Burcu B. Bilgin
(Game of Thrones 7. sezon finalini (7. bölüm) izlemiş olanlar okumalıdır)
Evet hep beraber bir sezonu geride bıraktık, üstelik bu defa 3 bölüm daha az izlediğimizden ayrılığımız da çabuk oldu. Dizinin 7. sezonuna az sürprizli olmakla beraber senaryo örgüsü iyi kurgulanmış bir bölümle veda ettik.
”Ejderha ve Kurt/The Dragon and the Wolf” isimli bu bölümde ana karakterlerden birinin ölümünü, iki önemli karakterin büyük dönüşümlerini, bir ailenin kenetlenmesini, diğerinin tamamen çözülmesini izledik.
Jon Snow’un kökenini kesin olarak öğrendik ve uzun süredir beklenen bir aşk sahnesini izledik. Sonunda ise görkemli bir yıkılışa tanık olduk. Peki neler izledik ve final sezonunda ne bekleyebiliriz?
-O şimdi kahraman: Dizi, başarısız olacağını tahmin ettiğimiz Cersei Lannister’ı ölüler ordusuna karşı kurulacak ittifaka davet etmek üzere yapılan zirveyle başladı. Toplantının yapılacağı Dragon Pit’e gelirken uzun süredir birbirini görmeyen Tyrion ile Podrick, Brienne ve The Hound buluşmalarını seyrettik.
The Hound’un Arya’nın ölmediğini ve onun kendini savunabilen, gözünü budaktan, elini bıçaktan sakınmayan bir kahramana dönüştüğünü duyduğu andaki yüz ifadesini tekrar izleyin derim. (Bu kare değil, öyle hazıra konmak yok)
-Benden bile çirkin olmuşsun: Yüzleşmenin en azametlisi ise The Hound ile çirkinliğinin sorumlusu The Mountain arasında yaşandı.
”Ne yaptılar sana ağabey, benden bile çirkin olmuşsun” diyen The Hound, ona hayatının tehditini savurdu: ”Her şey senin için böyle bitmiyor. Senin için neyin geldiğini biliyorsun, hep biliyordun”…
Yani hanımlar beyler, 8. sezonda büyük bir Clegane kavgası izleyeceğiz, ben şimdiden The Hound’a oynuyorum.
-Euron is a jerk: Lannister, Stark, Targaryen ve Greyjoy hanelerinin bir araya geldiği toplantı, tam Tyrion konuşacakken dangalaklığıyla meşhur Euron’un, yeğeni Theon’a, ”Yara benim elimdee, onu öldüreceğiim” diye anırmasıyla başladı.
Bu herif bildiğiniz hıyar, sonrasında önce Tyrion, sonra Jon Snow’un uyarılarına karşın sesini kesmeyen Euron, Cersei’nin emriyle sustu. Bu sezon canını kurtarmasına hayretteyim hala…
-Jon Snow’dan yönetici olmaz: Jon Snow, Sansa’nın söylediğini bu sahnede doğruladı ve kendisinden iyi bir yönetici ve siyasetçi olamayacağını gösterdi.
Cersei’nin önüne çıkarılan Akgezen’in yakılması ve Dragonglass ile öldürülmesine ait ”demo” gösterildikten sonra Euron, wightların yüzemediğini öğrendikten ve çok ürktüğünü belirterek halkını korumak üzere Demir Adalar’a döndü.(dönmedi)
Jon, ittifaka sadece kendisinin söz vermesi karşılığında yanaşacağını söyleyen Cersei’ye son bombayı patlattı: ”Ben Daenerys’e diz çöktüm”. Hay senin dizine…
-Hadi inşallah olacak bu iş: Jon Snow’un beyin yakan bu hamlesinin ardından uzun süredir beklediğimiz bir buluşma gerçekleşti. İki cihanda leydimiz Brienne, kalbini kavuran bir aşkla bağlı olduğu Jaime Lannister ile karşı karşıya geldi.
