Sinema ve ekranın en iyi 10 babası

Burcu B. Bilgin

Babalar Günü evlatların babalarına şükranlarını göstermesi için bir vesile… Hiç kuşkusuz herkesin babası kendisi için dünyanın en iyi babası … Çünkü onlar sevgilerini her zaman sözle ifade edemeseler de hayatta evlatları için yapmayacakları yok.

Sinema ve ekranda da öyle babalar var ki fedakarlıklarıyla izleyenlere gözyaşı döktürüyor, canını bile veriyor, izleyenlerin takdirini kazanıyor. İşte, beyazperdeden ve dizilerden ”en baba” 10 karakter:

-Ned Stark (Game of Thrones): Her ne kadar kızı Sansa, ağabeyi-esasen kuzeni-Jon Snow’a ”Babam da Robb da aptalca hatalar yaptı” dese de o çocukları için canını feda eden bir babaydı.

”Babaların babası” Eddard Stark, hayatı boyunca çocukları için yaşadı, sonunda da onlara yolundan gitmeleri gereken bir iz bırakarak aramızdan ayrıldı.

Doğruluk, dürüstlük ve adalet simgesi, ”Hükmü veren kılıcı sallamalıdır” sözünün sahibi Ned Stark’ın tek hatasının Jon’a soyadını vermemek olduğunu sanıyorduk ama o konuda bile haklı olduğunu sonunda anladık. Şimdi biz de onu Jon Snow gibi hatırlıyoruz: Babam onurlu bir adamdı…

Ned Stark’ı ünlü aktör Sean Bean canlandırdı.

Ned Stark

-Guido Orefice (Hayat Güzeldir/La Vita e Bella-Life is Beautiful): Beyazperdede her hatırladığımızda bir yandan gülümsetirken, diğer yandan içimizi sonsuz bir hüznün kaplamasına neden olan bir başka karakter daha yoktur.

Bir İtalyan kasabasında neşeli başlayan hikayesi ailece gönderildikleri toplama kampında acıyla devam eden Guido, oğlu için o korkunç kampı bir oyun alanına çevirdi.

Çocuğunun tüyler ürperten bir ortamda olduğunu anlamaması için binbir türlü oyunlar düzenleyen talihsiz adam, ölüme dahi onu güldürerek gitti. Böylece sinema tarihinin belki de en fedakar babası unvanını kazanan Guido’yu Roberto Benigni başarıyla canlandırdı.

La Vita e Bella

-Ragnar Lothbrok (Vikings): Her ne kadar zaman zaman küçük yaramazlıkları, çapkınlıkları, yanlış kararları olsa da aslında halkını, çevresini, en önemlisi de çocuklarını çok seven bir babaydı.

Ragnar için ailesi mevzu bahis olduğunda canı bile kolayca feda edilecek bir şeydi. Ekranın unutulmazları arasındaki Ragnar’ın adı, Viking söylencelerine en yürekli, en cesur ve en fedakar kahramanlardan biri olarak geçti.

Ragnar Lothbrok’u Avustralyalı aktör Travis Fimmel canlandırdı.

Ragnar Lothbrok

-Chris Gardner (Umudunu Kaybetme/The Pursuit of Happyness): Ünlü aktör Will Smith’in oğlu Jaden ile rol aldığı bu film de dünyanın en iyi babalarından birinin oğluyla çıktığı umuda yolculuğu anlatıyor.

2006 yapımı bu film, kendinizi sıfır noktasında hissettiğiniz anlarda bile içinizi umutla doldurabilecek bir yapım.

Will Smith’in Oscar’a aday gösterildiği 11 ödüllü film, eşi tarafından oğluyla beraber terk edilen müthiş baba  Chris Gardner’ın küçük Christopher ile aş evlerinden sokak köşelerine kadar uzanan büyük mücadelesinin sevgi dolu öyküsü…

The Pursuit of Happyness

-Marlin (Kayıp Balık Nemo/Finding Nemo): İyi bir baba olmak için illa ki insan olmak gerekmiyor, sıradaki baba da zaten bunu fazlasıyla kanıtlıyor.

