(Dizinin final bölümünü izlemiş olanlar okumalıdır)
Burcu B. Bilgin
Ekranın bu seneki en iddialı projelerinden olan The Night of ekrana veda etti. Haftalardır yapılan hayran teorilerini çürüten bir final yapan mini dizi, etkili bir final bölümüne imza attı.
Dizinin diğer bölümlerinden daha uzun olan 1 saat 35 dakikalık 8. bölümün büyük kısmı beklendiği üzere mahkeme salonunda geçti. Peki sezon finalinde neler çözüldü ve hayran teorileri nasıl çürüdü?
1- Herkes Andrea’yı öldürebilirmiş: Chandra’nın mahkeme salonunda kısaca Naz denilen Nazir Khan (Rız Ahmed) dışında başka katil adaylarının da olabileceğini gördük. Her ne kadar biz Amerikalı olmadığımız için espriyi anlamasak da Duane Reade aslında orada yaygın bir ecza ürünleri firması. Onunla aynı ismi taşıyan zanlının isminin her duyuluşunda hayret edilmesi de ondandı. Defalarca bıçakla yaralamadan hapse giren Duane, duruşmada Chandra tarafından kıskaca alındı.
İkinci olarak cenaze levazımatçısı Chandra’nın hedefi oldu. Benzin istasyonunda Andrea ile arasındaki gerilim, sonrasında onları arabasıyla takip ettiğinin görülmesi de şüpheleri onun üzerine çekti.
Andrea’nın üvey babası Don Taylor (Paul Sparks) ise şüpheli olarak bulunmaz Hint kumaşı idi. Sürekli kendinden yaşça büyük, zengin kadınlarla evlenen, her seferinde de onlardan mahkeme kararıyla uzaklaştırma alan Don her ne kadar kendini savunmaya çalışsa da çok da başarılı olamadı. Bu durum jürinin kafasını karıştırdı.
2- Her şey için çok mu geç?: Başından itibaren ruh halini çözemediğimiz karakterler arasındaydı Dedektif Box (Bill Camp). Aslında bu karakterin yeterince çözümlenmemesi senaryonun büyük eksiği. Box, ilk bölümde her ne kadar Naz’a itiraf ettirmek için ”iyi polisi” oynasa da onun suçlu olduğuna yürekten inanmadığını son 2 bölümde gördük. Bana kalırsa aradaki bölümlerde de Box zaman zaman ekrana gelebilirdi, ama yapılmadı.
Gerçek katil adayı ise Andrea’nın erkek arkadaşı olduğunu son bölüme kadar bilmediğimiz, Ray Halle (Paulo Costanzo) idi. Ray, üvey baba üzerine Jack Stone’un (John Turturro) şüphelerini de davet eden isimdi. Andrea’nın olay gecesi biri tarafından takip edildiğini fark eden kurt polis Box, önce bu kişinin Ray olduğunu anladı. Sonra onu önceden nerede gördüğünü de hatırladı. Ray, bir striptiz kulübünde fahişelerden birine şiddet uyguladığı için bir kadın satıcısı tarafından vurulduğundan ötürü Box tarafından tanınıyordu.
Kumar alışkanlığı da olan Ray’i bir casinoda eliyle koymuş gibi bulan Box, Andrea’nın sevgilisi olduğunu bildiğini söyledi. Onun genç kadının hesabından 300 bin dolar çektiğini, olay gecesi tartıştığına ilişkin görüntüler olduğunu anlatan Box, Andrea ile sevgili olduğuna dair fotoğrafı da ona gösterince Ray’de şafak attı. Andrea’nın banyosunda onun spermini de bulduğunu belirten Box’ın bunu Ray’i oyuna getirmek için söylediğini düşünüyorum. Nitekim Box’ın bu hamlesinden sonra Ray kaçtı.
Elindeki somut delilleri savcı Jeannie Berlin’e (Helen Weiss) gösteren Box, onun ”Çocukla (Naz) ilgili elimizde daha çok delil var” sözleriyle karşılaştı. Şüphesiz Box, bu araştırmaya girişmek için çok geç kalmıştı. Gerçek katili bilmenin ağırlığıyla zaten savcının sunumu sırasında da salonu terk etti.
3- Chandra, Naz’ı niye öptü?: Naz ile Chandra, avukatın cezaevi ziyareti sırasında öpüşmüş, bu da güvenlik kamerasına yansımıştı. Burada enteresan bir hayran teorisi var. Freddie’nin bunu davanın düşmesi için özellikle ayarladığını iddia edenler olmuştu. Elbette ki değil. Ancak bu görüntüleri Box’ın nasıl ele geçirdiğini ve ne şekilde bundan haberinin olduğunu anlamadık. Yine de davanın düşmesini sağlamadı, sadece Jack Stone’a başarılı kapanış konuşması için zemin sağladı.
