(Bir Başkadır dizisini izlemiş olanlar okumalıdır)
Burcu B. Bilgin
(8.5/10)
Hazırcevap ve zeki bir gündelikçi, peygamber soyundan geldiğine inanılan babacan cami hocası, alkollü gece kulüplerinde korumalık yapan dini bütün bir adam, empati kurmayı bilmeyen bir psikolog, sığ bir hayat süren ıssız adam, bunalımlı iki çocuklu bir kadın, ünlü bir dizi oyuncusu.
Bütün bu karakterler hiç ummadıkları bir biçimde birbirlerine bağlanırsa, ne olur? İşte bunun cevabı son günlerin en çok konuşulan dizisi Bir Başkadır’da saklı.
Netflix ekranına geldiğinden bu yana dikkatleri üzerine toplayan, Berkun Oya imzalı 8 bölümlük dizi, bir psikaytr muayenesinde başlayıp karakterlerin zincirleme reaksiyonla birbirinin hayatına girdiği başarılı bir yapım. Peki dizi bize 8 bölüm boyunca aslında neler anlattı?
1- Eski Türkiye, yeni Türkiye’ye karşı: Bazılarımızın “Ah nerede o eski Türkiye?” diye hayıflandığı, bazılarımızın ise “eski Türkiye’yi” öcü gibi gördüğü bir ortamda yaşıyoruz senelerdir. İşte dizi de toplumsal barışı yitirdiğimiz ülkemizin fotoğrafını çekip önümüze koyuyor.
Açılış sekansında dizi boyunca çatışan eski ve yeni Türkiye, psikiyatrın muayenehanesinde karşı karşıya geliyor.
İşleri bozulunca marangozluğu bırakıp alkollü gece kulüplerinde koruma olarak çalışmak durumunda kalan “Komando” lakaplı ağabeyi Yasin (Fatih Artman), ruhsal sorunları yüzünden içe kapalı bir hayat yaşayan yengesi Ruhiye (Funda Eryiğit) ve iki yeğeniyle Bağcılar’daki bir gecekonduda oturan Meryem (Öykü Karayel), sinirsel bayılmaları sebebiyle Peri’nin (Defne Kayalar) kapısını çalıyor ve macera başlıyor.
En başta Peri’nin, mesleği gereği çok tepki vermeden dinlediğini zannetsek de bir sonraki sahnede terapist Gülbin’in (Tülin Özen) kapısını çaldığında anlıyoruz ki bu tavırlar onun “beyaz Türk” oluşundan kaynaklanıyor.
Zira aslında Meryem ile empati kuramıyor ve buna sebep olarak da dizi, “yalıda oturan ve gün boyu Halk TV” izleyen ailesini gösteriyor. Yalnız ülkemizde artık para “el” değiştirdi ama bu pek de vurgulanmamış.
2- Dizinin en başarılı karakteri: Dizide üzerine oynanan Meryem karakteri hemen her diyaloğuyla zihinlere kazınan, sahicilik açısından dizi tarihinin en iyileri arasına girebilecek ölçüde başarıyla kurgulanmış bir karakter.
Senaryonun başarısı kadar, Öykü Karayel’in başarılı ve gerçekçi performansının da bu başarıya ortak olduğu kesin. Karayel, mimiklerinden konuşmalarına, kendine özgü göz devirmelerinden müstehzi gülüşüne kadar her sahneye damga vuruyor.
3-Hoca Efendi ve gülleri: Dizinin ilk bölümlerinde antipatik izlenimi veren mahalle camiinin hocası Ali Sadi (Settar Tanrıöğen), dizinin başıyla sonunda çok farklıydı.
Ali Sadi Hoca’nın “Lüzum yoktur” diyerek Ruhiye’nin psikolojik sorunlarını görmezden gelmesi, onun “dizilerin sahte dünyasına” daldığını iddia etmesi, bunu da Tayvan’dan gelen yapma güller ve kendi yetiştirdiği çiçekleri metafor olarak kullanmak suretiyle yapması ve Meryem’e psikiyatra gitmenin “caiz olup olmayacağı” yönünde görüş bildireceğini söylemesiyle varoş insanını fazla manipüle ediyor görüntüsündeydi. Ama dizinin ortasından itibaren onu çok yönlü tanıdık.
