The Crown 6. sezon: Dizide yaşananlar gerçekte nasıldı?

Burcu B. Bilgin

Geçen sene 96 yaşında hayata gözlerini yuman, dünyanın en uzun süre tahtta kalan kraliçesi II. Elizabeth ile Kraliyet Ailesi’nin yaşam öykülerini anlatan The Crown, altıncı sezonunun ilk kısmıyla Netflix ekranında izleyici karşısına çıktı.

Eşinden ayrılan Lady Diana’nın Dodi El Fayed ile ilişkisi, bu süreçte paparazziler ile yaşananlar ve ölümüne odaklanan sezon, dramatik yapısıyla dikkatleri üzerine çekti. Peki, altıncı sezondaki olaylar tarihte oldu mu veya nasıl cereyan etti?:

1- Diana, tatil yaptığı tekneden inip magazincilerle konuştu mu?:  “Persona Non Grata” isimli ilk bölümde, Diana (Elizabeth Debicki), Harrods mağazalar zincirinin sahibi Muhammed El Fayed (Salim Dar) tarafından oğullarıyla beraber davet edildiği Fransa’daki yat gezisinde bu tatili paparazzilerin ilgi odağı olarak geçiriyordu.

William’ın (Rufus Kampa) gazeteciler gitmeden yatın güvertesine çıkmayı reddetmesi üzerine Di, mayosuyla magazincileri ziyaret ederek ilginç bir konuşma gerçekleştiriyordu.

Diana, yanına gittiği gazetecilere, “Burada harika zaman geçiriyoruz. Ancak bir tek şeyin dışında… Siz çok oluyorsunuz,” diye çıkışınca magazincilerden biri de, “Öyle demeyin siz bizi çok seversiniz,” diyordu.

Bunun üzerine Prenses Diana gazetecilere, eğer kendilerini rahat bırakırlarsa “büyük bir sürpriz yapacağını” söylüyor ve sonrasında objektiflere mayosuyla poz veriyordu.

Vanity Fair’ın eski editörlerinden Tina Brown, 2007 yılında yazdığı “Diana Günlükleri” kitabında bu diyaloğun gerçek olabileceğine parmak bastı. Brown, “Diana, magazincilerin istediği fotoğrafları verme konusunda hiç karşı koymazdı,” diye yazdı.

Diana ve Dodi’yi görüntüleyen bir fotoğrafçı ise prensesin ona bizzat kendisinin Dodi ile yaptıkları tatili görüntülemesi için tüyo verdiğini iddia etmişti ve “Diana bana Akdeniz’in bir yerlerinde yatla tatil yapacaklarını söyledi. Bence o yaz fotoğraflarının çekilmesinden memnundu,” demişti.

2-Charles, Camilla ve annesini yakınlaştırmak istedi mi ve basında kampanya yürüttü mü?: Yine dizinin ilk bölümünde Prens Charles’ın (Dominic West), sevgilisi Camilla’nın (Olivia Williams) 50. yaşgünü partisi için yaptığı hazırlıkları ve sonrasındaki gelişmeleri izledik.

Bu partiye anne ve babasının da katılımı için uğraşan Charles, planları olduğu için katılamayacağını söyleyen Kraliçe’ye, “Planlarınız değişemez mi?” diye soruyor ve ondan, “Neden değişsin ki?” yanıtını alıyordu.

Gazeteci Tom Bower’ın yazdığı kitapta Camilla’nın arkasından bir seferinde “o ahlaksız kadın” dediği belirtilen Elizabeth’in, böyle bir şey söylemediği de dizide işlendi. Eşi Philip’in (Jonathan Pryce) ağzından Kraliçe’nin öyle demediği söylense de Saray’a yakın kaynaklar, “birkaç martini içtikten sonra” Elizabeth’in ağzından böyle bir sözün kaçtığını aktarmıştı.

Ayrıca yaşgünü partisine, Prenses Margaret’in (Leslie Manwille) yeğenine destek için katıldığını izlediysek de aslında Kraliyet mensuplarından hiçbiri bu partide yer almamış.

Charles’ın, Camilla ile ilgili basında olumlu haberlerin çıkması konusunda uğraşıp uğraşmadığı sorusuna gelince o dönemde Parker ile ilgili basında sıkça “olumlu haberlere” rastlanmasının bir tesadüf olmadığı düşünülüyor.

Bunlardan en önemlisi 15 Temmuz 1997 tarihli The Times Gazetesi’nde Charles ve Camilla’nın evlenmek istedikleri yönündeki haber.

