İstanbul Ansiklopedisi: Bu da gol değil

Burcu B. Bilgin

(6.0/10)

İstanbul’a okumak için gelen bir genç kızla ona ev sahipliği yapan kadın doktorun hikayesini anlatan İstanbul Ansiklopedisi adlı dizi Netflix ekranında seyirciyle buluştu.

Mini diziyi izleyip sizler için değerlendirdim:

Yönetmenliğini İki Şafak Arasında ve Tereddüt Çizgisi gibi festival filmleriyle tanınan Selman Nacar’ın üstlendiği dizide başrolü Helin Kandemir ile Canan Ergüder paylaşıyor.

İkilinin rol arkadaşları Kaan Miraç Sezen, Tolga Tekin, Nezaket Erden, Gregory Montel, Ebrar Karabakan, Ecem Sena Bayır, Kerem Atasavun, Fatma Zehra Durgut, Erdem Şenocak, Melisa Sözen ve Pelin Batu.

İstanbul Ansiklopedisi

Dizi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okumak üzere şehre gelen Zehra’nın (Helin Kandemir) annesi Aylin’in (Melisa Sözen) gençlik yıllarından yakın arkadaşı Nesrin (Canan Ergüder) ile buluşmasıyla başlıyor.

Bir kafede beraber yemek yiyen ikili, daha sonra Nesrin’in evine geçiyor. Kısa bir sohbetin ardından odalarına çekiliyorlar ve  gece Nesrin, Zehra’nın odasının kapı aralığından onun namaz kıldığını görüyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Sonraki sekanslarda Zehra, üniversiteye başlıyor ve orada yolu daha ilk günden Harun (Kaan Miraç Sezen) ile kesişiyor. Dersin hocası (Pelin Batu) öğrencilerine Reşat Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’ni inceleyeceklerini söylüyor.

İstanbul’a büyük ilgi duyan Zehra, hocanın verdiği ödev çerçevesinde şehrin özel mekanlarını ile kendi hikayesini iç içe geçirerek bir defter tutmaya başlıyor.

İstanbul Ansiklopedisi

İşte bu noktada izleyici olarak çok ümitleniyoruz. Zira İstanbul Ansiklopedisi, Koçu’nun ömrünün büyük kısmını adadığı, ancak tamamlayamadığı kıymetli bir eser.

Sokaklardan mimari yapılara, şehrin dokusundan tarihi olay ve efsanelere kadar içinde çok değerli bilgiler yer alan İstanbul Ansiklopedisi’ni bir dostluk öyküsü eşliğinde izleyeceğimizi zannediyoruz ama dizi yolunu kaybetmiş gemi gibi rotada kalamıyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Öykünün protagonisti Zehra, arkadaş grubuyla gittiği barda muhafazakar olduğu anlaşılmasın diye bira alıp saksıya döküyor, tekila shot atıp tuvalette kusuyor.

Hele ki bir bovling sekansı var ki evlere şenlik. Namaz saati yeni aklına gelmiş gibi panik oluyor ve parmaklarındaki ojeleri dişleriyle sıyırıyor. Sonrasında kapısında “girilmez” levhası olan, lobut dizme mekanizmalarının bulunduğu odada namaz kılıyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Namaz sonrasında kapıda bulduğu Harun ile duygusal bir yakınlaşma yaşayan Zehra’nın hikayesi devamlı bu minvalde oraya buraya gidiyor.

Nesrin’e kızıp evden de ayrılan Zehra, ilk gece bir pansiyonda, ertesi gece de camide sabahlıyor. Bu sahne de çok önemli zira camide nedense bekçi yok.

İstanbul Ansiklopedisi

Bu arada söz konusu caminin yakın tarihimizdeki yerini hatırlatmak gerekirse Gezi olayları sırasında eylemcilerin bira içtiği iddia edilen, ancak sonrasında böyle bir şeyin olmadığının ortaya çıktığı Bezm-i Alem Valide Sultan ya da yaygın ismiyle Dolmabahçe Camii.

Bu camide sabahlayan ve mekana dair defterine notlar da alan Zehra’nın “Allah’ım iyi ki ben geldiğimde evdeymişsin,” cümlesi sekansa damga vuruyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Diğer taraftan İTÜ mescidinde namaz kılarken tanıştığı başörtülü bir kızla dostluk kuran ve çok sayıda mütedeyyin öğrenciyle aynı evde yaşamaya başlayan Zehra, yine bir bocalama döneminden geçiyor.