Hoca’nın güllerinin ise kamuoyunda “kızların 6 yaşında evlenebileceği” gibi tepki çeken görüşleriyle tanınan Nurettin Yıldız’ın bir videosundan alıntı olduğu ortaya çıktı. Hoca ise dizi finalinde en büyük karakter dönüşümünü yaşayan dört kahramandan biri oldu.
4- Dizinin ses sorunsalı: Öykü akışına küçük bir ara verip dizinin teknik bir sorununa dair parantez açmak gerekiyor. Öyle ki, Netflix’e üye olduğumdan bu yana herhangi bir dizinin sesini bu kadar açtığımı hatırlamıyorum.
Zira karakterlerin konuşmaları bir çok yerde anlaşılmadığı gibi ulusal kanallardaki dizilerde olduğu gibi müziğe geçildiğinde evin içinde yankılandı.
5-Kürt ailenin kavgacı kızları: Senaryonun en kafası karışıkları ise hiç şüphesiz Kürt ailenin kızları olan terapist Gülbin (Tülin Özen) ve Gülan (Derya Karadaş) idi.
Belli ki bu konuda kantarın topuzunu kaçırmaktan çekinildiği için biraz üstü kapalı geçilen bu aile, “anlaşıldığı kadarıyla” bir kısmı dindar ve iktidar yanlısı, diğer kısmı anlaşıldığı kadarıyla HDP’ye oy veren ve kent yaşamına entegre bireylerden oluşuyor.
Bu sebepten de iki kızkardeş habire pehlivan gibi güreşiyorlar, birbirine şiddet uyguluyorlar. Ablasının iktidara oy verdiğini üstü kapalı olarak ifade edebilen Gülbin’in serebral palsi hastası kardeşlerine kenevir kürü uygulaması ise abla Gülan’ı çok sinirlendiriyor.
Hatta Gülan, bir sahnede “Sen o dağdaki arkadaşlarına bak asıl” diyerek malum konuya ışık yakıyor. Bu sahneleri sıkıntılı bulduysam da Öner Erkan’ın performansı gerçekten müthişti.
6- Komando Yasin’in gerçekçiliği: Bir Başkadır dizisinde en az Meryem kadar canlı ve gerçekçi bir başka karakter de “Komando” Yasin.
Bugüne kadar canlandırdığı her rolün altından başarıyla kalkan Fatih Artman’ın performansının da etkisiyle hoca caiz görmezse elini bile yıkayamayan, ama alkollü gece kulüplerinde korumalık yapan Yasin, diziye damga vuruyor.
Evlenirken müstakbel eşinin geçmişte yaşadığı tecavüzü mesele etmeyip “kalbin bakire olması yeterlidir” diyebilen, bir taraftan kırıp dökerken diğer taraftan hüngür hüngür ağlayan bu karakter, depresyondaki eşi Ruhiye rolünde Funda Eryiğit’in de başarılı eşlikçiliğiyle devleşiyor.
Özellikle de final bölümünde birbirlerine açılıp yeniden aile olmayı seçtikleri sahne, dizinin zirve anlarındandı.
7- Bir anlaşılmaz karakter daha: Dizide Meryem, Yasin, Ruhiye, Ali Sadi Hoca gibi karakterler nasıl gerçekçiyse Çağan Irmak’ın Issız Adam filminden fırlamışçasına karşımıza çıkan Sinan da Alican Yücesoy’un başarılı oyunculuğuna karşın o kadar klişeydi.
Rezidanstaki lüks dairesinde yaşayan, kadınlarla yüzeysel ilişkiler kuran karakterin, dizinin başlarında kendisine platonik sevdalı olduğunu fark ettiğimiz Meryem’in çekmecedeki örtüsünü alarak mastürbasyon yaptığı sahne ise sosyal medyada çok konuşuldu. Enteresan olduğu muhakkak ama tuhaf olduğu da aşikar.
Gülbin, Melisa, Meryem gibi kadınların bağlantı noktası olarak diziye konulan bu karakter ne kadar klişeyse annesi de bir o kadar sahici, çok iyi gözlenerek ekrana gelmiş tam bir Türk annesi.
Eşini kaybeden, ilgisiz oğlu yüzünden hayatının son demlerini depresyonda ve hastalıklarla geçiren, ama hala oğlu için güzel dileklerini eksik etmeyen annenin birkaç sahnesi daha olsun isterdim. Hele evindeki o 80’lerden kalma eski gazeteler, kasetler yok mu?
