Burcu B. Bilgin
Bazı bilim adamları altıncı duyu yani yaygın deyimle “altıncı histen” de bahsetse de hayatı beş duyumuzla sürdürüyoruz. Sinema deneyiminde ise bunlardan ikisini görme ve işitmeyi kullanıyoruz.
Geçtiğimiz Salı günü, sinema deneyimini beş duyuyla tecrübe ettim. Üstelik de en sevdiğim klasiklerden Şark (Doğu) Ekspresi’nde Cinayet’i izleyerek.
Filmimiz, Agatha Christie’nin 1934 tarihli romanından uyarlanan 1974 tarihli filmdi.
Sidney Lumet’nin yönettiği yapım, tam bir yıldızlar geçidi ce bu versiyonunu izlemenizi mutlaka tavsiye ederim.
Etkinliği gerçekleştiren Yapı Kredi Kültür Merkezi, İstiklal Caddesi’nin tam ortalarında.
En üst katını sinema salonuna dönüştüren merkez, düzenli olarak gerçekleştirdiği Ahmet Ümit’in Seçtiği Filmler etkinliğine ilginç bir renk kattı.
Film öncesinde görevliler, her konuğa tepsi içerisinde, üzerinde sayılar yazan küçük kaplar ve iki de zarf dağıttı. Zarflar ve kaplar toplam 13 adetti.
Süreç şöyle işledi. Film süresince altta kırmızı olarak rakamlar belirdi, seyirciler olarak biz de kabı veya zarfı alarak “gerekeni” yaptık.
Kaplardan dokuzunda yiyecek ve içecek, birinde yanık bir kağıt vardı. Zarfların içine ise bir bilet ve bir fotoğraf konulmuştu.
İlk rakam olan 1, İstanbul’daki Salacak Limanı’nda Halep’ten gelen gemiden inen çifti sembolize ediyordu. Gizlice buluşan Albay Arbuthnot (Sean Connery) ve genç mürebbiye Mary Debenham’ı (Vanessa Redgrave).
Menüye imza atan şef, kuş üzümü, kuru kayısı ve bademden oluşan elma dolmasını ikilinin arasındaki “gizli ilişkiyi” temsilen hazırlamıştı.
İkinci zarftan ise Orient Ekspresi’ne yani Şark (Doğu) Ekspresi bileti çıktı.
Filme dair üçüncü zarfta, menünün en lezzetli parçalarından tatlı patates salatası vardı. Bu salata, kendini Afrikalı çocuklara misyonerliğe adayan Kuzeyli öğretmeni Greta Ohlsson’ı (Ingrid Bergma) sembolize ediyordu.
Şef, İskandinavya’da çok sevilen tatlı patatesi bu karakter için seçmişti.
Gizemli uşak Edward Beddoes’in (John Gieldgud) sırlarının ağırlığının altındaki ezilen konuklar olarak, 4 numaralı zarftaki taze meyveli sangriayı (ünlü bir alkollü İspanyol içeceği) içip biraz rahatladık.
Beşinci zarfta ise cinayetin kurbanı Bay Ratchett’ın sekreteri Hector McQueen’i temsilen yanık bir kağıt vardı.
Kağıdı koklayarak ise koku duyusunu harekete geçiren materyalle tanıştık.
Bu arada, Hector rolündeki Anthony Perkins’, sık sık trajedi kurbanı küçük Daisy’nin annesini geçmişte “anne” gibi sevdiğini tekrarladı.
Bu, 1960 tarihli Sapık filminin başrol oyuncusu Perkins aracılığıyla yapılmış göndermeydi ve 14 yıl sonra çevrilen filmimize dikkatli izleyici için sıkıştırılmıştı.
6 nolu zarfta bütün her şeyin “mimarı” Mrs. Hubbard’ı (Lauren Bacall) temsilen trüf mantarlı milföye yer verilmişti.
Şefimiz, tarife “gizli” bir tat katan trüf yağı ile çok katmanlı bir karakter olan Hubbard’ı temsilen milföyü özellikle seçtiğini söyledi.
Filmin tuhaf karakterleri Prenses Natalia Dragomiroff (Wendy Hiller) ve yardımcısı Hildegarde Schmidt’i (Rachel Roberts) ayırmak istemeyen şef, ikisini Rus Mantısı “gelmeni” ve yoğurt bazlı sosla buluşturmuştu.
Şef, İstanbul’dan kalkan Doğu Ekspresi’ne bir “Türk motifi” eklemek için mantıyı seçtiğini anlattı etkinlikten sonra.
Başta sözünü ettiğim “gizli aşıklardan” Albay Arbuthnot’u temsilen kahve ile demlenmiş viski sunulurken, Cyrus Hardman’ın geçmişteki sırlarına istinaden 10. zarf vardı.
Bu zarfın içinden ise Dedektif Hercules Poirot’nun (Albert Finney) bir fotoğrafı çıktı.
Etkinliği düzenleyenler izleyicinin dikkatini ölçmek için 12 ve 13. kapların içindekileri değiştirilmişti. Bize verilen kartta farklı içerikler yazıyordu.
12. kapta Antonio Foscanelli (Dennis Quilley) adlı İtalyan karakteri temsilen misket limonlu ve taze baharatlı punch vardı. 13. kapta ise her şeyi çözen zeki dedektif Poirot’ya istinaden Belçika çikolatası.
Bütün gizem, 12 yolcu ve 1 dedektifin başından geçtiği için 13 sayısına gönderme yapmak için bize 13 materyal verilmişti.
Böylece ilk defa böyle bir sinema deneyimi yaşadım ve aynı zamanda dünya mutfaklarına da kısa bir yolculuk da yaparak oldukça keyif aldım.
Etkinlikler, bundan sonra da yine Ahmet Ümit’in seçtiği diğer polisiye filmlerle sürecek. Gitmenizi tavsiye ederim.
Son olarak not düşeyim; Doğu Ekspresi’nde Cinayet filminin 1974 yılındaki bu versiyonu, 6 dalda Oscar ödülüne aday gösterilmişti.
Film, 2017’de Kenneth Branagh tarafından dev bir kadroyla yeniden sinemaya uyarlanmış, ancak olumlu eleştiri alamamıştı.
Öykü, Doğu Ekspresi’nde işlenen esrarengiz cinayet sonucunda yolculardan Ratchett’ın hayatını kaybetmesini ve trende seyahat eden Belçikalı dedektif Poirot’nun cinayeti çözmek için devreye girmesini konu alıyor.
Yorum Yapılmamış: "Beş duyumla "cinayeti" izledim"