Gecenin Kraliçesi: Bu filmi nerede görmüştük?

Burcu B. Bilgin

Hürrem Sultan olduğu günden bu yana gündemden inmeyen Meryem Uzerli’nin yeni dizisi ”Gecenin Kraliçesi” nihayet ekranlara arz-ı endam etti.  Uzerli’nin başrolünü Murat Yıldırım ve Uğur Polat ile paylaştığı dizi bana ”bu filmi nerede görmüştüm” dedirtti. Aslında bir nevi de yerli-yabancı sinema tarihininde hafızamı tazeledi sağ olsun. Dizinin esasen hem Yeşilçam’dan, hem de kimi yabancı filmlerden kesitler ve sinema klişeleriyle potpuri yaptığını da söylemem lazım.

Aslında bu dizinin ilk senaristi olan Kerem Deren’in ismini duyduğumda aylar önce ”Gecenin Kraliçesi” dizisini başladığında izlemeye karar vermiş, sonra daha ilk bölümden ayrıldığını öğrenmişti. Şimdi senaristleri Ozan Aksungur ile Cüneyt Aysan’mış, o da ilginç geldi. Çünkü Aksungur’u ”Reaksiyon”, Aysan’ı ”Kurtlar Vadisi” ile tanıyorum. Aslen daha çok polisiye çalışmalarını biliyorum diyelim.

Dizimiz, yağmurlu bir gecede babası, yanında çalıştığı ”mafyatik”  işadamı Aziz bey ve onun tetikçisi tarafından öldürülen küçük Kartal’ın, Aziz’in esasen her ne kadar cinayet işleyecek ve işletecek kadar vahşi olsa da aynı zamanda babacan olması sebebiyle onun tarafından yanına alınmasıyla başlıyor.

Sonrasında günümüze dönüyor ve Kartal kardeşimizi bir iş seyahatinde buluyoruz. Dizinin senaryosunun bel kemiğini oluşturan, sırf o oynasın diye Fransa’da doğup büyüyen yarı Türk yarı Fransız bir karakter icat edilmiş, iki cihanda başımızdan eksik olmayası Hürrem’imiz Meryem Uzerli de bu iş seyahatinde talihsiz Kartal’ımızın karşısına çıkıveriyor.  Onu daha görür görmez ”tarifsiz aşklara” yakalanan Kartal, yaklaşık 8-9 saat gördüğü Selin’e ”ömürlük” aşık oluyor.

Memlekete döndüğünde bir de bakıyoruz ki Kartal evli. Hem de kiminle, babacan kötü adamımız Aziz beyin kızıyla. Bir de tutup Aziz beyin kızından ayrılmak istemez mi? Kız da ne yapıyor, ”Vanilla Sky” filminde Cameron Diaz, Tom Cruise’a ne yaptıysa onu yapıp pat diye ilk ağaca tosluyor. Ama Kartal, Tom Cruise’un canlandırdığı David Aames kadar talihsiz olmadığı için ölmüyor. Çünkü neden? Kartal baş karakter ve dizi daha ilk bölümde…

 

 

-Selvi boylum, sarı çizmelim-

”Koen kardeşler” gibi ”Taylan biraderler” şeklinde kardeş kardeş bir isme sahip olan Yağmur ve Durul Taylan’ın yönettiği dizide, Meryem, pardon Selin kalkıp sevgilisi İstanbul’lara kadar gelince, Kartal arada kalıyor. Bir de Aziz’in sevdiğine zarar vereceğini anlayınca ”Ediz Hunvari” son derece onurlu bir salvoyla gidip ”onu sevmediğini, sadece bir kaçamak” olduğunu söyleyiveriyor.

Her Yeşilçam filminde gördüğümüz üzere 4 yıl sonrasında o bir gecelik aşkın meyvesi olan küçük Osman, Fransa’da gerçekleştirilen 3. kuruluş yıldönümü kutlamasında pastasının mumlarını üflerken karşımıza çıkıveriyor. Tabii ki babası Kartal. Kartal’dan artık nefret eden Selin de tutup bir anda yıllardır aradığı babasının izini bulup Rize’nin yolunu tutuyor. Tam o esnada memleketini özleyen Aziz de oraya tatile gitmesin mi? Balık tutarken aniden fenalık geçiren Aziz, bir anda karşısında Kartal’ın babasını kurşunlattığı eski adamının gayrı meşru kızı olan (bu arada hem Selin, hem annesi evli Türkler tarafından fena halde hep tufaya getiriliyor, saf bunlar ayol) ve sarı yağmur çizmelerini hiç ayağından çıkarmayan Selin ile tanışıyor. Tabii ki dizideki her erkek gibi ona aşık oluyor.

