Stranger Things 5. sezon: Hor görme garibi

(Dizinin 5. sezon ilk kısmı izlemiş olanlar okumalıdır)

Burcu B. Bilgin

(9.0/10)

Ekranların sevilen bilim kurgu dizisi Stranger Things, beşinci ve final sezonunun ilk kısmıyla Netflix ekranlarına gelirken dijital platformun bugüne kadar en çok izlenen bölüm rekorlarından birini kırdı.

Dizinin 5. sezon ilk kısmı izleyip sizler için değerlendirdim:

Stranger Things

Ekrana uzun aralıklarla gelen Stranger Things, bu sebeple henüz çocukluk çağında izlediğimiz kahramanlarının özel hayatlarında artık evlenip barklandığı, sosyal sorumluluk projeleri üstlendiği, farklı yapımlarda boy gösterdiği bir dizi haline geldi.

Araya giren pandeminin de etkisiyle son sezonun üzerinde 3.5 yıl geçtikten sonra yeni ve son sezonunun ilk kısmını dört bölüm halinde sunan Stranger Things, kaldığı yerden devam ediyor. Ancak orada da zaman durmuyor, olayların ardından tam 18 ay geçtikten sonrasını izlemeye başlıyoruz.

Stranger Things

Senelerdir mutlu bir olaya hasret olan Hawkins kasabası, geçen zamanla beraber çok daha distopik bir hal almış olarak karşımıza geliyor. Geçmiş sezonlardan bile daha keyifsiz ve huzursuz olan kahramanlarımızın hepsi de farklı yerlere savrulmuş, gergin ve her an kötü bir olay olmasını bekler vaziyette karşımıza çıkıyor.

Daha ilk bölümün başlangıcından itibaren Stranger Things’in dört sezondur en sevilen yönlerinden biri olan 80’li, 90’lı, hatta 2000’li yılların başlarına olan göndermelerin yerinde yeller estiği fark ediliyor.

Stranger Things

İlk sezondan bu yana E.T, Stand By Me, The Mist, Elm Sokağı’nda Kabus, Carrie, Star Wars, The Shining, Hayalet Avcıları, Kuzuların Sessizliği, It, Halloween, 13. Cuma, Amityville, Poltergeist gibi sinema tarihine yön vermiş pek çok yapıma göndermeler yapılan dizi, bu çok önemli özelliğini neredeyse terk etmiş gibi görünüyor.

Aynı zamanda bu yıllara ait şarkılar, kıyafetler, dönemin kültürüne dair objeler de Stranger Things’in içinden çekilip çıkarılmış gibi gözükürken, daha çok hayalet bir kasabada geçen bir bilim kurgu dizisini karşımızda buluyoruz. Bu, Duffer Kardeşler’in bilinçli seçimi ve yeni sezonda çok daha az gönderme ve metaforla finale gidiyorlar.

Stranger Things

Dizinin ilk bölümü oldukça düşük bir tempoda ve yeni durumu açıklamaya yönelik bir kurguyla başlıyor.Bu tempo, gitgide artan bir yapıda devam ediyor ve  Sorcerer/Büyücü isimli son bölümde soluk kesecek bir finale ulaşıyor.

Yeni sezonun ilk bölümünde baş kahramanların her birini ayrı bir yere savrulmuş, çoğunlukla da her zaman alıştığımız sinerjilerinden uzak bir vaziyette buluyoruz. Teker teker bakacak olursak konunun ilk bölümden itibaren odağında olan, kaçırılmasıyla fitili ateşleyen Will Byers (Noah Schnapp) sorun yaşayan karakterlerin başında geliyor.

Stranger Things

Başaşağı Dünya’yı yani Upside Down’ı ilk tecrübe etmek zorunda kalan Hudson sakini olan Will, anlamlandıramadığı bir gerginlik, zaman zaman içinden yükselen kıpırtılar, ensesinde hissettiği karıncalanma yüzünden günleri çok zor geçiyor.

