Ekranların karizmatik 10 dizi karakteri

Burcu B. Bilgin

Ekranda çok sayıdaki ünlü diziyi hal ve tavırlarından, kıyafetlerine, yaşam tarzlarından not edilesi sözlerine kadar karizmatik karakterler sürüklüyor.

İşte kelimenin tam anlamıyla karizmadan yıkılan 10 dizi karakteri:

-Ragnar Lothbrok (Vikings): Avrupa tarihinde büyük izler bırakan Vikingler’in en ünlü savaşçısı ve kralı Ragnar, 800’lü yıllarda Güney Norveç’teki Kattegat adlı küçük bir köyde yaşadı.

Stratejik kararları ve savaşçılıktaki başarısıyla parlayan Ragnar, sonraları yanlış kararlar yüzüden ağır bedeller ödedi.

Buna karşın yine de en unutulmaz Viking savaşçısı unvanını halen elinde bulunduran Ragnar’ı modellikten ekrana ve beyazperdeye geçen Avustralyalı aktör Travis Fimmel başarıyla canlandırdı. Çapkın ve zeki Ragnar’ın karizması halen dillerde…

-Harvey Specter (Suits): “Benim hayallerim yok, hedeflerim var” diyen, sıfırdan zirveye çıkmış başarılı bir avukat Harvey Specter. Aynı zamanda da gelmiş geçmiş en karizmatik dizi karakterleri arasında.

Mahkeme aşamasına gelmeden karşı taraftan en iyi parayı alarak davaları kapatarak ünlenen Harvey, “en iyi dava kapatıcı” olarak genç avukat Mike’a da mentorluk yaptı.

Kazanmak için “kirli oynamaktan” dahi çekinmeyen Harvey, iş hayatında hep kazanıyor.

Ancak sevdiklerine sadık ve merhametli Harvey’nin kadınlarla ilişkileri ve özel hayatı da bir o kadar sorunlu. Harvey Specter’ı Gabriel Macht canlandırıyor.

-Thomas “Tom” Shelby (Peaky Blinders): Bir hukuk adamından “kendi hukukunu kendi yazan” Birminghamlı bir çete liderine, Thomas Shelby’ye geçelim.

Son derece sorumsuz bir babanın oğulları olan Shelbyler yasa dışı işler yapıyor olsalar da aslında dönemin şartları altında bir bakıma çevrenin asayişini sağlayan bir aile.

Liderleri Thomas ise “Bir hırsız açlığı için çalıyorsa hiç durdurma” diyecek kadar merhametli, sevdiklerine sonsuz derecede sadık, kendisine ihanet edenlere karşı bir cellat, en önemlisi de bir satranç oyuncusu kadar soğukkanlı.

Thomas Shelby’yi dizide Cillian Murphy canlandırıyor.

-Olenna Tyrell (Game of Thrones): Game of Thrones tarihinde sayısız karakter geldi geçti, ama hiçbiri onun eline su dökemedi. “Dikenler Kraliçesi” olarak anılan Olenna, yaptığı Joffrey hamlesiyle dizi tarihini baştan yazdı.

Tyrell hanedanının karizmatik kraliçesi, Daenerys Targaryen’e, “Westeros erkekleri koyundur. Sen koyun musun? Hayır ejderhasın. Bir ejderha ol” diyerek yön çizdi.

En büyük düşmanı Cersei’ye, “Ona söyle, bendim” diyerek son nefesinde en acı mesajı gönderen Olenna Tyrell’i Diana Rigg canlandırdı.

-Don Draper (Mad Men): 1950’li yılların New York’unda reklamcılığın kitabını yazan Don, karizmatik karakter denildiğinde ilk akla gelenlerden.

Travmalı bir çocuk olan, geçmişinde büyük sırlar barındıran, kendini “kendi bile çözemeyen” Don Draper, her zorluğa karşın ayakta durmayı, zekice hamlelerle müşteri bağlamayı ve insan ilişkilerini çok iyi bilen bir iş insanı.

