(Dizinin 8. sezon 2. bölümünü izlemiş olanlar okumalıdır)
Burcu B. Bilgin
Game of Thrones’da finale doğru gidildikçe 7 sezondur beklediğimiz gelişme ve buluşmalar arka arkaya gerçekleşmeye başladı.
Ekrana gelen “A Knight of the Seven Kingdoms/Yedi Krallığın Şövalyesi” adlı 2. bölümde ölüm yoktu, ama neredeyse yok yoktu. Peki neler yaşandı, bunlar ne anlama geliyor ve bundan sonra neler beklenebilir?
-Ser Jaime’ye Ejderhaların Kraliçesi’nden atar: Yeni bölüm, Cersei’nin Kuzey’e ordu göndermeyeceğini öğrenerek yollara düşen Jaime’nin Sansa, Jon ve Daenerys’ten oluşan “birleşik konseyin” önüne çıktığı sahneyle başladı.
Daenerys sözlerine, “Küçükken ağabeyim yatmadan önce bana bir hikaye anlatırdı” diyerek Khal Drogo’nun beynini kızgın altın dökerek haşladığı kardeşine atıfta bulunarak başladı.
Daenerys, “Babamızı sırtından bıçaklayıp boğazını kesen bir şövalyeyle ilgiliydi” diye devam etti ve Jaime’yi suçladı.
Jaime, Cersei’nin Kuzey’e göndereceği orduyu soran Dany’ye, ”Orduyu göndermeye hiç niyeti yoktu” diyerek kardeşinin Euron’u Demir Bankası’na gönderip aldığı parayla ordusunu güçlendirdiğini anlattı.
Duydukları üzerine tepkisini sürdüren Dany’yi yatıştırmak için ”Majesteleri ben ağabeyimi tanırım” diye araya girmeye çalışan Tyrion, sert bir yanıtla karşılaştı: “Ablanı tanıdığın gibi mi?”
Bu, Daenerys-Tyrion arasında geçen bölüm başlayan gerginliğin zirvesiydi.
-Aşık Brienne iş başında: Akabinde Sansa, Jaime’ye babası ve adamlarına King’s Landing sokaklarında saldırdığını hatırlattı.
İşler karışmaya başladığı sırada Jaime’yi kurtaran ”beyaz atlı bir prenses” imdadına yetişti. Brienne, ”Leydi Sansa, beni iyi tanırsınız. Şunu söyleyebilirim ki Ser Jaime, onurlu bir adamdır” dedi.
Jaime’nin annesi Catelyn’e verdiği sözü yerine getirmek için onunla King’s Landing’e dönerken pusuya düştüklerini, Jaime’nin kendisini kurtarmak için elini kaybettiğini anlatan Brienne, sonunda ikna etti.
“Herkese ihtiyacımız var” diyen Jon’un da onayıyla Jaime, Kuzey ordusuna katıldı.
-Askerin olmak istiyorum: Seyircinin sezonlar boyu özlemle beklediği Jaime Lannister-Brienne sahneleri, 2. bölümde birbiri ardına sıralandı.
Kendisini Kuzey ordularına kabul ettiren Brienne ile Winterfell’in avlusunda konuşan Jaime’ye sert leydi, “Beni aşağılamadığın bir konuşmayı ilk kez yapıyoruz” dedi.
Jaime ise bu söze, “Seni aşağılamamı mı istiyorsun?” diye karşılık verdi. Sonrasında ise ona ne kadar değiştiğini, artık o eski ”savaşçı” olmadığını söyledi ve ekledi: “Eğer kabul edersen senin komutan altında savaşmaktan onur duyarım”.
İyi hatırlarsak King’s Landing’e dönüşlerinde Cersei, Brienne’in Jaime’ye karşı duygularını anlayarak onu üstü kapalı ihtar etmiş, Jaime ise leydinin başına bir şey gelmemesi için kılıcını ve Podrick’i vererek onu uzaklaştırmıştı.
Sonrasında Brienne ile Jaime, Riverrun’da görüştüklerinde bu karşılaşma Leydi Brienne’in içini sızlatan bir vedayla sonuçlanmıştı.
İkili, 6. sezonun 8. bölümünden bu yana bir araya gelmiyor.