Selin başta istemese de ”Selvi Boylum Al Yazmalım”ın güzel Asya’sı gibi sırf oğlu Osman’a ”baba olsun” diye bağrına taş basıyor ve onun evlenme teklifini kabul ediveriyor. Gerisinde işte Kartal’ın cici üvey kayınvalidesi olarak karşısına dikiliveriyor. Burada da Hülya Avşar-Salih Güney-Fikret Hakan üçlüsünün filmi ”Haram”a saygılarımızı sunuyoruz. Kendisi, Avşar kızının ilk sinema filmidir ve 1983 yapımıdır.

 

gecenin-kralicesi

 

-Görüntü yönetmenine sevgilerle-

Benim izlediğim en az 3-5 filme benzeyen ”Gecenin Kraliçesi”, konudaki bütün bu esinlenmelere karşın, mekan seçimleri, yukarıdan çekim, kamera kadrajları, yağmurlu bir gecede geriye dönüşle diğer yağmurlu geceye kesme yapma gibi çok sayıda artıya da sahip.

Fransa-Grasse, Rize, İstanbul gibi değişik şehirlerde çekilen dizide masraftan kaçılmamış ve böylece hoş bir görsel şölen ortaya çıkmış. Görüntü yönetmeninin ismine dizinin yer aldığı kanal Star TV dahil hiçbir yerde bir türlü rastlayamasam da kendisini kutluyorum. Hem Fransa, hem de Rize’de çok iyi iş çıkarmış.

Oyunculuklara gelince, Murat Yıldırım rolünün hakkını gayet iyi veriyor. Uzerli, zaman zaman gözünüzü kapayıp ”Hürrem Sultan efekti” veriyorsa da  çok rahatsız etmiyor. Gerçi, Türkçe’si bozuk olduğu için her rolü oynayamayacağı aşikar. Her rolü oynayamayacak oyuncu da pek makbul değildir gerçi takdir edersiniz.

Ancak burada ben yılların ustası Uğur Polat’a ayrı bir parantez açıp ”bu rol böyle oynanır” demek istiyorum. Dizinin, Sadri Alışık ustanın ismini taşıyan tiyatro ödülünün sahibi Selim Bayraktar, Seda Akman, Deniz Celiloğlu, Ömür Arpacı, birkaç dizide rastlayıp oyunculuğunu beğendiğim Burak Deniz’e yer vermesi de ayrı bir bonus.

Neticede her ne kadar bol esinlenmeler, ”aynı kadına aşık iki erkek”, ”zengin babasına yaranamadığından kendini gece hayatına veren hayırsız evlat”, ”babasını öldü zanneden çocuk”, ”aşkından hayatı kararıp alkole düşen adam”, ”vefa duyduğu adama sadakatinden istemediği evlilik yapan talihsiz damat” gibi bol Yeşilçam klişeleri de olsa tempo ilk bölümde hiç düşmedi. İlerleyen bölümlerde de yerli dizilerin hastalığı olan ”konuyu sündürüp uzatmalara” gitmezse sadece görüntü yönetmeninin hatırına bile izlenir. Öyle değil mi küçük Samet, pardon Osman? Söyle bakalım sevgi neydi, sevgi emekti…

 

meryemuzerli

 

2 Yorumlar: "Gecenin Kraliçesi: Bu filmi nerede görmüştük?"

  • comment-avatar
    yasemin ertürk 15 Ocak 2016 (13:10)

    Murat Yıldırım ve Uğur Polat ikisinin de oyunculukları ve karizmaları ,bu diziyi izlemek için yeter diye düşünüyorum. Sonuçta dizi , film, ve kitaplarda kullanılan konular belli. Önemli olan bildiğimiz tüm bu konuların, gerek görüntü, gerek senaryo, gerek işleyiş bakımından seyirciyi tatmin edecek bir biçimde ekrana yansıması. Yalnız beni rahatsız eden tek nokta erkek oyuncuların geri plana itilip sadece Meryem Uzerli’nin ön plana çıkarılarak yapılan kanaldaki tanıtım filmleri. Sonuçta bunun bir ekip işi olduğunu unutmamak gerekiyor. Sadece Meryem Uzerli ile reyting alınacağın ummak bence yanlış strateji

    • comment-avatar
      sinekaf 16 Ocak 2016 (10:09)

      Filmin yönetmeninin Durul-Yağmur Taylan kardeşler olması, görsel yönden olmasını sağlıyor elbette. Ancak içerik olarak da biraz daha özgün olsa ve oyuncular arasında eşitlik gözetilse daha olumlu bir sonuç ortaya çıkacaktır.

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.