Fatma dizisindeki 15 önemli mantık hatası

(Fatma dizisinin 6 bölümünü izlemiş olanlar okumalıdır)

Burcu B. Bilgin

Ekranın son dönemde ilgi çeken projelerinden Netflix yapımı Fatma, beğenenler kadar eleştiri oklarını da üzerine çekti. Dizide sonu gelmeyen mantık hataları, bu eleştirilerin temel sebeplerinden biri.

İşte Fatma dizisinde benim saptadığım 15 önemli mantık hatası:

1- Tren istasyonundaki kurbanını raylara iten Fatma’nın kamerada sadece sırttan görüntüsünün olması: Daha ikinci cinayetinde Fatma’nın aslında tren istasyonunda görüntüleri saptanmıştı. Ancak nedense kurbanını raylara iterken sadece arkadan görüntüsü vardı. Yine AVM cinayetinde de aynı şey oldu.

Fatma’yı tanıyabilen tek kişi ise nedense temizliğe gittiği evdeki beş yaşındaki Serra oluverdi. Sohbetlerinde, “Senin de raylara ittiğin adam zorbalık mı yapıyordu Fatma Abla?” diye sordu. Şaka desen şaka değil, ciddi bakalım desek hiç değil.

2-Fatma’nın benzinlik önündeki ekip otosunda otururken onca polisin gözü önünde bir anda kaybolması: Anladık Fatma görünmüyor ama bu kadarı da biraz fazla değil mi? Benzinlikte ekip otosunda oturan, benzinlik görevlisi ve iki polis memurunun gözünü dikerek baktığı Fatma bir anda buhar olup uçtu.

Zamana mı yolculuk etti artık yoksa görünmezlik zırhı mı büründü bilinmez ama fantastik film izlemiyorsak ne seyrettik şimdi biz?

3-Fatma’nın süper kahraman gibi Ekber’i adeta paralaması, onlarca yakın korumasından hiçbirinin gelmemesi: Dizide önce görüyoruz ki Ekber’in adeta bir koruma ordusu var. Neredeyse 15 yakın korumayla otomobilinden inen Ekber, nasıl oluyorsa Yusuf ve Fatma’nın pikapla geldiği sekansı izleyen sahnede bir anda korumasız kalıyor.

Yusuf tarafından “Ekber Bey’e bir emanetimiz var,” denilmesi kafi oluyor ve sayısız korumadan hiçbiri Fatma’nın odadan giriş çıkışını gözlemiyor. Hatta sonrasında da onca kavga gürültüye koşan olmuyor. Aynı şekilde Ekber gibi o derece yüksek düzeyde korunan biri hiç bilmediği birinin gönderdiği kokaini hiç tereddütsüz kullanıyor.

4-Ekber’in ofisinde Fatma ile konuşan kızın birden sır oluvermesi: Çocuk gelinler, kadına şiddet, çocuk tacizi, sosyal eşitsizlik, engelli bireyler ve ailelerinin sorunları gibi sayısız sosyal mesaj verme eğilimindeki dizide Ekber’den şiddet gören bir kız, Fatma ile sohbet ediyor, dertlerini anlatıyor.

Bu duruma çok içerleyen Fatma, duyduklarından etkilenerek Ekber cinayetini işlerken, söz konusu kızın ne olduğu bilinmiyor, o da süper kahraman gibi kayboluyor.

5-Ekber cinayetinde kullanılan sopada ve Fatma’nın elini sürdüğü hiçbir şeyden parmak izi bulunamaması: Bayram tarafından defalarca çok önemli biri olduğu vurgulanan multi milyarder Ekber’i öldüren Fatma’nın işlediği cinayet adeta yanına kalıyor.

Sadece kimliğinde fotoğraf olmamasıyla olaydan yırtan Fatma ile ilgili ne bir eşkal belirlenmesi, ne de cinayet aleti olan sopada parmak izi tespit edilebiliyor. Aynı şekilde Fatma’nın dokunduğu uyuşturucu kesesi, koltuk, masa, kapı kollarında da hiç parmak izi bulunamıyor, polis adeta uyuyor.