Nesrin’in bu öğrenci evine gelip sofralarına oturduğu kızların yaptıkları yemekleri “tokum,” bahanesiyle yemek istememesi, Zehra’yı eve alan kız başta olmak üzere Nesrin ile kötü kötü bakışmaları dikkat çekiyor. Dizide hemen herkes “mahallelere” ayrılmış ve “karşı taraftan” nefret ediyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Bu öğrenci yani Fatıma, Zehra’ya “Kıyafetler kıyafetlere benzedikçe kalpler de kalplere benzer,” “Orada olduğun gibi kabul edilip sevileceğini mi sanıyorsun?” gibi cümleler kuruyor.

Şimdi burada şunun altını çizmek gerekiyor günümüz gençlerini gözlemlerseniz aralarında Selman Nacar’ın dizi evrenindeki gibi çok da kalın çizgiler olmadığını görebilirsiniz.

İstanbul Ansiklopedisi

İster kampüslere, isterseniz Kadıköy, Beyoğlu gibi merkezi yerlere gidin Z kuşağının öyle tesettürlü veya yaygın deyimle “başı açık” diye insanları sınıflandırmak gibi bir dertleri yok. Aralarında bir bağ kurmuşlarsa hep beraber sosyalleşiyorlar.

Her ne kadar sürekli zor dönemlerde geçsek de bu çizgilerle ülkeyi tariflemek, birbirinin sofrasına bile oturmayan insanların olduğu algısını yaratmak yabancı izleyiciye “oryantallik” sunmak, yerli seyirciye de popüler konu etrafında tartışma yaratmaktan başka bir şey değil.

İstanbul Ansiklopedisi

Yine üniversitedeki tiyatro hocasının Zehra’ya “Sen rolünü değiştirip başörtülü bir karakter yaratıyorsun, şimdi sana karşı diğer karakterlerin davranış tarzı da değişecek,” gibi bir cümle duyuyoruz.

Sonra öğrencilere “Şu pozisyonda başörtülü birini hayal edebilir misin?” gibi sorular yöneltiyor ve örtüsüne göre insanların davranışlarının değiştiğini ima ediyor. Günümüzde bir üniversite hocası bunu söylesin vay haline.

İstanbul Ansiklopedisi

Buna karşın dizinin Zehra ve Nesrin’in memleketi olan Amasya’daki sahnelerinde ise bazı vurucu ve doğru noktalara temas ediliyor.

Zehra’nın eski sevgilisiyle kafede otururken ona muhafazakar erkeklerin çok daha rahat olduğu, “dış görünüşlerinden” dünya görüşlerinin anlaşılmadığı, bu konulardaki tüm tartışmalardan kadınların etkilendiği  sözleri çok gerçek.

İstanbul Ansiklopedisi

Bu sekansı takiben Nesrin’in, Aylin ile yüzleştiği sahne var ki evlere şenlik. Arkadaşına “Annen sana Aylin ismini koydu. Sen hiç çarşaflı Aylin gördün mü?” diye sorduğunu duyuyoruz. Sahneyi izlerken başörtülü Aylin’in neden olamayacağı konusu akla takılıyor.

Yani mesela Fatma, Mustafa, Muhammed gibi isimler taşıyan gençlerin dindar olup olmadığını mı sorgulamak gerekiyor veya bir isim bir insana konulduğu zaman o kaderi mi olmalı? Bu arada, Aylin ile Nesrin arasındaki mesele bir “gizem konusu” haline geldikten sonra altından çıkan da en az bunun kadar manasız.

İstanbul Ansiklopedisi

Amasya dönüşünde bu kez saçlarını örüp bere takma yoluna giden, bu şekilde de “yarı başörtülü” bir görünüme sahip olan Zehra, işin suyunu çıkararak bir başörtülü bir de örtüsüz biyometrik fotoğraf çektiriyor.

Kendi deyimiyle “ambivalans” yani “birbiriyle bağdaşmayan duygu ve düşüncelerin aynı kişide toplanması” gibi bir durum yaşadığını belirten Zehra, bir de mavi peruk takarak kombo yapıyor. “Aç kapa, aç kapa” başımız döndü.

İstanbul Ansiklopedisi

Aslında bu “ambivalans” durumu sadece Zehra’da değil dizinin genelinde mevcut. “Mahsun Kırmızıgül filmleri” gibi her şeyi anlatmaya uğraşırken hiçbir şey anlatamamak İstanbul Ansiklopedisi’nin genel sorunu.

