Bu Şehir Arkandan Gelecek: Kopyala yapıştır

Burcu B. Bilgin

Ekranın merakla beklenen projelerinden Bu Şehir Arkandan Gelecek nihayet izleyici karşısına çıktı. Aylardır Bürsin’in nasıl boks dersi aldığı ve kas yaptığı haberleriyle kendi alanındaki gündemi işgal eden dizinin ilk gecesinde tüm yerli dizilerde olduğu gibi garp cephesinde yeni bir şey yoktu.

Esasen ben en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Yerli senaristler, en isim yapmışlarından piyasaya henüz ısınanlarına kadar yediden yetmişe kolaj sanatına bayılıyor.  Yani oradan buradan kes/kopyala/yapıştır yapmayı, klişeleri seyircinin üstüne yığmayı, yapılmışın üzerinden geçmeyi nasıl da seviyor. Peki Bu Şehir Arkandan Gelecek bunun dışında ilk gecesinde nasıl bir ekran sınavı verdi ona bir bakalım…

1-Bu nasıl isim?: Yeni yayın dönemine bakınca zaten dizilerin hepsinin adları bir tuhaf. Mesela Vatanım Sensin, Evim Sensin adlı Özcan Deniz filmini çağrıştırıyor. Cesur ve Güzel (Bold and Beautiful) isimli bir dizi 90’lardan bu yana sürüyor. Bu diziye gelince, yine ilginç bir isim tercihi: Bu Şehir Arkandan Gelecek. Eh gelsin de nereye gidiyoruz, Kerem önde biz arkada cenge mi çıkıyoruz?

2- Gördüğüm en komik açılış sekansı: Her ne kadar artık toplumca gülecek halimiz kalmasa da bu dizinin açılış sekansını izlerseniz iddialıyım ki gülebilirsiniz, bende öyle bir etki yarattı. Bir gemi güvertesi, halka olmuş 72 milletten insan, siyahlar, rastalı saçlı Amerikalılar, Çinliler, hepsi var. Sağ köşede Tyler Durden edasında Ali Smith (Kerem Bürsin), sol köşede Amerikalı bir eleman hararetle dövüşmeye başladı.

Ali’yi sokakta bulup yetiştirdiği için ”Anne” dediği Rauf  (Osman Alkaş), habire ”Hadi oğlum, indir şunu” diye teşvik ederken, James Dean tavırlarındaki Ali, Amerikalı’nın ”motherf..er” demesine kadar bunu başaramadı. Ama bunu duyan Ali derhal, ”I told you no swearing” diye atılarak elemanın ağzını burnunu kırdı. Sonrasında da dönüp İspanyolca bir şeyler söyledi. Kendisi beynelmilel…

Bu Sehir Arkandan Gelecek

3-Kulakların çınlasın Küçük Emrah: Çok küçükken annesi, babası tarafından kurşunlanarak öldürülen ve bu olaydan sonra Rauf tarafından alınıp gemilerde büyütülen Ali, asla yoluna kırmızı halı serilse İstanbul’a gelmemeye kararlı. Bu arada annesi öldürülürken üzerine şarjör boşaltıldığı halde hiç kan akmadığını da belirteyim.

Bunu anlatmak için kendi kendine, ”Yapamam anne, oraya inersem hayalimdeki resim gerçek olacak” diyen Ali, Meryem Uzerli’yi kıskandıran Türkçe’si ile ”O zaman sen gerçekten ölceksin, saklambaç bitcek” diye de ekleyerek durumun altını çizdi.

Dövüşken açılış sekansının ardından bu kez de Küçük Emrah filmlerini andıran bu sahnede anladık evet İstanbul’dan nefret ediyor. Zaten sonrasında da yine Emrah/Ceylan/Sezercik filmlerinde olduğu gibi dayak attığı Amerikalı eleman annesinin tek fotoğrafını da kaynak makinesiyle yaktı. Bu sekans böyle acılarla geçip gitti anlayacağınız…

 

Bu Sehir Arkandan Gelecek

 

4-Zengin ve yılgın ve mutsuz: Bu dizide de yine ultra zengin bir ailenin lüks içindeki yaşantısı var. Zaten senarist Ece Yörenç’in artık alışkanlığı haline geldi bu. Hikayenin bu kısmında evlenme arefesinde esas kızımızla tanıştık: Derin Mirkelamoğlu (Leyla Lydia Tuğutlu). Son derece zenginlere yakışan, şaşaalı bir ismi var yani.