Zaman zaman dünyayı adeta Henry/Demogorgon/Vecna’nın (Jamie Campbell Bower) gözünden gördüğünü hisseden Will, bu nedenle ne olduğunu tam bilemediği, ancak ortaya çıkan gelişmelerle doğrulayabildiği geleceğe dair vizyonlar da görüyor. Bu da işleri daha da zorlaştırıyor.

Stranger Things

İşin kötüsü bir de başına gelenler yüzünden had safhada üzerine titreyen, neredeyse tek başına bir yere gitmesine bile engel olan annesi Joyce (Winona Ryder) Will’in zaten dibe vuran özgüvenini tamamen yok etme noktasına getiriyor.

Ancak Joyce Byers da iki cephede birden koruyup kollama görevini üstlenmek, kimi zaman tüm gruba ön ayak olma durumunda kalıyor. Ruslar’ın elinden güç bela kurtulan Jim Hopper (David Harbour) ise bir başka kaygılı ebeveyn portresi olarak karşımıza çıkıyor.

 

Stranger Things Jim Hopper

 

Çocukluğundan beri sahip çıktığı Eleven’ın (Millie Bobby Brown) başında ise bu defa sadece eski dostu Henry, nam-ı diğer Vecna değil koskoca bir Amerikan ordusu da var. Zira anlamlandıramadıkları genç kızın helikopterleri, arabaları havaya uçurması onlarda asıl düşmanın o olduğu gibi bir kanı uyandırıyor.

Amerikan ordusunun sık sık filmlerde, dizilerde eleştirilmesine zaten alışkınız ve bu defa ordunun deney yapan kanadının başında çok eski bir tanıdıkla saçlarına aklar düşmüş, kaslı kolları incelmiş, ancak enerjisi gram eksilmemiş halde hasret gideriyoruz. Terminator serisinin yenilmez kahramanı Sarah Connor’ı canlandıran Linda Hamilton, askeri doktor Kay olarak Stranger Things ailesine katılıyor. Üstelik de müteveffa Doktor Martin Brenner’ı (Matthew Modine) bile mumla aratacak bir kötü karakter olarak.

Stranger Things

Nazi subaylarını andıran ruh hastası teğmen Robert Akers (Alex Breaux) ve Komutan Sullivan (Sherman Augustus) da bu sevimsiz evrene adeta tüy dikiyor. Başaşağı Dünya ile karantina altındaki Hawkins kasabası arasında köprü görevi gören bu ordu üyelerinin bir de gizli ajandaları var ki o da içeride bir odada sakladıkları kişi.

Bu kişinin kim olduğunu öğrendiğimiz zaman ise sezonun önemli sürprizlerinden biriyle karşılaşıyoruz. Bu arada yeni Başaşağı Dünya konusunda Stranger Things dizisinin bugüne kadar gelmiş geçmiş en başarılı setlerden birini inşa ettiğinir ve görsel efektlerin ise müthiş olduğunun altını çizmek lazım.

Stranger Things

Dizinin diğer kahramanlarının da moral ve statü olarak birbirlerinden farkı yok ama en büyük yıkımı bu kez Byers ailesi değil Wheeler ailesi yaşıyor. Bu arada, azaldığı fark edilen gönderme ve metaforlar, dizinin bu sekanslarında ortaya çıkarak tanıdık havanın yeniden esmesine sebep oluyor.

1980 ve 90’lı yılların korku filmlerinde sıkça rastladığımız yaklaşan korkunç gelişmeleri bir türlü fark edemeyen, söylense de dinlemeyen, her şeyden habersizmiş gibi davranan ve çocuklarını koruyamayan aile modeli bir kez daha karşımıza çıkıyor. Bu dinamiğin de senaryoda başarıyla örüntülendiğini görüyoruz.

Stranger Things

Kızının “hayali arkadaşını” gözardı eden, kendini alkol şişelerinde boğan anne Karen Wheeler (Kara Buono) ile umursamaz baba Joe (Ted Chrest) sonunda olanın olmasına sebep oluyor. Ancak çok dikkatli olsalardı bile bu facianın önüne geçebilirler miydi? Hiç sanmıyorum.