-Yedi krallığın en güzel şövalyesi: İkilinin buluşmasının zirvesi ise Tormund, Davos, Tyrion, Podrick, Brienne ve Jaime’nin Winterfell’de ateş başındaki sohbeti arasında gerçekleşti.
Tormund’un sık sık flörtöz girişimlerinin yaşandığı sohbette, Brienne’e ezelden beri aşık olan Tormund, “kendi ayağına sıkan” bir girişimde bulundu.
Sevimli kahramanımız, bir devi öldürdükten sonra karısı tarafından emzirildiği için çok kuvvetli olduğunu belirterek Jaime’ye gözdağı vermeye uğraşırken, Brienne’e “Ser/Şövalye” diye hitap etti.
Onun şövalye olmadığını öğrenince de, “Ben kral olsam seni 10 kez şövalye ilan ederdim” dedi. Bunun üzerine Jaime, “Kral olmaya lüzum yok” diyerek ayağa kalktı.
Brienne’den diz çökmesini isteyen Jaime, onu ”Yedi krallığın şövalyesi” ilan ederken sosyal medya adeta yıkıldı.
George R.R. Martin’in Jean D’Arc’tan esinlendiği kahramanı Brienne’in şövalyeliği için dizi senaristleri de, “Sezonlardır yazmak istediğimiz sahne” diyor. Yani bundan sonrası “Braime is loaading”
–Aşk uğruna yaptıklarımız: Dizinin bu hafta en çok beklenen buluşmalarından biri de geçen hafta sinyalini aldığımız Jaime-Bran arasındaydı.
Konsey toplantısında Jaime’ye bakarak, “Aşk uğruna yaptıklarımız” diyen Bran, kuleden düşüşünü ayrıntılı olarak hatırladığını gösterdi.
Başka bir şey söylemeyen Bran, daha sonra Weirwood ağacının önünde Jaime ile yüzleşti. Özür dileyen Jaime’ye gerek olmadığını söyleyen Bran, “O olay olmasaydı hala Bran Stark olarak kalacaktım” dedi.
Jaime’ye kendisini kuleden ittiği için kin beslemediğinin de altını çizdi ve “Aileni koruyordun” diyerek neredeyse hak verdi.
Konsey toplantısında neden kendisini ele vermediğini de soran Jaime, “Öldürülseydin bizimle savaşamazdın” karşılığını aldı.
Game of Thrones’da tüm felaketlerin başlangıcı olan kuleden itme olayının iki tarafı böylece karakter dönüşümlerini tamamladıklarını bir kez daha gösterdi ve barış içinde el sıkıştı.
–Silahım nerede: Gendry nedense Arya’nın demirci atölyesine gelişinde onu, “Yapacak daha iyi bir şeyin yok galiba” diye karşıladı.
Arya’nın silahını daha yapmamış olan Gendry, ölüler ordusuyla ilgili sorularını da geçiştirdi.
“Bunlar her şeyden kötü” diyen Gendry’nin onun hiç ölümü görmediği imasına ağaç üzerine attığı üç balta ucunu da isabet ettirerek yanıt veren Arya, ”Ölümü gördüm. Onun pek çok yüzü var” diyerek de ayarı çaktı.
-Arya büyüdü: Şu bir gerçek ki yılların hızla geçmesi hoşumuza gitmiyor, bazen dizi sahneleri de bunu yüzümüze vuruyor. Game of Thrones başladığında el kadar bir minik olan Arya, final sezonunda ilk tecrübesini yaşayan genç bir kadın olarak karşımıza çıktı.
Bir sahne önce The Hound ve Beric’e “Vaktimi iki yaşlı çöple geçirecek halim yok” diyen Arya, sonra savaştan önceki son gecesini “daha iyi” geçirmenin yolunu buldu.
Silahını getiren Gendry’yi kaç kadınla birlikte olduğu ve Melisandre ile geçirdiği gece konusunda sorguya çeken Arya, “Yakında öleceksek nasıl bir şey olduğunu merak ediyorum” diyerek Gendry ile beraber oldu.