Cersei’yi razı etmesini ondan ısrarla rica eden Brienne’e, ”Yapılacak bir şey yok” işareti yapan Jaime, bölümün sonlarında ise yapması gerekeni yaptı. 8. sezonda bu ikisini bir kavuşturmayın yakarız o senaryoyu…
-Seni öldürmeyi defalarca düşündüm: Sonrasında ise iş yine Tyrion’a düştü. ”Yürek yemiş” Tyrion, tek başına Cersei’nin karşısına dikildi.
Tyrion’u öfkeyle karşılayan Cersei, yine dişlerinin arasından konuşarak artık Daenerys’in hizmetindeki kardeşinin yüzüne yaptıklarını bir bir vurdu.
Tyrion ise ona, ”Sen aileni sevdin ve ben onu yok ettim. Ben olmasam bir annen olurdu. Ben olmasam bir baban olurdu. Ben olmasam güzel çocukların olurdu. Seni öldürmeyi defalarca aklımdan geçirdim. Ben her zaman bir tehdit oldum, o zaman sonumu getir. Hadi yap şunu” diyerek The Mountain’a doğru baktı.
Ama Cersei, her ne kadar sonrasında bunu oyunu için kullanacaksa da yine de elinde onu öldürme şansı varken kardeşine kıyamadı. Bu sahnedeki performansları için Peter Dinklage ile Lena Headey’ye alkış…
-Köle miyim sana ben?: Tyrion-Cersei sahnesinin sonrasında Cersei Lannister, zirveye katılanlara sadece birliklerini çekmeyip Kuzey’de savaşırken destek de vereceğini müjdeledi ve ekip oradan ayrıldı.
İlerleyen sahnelerde savaş planları yapan Jaime’ye bütün bunların oyun olduğunu anlatan Cersei, Euron’un ise evine değil anlaştıkları paralı asker kiralayan Altın Birlik (Golden Company) askerlerini getirmek için Essos’a gittiğini söyledi. Cersei tarafından aptal yerine konulduğunu anlayan Jaime, ”Ben bir söz verdim ve onu tutacağım” dedi.
Yoluna çıkarsa The Mountain’a kendini öldürmesi için emir vermesini isteyen Jaime, atına atlayıp yola çıktı. Cersei, Tyrion gibi Jaime’yi de öldürtemedi.
Bu sahnede, siyah atıyla yola çıkan Jaime’nin üzerine düşen kar tanesi ise kışın gelişini haber veriyordu. Şövalyenin atının beyaz yerine siyah olmasıyla ortaya konulan metafor, fondaki müzik ve bembeyaz kar tanesiyle bu şiirsel sahne, sezon finalinin en güzel sahnesiydi.
-Hoşgeldin melek, sefalar getirdin: Burada iki satır Jaime ile ilgili yazmak istiyorum. George R.R. Martin, Jaime’ye elinin kesilmesi ve Brienne ile tanışmasının ardından büyük bir karakter dönüşümü yaşatmış, ancak Benioff-Weiss ikilisi onu yeniden Cersei’ye ve eski ”kötü alışkanlıklarına” döndürmüştü.
Cersei ile yüzleştiği sahnede iç yolculuğunu tamamlayan Jaime, şeytandan meleğe evrildi ve kendi yoluna gitti. Siyah atıyla sahneye çıktığı sahne işte bu açıdan çok anlamlıydı. Bu bölümün hiç kuşkusuz en büyük sürpriziydi. Umarım Bronn da arkasından gelir ve ona katılır.
-Sen bir Stark’sın: Bu karakter yolculuğundan diğerine geçelim. Jon Snow ile yıllar sonra yüzleşmek ve konuşmak isteyen Theon, onu aslında çocukluklarından beri ”yolundan dönmediği” için takdir ettiğini, kendisinin ise Stark olmak ile Greyjoy olmak arasında kaldığını anlattı. (Jon’un gençliğini ve o zamanlar Theon ile biraderi Robb’un dalga geçtiği günleri hatırlayalım)
Theon’un bütün yanlışlarına rağmen yine de babalarının bir parçasını içinde taşıdığını söyleyen Jon, yarı kardeşine ”Sen hem Stark, hem de Greyjoy’sun” dedi. Yara’yı kurtarmak isteyen Theon’u ise yine o cesaretlendirdi: ”O zaman hala burada benimle niye konuşuyorsun?”
