Game of Thrones: Bu bizim savaşımız değil

Burcu B. Bilgin

(8. sezon 4. bölümü izlemiş olanlar okumalıdır)

Game of Thrones’da geçen hafta hayranların çoğunu memnun etmeyen ölülerle savaşın ardından taht oyunlarıyla dolu bir bölüm izledik.

The Last of the Starks/Starksların Sonuncuları adlı bölümde iki önemli ölüm yaşanırken, Demir Taht için savaş tam bir güç oyununa dönüştü. Peki bu bölümde neler izledik, ne anlama geliyor ve bundan sonra neler bekleyebiliriz?

-Bizim için öldüler: Dizinin dördüncü bölümü, üzücü bir sahneyle başladı. Ölüler ordusuyla yapılan savaşta kaybedilenlerin cenaze töreninde Sansa, kader birliği kurduğu Theon’un, Daenerys ona büyük bir sevgiyle bağlı Jorah’ın, Samwell kendisini kurtarmak için ölen Edd’in, Jon ise Kuzey’in minik leydisi Lyanna Mormont’un cenazelerini ateşe verdi.

Jon’un “Bizim için öldüler” temalı konuşmasının ardından hayat kaldığı yerden devam etti. Sahne, Vikings’te izlediğimiz etkileyici cenaze törenlerini anımsattı.

Vurucu başlayan dizinin son 20 dakikası ise senaryoda mantıksızlıkların birbirini izlediği bir tuhaflıklar manzumesine dönüştü. Buradan devam edelim…

-Seni lord ilan ediyorum: Zaferi kutlamak için düzenlenen şölende herkes ”şapkasını önüne koyarak” bir anlamda yeni yönünü çizdi.

Bu sırada yana döne Arya’yı arayan Gendry, Daenerys’in gözüne ilişti. Robert Baratheon’un “piç oğlu” olduğunu bilen Daenerys, ”Sen bundan böyle Storm’s End’in başı Lord Gendy Baratheon’sun” dedi.

Sonrasında bu hamlesini kendine müttefik aramasıyla ilişkilendiren Tyrion’a, “Gördüğün gibi zeki olan sadece sen değilsin” diyen Dany’nin pek de öyle olmadığını ilerleyen dakikalarda gördük.

Bu arada, Gendry’yi lord ilan etmesi de Stannis’in Jon’u Winterfell’e atamak istemesine benzedi. King’s Landing’i alamazsa unvan geçerli oluyor mu acaba?

–Ben leydi değilim: Gendry, daha resmen “Baratheon” olmasının ilk dakikalarında hanesinin meşhur lanetine uğradı. Hayatları bir türlü istediği gibi gitmeyen Baratheonlar’ın, sıkça Stark kadınlarından ret yiyen kaderi Gendry’yi de buldu.

Heyecanla lord olduğunu Arya’ya müjdeleyen Gendry, onu da leydi olarak Storm’s End’e götürmek istediğini söyledi ve diz çökerek evlenme teklif etti.

Ancak Arya, çocukken “Bir gün bir lordla evlenip leydi olacaksın” diyen babasına verdiği cevabı Gendry’ye de verdi: Ben leydi değilim…

Ama kalbini de kırmadı, onu mutlu edecek bir leydiyi mutlaka bulacağını da “müjdeledi”. Gendry, böylece dizideki misyonunu tamamladı, artık görmeyiz herhalde.

-Braime: Aynı şenlik sahnesinde Podrick, Tyrion ve Jaime ile “dürüstlük oyunu” oynayan Leydi pardon Şövalye Brienne, “Hiç kimseyle beraber oldunuz mu?” sorusu üzerine yerinden kalkıp gitti.

Bu sırada, soruyu duyan Podrick’in içkisini içmesi, akla geçmiş sezonlarda görkemli şekilde “bekaretine veda ettiği” sahneyi anımsattı.

Brienne gitmeden evvel zil zurna sarhoş yanlarına gelen Tormund, yine kur yaptı.

Brienne’in ardından peşinden giden Jaime, Tormund’u kıskandığını itiraf edince ortalık alev alev oldu. Bu arada “kimseyle beraber olmadığını” da itiraf eden iri yarı, güzel kalpli leydimiz sonunda muradına erdi.

Bu arada, dizide son dönemde aşk sahneleri Yeşilçam filmi formatında geçiyor.

Arya ve Gendry’den sonra Jaime ve Brienne de öpüştükten sonra yatakta üzerlerine ”kürk çekilmiş” olarak göründü. Bazı oyuncuların “Türkan Şoray kuralları” var galiba.

Jaime’nin Brienne’in “bakire oluşuna” öhümm höhö şeklinde yaklaşması da enteresan. “Hiç bir şövalyeyle yatmadım” dese de kendisini zaten şövalyeyi geçtik, Cersei dışında biriyle yatarken görmedik açıkçası.

-Sus sus sus kimseler duymasın: Birkaç bölümdür Daenerys’i Jon Snow yani Aegon karşısında yalvarır modda görüyoruz. Çünkü korku dağları bekler, tahtın asıl varisi o.

