Penny Dreadful: Hüzünlü ve şiirsel final

Burcu B. Bilgin

(Dizinin 3. sezon 8 ve 9. bölümlerini izlemiş olanlar okumalıdır)

Üç sezondur çok severek izlediğimiz gizem/korku dizisi Penny Dreadful, 8 ve 9. bölümleriyle beraber yaptığı finalle ekrana veda etti. 3. sezon başında ”final sezonu” olduğu duyurulmamasına rağmen dizinin yaratıcısı John Logan, çoktan bu kararı aldıklarını, ancak ilan etmediklerini, dizinin kanal tarafından iptalinin söz konusu olmadığını açıkladı.

Ekranın en eli yüzü düzgün işlerinden olan Penny Dreadful’un bitişi ve öncesinde de bu finalin bilinmemesi izleyiciyi çok üzdü. Dizinin final bölümlerinde Vanessa Ives’ın (Eva Green) Dracula’ya (Christian Camargo) ve kötülüğe teslim olmasının ardından kehanette söylendiği gibi bütün şehir kötülük, karanlık ve hastalığa teslim oldu. Peki, 8 ve 9. bölümleri aynı gece arka arkaya yayınlanan PD, izleyiciye hangi mesajları vererek aramızdan ayrıldı?

-Brona’nın ağlatan sırrı: Daha Ethan Chandler (Josh Hartnett) ile ilk tanıştığı dönemde bile kimseye açmadığı bir sırrı olduğu düşünülen Brona/Lily’yi (Billy Piper) 7. bölümde Dorian Gray’in (Reeve Carney) getirdiği Victor Frankenstein (Harry Treadaway) ile Dr. Jekyll’ın (Shazad Latif) akıl hastanesindeki laboratuvarında bırakmıştık. Onu kendine aşık ve ”düzgün” bir kadın haline getirmeyi kafaya koyan Victor, hiç beklemediği bir anda Lily’nin gözyaşları içinde anlattığı sırrını öğrendi. Genç kadının fahişelik yaptığı dönemde bebeği olduğunu, ancak bebeğin Lily’nin bir gece müşterisinin saldırısına uğradıktan sonra evine dönememesi sonucu donarak öldüğünü duyan Victor çok şaşırdı ve üzüldü.

Hüzünlü hikayesini ilk kez ve sadece Victor ile paylaşan Lily, ”Biz insanların yaraları var ve bizi bizi yapan bu yaralarımızdır. Lütfen onu benden alma” dedi. Hatıralarını silmemesi için ağlayan Lily’nin bu yakarışı karşısında Victor, zincirlerini çözerek sevdiği kadını serbest bıraktı. Frankenstein, böylece insanın hatıralarıyla bir bütün olduğunu, kişiliğinin değiştirilemeyeceğini ve ”insan yaratmanın” çok acı bir deneyim olduğunu öğrenmiş oldu. Deneylerinin boşuna olduğunu anladı.

-Hüzünlü parçayla açılış: Dizinin son bölümü ilk kez meşhur jenerik müziğiyle değil, hüzünlü bir parçayla açıldı. ”When I Was Young” adlı parçayı Sophie Meade seslendirdi.

-Lord Hyde: Lily’nin gidişinin ardından laboratuvara gelen Dr. Jekyll, Victor’a çok sinirlendi. Laboratuvarda geliştirdiği ilaçla ”kötü ruhlu” insanları iyi birer bireye çevirmeyi amaçlayan Dr. Jekyll’ın artık bu iyi amacının hırsa dönüştüğünü anlayan Victor, bu ilacı onu dışlayan aristokrasiye giriş bileti olarak kullanmaya çalıştığını söyledi. Jekyll ise, ”Bugün benim için bir kayıp günü değil. Nefret ettiğim babam nihayet öldü. Sonunda mülk ve unvan bana ait. Onun için aristokrasiden zannettiğin kadar uzak olmayabilirim” dedi. Arkadaşının ilaç denemesine bile gerek olmadan tedavi etmeye çalıştığı hastalarına dönüştüğünü ve artık kötü ruhlu ”Mr. Hyde” olduğunu anlayan Victor, ona tokat gibi bir cevap verdi: O zaman sana yeni unvanınla hitap edebilirim. İyi günler Lord Hyde…

-Dorian’ın ebedi yalnızlığı: Kaderine terk ettiği Lily’nin sokaktan kurtardığı kadınları evinden kovan Dorian Gray, artık geriye dönemeyeceğini söyleyen küçük Justine’i ise boğarak ”ebedi huzura” kavuşturdu. Ardından beklenen yüzleşme geldi ve Lily son kez Dorian’ı görmek üzere kapısını çaldı. Final bölümünün en güzel diyaloğunda, dizinin başından bu yana senaryosunu her sözcüğü özenle seçerek oya gibi işleyen John Logan’ın ustalığı vardı. Lily’ye ölümsüzlüğün lanetini anlatan Dorian, ”Asla yaşlanmazsın. Asla yorulmazsın. Asla kaybolmazsın. Yalnız… Bir süre sonra tutkunu kaybedersin” dedi ve meşhur Dorian Gray’in portrelerini göstererek, ”Onlar gibi güzel ve ölü olacaksın” diye ekledi. Lily’nin ”Tutkusuz sonsuzluk olur mu?” sorusuna Dorian, ”Ölümsüzlük için küçük bir bedel değil mi?” karşılığını verdi. Lily, son bir öpücükle Dorian ile vedalaşırken, arkasından bakan sonsuz gençlik ve güzelliğe sahip adam, ”Geri döneceksin” sözleriyle onu uğurladı.