-Cüneyt Arkın izlese kıskanırdı: Yara’yı kurtarmak için adamlarına emir veren Theon, büyük bir engelle karşılaştı. Toraman abimiz, Theon’un ağzını burnunu kırdıysa da sonunda kahramanımız büyük bir silkinişle onu bir güzel benzetti. Zira onu yorup sonra dövmeyi kafaya koymuştu. (hatırlarsanız Ramsay öncesi Theon, çok iyi bir savaşçı olmasıyla tanınıyordu)
Cüneyt Arkın’ı kıskandıracak bu sahne sonrasında Theon da karakter dönüşümünü tamamlayan bir diğer Game of Thrones kahramanı oldu.
-Lord Macbeth: Winterfell’de ise büyük gazlama operasyonu sürüyordu. ”Benim bir oyunum vardır, en kötüsünü hesapla” diyen Littlefinger, Arya’nın Winterfell’e onu öldürüp ”Winterfell’in Leydisi” olmaya hazırlandığını Sansa’nın kafasına sokmaya çalıştı. Bu sahnede Lord Baelish tam manasıyla Macbeth’i kralı öldürmeye doğru iteleyen şeytani Leydi Macbeth gibiydi.
-Çok yaşa Leydi Stark: Sansa ile Bran Stark, Kuzey’in ileri gelenleriyle Arya’yı büyük salona çağırdı. Sansa, ”Cinayet ve ihanetten yargılanıyorsun” dedikten sonra bir köşede içinin yağları eriyen adama bakarak ekledi ”Lord Baelish”…
Teyzeleri Lysa Arryn’i Ay Kapısı’ndan atarak öldürdüğünü, öncesinde Jon Arryn’i zehirlediğini, ancak mektupta Lysa’ya onu Lannisterlar’ın öldürdüğünü bildirdiğini tek tek Littlefinger’ın yüzüne vuran Sansa, ona babaları Ned Stark’a da ihanet ettiğini söyledi.
Baelish, ”Bunu gören yok” dediği sırada müneccim Bran şu sahneyi anımsattı.
Lannisterlar ile Starklar’ı birbirine düşürenin de o olduğunu söyleyen Sansa’ya iki gözü iki çeşme ”Ama ben en çok seni sevdim” diyen Littlefinger, yine cevabını aldı: ”Evet, sonra da Boltonlar’a sattın”… Çok yaşa Leydi Stark…
-Elveda Littlefinger: Yargılanması biten Littlefinger’ın infazını ise Tyrion’a ait olduğunu söylediği, halbuki buz gibi kendisinin olan bıçakla Arya gerçekleştirdi.
Böylece 1. sezondan beri hep aramızda olan bir ana karaktere veda ettik. Bu karakteri müthiş bir başarıyla canlandıran Aidan Gillen’a teşekkürlerimizle…
-Hala çok gıcıksın: Stark ailesi, Littlefinger münafığının öldürülmesiyle çok sıkı şekilde kenetlendi. Arya, Sansa’ya onun hep yanında olacağını söyledi. Sansa da onu bağrına bastı ama ekledi: ”Ancak hala çok tuhaf ve gıcıksın”…
Bu iki karakter, Leydi Brienne’in bütün endişelerine rağmen bu krizi başarıyla atlattı. Büyük bir karakter gelişimini de Sansa ile Arya’nın yaşadığını belirtebiliriz. Sezon finaline damga vuran bir sekanstı.
-Jon Snow öldü yaşasın Aegon Targaryen: Winterfell’de bir büyük buluşma da Samwell Tarly ile Bran Stark arasında yaşandı.
