Burcu B. Bilgin
Tüm dünyayı günlerdir etkisi altına alan bir tür Corona virüsünden kaynaklı Covid-19, herkesi evlere bağladı. Bu karantina günlerinde yapılacak en iyi şeylerden biri de film izlemek.
Sizlere kült mertebesine erişmiş siyah beyaz filmlerden bir seçki oluşturdum. İşte, Corona günlerinde izleyebileceğiniz 10 sinema şaheseri:
-Roma Tatili/Roman Holiday: 1953 ABD yapımı bu romantik komedinin yönetmeni William Wyler. Gregory Peck ve Audrey Hepburn’ün başrolünü üstlendiği film, Avrupa’nın kraliyet ailelerinden bir prensesin diplomatik Roma ziyaretlerinde protokolden sıkılıp elçilik binasından kaçmasını ve sıradan biri gibi dolaşırken Amerikalı bir muhabirle tanışarak şehirde gezerken aşık olmalarını anlatıyor.
10 dalda Oscar’a aday gösterilen film 3 dalda kazanırken, “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü elde eden Belçika asıllı Hepburn, dünya çapında tanındı.
Aslında senaryoyu Dalton Trumbo yazdıysa da o devirde Hollywood’un kara listesinde bulunduğu için filmin jeneriğinde adı geçmiyordu, bu nedenle Oscar, Ian McLellan Hunter’e verilmişti. Akademi, ölümünden 16 yıl sonra 1992’de Trumbo’nun itibarını iade etti.
Film, ABD Kongre Kütüphanesi’nin Ulusal Film Arşivi’nde muhafaza edilmeye hak kazandı.
-Sapık/Psycho: Gerilim türünün ustası Alfred Hitchcock’un başyapıtı olan 1960 yapımı filmin başrolünde Anthony Perkins, Janet Leigh ve John Gavin yer alıyor.
Kategorisindeki en önemli filmler arasında yer alan Sapık, 2013-2017 yılları arasında çevrilen Bates Motel isimli çok başarılı bir televizyon dizisine de ilham kaynağı oldu.
Filmin konusu şöyle:
Patronuyla iş yapan Marion’a (Janet Leigh), zengin bir adam para emanet eder ve ardından Marion yola koyulur. Polisler Marion’un şüpheli davranışları üzerine peşine takılır. Sevgilisi ile buluşmayı planlayan Marion geceyi bir motelde geçirmeye karar verir.
Otelden içeri girer girmez garip şeyler olduğunun farkına varan Marion uyumadan önce otel sahibi Norman Bates (Anthony Perkins) ile biraz sohbet eder. Norman’ın kişiliğinde sorunlar olduğunu, annesine ve kuşlara karşı bir takıntısı olduğunu öğrenen Marion, odasına gidip duş almaya karar verir ve işler rayından çıkar.
-Dilenci/Accattone: 1961 İtalya yapımı dramatik filmin özgün adı olan Accattone, İtalyan argosunda dilenci anlamına geliyor ve filmin başkahramanını tanımlıyor.
Bir suikaste kurban giden kural dışı İtalyan sinemacı Pier Paolo Pasolini’nin ilk yönetmenlik denemesi olan filmin senaryosunu Pasolini kaleme aldı, bazı ek diyalogları başrol oyuncusu Franco Citti yazdı.
Diğer rollerde Franca Pasut ve Silvana Corsini’nin yer aldığı film, II. Dünya Savaşı’nın harap ettiği Roma’da sokaklarda yaşayan, suç dünyasının parçası olmuş, kırsal kökenli yoksul ve cahil insanların öyküsünü anlatıyor.
Kendini İtalyan Yeni Gerçekçiliği’nin sinema akımının uzağında görse de bazı eleştirmenler filmi ‘ikinci yeni gerçekçi’ olarak nitelendiriyor.
Filmde ağırlıklı olarak Johann Sebastian Bach’ın bestelerine yer veriliyor. Çekimler sırasında henüz bir amatör olan başrol oyuncusu Franco Citti, daha sonra Pasolini’nin birçok filminde daha rol alarak onun fetiş oyuncusu oldu.
-Yurttaş Kane/Citizen Kane: Yönetmen Orson Welles’in ilk uzun metrajlı filmi olan 1941 yapımı Yurttaş Kane, pek çok eleştirmen tarafından sinema tarihinin en iyi eseri olarak görülüyor.
Sinema anlayışına, özellikle montaj, deep focus tekniği ve makyaj bakımdan birçok yenilikçi katkıda bulunan filmin başrolünde Orson Welles, Agnes Moorehead ve Joseph Cotten yer alıyor.
Öyküsü bir çok katmandan oluşan film, Amerikan Rüyası’nı da masaya yatırarak dönemin Donald Trump’ı, William Randolph Hearst ‘ın (1863-1951) yaşamı üzerinden mesajlar veriyor. 1942’de 9 dalda Oscar’a aday gösterilse de sadece “En İyi Senaryo Ödülü” kazanan yapım, 1989’da ABD Ulusal Film Arşivi’nde muhafaza edilmeye başlandı.
Film, genç bir gazetecinin Kane öldüğünde sarf ettiği Rosebud isminin anlamını çözmek için onun yakınlarıyla temas kurmasını ve bu gizemin altından beklenmedik şifrelerin çıkmasını konu alıyor.
-Le Doulos: Fransız yönetmen Jean-Pierre Melville’in imzasını taşıyan filmin başrolünde Fransız Sineması’nın en iyi oyuncularından Jean Paul Belmondo, Serge Reggiani ve Jean Desailly var.