Dizi, dört ve beşinci bölümlerde tam da bu kafa karışıklığının ürünü olarak Türkiye’de doktorların sorunları, viral olan videolarla sağlık çalışanlarının başının derde girmesi, ülkedeki savcıların tarafsızlığı gibi meseleler masaya yatırılmaya çalışılıyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Türkiye’deki doktorların yurt dışında çalışıp yaşamayı seçmesi gibi temel bir sorun dizide “Sen gidersen arkandan şehir de gelir,” gibi romantik sözler eşliğinde sanki ülkemiz doktorları “keyfe keder” bunu seçiyormuş gibi geçiştiriliyor.

Üstelik de düzenini bozup belirli bir yaştan sonra bu tercihi yapma durumunda kaldığını fark ettiğimiz Nesrin sürekli “kaçıyorsun,” denilerek suçlanıyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Nesrin’in Alzheimerlı annesi (Müjde Ar) ve sorumluluk üstlenmekten kaçan kız kardeşi Emel (Nezaket Erden) ile ilişkisi  havada kalıyor. Savcı eski sevgili Serdar (Tolga Tekin) ve Fransızca öğretmeni Louise (Gregory Montel) de “tüm Akrep erkekleri aynı” denilerek aynı kefeye konuluyor.

Bu hızla geçiştirilme durumundan Zehra’nın arkadaş grubundaki gençler de nasibini alıyor ve birer cümleyle hikayeleri özetlenip baştan savılıyorlar.

İstanbul Ansiklopedisi

Bunca karmaşayı toparlamak zor ama özetleyecek olursak Berkun Oya imzalı Bir Başkadır dizisinin yarattığı büyük etki Netflix yöneticilerinin zihninde yer etmiş olacak ki benzeri bir maceraya atılmak istenilmiş.

Ancak eline böyle bir proje teslim edilen, önemli festival filmiyle tanıdığımız Selman Nacar ise sekiz bölümlük bir dizi yazma zorluğunun altından kalkamamış, sözünü söyleyememiş, oraya buraya savrulan, kopuk bir metin ortaya koymuş.

İstanbul Ansiklopedisi

Oyunculuklara gelecek olursak Helin Kandemir, biraz abartılı bir performans sergilemiş. Emily in Paris dizisinin baş karakteri gibi yabancı turist havalarında İstanbul’da gezinip dururken, bazı dramatik sahnelerde nispeten iyi.

Canan Ergüder diziyi ayakta tutmak için elinden geleni yapıyor ve sağlıklı bir şekilde setlere döndüğünü görmek de açıkçası sevindirici. Ayrıca akıcı bir Fransızcası var.

İstanbul Ansiklopedisi

Alzheimerlı anne rolü senaryoda az kalsa da Müjde Ar’ı ve o harika oyunculuğunu çok özlemişiz. Oynadığı her rolün hakkını veren Tolga Tekin ve Emel rolüyle Nezaket Erden de dizinin iyilerinden.

Menajerimi Ara/Dix Pour Cent dizisiyle tanıdığımız Gregory Montel, İstanbul Ansiklopedisi’ne renk katsın diye davet edilmiş olsa da o ışıltılı oyunculuğunu burada göremedik. Sanki sıkılmış ve “bitse de gitsek,” diyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Burada ister istemez insanın aklına gelen bir düşünce de Melisa Sözen’in canlandırdığı tesettürlü Aylin karakteriyle ilgili. Geçtiğimiz günlerde bir yabancı dizideki rolü sebebiyle ifade veren Sözen, bu kez başörtüsüyle kamera karşısına geçmiş.

Buradan da bir kez daha anlaşılıyor ki oyuncu her rolü canlandırabilir ve rollerin dünya görüşleriyle ilgisi yoktur.

İstanbul Ansiklopedisi

Burada çok büyük bir parantezi Fatıma’yı canlandıran Fatma Zehra Durgut için açmak gerekiyor.

Dizide adeta parlayan Durgut, sadece birkaç sahnede yer aldığı dizide bu karakteri canlandırmıyor adeta yaşıyor, izleyiciyi Fatıma olduğuna inandırıyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Senaryodaki dağınıklığının aksine Nacar, Zehra’nın sokak köpeğine kandil simidi yedirmesi, kedi Diego’nun sokak yaşamı, Zehra ile Harun’un İstanbul sokaklarında koşturması, tramvaylar, vapurlar, tarihi camiler, Emek Sineması, Fatih sokakları derken hoş bir seyirlik yaratıyor. Keşke bu konu yerine gerçek bir “İstanbul Ansiklopedisi” çekseydi.