4- Yaralı bir adamın konuşması: Dizide izleyenlerin içini burkan ayrıntılardan biri de avukat Jack Stone’un kendisiyle yakın ilişki kurmak istemeyen oğluyla yaşadıkları, geçmek bilmeyen egzamaları ve astım nöbetleri eşliğindeki hüzünlü yalnızlığıydı. Kariyeri boyunca küçük suçlar işleyenleri savunan ve az kazanan Stone, hayatının fırsatını Naz davasıyla elde etti.
Kapanış konuşmasına hazırlanırken egzamaları azan ve astım nöbeti geçiren Jack, soluğu hastanede aldı. Ancak kapanışta yara bere içindeki yüzü, egzamalar yüzünden giydiği beyaz eldivenleriyle jüri karşısına çıkan Jack, hayatı boyunca küçük işler peşinde koşmak zorunda kalan bir avukat olduğunu söyledi. Naz ile nasıl tanıştığını da açık yüreklilikle itiraf eden Jack, onun uyuşturucu almak, tanımadığı bir kadınla beraber olmak, suç üzerine kalmasın diye kaçmak gibi hatalarına karşın katil olmadığını aktaran müthiş bir konuşma yaptı. Bu konuşmayla da jürinin yarısını fethetti.
5- CSI dizisi değildi: Neticede 12 kişilik jüri 2 gün süren görüşmelerin ardından Naz’ın suçlu olup olmadığı konusunda 6-6 berabere kaldı. Anlaşma da olmayınca jüri lağvedildi. Tam bu noktada o ana kadar Naz konusunda sözünden dönemeyen Jeannie yeni bir dava açmak istemediklerini söyledi. Sonunda Naz serbest kaldı.
Bu dizinin sonuyla ilgili hayran teorilerinde Naz’ın gerçekten suçlu olduğu, cinayeti avukat Stone, dedektif Box, Andrea’nın üvey babası, hatta kedisinin işlediği gibi enteresan fikirler öne sürüldü. Hala iddialar olsa da bu dizinin sonu kesin. Katil Ray ve savcının Box’ı yeniden göreve davet ederek, ”Git ve onu (katili) getir” demesi de bundandı.
Çünkü The Night of, bir CSI dizisi gibi kimin katil olduğu konusuna yoğunlaşan bir yapım değildi. Dizinin hedefi, sistemin bir ferdin hayatını nasıl mahvedebileceğini, Müslümanlar dahil olmak üzere azınlıklara karşı önyargıyı, şartlar değiştiğinde insan hayatının tamamen yön değiştirebileceğini gözler önüne sermekti. Aslında Naz’ın katil olabileceğini zannetmek bir anlamda dizinin asıl mesajını hiç almamak anlamına da geliyor, hiç kimse kusura bakmasın.
6- ”Masumiyet kokulu” Naz için geriye dönüş var mı?: Hapishanede onu neden seçip desteklediğini anlatan Freddie’nin, ”Buraya düşen herkes masum olduğunu söyler. Ama sen Naz, sen masumiyet kokuyorsun” demesi dizinin en vurucu anlarındandı. Hapisten çıkan Naz’ı görmeyip kum torbasını delice yumruklayan Freddie’nin ona gardiyan aracılığıyla Jack London’ın Vahşetin Çağrısı kitabını göndermesi de manidardı. Çünkü Naz aslında şimdi ”vahşi dünyaya” adım atıyordu.
Naz, eve döndüğünde onu her zaman destekleyen babasına sarıldı, annesine ise kırgınlığı bir ömür boyu sürecekti, bunu da anladık. Yine duruşmada aleyhine ifade veren en yakın arkadaşını da…
Sonunda tek dostu olan Stone ile buluşup teşekkür eden Naz, yeni hayatındaki zorluklara karşı en iyi tavsiyeyi ondan aldı: Herkesin gözü benim de üzerimde, yaralarımda. Aldırma… Oradan ayrılan Naz, yeni hayatına bütün bunların başladığı yerde adım attı. Deniz kenarında Andrea’yı anarak ve Freddie’nin gösterdiği şekilde sarma yaparak…
7- John ve vicdanı: Naz için geriye dönüş olmadığı gibi Jack için de değişen bir şeyin olmadığını finalde gördük. Yine küçük bir dava için aranan Stone, televizyon başından kalkıp müvekkiliyle görüşmeye gitti. Daha önce hayvan barınağına ”uyutulacağını bildiği halde” götürdüğü kedisi için de epey üzülmüştük. Jack’in vicdanına işaret eden metafor olarak neticede gördük ki kedi hala evde…
The Night of, sistem ve birey ilişkisini çok iyi gözler önüne seren 8 bölümlük bir koşuydu. 2. sezon olup olmayacağı tartışmaları yapılırken benim gönlüm olmasından, mantığım ise olmamasından yana. Bu dizinin bize kazandırdığı ise bariz. Rız Ahmed gibi bir yıldız doğdu.
Yorum Yapılmamış: "The Night of: Yılın dizisinde büyük final"