İlgi Manyağı: Günümüz insanına sert bir ayna

İrem Tuğral

(8.0/10)

Beğenilmek, ilgi görmek, takdir edilmek ihtiyacı ve bu ihtiyaçların karşılanması için birtakım eylemlere kalkışılması, hiç kuşkusuz modern zamanların göz ardı edilemez bir gerçeği olarak karşımıza çıkıyor.

Bu konuyu sert biçimde masaya yatıran İlgi Manyağı/Syk Pike isimli film, şu günlerde Mubi ekranlarında izleyiciyle buluşuyor. Konusunun günümüzün sosyal medyada adeta kendini yitiren insanına ayna tutması sebebiyle büyük bir ilgiyle karşılanan filmi sizler için inceledim.

Festivalin “Belirli Bir Bakış” adlı bölümünde dünya prömiyerini yapan filmin yönetmeni Kristoffer Borgli.

Kristine Kujath Thorp, Eirik Saether, Fanni Vaager, Anders Daniel Lie ve Frederik Stenberg Ditlev-Simons’un rol aldığı İlgi Manyağı, Signe’nin (Kristine Kujath Thorp) erkek arkadaşı Thomas ( Eirik Saether ) ile doğum gününü kutladığı sahne ile başlıyor.

Signe ile erkek arkadaşı Thomas şık ve pahalı bir restoranda yemek yedikleri esnada genç kadın, erkek arkadaşına restorandaki herkesin kendisine baktığını ve kendisini dinlediğini ifade eden cümleler kuruyor.

Ayrıca daha ilk andan itibaren Signe ile erkek arkadaşı Thomas’ın dikkat çekme hususunda gizli bir rekabet içerisinde oldukları ve aralarındaki toksik ilişki izleyiciye sezdiriliyor.

Aralarındaki bu rekabet, “çalıntı koltukları” Signe veya arkadaşlarının yardımıyla eve getiren ve bunlarla farklı bir “sanat yapan” Thomas’ın sergi açmasıyla onun lehine bozuluyor.

Artık Thomas’ın ilgi odağı olması üzerine Signe, dikkatleri yeniden üzerine çekmek için akla, hayale gelmedik yollar denemeye başlıyor.

Filmin bir sahnesinde, bir kahve dükkanında barista olarak çalışan Signe, köpek tarafından ısırılarak yaralanan kadına yardım ediyor. Bu kadının ilgi odağı oluşu ona bir fikir veriyor ve sahibi tarafından kısa süreliğine ağaca bağlanan bir köpeği kendisini ısırması için zorluyor.

Erkek arkadaşının sergisi için düzenlenen yemekte de onun gecenin yıldızı olmasını engellemek amacıyla fıstığa alerjisi olduğunu söylüyor, bununla da kalmıyor içine yanlışlıkla fıstık konulan bir yemekten yiyip fenalaşıyormuş taklidi yapıyor. Böylece Thomas’dan rol çalarak gecenin en ilgi çeken insanı olmayı başarıyor.

Signe gibi erkek arkadaşı Thomas’ın da ilgiyi sürekli üzerine çekmek isteyen kişiliği, Signe ile aralarında çekişmeli bir ilişkinin olmasına sebep oluyor. Aralarındaki gergin ilişki biçimi izleyiciye her sahnede başarılı bir şekilde sergileniyor. Signe ve Thomas, dikkat çekebilmek ve ilgi toplayabilmek için her türlü yolu denerken, kurban rolüne bürünmekten de hiç çekinmiyor.

Signe’nin insanların kendisine acımasından keyif alışını çok incelikli bir üslupla anlatılırken, Thomas da postmodern sanatını sergilerken hiçbir aşırılıktan kaçınmıyor. Öyle ki bir zevk olarak hırsızlıktan elde ettiği mobilyaları sergilemekten dahi geri durmuyor.

Signe ve Thomas’ın birbirleriyle olan yarışı filmin her sahnesine ustaca serpiştirilmiş. İlerleyen sahnelerde, aşırılığın dozunu iyice arttıran Signe’nin çevresiyle birlikte tüm medyanın da ilgisini çekmek için illegal yolla ulaştığı ilaçlara başlamasıyla birlikte hasta oluşunu izlerken hastalığından nemalanışına da tanıklık ediyoruz.

Filmin bu kısımları izleyicide acı bir tebessüm bırakırken aynı zamanda sorgulatıyor. Signe’nin doktoru rolünde “Dünyanın En Kötü İnsanı” filmindeki üstün performansıyla dikkat çeken Anders Danielsen Lie, hoş bir sürpriz olarak karşımıza çıkıyor.

Canlandırdığı Lege karakterinin Signe’ye sarf ettiği “Sen aşırı yalan söylüyorsun, kötü bir kişiliğin var. Partilerdeki en havalı insan değilsin,” cümleleri, filmi kara mizahın doruklarına çıkarıyor.

Kendi kendini gerçek bir kurbana dönüştüren Signe, grup terapisine başladığı zaman da, kendini grubun en acınası kişisi olarak lanse edip ilgi odağı olmaya çalışıyor. Filmin sonlarına doğru ise önce kendine verdiği zarardan dolayı pişman ve gerçekten mutsuz, nihayetinde ise “Yaşamayı seviyorum,” diyerek farklı bir perspektif sergileyen bir Signe görüyoruz.

Oyunculuklara gelecek olursak, asıl alkışı göz dolduran performansı ile Signe karakterine hayat veren Kristine Kujath Thorp hak ediyor. Karakteri sadece oynamayan, adeta yaşayan Thorp’un eşlikçisi olarak Eirik Saether de rolünün hakkını veriyor. Filmdeki küçük rolüyle önemli bir performans sergileyen Anders Daniels Lie ise filme önemli bir katkıda bulunuyor.

Bu sene izlediğim en iyi filmlerden biri olan İlgi Manyağı, yönetmenin başarısı, teması ve başrol oyuncularının göz dolduran performanslarıyla izlenmeye değer bir film olmuş. Seyretmenizi tavsiye ederim.