Durgun ilerleyen bölümler bu kırılma noktasıyla beraber büyük bir ivme kazanıyor. Söz konusu sahnelerde sarf edilen emek, görsel efekt ve CGI teknolojisinin kullanımı konusunda ise dört dörtlük bir performans sergilendiğini de vurgulamak lazım.

Stranger Things

Bu sezon kafayı iyice küçük çocuklara takan anti kahramanımız Vecna ise “Mr Whatsit” adı altında Hawkins’te okuyan kimi çocukları kaçırma planına girişiyor.

Geçen sezonlarda daha çok Freddy Krueger gibi Billy, Barb, Eddie, Max gibi ergenleri hedefine alan Vecna yani Henry, planını da Başaşağı Dünya gibi tersyüz edip en başa dönüyor ve yeniden çocukları gözüne kestiriyor. Bunun sebebini de sezonun final bölümünde Will’e ayrıntısıyla açıklıyor.

Stranger Things

 

Küçük Holly Wheeler’ı (Nell Fisher) ilk tutsağı olarak seçen Vecna’nın yarattığı bir paralel evrene daha tanıklık ediyoruz. Yalnız bu kez talihsiz Will’in yaşadığı deneyimin aksine distopik bir ortam değil tam tersine kendisi ve Holly için iki kişilik bir cennet yaratıyor Henry.

İşte bu noktada araftaki karakterimiz Max Mayfield (Sadie Pink) devreye giriyor. Fedakar Lucas (Caleb McLaughlin) tarafından bir türlü gerçek dünyaya döndürülemeyen Max ile Holly’nin sekanslarında Duffer Kardeşler, o çok sevdiğimiz kapalı montajlara ve metaforlara geri dönüyor.

Stranger Things

Bu sekanslarda ilkin Holly ve sonraki olası tutsakları için yeni bir evren yaratan Henry’nin bu masalsı evi ile Hansel ile Gretel masalına gönderme yapılıyor. Henry’nin “Sakın ormana gitme,” uyarısında bulunmasıyla bu defa kendimizi Kırmızı Başlıklı Kız masalında buluyoruz.

Nihayetinde bulduğu notla ormana giden ve Max ile karşılaşan Holly, araftaki şanssız kızın yaşadığı ortamı görüyor ve başına gelenleri anlıyor. Bu deliğe gelişi, notu buluşu, kılığı kıyafeti ile de Lewis Carroll’ın ünlü başyapıtı Alice Harikalar Diyarında’yı bir kez daha hatırlıyoruz. Yine Holly’nin okuduğu Zamanda Bir Kırılma kitabı da bir başka gönderme.

Stranger Things

Dizinin neşeli, sevimli ve dinamik karakteri Dustin Henderson (Gaten Matarazzo) ise seyirciyi bu sezon üzüyor. Eddie’nin ölümünü bir türlü sindiremeyen ve hala yas tutan Dustin, üstüne üstlük bir de lisedeki zorba gençlerden şiddet görüyor.

Bu arada, onun bu yaslı tutumu ve başına gelenleri gizleme çabası, Steve (Joe Keery) ile arasındaki dinamiği de bu sezon sarsmışa benziyor. İkisinin arasındaki dostluk ve dayanışmayı ilerleyen bölümlerde umarım yeniden görürüz.

Stranger Things

Bu arada, Nancy (Natalia Dyer) ailesinin başına gelenlerle boğuşurken, tuhaf bir ilişki sürdürdüğü Jonathan’ın (Charlie Heaton) bu sezondaki işlevini anlayan beri gelsin.

Steve ile aradaki söz dalaşları haricinde diziye herhangi bir katkısı bulunmayan bu karakterin bu işlevsizliğinin herhangi bir açıklaması yok. İlerleyen bölümlerde de bu şekilde mi devam edecek izleyip göreceğiz. Ancak elinde yüzük kutusuyla gezmesi beşinci sezonda veda edeceğimiz karakterin Jonathan olabileceğini de düşündürüyor doğrusu.

