Burcu B. Bilgin
Dizi ekranları olmadığı kadar entrikayla doluyken, bu oyunların bazıları iyi, bazıları ise kötü amaçlarla yapılıyor. Ne şekilde olursa olsun bu dizileri sürükleyenler de her şekilde zekasını kullanan karakterler…
Bu karakterler, kimi zaman öyle akla, hayale gelmez yollara başvuruyor ki izlerken ekran karşısında hayret etmekten kendimizi alamıyoruz. İşte şeytana pabucunu ters giydiren 10 dizi karakteri:
1- Tyrion Lannister (Game of Thrones): Game of Thrones seyircisi, onu izlerken bir yandan da ekranları başında not alıyor. Çünkü her sözü filozofça, her hamlesi zeka kokuyor. Dünyaya cüce olarak gelen, ama aklı boyundan kat kat uzun olan Tyrion, yüzlerce karakterin çoktan mezarında çürüdüğü Game of Thrones evreninde hala tek parça…
/resmen cin gibi
”İçmek ve bir şeyleri bilmek, benim işim bu” diyen Tyrion’un politikası şu: ”Mümkün olduğu kadar çok sayıda insan tanımaya çalışıyorum. Hangisine ihtiyacın olabileceğini asla bilemiyorsun”… Bu konuda da haklı, çünkü tanıdığı her insanı zekice sözleri sayesinde ikna ediyor, kalplerine giriyor. İki kişi hariç: Öz babası Tywin Lannister ve ablası Cersei…
Defalarca hapsedilen, sayısız kez ölümden dönen, her seferinde yine ayakta kalan Tyrion’un en büyük silahı ise sürekli okumak, öğremek… 8. sezonda da zekası sayesinde ayakta kalacağına inanıyorum.
/Dany taktiklerini beğenmiyor ama kendisi de taktikten yoksun
2- Ragnar Lothrbrok (Vikings): Sıradan bir çiftçi iken Vikingler’in kralı olan bir zeka küpü, bir savaş sanatı ustası, bir taktik dehası, sonuna bile kendi karar verebilecek kadar akıllı bir adam…
Aklı sayesinde kapısından dönmeleri işten bile olmayan Paris’ten ganimetlerle ayrılan Ragnar’ın, Fransa Kralı’na oynadığı ”tabut oyunu” zihinlerden çıkacak gibi değil.
/şu uyanıklığa bakın
Ancak duygusallığı ve kimi zaman fazlaca ısrarı nedeniyle ikinci Paris çıkartmasındaki yenilgisi, ailesinden ayrı kalışı, oğullarının ona sırtını dönmesi, Lagertha’yı kaybetmesi de Ragnar’ın yanlışları.
Bu nedenle kendi sonunu kendi hazırlayan, buna bile ilginç bir taktikle karar veren Ragnar’ın yeri hala Vikings izleyicisinin kalbinde. Çok yaşa Kral Ragnar….
/gözler yine fıldır fıldır, çakmak çakmak…
3- Frank Underwood (House of Cards): Orantısız zekasını cinayet işlemeye kadar vardırabilen hırs küpü bir politikacı. Oynadığı oyunların, çevirdiği entrikanın, harcayabileceği insanların sınırı yok, çünkü o ne isterse almak için programlanmış bir makine gibi…
Kalbi o kadar kararmış ki küçüklükten beri kimseye bir bağlılığı yok, sadakat duygusundan yoksun. Hep kazanan, bunun için her şeyi yapan Frank, bir de yanına en az kendisi kadar oyuncu ve duygusuz karısı Claire’i alınca karşılarına çıkanın vay haline…
/o yüzük de şeytanın simgesi gibi…
4- Jimmy McGill/Saul Goodman (Better Call Saul): Belki de tanıdığımız en sevimli şeytan o… Çevirdiği entrikalar hiç kimseye zarar vermiyor, ancak ağabeyi Chuck McGill’i gerçekten deliye döndürüyor.
Breaking Bad’in spin-off’u olan dizinin fanatikleri, onun nasıl Saul Goodman’a dönüştüğünün öyküsünü adım adım izliyor.
/bu Chuck da gıcık adam ama ne çekti Jimmy’den
Çektiği enteresan videolarla sözde savaş gazileri yaratan, fotokopi makineleriyle sahte belgeler hazırlayan, huzurevinde loto çekilişleriyle müvekkil kazanan Jimmy, gördüğümüz en zeki avukatlardan.
Duruşmada ağabeyi Chuck’ı tongaya düşürdüğü sahne ise onun en iyilerinden… Yeni sezonu merakla bekliyoruz.