Ece Yörenç’in oğlu olan ve dizilerinde mutlaka rol alan Ali Yörenç, kızın nişanlısı Yiğit Bursalı rolünde. Her zamanki gibi oyunculuğu epeyce sıkıntılı. Hollywood romantik komedi klişelerindeki gibi ”evlenmek istemeyen ve gerçek aşkı arayan kız” Derin, nişanlısının açığını aradığını derhal belli etti. Amerikan filmlerinde olduğu üzere ”Öndeki taksiyi izle” diyerek taksiye atlayan Derin, sonunda bir otel odasında onu yakaladı, ancak Arap işadamlarıyla toplantı halinde…

Neyse ki bir sonraki sahnede en yakın arkadaşı teselliyi bastı: Her şey geçecek, sen o harika gelinliği giyince her şey geçecek! Anladık ki o harika gelinliği bu kızımız giymek istiyor. Muhtemelen ileriki bölümlerde bu kızın istenmeyen nişanlıya yaklaştığını izleyeceğiz, atın fava bekleyin.

5-Garip bir Külkedisi hikayesi: Bir türlü İstanbul’da verilecek 1 günlük molada limana inmek istemeyen Ali, sonunda Rauf’un ısrarları karşısında dayanamadı. Limanda ise dakika 1 gol 1 genç ve güzel bir kız, pat diye çantasından pointini (bale pabucu) düşürdü. Ali, hiç tanımadığı bu kıza Külkedisi’ne ulaşmaya çalışan prens misali pointi ulaştırmayı iş edindi. O da Derin gibi taksiye atlayıp ”Şu taksiyi izle” dedi.

Zaten dizinin en ilginç özelliği sürekli birilerinin taksiye ”Öndeki arabayı takip et” demesi. Halbuki bizim kaprisli İstanbul taksicilerine bir türlü yer beğendiremezken nerede kaldı öndeki taksiyi takip ettirmek. Ama senaristin fantezisi sanırım.

Her ne kadar bale pabucunu kıza ulaştırsa da kahramanımız hayatının hatasını yaparak limana giriş belgesini taksicinin eline tutuşturup ”Beni bekle” dedi. Ama çıkışta taksici gitmişti. O da en yaman tepkisini koydu: Ooooh no no noo…

Kerem Bursin

6-One Fine Day: Ali Smith’in limana giriş belgesini kaptırması ve ciddi ciddi beş parasız ortada kalması, iyi kalpli zengin kızı çok üzdü. Zaten düğün meraklısı baskıcı annesi Belgin (Seda Akman) ve Yeşilçam filmlerine rahmet okutan babası Tekin (Burak Tamdoğan) ile problemler yaşayan Derin, Ali’ye eşlik etmeye gönüllü oldu.

İkisi önce Ali’nin annesi Rauf’u görmeye gitti. Ancak hastaneye gittiğinden adreste karşılarına bir boks okulu çıktı. Burayı aklımızda tutalım çünkü Ali’nin Rocky Balboa’ya dönüşeceği mekan burası. Emekli şampiyon boksör Şahin’den (Gürkan Uygun) Rauf’un bıraktığı parayı alan Ali ile Derin, bu noktadan sonra kendilerini senaristin çeşitli filmlerden esinlendiği İstanbul turunda buldu.

Prensesin kimliğini saklayarak yakışıklı gazeteciyle Roma’yı gezdiği şaheser film Roma Tatili, tek gün içinde yaşanan zincirleme olaylarla kendilerini aşkın içinde bulan Michelle Pfeiffer ile George Clooney’li One Fine Day, gün doğana kadar birbirinin her şeyini öğrenen Julie Delpy ve Ethan Hawke’dan Gün Doğmadan/Before Sunrise…

Bu Sehir Arkandan Gelecek

7-Bir İstanbul masalı: Suskunlar dizisiyle göz dolduran Çağrı Vila Lostuvalı gerçekten çok iyi bir yönetmen. Üstüne dizinin başarılı görüntü yönetimi de gelince esas kız ile oğlanın İstanbul turu, şu sıralar terör korkusundan görmeyi unuttuğumuz İstanbul’un bütün güzelliklerini bize yeniden hatırlattı.

