Burcu B. Bilgin
(7.0/10)
Türkiye’de komedi alanındaki erkek hegemonyasını Gülse Birsel, Demet Akbağ, Ezgi Mola, Binnur Kaya gibi meslektaşlarıyla birlikte kırmayı başaran isimlerden Gupse Özay, alanındaki ilk çıkışını Yalan Dünya dizisiyle yapmıştı.
Sonrasında kendi yazdığı senaryolarla yoluna devam eden Özay, 2020’de Eltilerin Savaşı adlı filmiyle beyazperdede boy göstermişti. Özay’ın yeni filmi Lohusa’yı basın için gerçekleştirilen ilk gösteriminde izleyip değerlendirdim:
Yaklaşık 1.5 yıl önce anne olan ve eşi oyuncu Barış Arduç ile beraber Jan Asya adını verdikleri kızını büyütürken bir süre çalışmalarına ara veren Özay, “kutsal annelik” parantezine alınan pek çok şey gibi sıkıntıları çok dillendirilmeyen “lohusalığı” sinema perdesine getirdi.
Özay, zorlu annelik macerasının ilk 40 gününü izlediğimiz Burcu’yu canlandırırken, eşi Onur rolünde Onur Gürçay başrolde ona eşlik ediyor. Diğer rollerde ise Hazal Türesan, Esra Ruşan, Servet Pandur, Feri Baycu Güler, Birsen Dürülü, Su Şanad, Alper Baytekin, Cihan Albayrak ve Elif Nur Kerkük yer alıyor.
NuLook Production imzasını taşıyan filmin yönetmenliğini daha önce Özay ile Görümce adlı filmde de birlikte çalışan Kıvanç Baruönü üstleniyor.
Filmin açılış sekansında Burcu’nun (Gupse Özay), evlililiğe ve çocuk sahibi olmaya çok da sıcak bakmayan yakın arkadaşı Fulya’nın (Esra Ruşan) sevgilisinden evlenme teklifi almasını izliyoruz.
Hamilelik süresi dahil çok aktif bir iş yaşamı olan, arkadaş partilerinin vazgeçilmez organizatörü “sosyal kelebek” Burcu, anne olunca değişeceğini söyleyen İlayda’ya (Hazal Türesan) her şeyin altından rahatlıkla kalkacağı ve asla “lohusalık sendromu” yaşamayacağı yönünde iddialı bir çıkış yapıyor.
Sonraki sekanslarda Burcu, bebeği Güneş’i dünyaya getirip evine dönüyor ve macera başlıyor. İlk günlerden itibaren her şeyin beklediği gibi olmadığını fark eden “çiçeği burnunda anne”, buna rağmen direndikçe direniyor.
Kadınların “lohusalık dönemlerine” dair başarılı tespitler yapan filmde Özay, kendi deneyimlerinden de yola çıkarak eğlenceli bir “durum komedisine” imza atıyor.
Hamilelik kiloları, uykusuz geceler, kısıtlanan sosyal yaşam gibi lohusalık dertlerinin yanında her yönüyle bu dönemde yaşanan bir çok başka şey de film boyunca bir bir karşımıza çıkıyor.
Bütün bu sorunlarla başa çıkmaya çalışırken bir taraftan da “yaşamından” kopmak istemeyen, hala ve ısrarla arkadaşı Fulya’nın kız isteme, kına, gelinlik seçimi gibi organizasyonlarını düzenleme arzusundaki Burcu, sık sık çam deviriyor.
Filmin genelinde Recep İvedikvari kaba komedi öğelerine yer verilmemesi gibi bir artı unsur öne çıkarken, bel altı esprilere ve bolca küfre yaslanan “kolaycı” komedi anlayışı benimsenmiyor.
Türkiye’deki pek çok komedyen, başrol oynadıkları filmleri neredeyse “tek kişilik bir oyuna” çevirirken Özay, rol arkadaşlarıyla bolca paslaşarak sürdürdüğü bir senaryoya imza atmış.
Onur Gürçay ile başarılı bir ikili oluştururlarken, “süper influencer, seksi anne” İlayda, anne olmak istemeyen gelin adayı Fulya, doğa ve mistisizm meraklısı “yeni nesil” anne Yasemin (Elif Nur Kerkük) ve son olarak bakıcılardan çok çeken karşı komşu Özge (Su Şanad) farklı anne tiplerini seyirci karşısına çıkarıyor.