Stranger Things

Will ensesindeki karıncalanmalar, Lucas hastanede yatan Max, Dustin yas süreciyle boğuşurken grubun beyni olmak ise Mike’a (Finn Wolfhard) düşüyor. İlk sezondan bu yana en büyük karakter gelişimini gösteren ana kahramanların başında gelen Mike, özellikle bir sahnede zirve yapıyor.

Mike’ın tüm grubu yönettiği operasyon sahnesinde ise sezonun en eğlenceli, adeta bomba etkisi yaratan yeni karakteriyle tanışıyoruz: Derek Turnbow (Jake Connelly). Holly’nin okulda sürekli canını sıkan bu tonton nerd, Stand By Me filminin Vern Tessio’sunu (Jerry O’Connell) hatırlatan Derek, sezonun en sevilen karakteri olmayı başarıyor.

Stranger Things

Arka arkaya gelen gelişmeler, Vecna’nın hedefinde çocukların olduğunu gösterince onları kurtarma misyonuna soyunan ekip, çeşitli kollardan farklı görevlerle yola çıkıyor.

Her ne kadar son safhaya kadar ilerleseler de-burada küçük Derek’in çabaları çok büyük-her şey Vecna’nın ortaya çıkmasıyla sekteye uğruyor ve günlerdir konuşulan o unutulmaz bölüme, ilk kısım finaline erişiyoruz.

Stranger Things

Annesinin koruma kalkanından Robin (Maya Hawke) ile yaptığı sohbetlerle sıyrılmaya başlayan ve farkındalığı artana Will, seneler sonra en büyük düşmanıyla, yani Vecna ile karşı karşıya gelmek zorunda kalıyor.

Hayatının zaten en büyük kabusunu her gün yaşayan ve bu nedenle kaygı bozukluğu yaşayan Will, istemese de en büyük korkusu ile yüzleşmek durumunda kalıyor. Bu sekansta Vecna, ona yol haritasını da açıklıyor: 12 çocuğu tutsak etmek ve böylece yeni bir dünya yaratmak.

Stranger Things

Şimdi burada bir nokta çok önemli, zira Henry’nin çocukları kırılgan bulduğunu Will’e “Çünkü çocuklar kolay ele geçirilebilir varlıklar. Bunu ben senin sayende gördüm,” demesi bir bakıma yanlış.

Çünkü Henry’nin, aslında Will’i Başaşağı Dünya’da hapsettiğinde değil bizzat kendi yaşadıkları aracılığıyla yani bir “öğrenilmiş çaresizlik” ile tecrübe ettiğini biliyoruz. Babası çok tehlikeli olduğu gerekçesiyle Henry’yi “001” olarak numaralandırdığı laboratuvarında çok sayıda küçük çocuğu hapsederek aslında oğluna bunu miras bırakmış durumda.

Stranger Things

Peki neden 12 çocuk? Burada da Hazret-i İsa ve havarilerinin son akşam yemeğine gönderme yapan Duffer Kardeşler, bu sayıyı da bilinçli olarak seçmiş durumda. Yani 12 çocuk artı 1 olarak Vecna, yeni bir dünyanın kuruluşunun anahtarı olarak görülüyor.

Bu matematikten yola çıktığımızda da Vecna’nın Hıristiyanlığın “mesih inancı” ile ilişkilendirildiği ve “kurtarıcının” geri dönmesiyle beraber yeni bir dünyanın kuruluşunun tasvir edildiğini anlıyoruz. Will ile karşılaştığı sahnede Vecna’yı canlandıran Jamie Campbell Bower’ın performansına ve ses tonuna da ayrı bir alkış.

Stranger Things

 

Tam da bu noktada hikayenin gerçek kurtarıcısıyla tam beş sezon sonra tanışıyoruz. Vecna tarafından korkudan deliye döndürülen, gururuyla oynanan, dünyası altüst olan Will Byers, kısa bir iç yolculuğu yapıyor.

