Tabancalı Kız: Otuz iki kısım tekmili birden Yeşilçam

Burcu B. Bilgin

Temeli daha gerilere uzansa da 60 ve 70’lerde altın dönemini yaşayan Yeşilçam melodramları, başlangıçta Hollywood’un geleneksel anlatım kalıplarından yola çıktı ve sonraları kendi dilini oluşturdu.

İyilerin salt iyi, kötülerin aşırı kötü, karakterlerin sivriltilmiş olduğu, prototiplere fazlasıyla rastlanan ve gidişatı her birinde üç aşağı beş yukarı tahmin edilen dönemin Yeşilçam filmleri, “öngörülebilirliklerine” karşın o tarihlerden günümüze kadar çok sevildi.

Neşeli komedilerin olsun, kan, acı ve gözyaşıyla yoğrulu dramatik filmlerin olsun kendi içlerinde matematiği birbirine benzerken, sinemamız çıtasını yurt dışında ödüller almaya kadar çıkarsa dahi klasik Yeşilçam filmlerinin tadı hep farklı oldu.

Bu filmlerin starlaştırdığı oyuncular ise dönemlerinde sinema salonlarında tiyatro oyunundaymış gibi izleyici tarafından alkışlandı, beyazperdedeki sevinçlerine, üzüntülerine ortak olundu. Gerçek hayatta aramızdan ayrıldıklarında ise aileden biri ölmüş gibi yasları tutuldu.

Türkan Şoray Tabancalı Kız

“Türk Sineması’nın dört yapraklı yoncası” diye tabir edilen Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik arasında ise “Sultan” lakaplı Türkan Şoray’ın yeri hep ayrı oldu. Sadece filmlerinde yarattığı o özel aura ile değil gündelik yaşamında da sadece tanıyanların değil tüm seyircinin gözünde mütevazılığı, her daim muhafaza ettiği kibarlığı ve zarafetiyle gönüllere taht kurdu.

İşte, kirpiğinden örgü modelleri çıkarılan böylesi özel bir yıldızdan ilham alınarak yaratılan Kader Kardinal, bir süredir rafları süsleyen bir çizgi romanın baş karakteri. Murat Menteş’in kaleme aldığı, Hakan Karataş’ın çizimleri yaptığı Tabancalı Kız kitabını sizler için inceledim.

Tabancalı Kız

Her karesiyle okuyanlara bir filmin içindeymiş gibi hissettiren Tabancalı Kız’ın hareket noktası aslında sinema projesi olması yönündeymiş. Yaşamımızın her alanına olumsuz yönde damgasını vuran 2019-2020 Corona virüs pandemisine takılan hikaye, böylelikle şu anda elimizde tuttuğumuz çizgi romana dönüşmüş.

Bu arada, sinema filmi olması farklı artıları getirebilecekken çizgi roman oluşunun da kendine göre başka avantajları var.

Tabancalı Kız Türkan Şoray

Bunlardan ilki; çizgi romanın sayfalarına sadece Türkan Şoray’ı değil Türk Sineması’nın, hatta Hollywood’un ve televizyon ekranının ünlülerini konuk etmesi. Sayfalar boyunca çok sayıda tanınmış ismi saptama şansına sahip olarak bir bulmaca çözmenin hazzına da ermiş oluyoruz.

Daha hikayenin başladığı noktada iki baş kahraman, bir dönemin iki ünlü çizgi kahramanı Heidi ve Peter’i çağrıştırıyor.

Tabancalı Kız

Öykü boyunca Mürüvvet Sim (Kemal’in Kader’i aradığı sırada karşısına çıkan yaşlı teyze), Sadri Alışık (çaycı Muhittin), Al Pacino (Kemal’in ilk gençliği), Gülse Birsel (Kemal’e arabasıyla çarpan kadın), Anthony Hopkins (Kader’in öldürdüğü Şeref Koçhisar), Michael Clarke Duncan (gece kulübü koruması), Cameron Diaz ve Lucy Liu (Kader’in tetikçi arkadaşları), Haluk Bilginer (Kemal’in can dostu Dandun), Kahraman Kıral (Kader’in kardeşi Ferit), İhsan Yüce (tütün fabrikası çalışanı) ve Cem Yılmaz (garson) arz-ı endam ediyor. Hatta yazar ve çizeri çağrıştıran karakterleri de görüyoruz hikayede.

Tabii böylelikle Tabancalı Kız, çizgi roman olarak basılmasının avantajını, sinema filmi olması halinde bir araya getirilemeyecek bir yıldızlar geçidine dönüşerek elde ediyor.

Tabancalı Kız Gülse Birsel

Tabancalı Kız’ın kalbine oturan öykü ise bir çok Yeşilçam melodramına konu olan, bir türlü kavuşamayan, ayrı dünyaların insanları bir kadın ve erkeğin aşkı.