Aynı şekilde The Daily Telegraph da o dönemde “çifte yakın kaynakların” Camilla’nın İngiliz kamuoyunun çok yoğun sempatisini kazandığı ve Diana’nın tatilinin de eleştirildiği yönünde görüş bildirdiğini yazmış.

Bütün bunların bir tesadüf olmadığı, o dönemde sevgilisinin kamuoyunda kabulü için faaliyet yürüten Prens Charles’ın buna ön ayak olduğu düşünülüyor.

3-Dodi ile nişanlısını babası Muhammed El Fayed mi ayırdı?: Dizi boyunca Muhammed El Fayed ve oğlu Dodi (Khalid Abdalla) arasında bir gerginlik olduğunu izledik. Dodi, babasının gözüne girebilmek için onun isteklerine uyuyor ve babasından sürekli büyük baskı görüyordu.

Gerçeğe gelecek olursak, bütün bunlar dizinin hikayeyi ilginç kılmak için işlediği detaylardan ibaret. Muhammed-Dodi El Fayed’in arasının bu şekilde gergin olduğuna dair ne bir ipucu ne de bir haber bulunuyor.

Bu arada, Dodi El Fayed’in o dönem Amerikalı bir model olan Kelly Fisher ile ilişkisinin bulunduğunu, babasının ise Fisher’ı “para avcısı”  diye nitelendirdiğini ve ona “Bayan Bikini” ismini taktığını izledik.

O dönemde Dodi’nin böyle bir sevgilisinin olduğu bilinse de aileye göre ikili nişanlı değilmiş. Ancak Muhammed El Fayed’in, Fisher ile oğlunun birlikteliğine karşı olup olmadığı yönünde bir bilgi yok.

Victoria’s Secret mankeni olan, Elle, Marie Claire gibi büyük dergilerde de fotoğrafları çıkan Fisher, 1996 Temmuz’unda El Fayed ile tanışmış.

Diana ile Dodi fotoğraflandığında dizideki gibi bir başka teknede El Fayed’in konuğu olan Fisher, prensesle ilişkisi ortaya çıktıktan sonra Dodi El Fayed’e dava açmış. El Fayed’in “mankenlik kariyerini bitirmesini istediğini” ve bu nedenle zarara uğradığını iddia eden Kelly Fisher, Dodi’nin trajik ölümünün ardından davasını geri çekmiş.

4-Muhammed El Fayed, oğlu ile Diana’yı çekmesi için fotoğrafçı tuttu mu?: Neredeyse Diana ile Dodi’nin ölümüne sebep olan olaylara dolaylı yoldan yol açtığı iddia edilen Muhammed El Fayed, dizi tarafından adeta filmlerdeki gibi bir kötü adam gibi gösterildi.

Diziye göre El Fayed, yatta oğlu ve Diana’yı çekmesi için fotoğrafçı Mario Brenna’yı kiralayarak tüm masraflarını üstlendi ve ona özel bir tekne tahsis etti.

Bu yönde kimi spekülasyonlar olsa da konuya dair somut bir kanıt veya görgü tanığı mevcut değil. Aynı şekilde fotoğrafları çeken Brenna da o dönemde bu söylentilerin saçma olduğunu belirterek, “İkiliye rastlamam çok büyük bir şanstı,” diyerek iddiaları reddetmişti.

5-Charles, Harry ve William’ı çekmesi için özel fotoğrafçı tutuldu mu?: Dizinin “İki Fotoğraf” adlı aynı bölümünde Diana’nın fotoğraflarına karşılık uyumlu bir aile birliği görüntüsü verilmesi için Prens Charles’ın oğulları William ve Harry ile özel bir fotoğraf çektirdiği işlendi.

Aileye yakın ve Kraliçe Elizabeth’in de İskoçya’da bulunduğu zamanlardan iyi tanıdığı Duncan Muir isimli fotoğrafçının da bu iş için kiralandığını izledik.

İşin aslına gelecek olursak, bu fotoğrafları çeken kişi The Sun adlı ünlü İngiliz gazetesinden Arthur Edwards. Gazeteci Edwards, bu kareyi Kraliyet ailesine hizmet için değil tamamen habercilik amaçlı çekmiş.

Bu arada, Duncan Muir diye birisi ise aslında yok ve tamamen The Crown dizi senaristleri tarafından yaratılmış kurmaca bir karakter.

6-Diana ve Charles, boşandıktan sonra aralarındaki sorunları bir kenara bırakarak uzlaştı mı?:  Dizinin altıncı sezonunda araları oldukça iyi olan Charles ile Diana, prensesin Paris’te geçirdiği kazaya kadarki süre içinde de oldukça iyi ilişkiler içinde gösterildi.