Yalnız çok yakın çekimler ve dizinin bir kısmını müzik eşliğinde uzatma bizim yerli yönetmenlere özgü bir sorun ve Nacar da bunu defaten yapıyor.

İstanbul Ansiklopedisi

Dolayısıyla iyi bir yerli proje ortaya koyma açısından şimdiye kadar çok büyük başarısızlıklar sergilemiş olan Netflix’in yeni dizisi de bu işi beceremiyor. Bir Başkadır’ı sevmiştik ama bu dizi onun başarısının yanından bile geçmiyor.

Selman Nacar için de doğru olanı derhal böyle ana akım kanal dizilerin andıran bu tip işleri  terk ederek ana eksenine, İki Şafak Arasında gibi yapımlara yönelmesi.

Bir Başkadır Öykü Karayel

İki satır da Netflix için yazayım. Dilimizde tüy bitti yaza yaza ama bir kez daha altını çizmek gerekiyor. Dijital platformun Türkiye yöneticileri değiştiyse de zihniyet değişmedi. Tanınmış oyuncuları bir araya getirdik mi iş biter zannediyorlar.

HBO yapımları ile Blu TV’yi aynı mecrada buluşturan Max gibi ciddi bir aktör Türkiye piyasasına girmişken Netflix’in izleyici kaybetmemek için artık çok daha fazla uğraşması gerekiyor. Yani kısacası bu da gol değil.

İstanbul Ansiklopedisi

 

4 Yorumlar: "İstanbul Ansiklopedisi: Bu da gol değil"

  • comment-avatar
    Bahriye 21 Nisan 2025 (16:15)

    Selman Nacar’ın 2 filmini de çok beğenen biri olarak diziyi de sevdim:)

  • comment-avatar
    Asiye Koray Bendon 22 Nisan 2025 (14:05)

    Her ne kadar sürekli zor dönemlerde geçsek de bu çizgilerle ülkeyi tariflemek, birbirinin sofrasına bile oturmayan insanların olduğu algısını yaratmak yabancı izleyiciye “oryantallik” sunmak, yerli seyirciye de popüler konu etrafında tartışma yaratmaktan başka bir şey değil.

    yorumu filmi özetlemiş. Yani yine ucuz yollara sapılmış, sığ sularda kalınmış…

  • comment-avatar
    Münevver Köymen 25 Nisan 2025 (16:57)

    İstanbul Ansiklopedisi
    Böyle bir ansiklopedinin varlığını bir dizi sayesinde öğrendim.
    İstanbul’un tarihi mekanları: Harbiye Taşkışladaki İTÜ mimarlık fakültesi ,Bir zamanlar Askeriye’ye ait:
    Kasımpaşa’daki Deniz hastanesi ve bir çok güzel tarihi ve anılarımızın geçtiği mekanlar…
    Peki ya konu:
    Anadolu’dan gelip gencecik bir kızın kocaman bu şehirde;
    Yerleşmek için mücadele verirken yaşadığı sorunlar…
    Bu kokuşmuş şehirden ülkeden düzenden bıkıp yurt dışında yaşamak isteriz
    Ama başlangıç yapmaya da cesaretimiz olmaz

    hep bir nedenimiz vardır çevremizdeki herkes suçludur ya…

    Kadın olarak başımızdan başlayıp yaşam tarzımızın her alanına burnunu sokan tipler
    Vardır ya
    hayatımızın bir bölümünde bütün bunları yaşadık,yaşıyoruz…Bizim toplumumuzun tüm gerçekliği ile anlatan
    Senaryosunu da kendi yazdığı ve yönettiği bir SELMAN NACAR dizisi ben çok beğendim.

  • comment-avatar
    Barış mumcu 26 Nisan 2025 (00:49)

    Diziyi izlerken kendimi dürttüm sürekli.ben mi giremiyordum,odaklanamıyordum..5.bölümden sonra net kararım:olmamış.
    Anlatmak istediğini,hissettirmek istediklerini verememiş bir dizi olmuş.çok dağınık herşey.diyologlar çok yapay.en kötüsü sanki zorla yapılmış bir iş gibi gözükmesi

Yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.