Sosyal medyada Arya’nın “hala çocuk” olduğu gerekçesiyle bu sahneye dair eleştiriler var. Aslında mesela Tommen’in evliliği, Joffrey-Sansa nişanında da gördük ki 18 yaş öncesi beraberlikler normal.
Zaten insan ömrünün daha kısa olduğu kadim zamanlarda bu durum garip sayılmaz. Arya ise muhtemelen 18 yaşına da geldi.
Üstelik romanda aslında Jon, Robb gibi kahramanlar da aslında çok gençler. Mesela seri başladığında Jon Snow 12, Robb ise 15 yaşında. Bir de gençlerin arasına girmeyiniz lütfen.
-Bu sahne neden önemliydi?: Hafızamızı yoklarsak aslında Arya-Gendry aşkının habercisi, Robert Baratheon’un ilk sezondaki sözleriydi. Robert, eski dostu Ned Stark’a, Joffrey ve Sansa’yı kastederek, “Benim bir oğlum, senin de bir kızın var. Biz hanelerimizi birleştireceğiz” demişti.
Şimdi o kehanet Arya-Gendry beraberliği ile gerçek oluyor. Buradan hareketle sağ kalacaklar listesine belki de çiftimizi ekleyebiliriz.
-Kuzey’den haber ver sen : Geçen hafta gerilen Daenerys-Sansa ilişkisi konusunda barış çubuğu uzatan Ejderhaların Kraliçesi oldu.
“Leydi Sansa biraz baş başa konuşabilir miyiz?” diyen Daenerys, istediği zaman sevimli olabildiğini yine gösterdi. Sansa’ya ağabeyini çok sevdiğini, o yüzden Kuzey’e geldiğini söyledi.
Tam yüzü biraz gülmüşken Sansa, onun “Demir Taht” deyip durması üzerine birden silkindi. “Peki sonra ne olacak? Kuzey’i kaybettik, yine aldık, Kuzey’e ne olacak?” diye sordu.
Akabinde de elini Daenerys’in elinin üzerinden çekti. Kuzey dedin mi akan sular durur.
-En çok ağlatan sahne: Bu hafta kalplerimizi yoran sahne ise bunun hemen arkasından geldi.
Sansa’ya bir ziyaretçisinin olduğu söylendi, gelen Theon’du. Daenerys’e ablasının Demir Adalar’a gittiğini söyleyen Theon’a kendisinin neden geldiği soruldu.
Theon ise direkt gözlerinin içine bakarak, “Leydi Sansa, izin verirseniz Kuzey için savaşmak istiyorum” dedi.
İkilinin ilişkisini hatırlayalım, Winterfell’i alarak aileye büyük kayıp yaşatan Theon, Ramsay’in esiri olmuştu.
Theon, Sansa’nın kaçışını sağlamış, ikisi Winterfell surlarından aşağı atlamış, günlerce de kaçış yolculuğunda yarenlik etmişti.
Sansa, her şeyini borçlu olduğu Theon’u yaşlı gözlerle yanına kabul etti. Bu sahne kalplerimizi titretti ve ağlattı.
-Podrick’in şarkısı: Dizinin en güzel anlarından biri de “Kim şarkı biliyor?” denildiğinde hiç beklenmeyen birinin, Podrick Payne’in “Jenny of Old Stones” şarkısını söylemesiydi.
Bitiş jeneriğinde Florence Welch tarafından da seslendirilen şarkıyı İskoç asıllı oyuncu Daniel Portman başarıyla seslendirdi ve içimize işledi.
Şarkının sözlerinin Jon Snow’un aşk uğruna tahtı Daenerys’e bırakacağını ifade ettiği yönünde paylaşımlar olsa da aşırı hayran teorisi kokuyor.
Zaten bu savaştan önce sağ kurtulmaları gerekiyor ki bu seçenek geçerli olsun. Ortada taht olduğuna göre de ikisinden birinin ölmesi muhtemel.
–Mormont asaleti: Şövalye asaletinden hiçbir zaman şaşmayan Jorah, Tyrion’un dedikodusunu yapıp “Senin geleceğini tahmin etmediğim için onu kraliçenin eli yaptım” diyen Daenerys’e Tyrion’u savundu.