Öğrendiklerini birleştirerek Jon Snow’un şeceresini ortaya döken ikiliden Bran, onun Lyanna Stark ile Rhaegar’ın oğlu olduğunu, Dorne’da evlilik dışı doğduğundan ”Sand” soyadını taşıdığını söyledi.
Samwell ise bu noktada Rhaegar-Lyanna evliliğini Gilly’nin kitaptan okuduğunu Bran’e anlattı. (işin tuhafı o esnada eşi Gilly’yi iplememiş, hatta eziklemişti).
Bran, iç yolculukla bu evliliği gördü. Böylece Lyanna’nın kaçırılmadığı, Robert Baratheon’un isyanının ”fake”, Jon’un Demir Taht’ın varisi ve isminin de Aegon Targaryen olduğu belgelendi.
Bu sahnede romanlarda çok yakışıklı olduğu sık sık belirtilen Rhaegar’ın komik peruklu ve çirkin olduğunu görmek zorunda kaldık. Geçenlerde Jon’un pelerininin IKEA paspası olduğunu belirten GOT kostüm tasarımcıları, herhalde bu peruğu da bit pazarından almış. (olmamış)
-Kim bu Aegon Targaryen?: Jon’a ismi verilen Aegon Targaryen ise romanlarda bahsedildiği üzere 300 yıl önce yaşamış, Targaryen hanesindeki efsanevi ilk Ejderha Kral. Yedi Krallığı bir araya getirmiş olmasıyla da tanınıyor. (Resimdeki yakışıklı esas Rhaegar, ama artık idare edin, büyük büyük büyük dede de herhalde böyle bir şeydir)
-Murat Başoğlu’ndan bıkmışken: Tam bu sahneyi geçmişken içimizi cızırdatan, haftalardır kabusumuz olan, hiç istemesek de olacağını tahmin ettiğimiz sahne yaşandı. Jon, artık halası olduğunu bildiğimiz Daenerys’in kapısını tıklattı ve içeri girip …
Günlerdir Murat Başoğlu ve yeğeninin ilişkisinden mide spazmları geçiren bir topluma bunun yapılması reva mı bilemiyorum. Bu sahnede yüzünü, başını çeviren, içi dışına çıkan, ”Keşke rüya olsa” diye düşünen milyonlarca Game of Thrones hayranı, öfkeli tweetler ya da komik capslerle senaristlere kızdı.
-Ensestin biri bitiyor öbürü başlıyor: Tam da Jaime-Cersei ilişkisinden kurtulmuşken bir başka ensestin başlaması elbette ki ekranları karşısındaki bizler kada Tyrion’u da rahatsız etti. Onu neden rahatsız etti, aylardır kadınlara yan gözle bile bakmayan bizim sevimli adam aşık herhalde Dany’ye? (nedense herkes aşık)
(Milyonlar adına bu sahneyi izlemek zorunda kalanları temsilen bu yüz ifadesini şuraya bırakayım)
-Duvar yıkılıyor: Neyse bu mevzunun hemen ardından ise Ölüler Ordusu, Duvar’a baskın yaptı. Bu sırada neyse ki Tormund’un cesur olsa da salak olmadığını gördük. Gereken emri verdi: Kaçıııın….
-Aaaygaazz: Ölüler Ordusu’nun baskınında üzerinde Gecenin Kralı ile artık bir wight olan Viserion’un arz-ı endam etmesi hepimizi üzdü. Alevinin nasıl olacağını, yoksa buz mu püskürteceğini merak ettiğimiz Viserion, Aygaz alevine benzer mavi bir alev ile Duvar’ı yıktı.
-Gecenin Kralı Bran mi?: Bu bir hayran teorisi ama ben de pas geçmiyorum, şu sebeplerle… Öncelikle, Bran’in ağaç altında transa geçtiği sahnenin hemen ardından Duvar’a yürüyen Ölüler Ordusu’na ait sekansa geçtik, Bran bir şeyleri yönetiyor gibi göründü.