5- Harvey Specter (Suits): Orta sınıf bir ailenin oğluyken hukuk alanındaki dehası sayesinde New York’un en zengin ve prestijli avukatlarından birine dönüşen Harvey, kendi imparatorluğunun başında…
/onun da sözleri Tyrion gibi not alınacak cinsten
”Bazen iyi insanlar kötü şeyler yapmak zorundadır ki kötü insanlar cezasını çekebilsin” diyen Harvey, bu uğurda elinden geleni ardına koymuyor. Savaşta ve aşkta her şey mübahken Harvey için de mahkeme salonunda öyle…
Kazanmanın ilk şartının bahane üretmemek olduğuna inanan Harvey’nin de tek zaafı Ragnar gibi sevdikleri. Öyle ki yanlış kararları da hep sevdiklerini korumak uğruna alıyor. Neyse ki her seferinde bir çıkar yol buluyor. Çünkü onun kaderinde kazanmak var. Aşk hariç…
/Harvey-Donna artık çok beklemedik mi?
6- Annalise Keating (How to Get Away with Murder): Mahkeme salonundan devam edelim. Jimmy ve Harvey’nin dişisi, ancak çok daha tehlikelisi… Profesör Annalise Keating, bizim Türkiye’de ”ipten adam alır” dediğimiz cinsten bir avukat…
/şu karizmaya bakın
Kirli oynadığı çok iyi bilinmesine rağmen ne savcıların, ne karşıdaki avukatların bir türlü ispat edemediği Annalise, kanatları altına aldığı 5 hukuk öğrencisinin karıştığı bir olay yüzünden hayatı değişene kadar hep kazanan türden.
Profesör Annalise Keating, diğerleri gibi yine de her şart altında bir yol buluyor, bunu da orantısız zekasına borçlu…
7- Littlefinger/Lord Peter Baelish (Game of Thrones): Tekrar Game of Thrones evrenine dönelim. Feci bir adam, şeytana gerçekten külahını ters giydirecek cinsten ama başına öyle bir şey geldi ki çekirge bir sıçradı, iki sıçradı.
”Kaos bir çukur değil, kaos bir merdivendir. Yükselmeye çalışanların çoğu düşmüş, tekrar deneyememiştir” diyen Baelish, bir keresinde ölümü değil yaşamı dert etmek gerektiğini de söylemişti. Kendi de öyle yaptı herhalde…
/Sansa aşkı yüzünden başına neler geldi
8- Rumplestiltskin/Mr. Gold (Once Upon a Time): İnsan kızsa mı sevse mi bir türlü karar veremiyor. O şeytani bakışları, o çılgın kahkahası, o komik halleri, bazen hiç olmayacak yerde kahramanlığa soyunması… Bunları çok seviyoruz ama…
/işte bu gülüş
Hayatı boyunca çok acı çekmiş ve bedel ödemiş bir insan olmasına karşın kötülüğünün sınırı da yok. Onun da zayıf noktası yine diğer saydıklarımız gibi sevdikleri. Oğulları, torunu, hele ki Belle…
9- James Keziah Delaney (Taboo): Orantısız zekalı şeytan karakterlerin arasına en yeni katılanı o… İlk sezonunu bitiren, reyting başarısı sebebiyle mini dizi olarak tasarlanırken 2. sezon onayı alan yapımın en büyük kozu başarılı aktör Tom Hardy.
Listedeki diğer karakterlerin çoğunun aksine o ne yapıyorsa gerçekten idealler ve iyilik adına yapıyor. Kötülere, zorbalara, halkı ezenlere karşı savaş verirken zekasını kullanıyor, bütün şeytanları alt ediyor. O zaman da zaferin tadını çıkarmak ona kalıyor.
/aşırı havalı
10- Count Olaf (Talihsiz Serüvenler Dizisi/A Series of Unfortunate Events): Geldik listemizin sonuna ve en kötü, en cenabet, içinde gram iyilik olmayan kötü adamına…
/meymenetsiz
Biri henüz bebek olan üç gariban yetime yapmadığını bırakmayan Count Olaf rolünde Neil Patrick Harris öyle bir döktürüyor ki romanın önceki uyarlamasında Jim Carrey’nin performansını çoktan unutturdu.
Binbir kılığa bürünen, her kötülüğü göze alan, yenilmek bilmeyen Count Olaf’ın Netlix’teki yeni maceraları için hayranlar 2. sezonu dört gözle bekliyor.
Yorum Yapılmamış: "Şeytana pabucunu ters giydiren 10 karakter"