6-Fatma polis tarafından fellik fellik aranmasına karşın telefonunun sinyallerinin hiç izlenememesi: Polis adeta uyuyor dedik ya Fatma Yılmaz’ın aranmaya başlandığı süreçte de telefonu 24 saat açık olmasına ve kızkardeşi, temizliğe gittiği evdeki yazar vs. ulaşabilmesine rağmen polis telefon sinyallerinden Fatma’ya bir türlü ulaşamıyor.

7-Fatma’nın hiç gitmediği hukuk bürosunda yanıcı maddelerin yerini eliyle koymuş gibi bulması, alev alev yanan binadan Daenerys Targaryen gibi sağ salim çıkması: Die Hard mı desem Görevimiz Tehlike mi desem bilemedim ama böyle aksiyon görmedim desem yeridir.

Hiç bilmediği bir hukuk bürosuna giden temizlikçi Fatma, eliyle koymuş gibi temizlik odasını, yanıcı maddeleri buluyor, yangın alarmını çalıştırıyor, aynı şekilde susturuyor, bütün personelin çıkmasını bekliyor. Tamamı çıktıktan sonra binayı tutuşturuyor. İşe bakın ki GOT’un Daenerys Targaryen’i gibi de tüm bu süreçten burnu bile kanamadan kurtuluyor.

8-Fatma’nın koskoca emniyette tuvalete gidiyorum deyip terasa çıkması, polislerin de oraya gelmemesi: Bürosu ateşe verilmesine karşın gam etmeyen Avukat Sidar eşliğinde emniyete giden Fatma, sorgudan midesinin bulandığı gerekçesiyle çıkıyor.

Yanındaki polis tuvalete kadar izliyor. Ancak nasıl oluyorsa Fatma yine bir yolunu bulup teras kata çıkıp kızkardeşi ile yüzleşiyor. Bu kadarını ne Örümcek Adam başarabildi ne de Superman.

9-Otobüs yolculuğundaki Kadriye’nin sırf üzerinde Fatma’nın kimliği var diye (E)Mine’ye teşhis ettirilmeye çalışması: Otobüste cam kenarına bilet alan Fatma, Kadriye’nin şekerinin yükseldiği gerekçesiyle ısrarı sebebiyle onunla yer değiştiriyor.

Şekeri yükselen Kadriye, yolculuk sırasında fenalaşıp bayılıyor. Polis araması sırasında bu durum ortaya çıkınca ambulansla hastaneye kaldırılıyor ve vefat ediyor. Ancak sırf kimlikten ve cam kenarında oturmasından yola çıkılarak başka hiçbir başka inceleme yapılmaksızın E(mine)’ye teşhis ettirilmeye çalışılıyor. Sahi Kadriye’nin el çantasına ne oldu? Asli kimliği içinde değil midir?

10-Aynı karakoldaki polislerin hem kayıp, hem cinayet, hem hırsızlık her vakaya bakmaları: Eski zamanın yerli komedi filmlerindeki gibi nedense hep aynı polisler dizi boyunca her vakaya bakıyor.

Fatma’nın eşinin kaybolması vakası, kayıp bildirimi, adli vakalar derken bir anda aynı ekibi bu kez cinayet soruşturmasında buluyoruz. Aynı biçimde Fatma’nın kaybolmasına dair, kardeşi (E)mine’yi merkeze çağırma ve sorgulama işi de bu ekibe düşüyor. Burası karakol mu emniyet müdürlüğü mü onu bile çözemedik. Zira bazen karakol, bazen merkez denildi.

11-Polisin ne zaman ihbar yapılsa suçun işlendiği saniyede olay yerinde bitivermesi, görevini yapacağı sırada ise ortada görünmemesi: Saat ve mıntıka fark etmeksizin Polis İmdat arandığı anda ekipler olay yerinde hazır ve nazır olurken, istasyonda işlenen cinayet, Fatma’nın tuvaletten çıkıp kaybolması gibi durumlarda da ortada polis görünmüyor.