-Sör Malcom Murray/Kaetenay: Ethan ile beraber evlerine gelerek Vanessa Ives’ı bulamayan ikili, burada Dracula’nın gece yaratıklarıyla karşılaştı. Yaratıklardan biri Sör Malcolm’u (Timothy Dalton) ısırdı. Bu sırada eve gelen Catriona Hartdegen (Perdita Weeks), Sör Malcolm’un yarasını ateşle dağladı ve ona yanında kalarak refakat etti. Kaetenay (Wes Studi) ise Ethan ise Vanessa’yı aramaya çıktı. Sonrasında şaşırtıcı biçimde Kaetenay’ın da kurt adam olduğunu, Ethan’ı oğlu olarak seçtikten sonra kurt adama dönüştürdüğünü öğrendik.

Dr. Seward (Patti Lupone) ise yaraladığı yardımcısını hipnoz ederek Vanessa’nın yerini keşfetti. Doktor Frankenstein, Dr. Seward, Sör Malcolm, Kaetenay, Catriona, bir tim oluşturarak Vanessa’yı kurtarmak için Dracula ve gece yaratıklarının saklandığı mezbahaya doğru yola çıktı.

-Ethan Chandler/Vanessa Ives: Ekibin mezbahaya ulaşmasının ardından gece yaratıkları ile Sör Malcolm’un ekibi arasında kıyasıya bir dövüş yaşandı. Büyük bir başarıyla çekilmiş bu sahnelerin devamında Ethan, Vanessa’yı bulmak için üst kata çıktı. Vanessa, Ethan’ı beyaz bir odada ve mumlar arasında beyaz bir elbiseyle bekliyordu. Vanessa’nın metaforik olarak iyiliğin renklerine büründüğü bu sahnede, Ethan onu kurtarmaya geldiğini, kaderlerinde bunun yazdığını söyledi.

Ancak Vanessa, beklenmedik bir şekilde kurtulması gereken asıl kötülüğün kendisi olduğunu itiraf etti. Başından beri içindeki iyilik ve kötülük çarpıştığı, kötülük de sık sık galip geldiği için hayatı büyük bir acı, elem içinde geçen Vanessa, kendisinin ”kötü” olduğunu fark ettiğini, ama böyle yaşayamayacağını söyledi. Ethan’ın onu bu kötülükten çekip alma görevi ona ait olduğu için kaderlerinin kesiştiği ortaya çıktı. Artık içindeki kötülüğe karşı savaşamayan Vanessa, ondan kendisini öldürmesini istedi. Ethan ise tetiği çekerek sevgilisini huzura kavuşturdu.

Vanessa’nın arkasından şehir huzur ve aydınlığa kavuştu, yeniden iyilik galip geldi. Böylece ruhu sürekli acı çeken Vanessa, sevdiklerinin ve tüm insanlığı geleceği için kendini feda etmiş oldu. Arkasından yas tutan Sör Malcolm’un, onu geri getirmesini istediği Frankenstein, Lily’nin ardından verdiği kararın arkasında durdu ve Vanessa’yı diriltmek istemedi. Ethan ise artık Sör Malcolm’un yanında olacağını ”Sen benim ailemsin” sözleriyle ifade etti ve tüm ailesini kaybeden Malcolm’un ”bir oğlu” oldu.  Nihayetinde Vanessa, hüzünlü bir törenle son yolculuğuna uğurlandı.

-John Clare: Ölümsüzlükle lanetlenen güzel kalpli John Clare (Rory Kinnear) ise finale noktayı koyan isim oldu. Hasta oğlunu kaybeden ve karısının ısrarına rağmen onu diriltmek için Frankenstein’a götürmeyen Clare, evladını denizin serin sularına bıraktı. Aynı gün onu bekleyen bir başka acı da Vanessa’nın ölümü oldu. Gizlice cenazeyi izleyen Clare, nihayet hatırladığı eski dostuna şu şiirle veda etti:

Artık eskisi gibi/Nereye dönecek olsam ister gece ister gündüz gördüğüm şeyleri artık göremiyorum/Ama bir ağaç var/Bir çok ağaçtan biri/Baktığım tek bir alan/İkisi de bir şeyin gidişinden bahsediyor/Önümdeki hercai menekşe de aynı hikayeyi doğruluyor/Hayali bir parıltı mıydı?/Görkem ve rüya artık nerede?

Vanessa’nın mezarı başında diz çökerek ağlayan Mr. Clare’in görüntüsüyle 3 sezonluk maratona nokta konuldu. Penny Dreadful, hiçbir bölümünde tempoyu düşürmeyen, senaryo zafiyetine düşmeyen, oyuncu kadrosu ve olay örgüsüyle ekranın en iyi işlerinden biriydi. Her bölümü gibi sonu da ustaca tasarlanan dizi, şiirsel ve hüzünlü bir finalle sona ermiş oldu. Böyle desek de çok özleyeceğiz…