Burcu B. Bilgin
”Suçluyu kazıyın, altından insan çıkar” sözü doğrudur, zira hiç kimse dünyaya kötü olarak gelmez. Her iyinin içinde kötü, her kötünün içinde iyinin bulunduğunu öngören Yin-Yang da aynı şeyi anlatmaktadır.
Sinemada Darth Vader’dan Terminator’a, Leon’dan savaşçı prenses Zeyna’ya kadar defalarca gördüğümüz kötülerin karanlık taraftan aydınlığa geçişine dizilerde de sıkça tanık oluyoruz. İşte ekranların iyiyi bulan 10 kötü karakteri:
-Jaime Lannister (Game of Thrones): Game of Thrones’un 1. sezonu boyunca onun kötülüklerini izledik. Hatta sonun başlangıcı olan olaylar dizisi dahi onun yüzünden meydana geldi.
İkizi Cersei Lannister ile beraber olan, o ana tanıklık eden Bran Stark’ı kuleden atarak kötürüm olmasına sebebiyet veren Jaime, ismi kötülükle anılan bir karakterdi.
Danimarkalı aktör Nikolaj Coster-Waldau’nun canlandırdığı Jaime, 3. sezonda savaşta Starklar’a esir düştü, kızlarını kurtarma karşılığında Jaime’yi salıveren anne Catelyn, yanına da King’s Landing’e kadar eşlik etmesi için çok güvendiği Brienne of Tarth’ı verdi. Yolda başlarına gelmedik kalmadı, Jaime bedelini eli kesilerek ödedi.
Brienne ile tanıştıktan ve eli kesildikten sonra bambaşka biri olan Jaime, Brienne’i ayılarla dövüştürüldüğü arenadan kurtardı. Sonraları Cersei yüzünden bazen yanlış yapsa da vicdanı artık onu hep rahatsız etti. Çünkü ”aydınlık tarafa” geçmişti.
Bu dönüşümün işaret fişeği ise Brienne ile tanışmasıydı. İzleyici şimdi yeni sezonda ikisinin yeniden karşılaşmasını heyecanla bekliyor.
-Chuck Bass (Gossip Girl): 2007-2012 yılları arasında ekrana gelen fenomen gençlik dizisi Gossip Girl’ün ilk sezonlarında herkes Bass şirketler grubunun genç veliahtı Charles ”Chuck” Bass’ten (Ed Westwick) yaka silkti.
”Ben Chuck Bass’im” diye tutturan, gecelerini Empire Oteli’ndeki süitinde en az 3 kadınla beraber geçiren, alkol ve madde bağımlısı, entrikaya düşkün, şeytan mı şeytan bir ergendi.
Chuck’ın hayatı, en yakın arkadaşının sevgilisi Blair Waldorf’a duyduğu aşk sayesinde değişti. Sorunlarıyla yüzleşti, annesiz büyümesi ve babasının katılığı sebebiyle bu hale geldiğini fark etti.
Böylece çevresindekilere anlayışlı ve iyi biri haline gelen Chuck’ın içinden zaman zaman eski Chuck çıkmaya çalışsa da ona teslim olmadı. Ekranın Darth Vader’ı Chuck, kişisel dönüşümün tam bir aynası olarak dizi tarihine geçti.
-The Hound (Game of Thrones): Chuck gibi ailevi sorunlar yüzünden kötü olan bir başka karakter de The Hound/Tazı lakaplı Ser Sandor Clegane (Rory McCann) idi.
Kötü kalpli kral Joffrey’nin koruması olan The Hound, küçük yaşta oyuncağını aldığı gerekçesiyle ağabeyi Gregor ”The Mountain” Clegane tarafından ateşe atıldı, kurtulsa da yüzünde kalıcı yanıklar oluştu.
Karasu Savaşı’nın akabinde King’s Landing’den kaçan The Hound, Riverland’de yine bir başka kaçak olan Arya’ya rastladı. Ağabeyi Robb’dan fidye alabilmek için Arya’yı kaçırdı.
Stark ailesinin Kızıl Düğün’de katledilmesi üzerine ikili uzun bir süre yollarına devam etti. Arya’nın ölüm listesinde yer alan The Hound, neredeyse onun elinden ölüyordu. Ancak bütün bunlar onun yeniden doğuşu oldu ve iyilerin safına geçti.
-Thomas Shelby (Peaky Blinders): Thomas ”Tommy” Murphy (Cillian Jones), Birinci Dünya Savaşı’na gitmeden önce Greta adlı genç bir kızla aşk yaşayan, kendi halinde, iyi kalpli bir gençken savaş onun karakterini ve hayata bakışını değiştirdi.