12-Fatma’nın kızkardeşinin Bayram’ın, arabasına gireceğini ilginç bir şekilde tahmin edip polise önceden ihbarda bulunması: Bir anda dişi bir Sherlock’a dönüşen Fatma’nın kızkardeşi, mafya babası Bayram ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynamaya başladı.

Sahte ihbarla Bayram’ın, telefonunda parmak izi bulunmasını sağlayan E(mine), sonrasında Bayram’ı kendi otomobilinde yakalatırken polis ekipleri de hemen fonda göründüler. Zira dizide polis ne zaman çağrılırsa anında orada oluyor malum.

13-Dizi boyunca “köy” olduğu belirtilen yerleşim merkezinde pazar kurulması, Fatma eşini ihbar ettiğinde jandarma yerine polisin gelmesi: Dizinin başından sonuna kadar Fatma, kızkardeşi ve yakın çevreleri, “köyden” bahsettiler.

Sonlara doğru buranın Dodurga’ya bağlı olduğu-bu arada Türkiye’de ismi değiştirilenler dahil 17 ayrı Dodurga bulunuyor-ortaya çıktı. Ancak “köy” olduğu belirtilen yere gelindiğinde pazar kurulduğunu öğrendik ki köylerde pazar pek kurulmaz. Sonrasında Fatma, eşi Zafer’i ihbar ettiğinde polis ekipleri geldi. Köylerde polis değil jandarma görevlidir.

14-Dizi boyunca Bayram’ın kendi üzerine kayıtlı olduğunu belirttiği tabancanın peşinde gezdikten sonra silahın Zafer’in üzerine kayıtlı olduğunun söylenmesi: Ekber’e kokaini gönderen Bayram, sonrasında hem kendisi, hem de adamı Yusuf’la fellik fellik Fatma’daki tabancanın peşine düştü.

Defalarca, “O tabanca benim üzerime kayıtlı. Almam lazım,” diyen Bayram’ı yanıltan bilgi ise beşinci bölümde ortaya çıktı. Meğerse tabanca Zafer’e aitmiş. Bunu patronu Bayram’ın bilmemesi ve kendini perişan etmesi ne acı.

15-Fatma’nın oğlu Oğuz’un kazasını mobese kamerasının çekememesi veya görgü tanığı olmaması: Son olarak dizinin sözde en çarpıcı gerçeği olması gereken şeyi final sekansında öğreniyoruz. Fatma ile kızkardeşi, Emniyet’in terasında yüzleşirken Fatma, oğlu Oğuz’u telefonda konuşurken boş bulunup aracın altına ittiğini itiraf etti.

Bu kadar önemli bir davada, hele ki Avukat Sidar, her şeyin çocuğun üstüne atıldığını, ancak bunun gerçek olmadığını defaten söylerken, böylesi işlek bir yerde mobese kamerasının olmaması veya herhangi bir görgü tanığının, hatta sürücünün olayın oluş şeklini, yani aslında Oğuz’u Fatma’nın caddeye doğru itelediğini görmemesi çok enteresan. Ailenin de bir yığın kan parası ödemiş olduğunu düşünürsek.

BONUS: Bütün bunların hikaye içinde hikaye, yani Uğur Yücel tarafından canlandırılan yazarın kurgusu, yani Fatma adlı romanı olduğu, senarist tarafından dizi boyunca ima edildiyse de netleşmedi.

Bir sahnede yazarın romanını yayınevine sunduğu, ancak yazarın eski eserleri kadar başarılı bulunmadığı için geri çevrildiğine tanık olduk. Evet, yazarın romanı aslında bu dizinin hikayesi ise yani tüm izlediklerimiz Fatma romanıysa bunca mantık hatasıyla dolu bir metnin geri çevrilmesine de şaşmamak gerekiyor doğrusu.