8-Dizinin karakter dönüşümleri: Dizideki en büyük karakter dönüşümlerini Meryem’in sorununu çözerken kendi üzerindeki baskıyı da algılayan Peri ile kızının başını açmasına sesini çıkarmayan, karavanıyla yollara düşen, din adamlığı görevini de bırakan Ali Sadi Hoca gerçekleştirdi.
Genç yaşta yaşadığı tecavüzün etkilerini köyüne yaptığı seyahatle üzerinden atan, depresyonun üstesinden gelen Ruhiye ile eşinin yeniden mutlu olması ve eve dönüşüyle neşesini bulan Yasin de onları izledi.
9- Ferdi Özbeğen ve 80’lerin filmleri: Dizide, eski ve yeni Türkiye’nin iç içe geçmesiyle ortaya çıkan toplum portresi, sonunda ortak sevdiğimiz değerlerle vurgulandı. Bunun sembolü de Ferdi Özbeğen’in görüntüleri ve şarkılarıydı.
Dizinin sonunda 80’lerin Türkiye’sinden görüntülerin. eski filmlerin tadıyla ekrana getirilmesi de güzel bir finaldi.
10-Son dönemin en iyilerinden: Netice itibarıyla Bir Başkadır birkaçı hariç karakterleri iyi kurgulanmış, senaryosundaki çok sayıda kahramanın öykülerinin başarıyla iç içe geçtiği, kadrosunun tamamının başarısına karşın Öykü Karayel, Fatih Artman, Settar Tanrıöğen ve Öner Erkan’ın biraz öne geçtiği, Türkiye’de değişik gelir grupları ve toplumsal katmanlardan insanların sorunlarını gözler önüne seren bir yapım.
Şimdiye kadar Hakan: Muhafız, Atiye gibi göz doldurmayan dizilerin ekrana geldiği Netflix’te yerli yapımların kalite çıtasını yükselten diziyi izlemenizi tavsiye ederim.
3 Yorumlar: "Bir Başkadır: Dizi bize neler anlattı?"
Gülay Kıratlı 16 Kasım 2020 (15:28)
Bu kadar güzel, etkileyici oyuncuları keşke başka hikayelerde kullansalar
Gülay Kıratlı 16 Kasım 2020 (15:29)
yuncuları çok beğendim ama hikayede okumuşların yalnız ve mutsuz olması, hocaya (o da nasıl istisnaysa!!!) danışanların doğru ve haklı olmalarını beğenmedim
Gerçek hayatımız diyorlar hep, mutlaka gerçekliği var ama vurguyu beğenmedim, 2 psikiyatrist, artı Sinan, belliki o da bir yerlere gelmiş…hepsi mutsuz!! Ayrıca köyde tecavüze uğrayan kızı da alıp evlenmek!!!
Ön yargı olayında çok haklı, hoca ne zaman kıza saldıracak diye bekledim ilk bölümde, günümüzde yaşananlardan uzak bir hoca tipi, her ikisi de.
Elif 16 Kasım 2020 (15:39)
Ağzına,kalemine sağlık Burcu.Berkun Oya çok beğendiğim,oyunlarını ilgiyle takip ettiğim bir yazar-yönetmen.Öykü Karayel’i de yine bir Berkun Oya oyunu ‘Güzel şeyler bizim tarafta’yla tanımış,dizideki Meryem’le hemen hemen aynı karakteriyle büyükenmiştim.Diziyi çok severek izledim.Görüntü yönetmeninden başlayarak herkesi alkışlıyorum.Kürt ailenin o saç saça baş başa kavgasının üzeri fazla kapalı kaldı kanımca,izleyiciye istediği yerden ulaşmadığını düşündüm.Öner’in müthiş bir iş çıkardığında hem fikirim.Ali Sadi hocaya da epeice gözyaşı döktüm.Peki ya,annesinin yüzünün gülmesiyle konuşmaya başlayan minik İsmail??Bir de İstanbul,bizim İstanbul,memleket bizim memleketti.Yeni yapımlarda Cihangir,Yeniköy’de yalı,plaza,fantastik tasarımlı elbiselerden uzaklaştıkça izlediğime de yakınlaştım.Yasin’in ‘kendi kışlanda asker oldun,şafak kaç Ruhiye?’sine değinmeden edemiyorum.Zevkle izlenebilecek,üzerine düşünülmüş,söyleyecek sözü olan nice yapımlara..