ve zenginlik merakı, ergen gençlerin sıkıcı yaşamı, ağalar ve zengin yaşamları gibi son dönem yerli dizilerin vazgeçilmez boğucu temaları, yorucu ve konuya katkısı olmayan olay örgüleri, uzayan ve bıktıran diyaloglar yok.

8-Görüntü yönetimi ve yönetmen fark yaratıyor: Dizinin yönetmenliğini üstlenen Seren Yüce Altın Portakal ödüllü bir isim. Polisiyede de bu diziyle başarısını kanıtlayan Yüce, Masum’da son derece iyi bir iş çıkarıyor.

Dizinin çekildiği bölge, polisiye dizi için son derece iyi seçilmiş bir mekan. Görüntü yönetimi de başarılı olan Masum, bu yönüyle de yabancı dizilerle yarışacak bir grafik çiziyor.

9-Selda Bağcan’lı jenerik müziği: Gerçi Türkiye’de diziler başarılı olmasa da jenerik müzikleri kaliteli oluyor. Masum ise yeni bir dizi müziği yerine, Selda Bağcan’ın yorumuyla sevilen Katip Arzuhalim parçasını Okan Kaya’nın düzenlemesiyle sunuyor.

Kalitesi ve şöhreti Türkiye sınırlarını aşan Bağcan’ın parçası eşliğindeki yalın jenerik dizinin artılarından.

10-Bir de tutarsa: İşte asıl önemli kısma geldik. Açıkçası yerli bir yapımda böyle övgüyle söz edebilmeyi özlediğimiz için Masum sinema yazarlarını da hem umutlandırdı, hem de sevindirdi.

Mademki yerli dizilerin sürelerinden, bıktırıcı diyaloglarından, lüzumsuz entrikalarından, birçoğunun kısa sürede yayından kalkmasından, sansürden, kalitesiz işlerden şikayetçiyiz şu durumda görünen tek çare Blu TV ya da Netflix gibi dijital platformların yaygınlaşması.

Bu durumda da aylık 10 lira gibi bir miktarı gözden çıkarmamız gerekiyor ki Masum gibi kaliteli yapımların arkası gelebilsin. En azından ben bunu yürekten diliyorum. Bu kalitede yeni internet dizilerinde buluşmak dileğiyle…