1962 Fransız-İtalyan ortak yapımı film, Melville’in Le Samourai, Le Cercle Rouge ve Un Flic (1972) öncesinde, bu ünlü üçlemenin habercisi niteliğini taşıyor. İlgi çekici karakterleri, karanlık şehir atmosferi ve o tarihlerde Fransa’da kimse şapka takmazken her karakterin başındaki şapkalarla sinema tarihine kazınan filmin konusu şöyle:
Hapisten yeni çıkan bir hırsız, yeni soygun planına girişir. Gerekli alet edevatı temin etmesi için eski arkadaşı Silien’e başvurur, ama bilmediği bir şey vardır. Silien polis için çalışan bir muhbirdir.
-Schindler’in Listesi/Schindler’s List: Yönetmenliğini Steven Spielberg’in yaptığı, 1993 yapımı film, döneminde 321 milyon dolar gişe geliri elde ederek önemli bir rekora imza attı.
II. Dünya Savaşı sırasında Naziler’in uyguladığı soykırımdan binin üzerinde Polonya Yahudisi’nin kurtarılmasında rolü olan Oskar Schindler’i ve bu kurtarmayı konu edinen film, Oscar, Altın Küre, BAFTA ve Grammy dahil 83 ödül kazandı.
“Tüm zamanların en iyi filmleri” konulu listelerde üst sıralarda bulunan film, Amerikan Film Enstitüsü’nün güncel listesinde 9. sırada yer alıyor. Filmde, Liam Neeson, Ralph Fiennes, Ben Kingsley ve Caroline Goodall başrolü paylaşıyor.
-Artist/The Artist: 2011 Cannes Film Festivali ve Oscar töreninin en çok konuşulan yapımı olan The Artist, “En İyi Film” dahil olmak üzere 5 dalda Oscar kazandı.
Artist, bu listedekiler arasında Schindler’in Listesi ile beraber döneminde renkli film teknolojisi olmasına karşın özellikle siyah beyaz çekilmiş bir yapım. Artist, sinema sanatının sessiz dönemine bir saygı duruşu niteliğinde diyalogsuz, sessiz, siyah-beyaz ve saniyede 22 kare ile çekildi.
Michel Hazanavicius’un yönettiği filmde başrolü Jean Dujardin, Bérénice Bejo, John Goodman, James Cromwell, Penelope Ann Miller ve köpek Uggie paylaşıyor.
Filmin konusu şöyle:
1920’lerin sonunda sinema sektörünü kökünden değiştirecek teknolojik bir devrim yaşandı. Ses, film pelikülüne bir daha hiç ayrılmamak üzere girdi. Fakat sinema sektöründe yaşanan devrim boyutundaki bu değişim pek çok insanın hayatını sarstı.
Dönemin en karizmatik aktörleri arasında yer alan George Valentin (Jean Dujardin) de payına düşeni alanlardandı.
-Bülbülü Öldürmek/To Kill a Mockingbird: 1962 yapımı film, Harper Lee’nin aynı adlı çok satan 1960 tarihli otobiyografik romanından sinemaya uyarlandı. Film, Türkiye’de bir dönem “Uğursuz Kuş” adıyla gösterildi.
Horton Foote’un uyarlayıp yazdığı filmi Robert Mulligan yönetti, başlıca rolleri ise Gregory Peck, John Megna ve Frank Overton üstlendi.
Büyük Ekonomik Buhran yılları olan 1930’larda Alabama’da, ırza geçme suçundan tutuklu siyah bir adamın savunmasını üstlenen, onu savunurken de önyargılı ve hoşgörüsüz kasaba halkına karşı duran ilkeli ve cesur bir avukatın öyküsünün anlatıldığı film, uyarlandığı roman kadar ses getirmişti.
Film, 8 dalda Oscar’a aday gösterilip 3 dalda altın heykelciği evine götürdü.
-Modern Zamanlar/Modern Times: 1929 yılında tüm dünyada baş gösteren global ekonomik kriz döneminin atmosferini tüm çıplaklığıyla yansıtan bu Charlie Chaplin filmi, tüm zamanların en iyileri arasında yer alıyor.
Bu farklı kara komedide olaylar şöyle gelişiyor:
Bir fabrikada sıkı bir mesaiyle çalışan Şarlo’nun (Charlie Chaplin), bu tempoya ayak uyduramaması, beraberinde türlü yanlış anlaşılmalarla akıl sağlının yerinde olmadığına karar verilip hastaneye yatırılmasına sebep olur.
Hastaneden çıkan Şarlo, bu kez amaçsızca elinde salladığı kırmızı bayrak yüzünden komünist zannedilerek hapse atılır. Şarlo’nun hayatını değiştiren şey ise kimsesiz bir kızla yollarının kesişmesi olur.
-Sekiz Buçuk/8 1/2: Federico Fellini’nin baş yapıtları arasında yer alan Sekiz Buçuk, 1963 yılında gösterime girdi.
Başrolünü Marcello Mastroianni, Claudia Cardinale ve Anouk Aimée’nin üstlendiği yarı fantastik film, çekeceği yeni filmine konu bulamayan umarsız yönetmen Guido Anselmi’nin yarı düşsel yarı gerçek arayışını konu alıyor.
1 Yorum: "Corona zamanı izlenecek 10 siyah beyaz film"
Gülşen Negiz 14 Nisan 2020 (17:07)
Emeğinize sağlık, biri hariç seyrettiğim ama tekrar tekrar izlenecek filmler. Tekrar teşekkürler ❤️