Küçüklüklerinde birbirine gönül veren ikiliden Kemal polis olmayı seçerken, Kader ise öykünün tamamen zıt tarafına geçiyor. Her ne kadar istemese de hayat şartları, kardeşi Ferit’e de bakmak zorunda kalan Kader’i görüntüde Yuva Yıkanlar isimli gece kulübünde şarkıcı, gizli olarak ise tetikçi olmaya itiyor.

Tabancalı Kız

Tabii her Yeşilçam melodramında görüldüğü üzere araya giren çok sayıda kötü karakter, ikilinin arasında yıllar sonra kurulan bağı her seferinde parçalıyor.

Sadece bu anti kahramanlar değil araba çarpması, yaralanma, kaçırılma, yanlış anlaşılma gibi sonsuz sayıdaki durum da kavuşmalarına her seferinde mani oluyor.

Tabancalı Kız Türkan Şoray

Burada en önemli unsur ise yazar Murat Menteş’in bu hikayeyi anlatırken tipik bir Yeşilçam melodramının kurgu matematiğinden şaşmaması, öyküyü özellikle sade tutması, ekstra bir mantık örgüsü kurmaya girişmeden o dönemin filmlerinde gördüğümüz üzere bütün sivrilikleri, garip tesadüfleri ve o ağır havayı muhafaza etmesi.

Böylelikle Yeşilçam’ı günümüzle harmanlamak, modernize etmek veya uyarlamak yerine en yalın ve orijinal haliyle önümüze getiriyor Tabancalı Kız.

Tabancalı Kız Türkan Şoray

Bunu yaparken hedefini 2011 yapımı The Artist filmininkine benzetebiliriz. Sinema sanatının sessiz dönemine saygı niteliğindeki bu film, diyalogsuz, sessiz, siyah beyaz ve saniyede yirmi iki kare ile çekilmişti.

Amaç tamamen dönemin ruhunu bu filme katabilmek olduğu için böyle bir sinema dili benimsenmişti. İşte Tabancalı Kız da aynı şeyi yaparak farklı çabalar içine girmeden tam bir klasik Yeşilçam hikayesini karşımıza çıkarıyor.

Tabancalı Kız Türkan Şoray

Ancak tabii bu yapılırken de hikayeye Murat Menteş dokunuşlarını atlamamak lazım. Kader Kardinal, Kemal Kalibre, Şeref Koçhisar, Kayzer, Yuva Yıkanlar Gece Kulübü ve sahibesi Zebra-nüfus memuru Zehra yerine öyle yazmış-gibi birbirinden enteresan isim seçimleri, her Murat Menteş romanında olduğu gibi burada da karşımıza çıkıyor.

Elbette ilginç söz oyunları, diyaloglar, en dramatik anda bile gülümseten tuhaflıklar, Tabancalı Kız’a o enteresan Murat Menteş romanı havasını fazlasıyla veriyor.

Tabancalı Kız

Anlatının sonuna gelindiğinde ise yine Yeşilçam Sineması’nın belkemiği olan kötülerin ya nedamet getirmesi veya ölüm, hapse düşme gibi sonlarla cezalandırılması, iyilerin ise olanca iyiliklerine rağmen yollarının ayrılması, ama onlar için zaten “en iyisinin” bu olması gibi durumlar ortaya çıkıyor.

Her yalnız kovboy gibi onlar da gün batımına doğru sürüyorlar atlarını, başladıkları yere geri dönüyorlar birbirleri adına fedakarlık yapa yapa… Zira her dramatik aşk hikayesinde olduğu gibi kavuşursan bunun ismi aşk olmuyor.

Tabancalı Kız

İki satır da koca bir neslin birlikte büyüdüğü çizgi romanlar adına yazmak gerekiyor sanırım. Küçükken ebeveynlerimiz ve öğretmenlerimiz tarafından “nitelikli okumadan” sayılmadığı için devamlı “yasak gelen”, ama ders kitaplarının arasında dahi okuduğumuz çizgi romanlar bir nesil için çok özel. Ancak arkadan gelen nesiller de onların tadını bilerek büyüyor, üstelik de artık “yasak” gelmeden…

Tabancalı Kız da bu özgünlüğü ve iddiasıyla janrının nitelikli örnekleri arasında yer alan bir eser.

Tabancalı Kız Türkan Şoray Hakan Karataş

Bu hikayenin günün birinde başlangıç hedefi gibi sinema filmi veya dizi olması da belki düşünülebilir. Belki de mesela Cüneyt Arkın, Fatma Girik, Sadri Alışık veya Tarık Akan gibi başka oyunculardan ilham alınan çizgi roman serileriyle devam edilebilir yollarına Menteş/Karataş ikilisi.

Her haliyle alanında başarılı bir ilk teşkil eden bu çizgi romanı okumanızı tavsiye ederim.

Tabancalı Kız Türkan Şoray

 

Yorum Yapılmamış: "Tabancalı Kız: Otuz iki kısım tekmili birden Yeşilçam"

    Yorum yap

    E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.