Yönetmen maharetini gösterirken bazı sahnelerde de izleyiciyi içine alacak atraksiyonlarda bulundu. Mesela Şahin’in, Ali’nin babası olduğunu Rauf’tan öğrendiği sahne, sığındıkları tenteyi birden çeken dükkan sahibi sayesinde Derin ile Ali’nin kafasından aşağı suların dökülmesi, Ali’nin sokakta ateş çevirenleri izleyip bunu denemesi yönetmen sayesinde gayet izlenebilirdi.

Ancak suyun döküldüğü sahnede devamlılık problemi vardı. Sırılsıklam ıslanan Derin, sonraki sahnede saçları fönlü olarak karşımıza çıktı.

Bu Sehir Arkandan Gelecek

8-Ne zenginlikmiş: Sürekli olarak Mirkelamoğlu ailesinin zenginliğine ve gücüne vurgu yapılan dizide, kızı kaybolunca bütün gazeteleri ve emniyet güçlerini seferber eden baba, ”17 milyonluk şehirde koskoca Emniyet’i seferber ettik” dedi. Vay arkadaş.

Bir de yerli dizilerde bir hastalık var. Sanki biriyle evlenmek istemeyince ucu sivriltilerek kötü karakter yapılması ve işin meşrulaştırılması gerekiyormuş gibi. Mesela, Derin’in nişanlısı Yiğit, elmas kaçakçılığından Ukraynalı kadınlarla alem yapmaya kadar her numarayı yapan, öfke kontrolü zayıf bir sosyopat.

9-Runaway Bride anında gazetede: Dizinin esas kızı Derin, magazin basınının çılgınca takip ettiği biri. Öyle ki peşinde gazeteci ordusu var. Ortada 1 gün görünmeyen ve nişanlısı arkadaşına anlatırken ”kulak misafiri olan” magazin muhabiri sayesinde ”Kaçak gelin/Runaway Bride” ilan edilen Derin, o kadar mühim bir şahsiyet ki Ali ile aşkı ertesi günkü gazetede sürmanşet.

Yani gazetelerin saat kaçta baskıya girdiğini bilmesek neyse. Baskıya yetiştirme heyecanıyla Hillary Clinton’ı başkan ilan eden bir Türk basını varken sıradan bir magazin haberinin gece yazılıp sabah gazetede yer alması da senaryodaki bir başka sıkıntıydı.

Bu Şehir Arkandan Gelecek

10-Oh come on ooohh: Geçirdiği güzel günü sabah gemiye yetişeceği için hüzünlü bir şekilde Derin ile vedalaşarak noktalayan Ali’nin ertesi gün İstanbul trafiğine takılması dizideki en gerçekçi detaydı. Bu sahnede Ali’nin ”Oh come on ooohh” tepkisine ise tamamen katılıyorum, aynı hissiyatı trafikte hep yaşıyoruz.

Dizinin tamamına gelince senaryosu sorunlu, bilindik, başka filmlerden alıntı ve klişelerle dolu olan dizide Kerem Bürsin ile Leyla Lydia Tuğutlu’nun oyunculuk harikası yarattığını söylemek mümkün değil. Sadece Bürsin’in yakışıklılığı ve kaslarıyla ilk gece reytingi yüksek ama ne kadar gider bilinmez.

Ancak yıllarca Memati rolüne hapsolan Gürkan Uygun dizide gerçek bir yıldız. Aynı şekilde Rauf rolündeki Osman Alkaş da onun kadar başarılı. Şahin’in Ali’nin babası olduğunu öğrendiği sahnedeki gözlerindeki pırıltı, gözyaşlarının bütün doğallığıyla akması, ağzının, burnunun birbirine girmesi, Rauf’un gözyaşları, buradan da yönetmenin Ali’ye dönüp o diyaloğu görüntüsünün üzerine bindirmesi dizinin en iyi sahnesiydi. Ancak onların oyunculuğunun koca bir diziyi kurtarmasını beklemek de mümkün değil.

Bu Sehir Arkandan Gelecek

Yorum Yapılmamış: "Bu Şehir Arkandan Gelecek: Kopyala yapıştır"

    Yorum yap

    E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.