O dönemin Birmingham’ında 4 kardeşiyle beraber hayat mücadelesi veren Tommy, ayakta kalabilmek için o dönemin şartlarına uydu, ”Peaky Blinders” çetesiyle gücü eline geçirdi, bölgeye hükmetmeye başladı. Başka bir deyişle iyiyken kötü olmaya başladı.
Ancak hiçbir şey onun içinde yakınlarına duyduğu sadakati, hayvanlara, doğaya sevgisini yok edemedi. Sevdikleri için her şeyi yapan, kötülük yapsa da sonunda mutlaka orta yolu bulup düzelten Tommy, Yin-Yang felsefesinin canlı bir kanıtı…
-Steve Harrington (Stranger Things): Yine Chuck Bass gibi ilk sezonda ekran başındakilere saçını başını yolduran liseli, asi ve kötü bir ergendi Steve Harrington (Joe Keery)…
Lisenin saçları jöleli söz dinlemez çocuğu Steve, havalı görünmek için herkese eziyet ediyordu. Nancy ile beraber olduktan ve kasabanın yaşadığı korkunç olaylardan sonra Steve de değişti.
Onu 2. sezonda o güne kadar dalga geçtiği küçüklerden Dustin’e bir ağabey gibi yol gösterirken, sahip çıkarken ve hep iyi şeyler yaparken izledik. Steve, kötü çocuktan gerçek bir kahramana evrildi.
-Mike Ehrmantraut (Breaking Bad/Better Call Saul): Aslında klasik bir kötü adam olmayan Mike, damarına basıldı mı çok tehlikeli olan, ”yavaş atın tekmesi sert olur” denilecek cinsten…
Breaking Bad ve öncesindeki olayların anlatıldığı Better Call Saul dizilerinin kahramanı Mike, eski bir polis. Oğlunu kaybettikten sonra dünyası değişen, sonrasında yalnız yaşamını oğlundan geride kalan gelini ve torununa adayan iyi yürekli Mike’ın canını sıkarsanız tüfekle havaya uçabilirsiniz.
-Captain Hook/Killian Jones (Once Upon a Time): Masal kahramanlarını farklı bir kurgu ve yeni bakış açısıyla buluşturan dizide Peter Pan’in korkunç ve çirkin Kaptan Kanca’sını ise son derece yakışıklı bir genç adam olarak izledik.
İntikam peşinde koşan , çok sayıda can alan, mesele kendisi olunca babasını bile tanımayan Killian (Colin O’Donoghue), yolu Emma Swan ile kesişince bambaşka bir adam oldu.
Aşkla kalbi yumuşayan, intikamını unutan ve iyilikle buluşan Captain Hook/Killian, ”Her başarılı erkeğin ardında bir kadın vardır” sözünü doğrulayan bir kahraman.
-Renata Klein (Big Little Lies): Big Little Lies dizisinin üç güzeli Madeline (Reese Witherspoon), Celeste (Nicole Kidman) ve Jane’in (Shailene Woodley) burnundan getiren kontrol delisi, zengin iş kadını Renata Klein (Laure Dern), izleyiciyi de ekranları başında çıldırttı.
Her fırsatta soluğu çocuklarının devam ettiği okulun müdür odasında alan, şikayet üzerine şikayet sıralayan geçimsiz Renata’nın dönüşümü seyirciye de rahat bir nefes aldırdı.
-Daryl Dixon (The Walking Dead): The Walking Dead dizisinin bu kahramanı da karakter dönüşümünün en iyi örnekleri arasında yer alıyor.
Ağabeyi grup tarafından Atlanta’da bırakılınca Daryl (Norman Reedus), bu duruma çok kızdı. Ancak döndüklerinde ağabeyinin elini kesip oradan kurtulduğunu öğrendi. Dizinin ilk zamanlarında acımasız ve sert bir olan Daryl, 2. sezonda seyircinin en sevdiği karakter haline geldi.
-Dexter Morgan (Dexter): Ona ne kadar melek denebilir bilemeyiz ama gerçekten suçlu olan seri katilleri ortadan kaldırdığı için aslında bir yönüyle iyi bir karakter.
Ekranda 8 sezon boyunca izleyiciye ”Acaba iyi mi yoksa kötü mü?” sorusunu sordurarak bolca zihin jimnastiği yaptıran Dexter Morgan (Michael C. Hall), Miami Metro Polis Departmanı’nda çalışan bir adli tıp uzmanı, alanı ise kan sıçrama analistliği…
Seri katilleri öldürerek kendisi de seri katil haline gelen Dexter için yorum nereden baktığınıza bağlı. Tam bir Yin-Yang örneği olan Dexter’ın sevdikleri için ise yapmayacağı şey yok.
Yorum Yapılmamış: "Şeytanken melek olan 10 dizi karakteri"