Elinden sigara ve viski bardağı düşmeyen yaratıcılık abidesi Don, “Seni öyle bir anlatırım ki kendini sen bile tanıyamazsın” diyecek kadar kendine güvenli, özel hayatında ise bir o kadar dengesiz ve kırılgan.

Ekrana 7 sezon boyunca damga vuran dizide Don’u Jon Hamm canlandırdı.

-Berlin/Andres de Fonollosa (La Casa de Papel): Aslında dizide her şeyi yöneten, planlayan, kurgulayan Profesör olsa da seyirci bu tuhaf ve dengesiz adama gönlünü kaptırdı.

İlk iki sezonda soygun çetesini yöneten Berlin/Andres, hastalığına karşın dimdik ayakta duran, ironik diliyle, kimi zaman saldırganlığıyla dikkati çeken, buna karşın Profesör’e sonuna kadar sadık bir karakterdi.

Sırlarını, hayatını, sanata, estetiğe ve müziğe düşkünlüğünü ilerleyen sezonlarda çok daha fazla öğrendiğimiz şık ve karizmatik Berlin’i Pedro Alonso canlandırıyor.

-Yüzbaşı Ray Holt (Brooklyn Nine Nine): İspanya’dan bol bol suç işlenen New York’un Brooklyn semtindeki küçük bir karakola geçtiğimizde bu defa karşımızda sert ama babacan bir komiser var.

Polis Akademisi serisini hatırlatan karakolda Die Hard meraklısı Jake Peralta, erkekleri tekme tokat dize getiren Rosa, aşırı takıntılı ve hırslı Amy, vücut geliştirmeci Terry, enteresan gurme Charles, polisten başka her şeye benzeyen Scully ve Hitchcock’u dize getirmeye uğrayan Yüzbaşı Ray Holt diziye damgasını vurdu.

Holt, Hababam Sınıfı’nın Mahmut Hoca’sı gibi kızsa da seven, her daim ekibine sahip çıkan biri. Karizmatik kişiliğiyle çok ama çok sevilen Yüzbaşı Holt’u Andre Braugher canlandırıyor.

-Annalise Keating (How to Get Away with Murder): Mahkeme salonunu topuk sesleriyle inleten başarılı avukat Annalise, diziyi karizmatik kişiliğiyle sürüklüyor.

Üniversitede hukuk dersleri de veren Annalise, her dönem yanında çalışması için bir grup öğrenci seçiyor. Ancak son öğrenci grubu olmadık bir şekilde cinayete karışınca kendini olayların ortasında buluyor.

Ekibini kızsa bile hep koruyan, hatta kendini tehlikeye atan, her seferinde sıfırdan başlayan, zorluklara karşın ayakta duran Annalise, “ipten adam alan” analitik zekasıyla parmak ısırtan güçlü bir kadın.

Dizide Annalise Keating’i bu rolle Emmy kazanan Viola Davis canlandırıyor.

-James “Jamie” McKenzie Fraser (Outlander): Diana Gabaldon’ın destansı fantastik hikayesinin konusu 1743 yılından başlayarak önce İskoçya, sonra başka coğrafyalarda geçiyor.

Hikayenin merkezinde ise yiğitliği, karizması, vefakarlığı, liderliği, iyi yürekliliği ve cesaretiyle gerçek bir İskoçyalı kahraman olan Jamie var.

Ekranda 5 sezonu geride bırakan dizide başına gelmedik kalmayan, ancak eşi Claire ile her zorluğun üstesinden gelen, defalarca canını tehlikeye atan, ancak yakınları ve kalbini verdiği karısı için her şeyi göze alan Jamie seyircinin gözdesi.

Dizide Jamie McKenzie Fraser’ı İskoç aktör Sam Heughan canlandırıyor.

Başroldeki üç kadın oyuncudan daha fazla hayran kitlesine ulaşan Rio, esrarengiz kişiliğiyle dizinin adeta lokomotifi.

Asıl adı Christopher olan Rio’yu Meksika asıllı Amerikalı aktör Manny Montana başarıyla canlandırıyor.