Bu arada, devamlı tavsiyeleri ile ortalığı birbirine katan kaynanalar, anneler, hele ki “al karası basınca” annelerin “birer Lilith’e dönüşebileceği” savını ortaya atarak ev halkını geren emektar yardımcı Saniye Abla da Burcu’nun zaten zorla sürdürdüğü annelik mücadelesini daha da güç kılıyor.
Sütü artsın diye yapılan tavsiyelerle Burcu’nun üzerine gelinen sahnede kahvaltı sofrasının hemen yanı başında kanlı canlı bir ineğin belirivermesi de başarılı bir metafor olarak öne çıkıyor.
Tabii tüm bunlar olurken “bana göre bir şey yok ki zaten,” mantığıyla arkadaşlarıyla bekar hayatını sürdürmeye çalışan, daha ilk günden meyhaneye gidip sazlı sözlü eğlenceyle “baba oluşunu” kutlayan, evde futbol maçı partisi veren Onur, başını laptoptan ayırmayan, hatta hiç ortada görünmeyen İlayda’nın eşi de “yeni annelerin yalnızlığını” gözler önüne seriyor.
Buna karşın, komedi filmleri piyasamızdaki alt ve orta sınıf örnekler o kadar fazla ve bağlamlarından kopuk, izleyiciye hiçbir şey vermeyen bu filmler ortalığı o kadar işgal ediyor ki Lohusa onların arasında iyi bir örnek olarak ortaya çıkıyor.
Puan kırdığım yerlere gelince, Burcu’nun düğün organizasyonu yaptığı sahnelerin sonlarına doğru “ortalama seyirciyi güldürme amaçlı” olarak işin fazlaca abartılı ve karikatürize edilen bir duruma gelmesi, sözgelimi Burcu’nun Kibariye şarkıları okuması, yine aynı amaçla normalde küfürlü konuşmadıkları halde Burcu’nun “Fulya altına s…çmış,”, Onur’un “g.t” demesi gibi.
Cem Yılmaz, Ata Demirer, Ezgi Mola gibi isimlerin filmlerine de imza atan Kıvanç Baruönü’nün dokunuşlarının hissedildiği filmde uzun süresine rağmen öykü akıcı bir şekilde ilerliyor, bir yerde takılıp kalmıyor, çok yönlü işleniyor.
Filmde ana karakter Burcu rolünde Gupse Özay adeta kendini oynuyor, artık uzun yıllar kendisiyle özdeşleşen Nurhayat Karakaş’ı değil Özay’ı “daha sık” karşımızda görebiliyoruz. Eşi rolündeki başarılı aktör Onur Gürçay’ı da bundan sonra da bu türdeki film ve dizilerde sıkça göreceğimizi düşünüyorum.
Filmin öne çıkan diğer oyuncuları ise Instagram influencer’ı süper anne rolündeki Hazal Türesan ile evin yardımcısı Saniye rolündeki Feri Baycu Güler.
Netice itibarıyla Lohusa, pek çok kişide depresyona ve ağır psikolojik tedaviye dahi yol açabilen anneliğin en zor dönemini başarılı tespitlerle izleyici karşısına çıkarıyor.
Toplum tarafından hem harika bir anne, hem bakımlı ve iyi bir eş, hem işine her an dönmeye hazır bir kariyer kadını, hem de sosyal hayatta aktif var olabilen birer birey olmaya zorlanan kadının sırtındaki yükü komedi yoluyla seyirci karşısına çıkarıyor.
Gupse Özay’ın filmi “sadece sinemalarda” izleyici karşısına çıkarma kararı ise hemen her yapımı dijital platformda görmeye alıştığımız son dönemde cesur bir karar.
Deliha gibi tiplemelerden çok daha katmanlı hikayeler yazmaya ve oynamaya adım attığına tanıklık etmeye başladığımız Özay’ın bu yöndeki adımlarından olan Lohusa, bir komedi filmine nazaran uzun sayılabilecek 128 dakika gibi bir süreye sahip.
Özellikle çocuk büyüten anneler ve babalar başta gelmek üzere keyifli vakit geçirmek isteyenlere tavsiye ederim.
Yorum Yapılmamış: "Lohusa: Eller kadir kıymet bilmiyor anne"