Hatta bir sahnede eski çiftin, boşansalar da iki oğullarının iyi yetişmesi için devamlı olumlu diyalog içinde kalmaya söz verdiklerini gördük.

Aynı şekilde Charles’ın eski eşinin ölümüyle kahrolduğuna, arkasından bunalıma girdiğine, hatta ailesi ile de onun cenazesi konusunda karşı karşıya gelip elinden gelen her şeyi yaptığına tanık olduk.

Gönül her ne kadar böyle olmasını istese de bütün bunlar dizinin senaryosundan ibaret. İkilinin Diana’nın ölümüne kadar olan dönemde aralarının pek de iyi olmadığı, prensesin de eski eşine kırgın öldüğü biliniyor.

7-Dodi, Diana’ya evlenme teklif etti mi ve teklifi red mi edildi?: Yine diziye bakılırsa Dodi El Fayed, babasının  ısrarıyla Diana’nın Monte Carlo’da paparazzilerden saklanırken girdikleri kuyumcuda beğendiği bir yüzüğün sadece Paris’te bulunduğunu öğrenince oraya geçiyor, yüzüğü alıyor ve Diana’ya The Ritz Carlton Oteli’nde evlenme teklif ediyordu.

Ancak bu teklif Diana tarafından geri çevriliyor ve Dodi’nin çabası sonuçsuz kalıyordu.

Dizinin bu sekansları da yine kurgudan ibaret. Zira her ne kadar El Fayed’in “Dis-moi Oui-Bana Evet De” serisinden bir yüzük aldığına dair kuyumcu kayıtları bulunsa da evlenme teklifinin gerçekleştiğine dair herhangi bir kanıt yok.

Bu konuda konuşan tek kişi ise baba Muhammed El Fayed. Diana ile oğlunun ölümünden sonra görülen mahkemede tanık olarak dinlenen El Fayed, çiftin kazanın olduğu dönemde nişanlanmaya ve bunu kısa süre içinde açıklamaya karar verdiklerini belirtmişti.

8-Diana ve Dodi kaza gecesi ayrılmış mıydı?: The Crown dizisinin altıncı sezon ilk yarısının sonlarına doğru ekrana gelen otel sekansında Diana-Dodi çiftinin ayrılık kararı verdiği ve o gece otomobille yola çıktıkları sırada kaza geçirip öldükleri görüldü.

Esasen çiftin ayrıldığına dair herhangi bir ipucu bulunmazken, halen birlikte olduklarına dair görgü tanıkları ve ipuçları çok daha fazla.

9-Diana’nın cenazesinin ülkeye getirilmesi konusunda Elizabeth ne yaptı?: İlk kısmın son bölümünde ise Diana’nın cenazesinin Paris’ten Londra’ya getirilmesi konusunda Kraliçe Elizabeth’in isteksiz olduğu, Charles’ın ikna etmek için uğraştığı, hatta Prens Philip’in “Diana’nın artık Kraliyet üyesi olmadığını” ve resmi tören düzenlenemeyeceğini belirttiği aktarıldı.

Ancak o dönemdeki İngiliz basınındaki haberler baz alındığında Kraliçe Elizabeth tam tersine eski gelininin bir Kraliyet ailesi üyesi gibi muamele görmesini istemiş, bizzat Paris’teki büyükelçiliği aramış ve Diana’nın naaşını resmi törenle ülkeye getirtmiş.

10- William, annesinin ölümünden sonra 14 saat boyunca ortadan kayboldu mu?: Yine son bölümde annesinin cenazesi öncesinde Prens William’ın tam 14 saat boyunca ortadan kaybolduğu, herkesin onu aradığı, sonunda yağmur altında sırılsıklam eve döndüğünü seyrettik.

Aslına bakılırsa bu da dizinin dramatik dozu artırmak için eklediği sahnelerden biri. Her ne kadar Prens William, anılarında annesinin ani ölümünden sonra “uzun bir yürüyüşe” çıktığını anlatsa da bu bir ortadan kaybolma ve herkesin onu saatlerce araması şeklinde yaşanan bir durum değil.

The Crown, altıncı ve son sezonu ile sona erecek. Ekrana gelen ilk kısmın ardından, 14 Aralık 2023 tarihinden itibaren sezonun ikinci yarısıyla buluşacağız.

Bu bölümlerde ise aralarında Prens William’ın üniversite yılları, eşi Prenses Kate ile tanışması ve beraberinde gelişen olayların da yer aldığı gelişmeler işlenecek.