Ayrıca Gecenin Kralı, Bran Stark’a benziyor. (Aşağıdaki karede görüntülerini karşılaştırın, özellikle burunlara bakın)
Son olarak Üç Gözlü Kuzgun’un söylediklerini unutmayın: Sen yürüyemeyeceksin ama uçacaksın. Evet, Viserion’un sırtında uçtu. (Kuzgun abimiz ve Bran mutlu günlerinde, Bran henüz bu kadar mala bağlamamışken)
-Bundan sonra ne olur?: Sezon finalinde olan ve önceden tahmin ederek yazdıklarım/sürpriz olanlar:
-Cersei’nin oyun oynaması (evet)
-Jaime’nin gidişi (sürpriz)
-Littlefinger’ın ölümü (evet)
-Euron’un gidişi ve ölmemesi (sürpriz)
-Theon’un yükselişi (evet)
-Jon’un Targaryen oluşu (evet)
-Jon-Daenerys aşk sahnesi (evet)
-Bran-Gecenin Kralı arasındaki enteresan bağ (çok sürpriz)
-Duvar’ın yıkılışı (evet)
Bundan sonrasına gelince, özellikle Duvar’ın yıkılmasıyla beraber kış resmen geldi ve savaş başladı. Yeni sezonda bolca savaş izleyeceğiz. (bu harbiden Bran mi?)
Hane hane bakacak olursak Lannisterlar’dan Cersei’yi yeni sezonda muhtemelen büyük bir yenilgi bekliyor. Tek müttefiki Euron Greyjoy olan Cersei’nin ölümünün kimin elinden olacağını ben de merak ediyorum. Ölüm listesinin başına onun ismini koyan Arya, Cersei’yi ortadan kaldırabilir.
Winterfell’de ise Daenerys’e diz çöken Jon Snow’un (Aegon T) nasıl karşılanacağını bilemiyoruz. Kuzey’e yelken açan ikilinin Samwell ve Bran’in yüzleşmesinin ardından ailesinin kim olduğunu öğrenmesiyle ensest ilişkisini sürdürerek yeni bir Jaime olması da ihtimal dahilinde.
Kuzey’de leydinin Sansa olmasını, Arya’nın ise misyonunu sürdürerek yine yollara düşmesini bekliyorum.
Jaime Lannister büyük bir çıkış yaptı. Eğer ölmeden diziyi tamamlarsa çok kilit bir rol üstlenecektir. Brienne ile yeniden buluşmasını dediğim gibi heyecanla bekliyorum. Kuzey’deki savaştaki rolü de merak konusu…
Yine Clegane kardeşleri de büyük bir çarpışma bekliyor. Bu kavgadan The Hound’un galip ayrılmasını umuyorum. Çünkü keser döner sap döner.
Theon Greyjoy, Euron ile mutlaka yüzleşecek ve ablasını kurtaracak. Ancak Theon’un da gelecek sezon ölmesi çok büyük ihtimal dahilinde. Çünkü yaşarken de pek mutlu olduğu söylenemez doğrusu… Yara’yı kurtararak misyonunu tamamlayacaktır.
Ensest ilişki yaşayan Jon ile Daenerys için ise kanaatimce mutlu son görünmüyor. Zira ensest ilişkinin ardından Demir Taht’a çıkıp çoluk çocuk saadet yaşamazlar artık. Bu ikilinin şansı bitti gibi. Yazık ettiler bu iki güzel ve güçlü karaktere…
Tyrion Lannister bu sezon biraz zayıf bırakıldı. Gelecek sezonun kilit karakteri olmasını umut ediyorum. Bir de inşallah ölmez, çok üzülürüm.
Sona bıraktığım Bran Stark ise bu kağıt destesinin her yerine koyabileceğiniz bir joker. Gecenin Kralı bir de gerçekten oysa tadından yenmez.
Sezon boyunca Game of Thrones eleştirilerimi ve haberlerimi okuyan tüm Sinekafe okurlarına teşekkürlerimle… Gelecek sezonda görüşmek üzere…
Yorum Yapılmamış: "Game of Thrones sezon finali: Kış geldi"