Karısının zamansız ölümü nedeniyle oğlu Nemo için aşırı kaygılı bir baba olan palyaço balığı Marlin’ın, günün birinde korktuğu başına geldi. Nemo, denizaltı okuluna giderken arkadaşlarıyla oynadığı tehlikeli bir oyun sırasında kayboldu.
Oğlunu bulmak için canını dişine takan Marlin’in Nemo’yu yeniden görmek için verdiği mücadele, onu beyazperde tarihinin en iyi babaları arasına taşıdı.
Finding Nemo

-Jack Pearson (This is Us): Kendini ailesine adamış baba Jack Pearson’ın eşi ve çocukları uğruna yapamayacağı şey yok. O bir süper baba…

Geçtiğimiz 2 yılın en çok konuşulan dizisinin baş kahramanlarından Jack ve ailesinin öyküsünü izlerken mendiller ıslanıyor, gözler nemleniyor, her bölüm uzun uzun konuşuluyor. Dizinin 2. sezonuna ise en çok Jack Pearson’ın olağan dışı fedakarlığı damga vurdu.

This is Us

-Bryan Mills (Taken): Bryan Mills rolü o kadar başarılı bir performanstı ki bu filmden sonra ünlü aktör Liam Neeson’ın kaderi değişti.

Emekli CIA ajanı Bryan, tam sakin hayatın tadını çıkaracakken biricik kızı kaçırılınca seferber oldu, canını dişine takarak kızını aradı.

Bu filmdeki rolü o kadar inandırıcıydı ki film seri olmakla kalmadı Neeson da Taken’dan başka Non-Stop ve Run All Night adlı filmlerde de yine kızını bulmaya çalışan baba rollerine büründü.

Taken Liam Neeson

-Cliff Huxtable (The Cosby Show): 1984-92 yılları arasında ekrana gelen fenomen dizi Cosbyler’i şimdilerde başroldeki Bill Cosby’nin taciz skandalıyla hatırlasak da aslında sevgi dolu ailenin anlamını o dönem yetişen kuşaklara anlatmış bir diziydi The Cosby Show…

Ekrana gelen 197 bölüm boyunca ailenin babası doktor Cliff Huxtable (Bill Cosby), çılgın ailesine esprili, ironik ve zeka dolu manevralarla yön vermeye çalıştı.

Dizinin popülerliği sayesinde o dönemde çok sayıda aile dizisi birbiri ardına ekrana gelme şansını buldu.

Cosby Show

-Daniel Hillard (Mrs. Doubtfire): Öyle bir baba düşünün ki sırf çocuklarından uzak kalmamak için en olmayacak yola başvursun ve kadın kılığına girsin.

Çocuklarından uzak kalmamak için dadı arayan ayrılmakta olduğu eşinin ilanına başvuran ve Mrs. Doubtfire adlı dadı karakterine bürünen Daniel, böylece hiç kimsenin yapmaya cesaret edemeyeceği bir fedakarlığı göze aldı.

Filmde Daniel Hillard’ı geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrılan efsane aktör Robin Williams başarıyla canlandırdı.

Mrs. Doubtfire

-George Bailey (Şahane Hayat/Wonderful Life): 1946 yapımı siyah-beyaz bu film, sinema tarihinin en sevilen ve fedakar babalarından birini beyazperdeye taşımıştı.

James Stewart tarafından canlandırılan George,  hayatını sevdiklerine ve çevresine adadığı için kendi hayallerini gerçekleştiremeyen, iyi niyetli ve idealist işadamı idi.

Bir dizi kötü olaydan sonra karşısına çıkan koruyucu melek, ona tam her şeyden vazgeçecekken ailesinin onu ne kadar çok sevdiğini gösterdi.

It's a Wonderful Life

Yorum Yapılmamış: "Sinema ve ekranın en iyi 10 babası"

    Yorum yap

    E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.