Burcu B. Bilgin
Açıkça söylemek gerekirse Tom Cruise’un sevdiğim yanı 53 yaşında olmasına rağmen enerjisinden ödün vermemesi… Tom Cruise’un sevmediğim yanı ise 53 yaşında olmasına rağmen hala enerji levellarını zorlayıp ‘’ben buradayım’’ diye gözümüze gözümüze sokması… Aslına bakarsanız Arnold Schwarzenegger, Sylvester Stallone, Jean Claude Van Damme, hatta bizde Cüneyt Arkın’ın ortak rahatsızlığı bu. ‘’Ben varım’’ demek uğruna dublör filan reddedip sakatlık pahasına akrobasi yapmak… İşte Görevimiz Tehlike 5, nam-ı diğer Mission: Impossible 5/Rouge Nation da böyle bir Tom Cruise manzumesi…
Konumuzun elbette ki yine merkezinde, Top Gun serisinden bu yana diş macunu reklamından fırlamış efsane gülüşüyle Tom Cruise var. Hatta öyle bir var ki başka kimse yok gibi bir şey. Çeşitli ülkelerden ajanları toplayarak dünyayı yok etmek üzere harekete geçen ‘’Sendika-Syndicate’’ adlı terörist organizasyonu durdurmak üzere toplanan Ethan Hunt (Tom Cruise), bu kez gözü pek Luther (Ving Rhames), hacker Benji (Simon Pegg) ve IMF’in (Impossible Mission’s Force) başında bulunan Brandt’den (Jeremy Renner) oluşan ekibiyle çok daha zorlu bir göreve atılıyor.
Film, zaten ”dakika 1 gol 1” diyeceğimiz evlere şenlik bir aksiyon sahnesiyle açılıyor. Bir uçağın içine atlamak gibi yine ‘’impossible’’ bir görevi olan Tom Cruise, üzerinde takım elbise, gömlek, kravat, ayağında kösele ayakkabılarla önce uçağın peşinden koşuyor, sonra dakikalarca uçağa asılarak Ortadoğu, Balkanlar, hatta Westeros ve Essos’un en zorlu akrobasi hareketine soyunuyor. Bu zorlu görevden dönen ekibi yeni bir görev daha bekliyor ve her zamanki gibi diski gidip teslim alma görevi de Ethan Hunt’a ait oluyor. Ancak tuzağa düşen Ethan, kendini büyük bir sarmalın ortasında buluyor ve macera başlıyor.
Bu macerada ekibimizin başı sadece ”Sendika” denilen çıban başı ile dertte değil. Aynı zamanda içte de savaşmak zorunda. Çünkü, Görevimiz Tehlike ekibi, asıl ismiyle IMF, CIA tarafından ”fazlasıyla riskli görevlere atılıp itibarı zedelediği” gerekçesiyle kapatılıyor. Bu arada, aralarında 3 yaş olmasına rağmen Tom Cruise gibi taklalar atmayıp olgunluk çağını ağırbaşlı rollerle sürdüren Alec Baldwin (57) ise IMF’i tasfiye eden CIA Başkanı Hunley’yi canlandırıyor.
-Jaime Lannister bu numaraları bilseydi…
Aslında beyazperdenin en ünlü kahramanı James Bond ile Görevimiz Tehlike’nin acar ve tecrübeli ajanı Ethan Hunt’ın ortak özellikleri inanılmaz aksiyon sahnelerine soyunurken aslında bu imkansızlıklara seyirciyi bir yandan da gülümsetmesi. Henüz çocukken ekranda izleyip özellikle maske ile yüz değiştirme sahnelerine ve müziğine bayıldığım Görevimiz Tehlike, aslında bir yandan da galiba bir ajanlık parodisi. Bu yönünden emin değilim belki onlar ciddi ama ben gülüyorum.
Neyse, elbette filmin sonuna kadar gidip spoiler vermek istemiyorum ama birkaç yere de değinmeden edemeyeceğim. Özellikle Ethan Hunt’ın pranga ve kelepçeler eşliğinde zindanda yaptığı akrobatik hareketlerin yarısını Game of Thrones’un yakışıklısı Jaime Lannister bilseydi aylarca Robb Stark’ın zindanında prangalarla aylarca bir köşede yatmazdı. Prangayla amuda kalkma, kelepçeyle yumruk atma, kelepçe ve prangayla yakın dövüş teknikleri, hepsi on parmağında on marifet Ethan’ın saymakla bitmeyecek yetenekleri…
Filmin en zirve sahnesi ise Viyana Operası’nda geçiyor. Turandot Operası’nı izleyen Avusturya Şansölyesi’ni hedef alan terörist grup çevresinde gelişen bu sahnelerde, Turandot’un efsane aryası Nessun Dorma eşliğindeki sahneler gerçekten şiir gibi… Serinin kadın kahramanı ise Ilsa Faust’un (Rebecca Ferguson) sarı tuvaletiyle dişilik ve aksiyonu buluşturduğu sahneler sadece aksiyon sahnelerinde Tom Cruise’a boğulmayıp biraz nefes almamızı da sağlıyor. Yönetmen Christopher McQuarrie ve görüntü yönetmeni Robert Elswit’i müzikle aksiyonu başarıyla buluşturdukları bu sahneler için tebrik etmek lazım bu arada…
Viyana’dan sonra soluğu Fas’ta alan Ethan-Benji-Ilsa üçlüsünün ‘’kötü adamlarla’’ karıştığı motosiklet sahnesinin çok uzun olduğunu, su altında dalış rekorunu ‘’Migros işi şnorkel’’ ve ekipmanlarla kıran Ethan’ın yine salonu kahkahaya boğduğunu da dip not olarak eklemek lazım. Sherlock dizisinden apartma bombalı yelek sahnesini de meşhur serinin müdavimleri atlamasınlar.
Görevimiz Tehlike 5 filminin en büyük sıkıntısı ise asıl işlemek istediği konuyu, yani ekibin mücadele ettiği terörist organizasyonun amaçlarını, şemasını ve ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaktan uzak kalışı, buna karşın aksiyon sahnelerine fazlasıyla yönelmesi. Bu dengeyi tutturamadığı için de neredeyse 2.5 saat süren bir maratonun ardından izleyici ne seyrettiğinin çok farkına varamıyor. Tom Cruise dışındaki karakterlerin çoğu havada kalıyor. Sendika oluşumunun içindeki kötü karakterler derinliğine işlenemiyor.
Buna karşın kıran kırana dövüş sahneleri, ölümüne aksiyondan zevk alan seyirciyi de tatmin edeceği aşikar bir film Görevimiz Tehlike 5… Bu arada Tom Cruise’un vücudu gerçekten yaşına göre değil tüm yaşlara göre çok formunda olmasına karşın göz kapaklarında sarkma var. Acilen bir estetik cerrahına…
Yorum Yapılmamış: "Kösele Ayakkabılı Tom Cruise İz Peşinde"