“En başta onu zeki ve dürüst olduğu için seçtiniz” diyen Jorah, fırsatçılık yapmayarak yine asaletini gösterdi.
-Al bu kılıç senindir: Jorah kadar asil bir başka isim de Samwell Tarly idi. Küçük Lyanna’nın savaşa gitmek istediğini kuzeni Jorah’a “kesin bir dille” söylemesinden sonra Samwell yanına gelerek ailesine ait kılıcı verdi.
Babası Jeor Mormont’un ona hayatta çok şey öğrettiğini söyleyen Samwell’in bu davranışı hüzünlendirdi.
Peki bu kılıç neden önemli? Heartsbane adlı kılıcı Samwell, Gilly ile ailesinin evine gittiğinde kendisine kötü muamele edildiği için izinsiz alıp götürmüştü.
Valyrian çeliğinden yapılan kılıç, Akgezenler’i öldürebilen çok önemli bir silah. Bu kılıca sahip olmak da Jorah’ın hayatta kalma ihtimalini güçlendiriyor. Ancak Sam’i de “topun ağzına” getiriyor.
-Onlar benim peşimde: Savaş planlarına gelince, herkesin düşüncelerini açıkladığı toplantıda Bran noktayı koydu. Gecenin Kralı’nın kendisinin peşinde olduğunu anlatan Bran, “O benim peşimde. Daha önce de diğer Üç Gözlü Kuzgunlar’da bunu denedi” dedi.
Bran’e göre bunun sebebi de Üç Gözlü Kuzgunlar’ın dünyanın hikayelerine, yani evrenin hafızasına sahip olması. Eğer onları yok ederse Yedi Krallığın geçmişi de yok olacak, bu da zaten ölü olan Gecenin Kralı’nın hedefi.
Bran ise kendisini “yem” olarak kullanıp koluna izini bırakan Gecenin Kralı’nı bu şekilde tuzağa düşürmeyi düşünüyor.
-Benim ismim Aegon: Yine haftanın bir başka beklenen gelişmesi ise Jon Snow’un asıl kimliğini Daenerys’e nasıl açıklayacağıydı.
Bölüm boyunca Dany’den uzak duran Jon Snow, sonunda annesi Lyanna’nın heykelinin yanında asıl isminin Aegon Targaryen olduğunu söyledi. Daenerys başta inanmayı reddetse de sonunda onun kararlılığı sayesinde ikna oldu.
İkili arasında neler olacağını yakında göreceğiz ama en azından şimdilik hala-yeğen olmaları şokunu yaşıyor gibi görünüyorlar.
-Ve ölüm geldi: Bölümün sonunda ise ölüler ordusu Winterfell’in dibine kadar geldi. Savaşacak olanlar belirlendi, sığınakta kalacaklar da…
Bundan sonraki bölümler boyunca uzun bir savaş izleyeceğiz.
-Bundan sonra neler olur?: Netice itibarıyla Jaime Lannister ile Brienne, Bran Stark, Daenerys Targaryen, Sansa ve Jon arasında yüzleşmeler yaşandı.
Tyrion-Jaime Lannister, kardeş olarak yeniden yakınlaşırken, Jon Snow gerçek kimliğini Daenerys’e açıkladı.
Eski çapkınlık günlerini geride bırakan Tyrion, “yepyeni bir insan olan” Jaime, stratejik bir savaş planı kuran Bran, büyük bir asaletle Winterfell’e gelen Theon, 7 sezon sonunda karakter dönüşümlerini tamamladı.
Gelecek bölümün fragmanı bize Gecenin Kralı’nın geldiğini Jon Snow’un ağzından haber veriyor.
Savaşın başladığını gördüğümüz karelerde Leydi Brienne ve Greyworm’un savaşta kendi birliklerinin başında görev yaptığını görüyoruz.
Yeni Brienne-Jaime Lannister sahneleri, Gecenin Kralı’nın içine çekildiği tuzak, Daenerys-Jon birlikteliğinin nereye gittiğini izleyeceğiz. Bonus olarak da artık Cersei’nin planlarını görebiliriz.
Gelecek haftaya görüşmek üzere…
Yorum Yapılmamış: "Game of Thrones: Ölüm bizi ayırana dek"