Bu sırada küçüklüğüne gidip babasının kendilerini terk ettiği gün ağabeyi Jonathan ile inşa ettikleri Byers Kalesi’ni, Mike ile ilk tanıştıkları günü, ailesini, dostlarını, kasabasını, acı, tatlı tüm anılarını kafasından geçiren Will, birdenbire beklenmedik bir şekilde transa geçiyor.

Stranger Things

Stranger Things tarihinin belki de en ikonik sahnesine tanıklık ettiğimiz bu anlarda Eleven’ın ünlü hareketini bu kez avucunu ters açıp ileriye uzatarak yapan Will, bütün küçük canavarların birer birer üstesinden gelip tüm sevdiklerini tehlikeden kurtarıyor.

Ortalık Vecna ekibinin aleyhine tam bir kaos ortamına dönerken, yine dizinin en büyük karakter dönüşümünü görüyoruz. Sezonlar boyunca Vecna’dan, canavarlardan, çevreden, hatta sık sık gördüğü vizyonlar olsun, ensesindeki kötü titreşimler olsun kendi kendinden korkan, annesinin, ağabeyinin, arkadaşlarının gölgesinde, korumasında yaşayan Will, tüm ekibin kurtarıcısı oluyor.

Stranger Things

Görsel efektlerin de tavan yaptığı bu harika final, sezon içerisindeki parçalı kurguyu, zaman zaman yaşanan durgun anları, kimi zaman uzatılmış sahneleri, senaryoya katkıda bulunmayan karakterleri, azaltılmış kapalı montaj, gönderme ve metaforları bir anda silip geçiyor ve sezonu zirveye taşıyor.

Özellikle de sonunda burnundan Eleven gibi bir damla kan geldiği anda yeni kimliğini bakışları, duruşu bile değişmiş olarak karşılayan bu yeni süper kahraman, gözardı edilmişliğin, hiçe sayılmışlığın, aşırı korumacılığın, gururuyla oynanmışlığın, kısacası tüm ezilenlerin sesi olarak sezona noktayı koyuyor.

Stranger Things

Peki gelinen noktanın ilerisinde izleyiciyi neler bekliyor? Özellikle bu sahneden sonra artık süper güçlere sahip kahramanlar birden ikiye, hatta arka odada gizlenen Eleven’ın “008” numaralı arkadaşıyla beraber üçe çıkıyor.

Çocukların geri kalanı Will tarafından “şimdilik kaydıyla” kurtarılsa da kaçırılan küçük Holly ve araftaki Max’in akıbeti ne olacak sorusunun cevabı belli olacak. Ordu şimdilik hafiften dağılma gösterse de Doktor Kay ve askerlerinin böyle çabuk teslim olmayacakları da aşikar. Vecna, Will’in yeni pozisyonu karşısında nasıl bir plana geçecek ve yok edilmesi için neler yapılacak? En önemlisi de bu sezon ölen karakter olacak mı?

 

Stranger Things

 

Toparlamak gerekirse 3.5 yıllık aradan sonra ekrana geri dönen Stranger Things, ilk dört bölümü itibarıyla yeni süper kahramanlarla ve tabii yeni tehlikelerle donanmış bir şekilde farklı bir dinamikle izleyicisiyle buluştu.

Will’in süper güçlerini gösterdiği sahnenin çıtayı çok yükseğe taşıması sebebiyle finalde bunun üzerine çıkabilecek bir başka sahne seyredebilecek miyiz onu da zaman gösterecek. Bakalım dizi bu kadar başarılı bir ters köşe daha yapabilecek mi?

 

Stranger Things Vecna

 

Giderek yükselen temposuyla iyi bir sezona imza atan Stranger Things’in, bir başka Netflix klasiği olan Dark gibi unutulmaz bir finalle sona ermesi temennimiz. Aksi takdirde Game of Thrones, Lost, You gibi kötü finalle biten diziler arasında yerini alacaktır ki bunu hiç istemeyiz.

Sezonun kalanında görüşmek üzere.

Stranger Things

 

Yorum Yapılmamış: "Stranger Things 5. sezon: Hor görme garibi"

    Yorum yap

    E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.