-Winterfell’de açılan Starbucks şubesi: Bu sahne Game of Thrones tarihine geçti. Hem mühim olmasıyla, hem de göz göre göre masada bir Starbucks bardağının unutulmasıyla…

Böylece sosyal medyada paylaşım rekoru kıran bir bölüm izlemiş olduk. Bir yandan reklam kokan bu tuhaflık da yine final sezonuna nasip oldu.

-Yine söyledi: Jon Snow yine Jon Snowluğunu yaptı ve Sansa, Arya ve Bran ile meşhur Weirwood ağacının altındaki toplantısında “Yemin verin bak, kimseye söylemeyeceksiniz” diye ısrar ederek bir şey itiraf edeceğinin sinyalini verdi.

Yemin etmelerine inanarak da Bran aracılığıyla “Aegon Targaryen” olduğunu onlara aktardı.

Zaten “Bize ne, bu bizim savaşımız değil cık cık cık” diyen son Starklar, böylece “Körün istediği bir göz, Allah vermiş iki göz” dediler.

-Taht oyunları: Tam bu muhabbetin akabinde Tyrion’a, Daenerys’in ne şeytan olduğunu anlatmaya çalışan Sansa, sonunda dayanamadı ve “Midas’ın kulakları, eşek kulakları” diyerek Jon’un sırrını söyleyiverdi.

Tyrion da Polat Alemdar’ı haklı çıkarır biçimde “İki kişinin bildiği sır değildir” diye düşünerek mevzuyu Lord Varys’e açtı.

Varys ise dizide hala kafayı yememiş bir kişi kaldığını bize göstererek zekice planlar kurmaya başladı.

-Halayla evlenilir mi be?: Tyrion’un ısrarla “Jon ve Dany ülkeyi yönetir” demesine karşılık Jon’un daha sağlam bir aday olduğunu, “erkek olmasının” insanları daha kolay ikna ettiğini anlatan Varys, işi “Öldürelim Dany’yi” demeye getirdi.

“Kuzey’de halasıyla evlenmek normal karşılanıyor mu?” sözüyle de alkışı hak etti. Nihayet biri bunu söyledi yahu…

-Bronn’un düşleri: Bu arada manasız bir Bronn sahnesi izledik ve GOT senaristlerinin “arbalet” düşkünlüğünü yine gördük.

Arbalet, Tyrion’un babası Tywin’i tuvalette vurduğu silahtı. Cersei, aynı silahı eline tutuşturarak Bronn’u Tyrion ve Jaime’yi öldürmeye göndermişti. Bayağı salakça bir hamleydi.

“Dağa tırmanmak nasıl bir şey?” diyerek Brienne ile kardeşinin ilişkisine dair geyik yapan Tyrion’un keyfine içeri giren Bronn limon sıktı.

Rüşvet isteyen Bronn’a, Tyrell ailesinden kalma Highgarden’ın sözü verildi. Ölme eşeğim ölme.

-Garibim Ghost: Dizinin aynı zamanda yapımcısı olan senarist ikili Benioff-Weiss’in CGI başta gelmek üzere dizinin teknik masraflarından kısmak için kurt, ejderha, akgezen gibi CGI gerektiren kahramanları senaryodan çıkarması, fan geyiği olmaktan çıkmaya başladı.

Can yoldaşı Ghost ile birkaç sezondur buluşmayan Jon’un bu sezon da garibanın bir başını okşamışlığı yok.

Sonunda da veda ederek topraklarına dönmeye karar veren Tormund ve Yabaniler’in yanına verdi Ghost’u. “Orada daha mutlu olur” dediği Ghost ile sarılıp bir vedalaşmadı bile. Evet sahiden daha mutlu olabilir.

-Rhaegal’ın tuhaf ölümü: Dizinin ekonomik kriz paketi ejderha Rhaegal’ı da vurdu.

Geçen sezon wight olan, bu sezon da ölüler ordusuyla birlikte yok olan biraderi Viserion’dan sonra King’s Landing’e giden gemilere eşlik eden Rhaegal da keklik gibi vuruldu.

Euron’un dev arbaletinden-yine senaristlerin taktığı arbalet-çıkan birkaç ok darbesiyle ölen Rhaegal sulara gömüldü.

Oysaki geçen bölümde onlarca wightın üstüne çıkarak hırpaladığı üçüncü birader Drogon, bu bölümde turp gibiydi.

-Yine kaçtı: Sonrasında Daenerys, ejderhayla Euron’un arkasından dolandı. Arkadan “Dracarys” diyerek gemiyi yakacağını sandığımız anda ne yapsa beğenirsiniz kaçtı.

Hatırlarsanız Essos’taki isyan sırasında da Missandei, Tyrion, Greyworm ve Daario’yu bırakıp kaçıvermişti. Ne biçim Khaleesi bu yahu?

–Savaşmayı hiç bilmiyor: Tabii Euron ok yağdırmaya devam etti ve Dany’nin gemilerini batırdı, Missandei de ele geçirildi.

Savaşmayı hiç bilmeyen Daenerys’in tek özelliği sırtını iyi danışmanlara dayamasıydı. Şu andan itibaren onu da beklememek lazım, müttefiki azaldı.

-Unut beni sevgilim, unut beni: Winterfell’de ise savaş bozgunu konuşulurken kulak kabartan isim Jaime Lannister oldu.

Brienne ile Winterfell’de kalmaya karar veren Jaime, bir gece vakti atını hazırlarken sevgilisi peşinden geldi.

Kalması için neredeyse yalvaran leydinin, “Sen iyi bir adamsın” sözüne karşılık, “Ben bir çocuğu Cersei için kuleden ittim. Ben kendi kuzenimi Cersei için boğdum. Riverrun’daki herkesi Cersei için öldürürdüm. Ben de onun kadar nefret doluyum” dedi.

Ancak bu sözleri Türk filmlerindeki Ediz Hun gibi Brienne’i uzaklaştırmak için söylediği aşikar. Büyük ihtimalle Cersei’nin yaptıklarını duyunca durdurmak için King’s Landing yoluna düştü.

Brienne’e gelince, eşcinsel olduğunu bile bile Renly Baratheon’a aşık olan, öldürülmesiyle perişan hale düşen altın kalpli leydimiz yine kalbi kırık bir şekilde kalakaldı. Hiç şans yok be!

-Müthiş ikili: Yollara düşen bir başka ikili ise Arya ve The Hound idi. İkisinin de “kapatılmamış davaları” olduğu için yine yol boyunca yarenlik etmeye karar verdiler.

Arya, Cersei ile listesini tamamlamak, The Hound ise ağabeyi The Mountain’ı öldürmek istiyor. Yolları açık olsun.

-Çocuk senin değil: Destekçisi giderek azalan Daenerys, ordusunun kalanıyla King’s Landing kapılarına dayandı.

Cersei ve Euron’u surların altında ikna etmeye çalışan Tyrion, Euron’u “Senden hamileyim” diyerek kandıran Cersei’nin yanlışlıkla ipliğini pazara çıkardı. “Çocuğunun ölmesini istemezsin değil mi?” diye soran Tyrion, bebeğin biraderinden olduğunu açık etti.

-Dracarys: Surlarda hazır bekletilen Missandei’e son sözlerinin ne olduğunu soran Cersei, “Dracarys” yanıtını aldı.

Sonrasında ise dizinin en güzel kadını, acı bir biçimde başı uçurularak öldürüldü. Ne Rhaegal’ın ne de Missandei’in ölümü karşısında kirpiği bile kıpırdamayan Dany’nin duygusuzluğu ise şaşırttı.

Netice itibarıyla zaman zaman sıkıcılık boyutuna da çıkabilen, Rhaegal’ın tuhaf ölümü, Daenerys’in garip savaş planları, Ghost’un durduk yere Yabaniler’e katılması gibi gelişmelerin olduğu bir bölüm izledik.

Lakin geçen bölümden sonra en azından taht oyunlarının konuşulması, az da olsa Martin günlerini hatırlattı.

Yine de dizinin artık “George R.R Martin’in çocuğu” olmaktan çıktığını gösteren tutarsızlıklar, sezon 6 bölüm olduğu için aceleye getirilmiş ölümler ve hızlandırılmış sahnelerle can sıkıyor. Masada unutulan Starbucks bardağı gibi gariplikler de cabası.

Son iki bölüm umarım bu dikiş tutmayan elbise toparlanır ve çok beklentimiz olmasa da finali bir “Lost vakası” olmaz.

-Bundan sonra ne olur?: Daenerys, Essos’tan ayrılınca Daario Naharis, ölümleriyle Missandei ve Jorah Mormont’tan yoksun kaldı. Lord Varys’in deklare etmese de desteği yok, Jon Snow ve Tyrion’dan başka destekçisi görünmüyor.

Bundan sonra Cersei’nin de damarına basmasıyla babası “Deli Kral” pozisyonuna gelip şehri yakıp yıkması beklenebilir. Bu yangının çıkma ihtimali, Missandei’nin “Dracarys” sözüyle de güçlendi.

Bu olursa da Jon’un desteğini de kaybeder ve o da Aegon Targaryen olarak tahta geçebilir. Ama gelecek günler kim bilir ne sürprizlere gebe.

Dizide Rhaegal ve Missandei ölürken, savaşta öleceklerini düşündüğümüz Samwell ile Tormund neredeyse paçayı kurtardı.

Bu listeye Ghost, Gilly, oğlu Sam ve Gendry Baratheon’u da ekleyebiliriz. Şahsen ben Samwell’den hikayenin kalanında ağırlıklı bir rol bekliyordum.

Dizideki çiftler de yollarını ayırdı. Gendry ile Arya, Jaime ile Brienne, Missandei ve Greyworm çiftleri artık yok. Jon ile Daenerys’in de çift olduğunu söylemek zor.

Cersei’nin sonunu getirebilecekler içinde Arya ve Jaime ön planda görünürken, sürpriz birinin de çıkması beklenebilir.

Gelecek bölüm fragmanı ise pek ipucu vermiyor. Savaşın King’s Landing sokaklarına da yayılmaya başladığı alabileceğimiz tek ipucu.

Gelecek hafta görüşmek üzere…